"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bedîüzzamân’ın esâreti, esâret süresi ve vatana dönüş güzergâhı

21 Mart 2015, Cumartesi 10:27
Üstâd, Birinci Dünyâ Harbine iştirâkini ve esir düşmesini şöyle yazmış: “ Birinci Harbin patlamasıyla talebelerimi başıma toplayarak gönüllü alay kumandanı olarak harbe iştirak ettim. Kafkas cephesinde, Bitlis’de esir düştüm.”(Şuâ’lar, YAN-2001, s.426)

Esîr düştüğü târih:

"Diyarbekir'de Van Vâlisi Cevdet Beyin evinde 19 Şubat 1331 [3 Mart 1916] târîhinde Cum'a gecesi bu tefsîrin ilk Arabî nüshasını tebyiz ederken, şu şekl-i garîb [R-1], tevâfukan vâki olmuştur. Ve o gece vukùa gelen Bitlis'in sukuūtuyla müellif Bedîüzzamân'ın esâretine rast gelir. Sanki şu şekl-i garîbin [R-1], şu mu'cizeler ve hârikalar bahsinde o gece husûle gelmesi, müellifin Ruslara esir düştüğüne ve berâberinde bulunan ba‘zı talebelerinin şehid olarak kanlarının dökülmesine hârika bir işârettir.

Saîd'in Küçük Kardeşi,Yirmi Senelik Talebesi Abdülmecîd" (İşârâtü’l-İ‘câz, YAN-2001, s.174)

Yeğeni Abdurrahmân’ın ifâdeleri ile esâreti ve esâret yolculuğu:

“Erzurum ’un sukūtu esnâsında Muş kasabasının düşman istîlâsına ma‘rûz kalacağı esnâda mezkûr kasabada 12 top bulunuyordu. Şu toplar kurtularak Bitlis’e gelirse Bitlis’i müdâfaa vaz‘iyyetinde kalabilir, olmadığı takdîrde Bitlis’in tahliyyesine mecbûr kalınacakdır. Bunun üzerine Bedîüzzamân talebesiyle ve 300 kişi ile berâber Muş tarafına gider. Mezkûr topları karların üzerinde Bitlis’e getirmesine muvaffak olur. Bitlis hâricinde düşmanla müsâdeme başlayarak Bitlis müdâfaa olunur. Molla Saîd talebesiyle orduya dâhil olur ve garâibden olarak üç kurşuna hedef olur. Bunlardan birincisi kalbinin üzerine isâbet ederse de tütün tabakasıyla sigara ağızlığını parçaladıkdan sonra vücûduna te’sîr etmez. İkincisi de hançerinin bulunduğu sol kaburgasına gelirse de hançerinin sapını deler ve kendilerine zarar dokunmaz. Üçüncüsü yine sol omuzuna gelir, hafifce bir yara açar. Bitlis’in sukūtu gecesi ayağı kırılarak arkadaşları şehîd düşüb Bitlis’in içinde suya düşerler ve düşmanın ihâtasına ma‘rûz kalırlar. Düşmanın gelen kuvveti yanıbaşlarındaki beş nefer Bitlis ahâlisini şehîd etmeğe uğraşırken bâkī kalan talebeleri köprünün altındaki gizli bir yere çekilirler. Şu sûretle orada sığınırlar. Ve talebelerine: “Arkadaşlar, durmayınız. Sizi helâl etdim. Beni bırakınız, siz kendinizi kurtulmağa çalışınız.” demesi üzerine talebeler, “Sizi bu hâlde bırakıp gidemeyiz. Şehîd olursak yine hizmetinizde olsun.” diye kalırlar. 35 sâat su içinde bu vaz‘iyyetde bulunur. Bil’âhire talebelerinden birisi Rus karakoluna gider. Molla Saîd’in ma‘lûmâtı olmaksızın ma‘lûmât verir. Ruslar gelib mezkûr yerden çıkarırlar. Bil’âhare Van, Culfa, Tiflis, Kologrif, Kostroma’ ya sevq ederler [R-2].Bu yollarda ma‘rûz kaldığı tehlikeleri, hattâ birkaç def‘a Rus zâbitleri öldürmekle meşrû‘ bir intihâra kasda kadar varmalarını tafsîlâtıyle arz etmeğe kendileri müsâade etmedikleri içün muhtasaran yazdım. (...)” (BTH-A, s.37, 38)

(R-2, BTH-A’nın 38. sayfasından)

 

Ali Aras’ın hâtıralarına göre, yaralı olduğu için Ruslar tarafından 2 aya yakın Bitlis’de tutulur.  (MTH, s.394)  

Muhammed Feyyaz İbrâhimhakkıoğlu ise, hâtıra notlarında, 18 Mart 1916 akşamı Bedîüzzamân’ı Başhan’da gördüğünü yazmaktadır. Buna göre Üstâd’ın Bitlis’de tutulduğu süre iki haftadır. (MTH, s.395)

Muhammed Feyyaz Efendinin notlarına göre güzergâh ve târihler şöyledir:

Başhan(18, 19 Mart), Tatvan(20 Mart), Vastan(Gevaş)(24/25 Mart), Van(25-29 Mart), Erçek(29/30 Mart), Mollahasen(30/31 Mart), Mahmûdiye(Kâzımpaşa, Saray)(31 Mart/1 Nisan), Kotur(1/2 Nisan), Kervansaray(2/3 Nisan), Hoy(4 Nisan-25 Nisan), Culfa(26 Nisan- …?), …? (MTH, s.396-399)

Ahmet Özer, Üstâd’ın D.bayezid (*) üzerinden Yerevan yolu ile Culfa’ya getirildiğine, burada bir ay kadar tutulduktan sonra Tiflis’e götürüldüğüne, ayağa kalkmama hâidisesindeki Rus komutanın Çar II. Nikolay olduğuna dâir rivâyetler nakleder… (Sızıntı, Aralık 1996 sayısı)

Üstâd Tiflis’de iken kendisi ile ilgili bâzı resmî yazışmalar:

Bitlis vâli vekili Memduh Bey’in Tiflis’de bulunan esir me’murlara maaş gönderilmesi sadedinde, Bedîüzzamân için de bir miktar meblağ talebine (22 Ağustos 1916), Hilâl-i Ahmer vâsıtasıyle 60 liranın gönderildiği (10 Eylül 1916), Dâhiliye Nâzırı Talât Bey’in Hilâl-i Ahmer Reîsine mezkûr meblağın mümkün olan sür’atle Bedîüzzamân’a ulaştırılıp netîceden kendisine bilgi verilmesine dâir 20 Eylül 1916 târihli tezkere ve Hilâl-i Ahmer Reîsi Besim Ömer Bey’in, me’mûr-i mahsusla gönderilen meblağın karşılığı 1254 markın Tiflis’de bulunan Bedîüzzamân’a gönderildiğine dâir 23 Eylül 1916 târihli cevâbî yazısı.. (MTH, s.408-411)

Son belgeden Üstâd’ın Eylül 1916 sonlarına kadar Tiflis’de tutulduğu düşünülebilir. 

Bedîüzzamân’ın Rus Başkomutanı Grand Duke Nicholas Nikolaevich’e ayağa kalkmama hâdisesinin Tiflis’de olması ihtimâli de mevcud.

http://www.risaletashih.com/index.php/tashih-cesitlemeleri/158-bediuzzaman-in-akillara-hayret-veren-bir-seciyesi

BTH’da (s.180) esâret güzergâhı, “Van, Celfa (Culfa), Tiflis, Kiloğrif (Kologrif), Kosturma (Kostroma)” şeklinde...  

Dr. M. Âsaf Dişçi'den nakledilen hâtırâlarından: "İşte Bedîüzzamân'ı orada gördüm. Kostroma eyâletinin Kologrif kasabasındaydı. Dahâ sonra onu içerlere, büyük esirler kampına, Kostroma içlerine sevkettiler. Birlikte altı ay kadar kalmıştık." (MTH, s.404-405)

Bir rivâyete göre Kologrif’den evvel Batı Sibirya eyâletlerinden Yekaterinburg’a bağlı Nijni Tagil’de 2 hafta kadar tutulmuştur.

http://www.haberaktuel.com/Sibiryada-Hava-Soguktu...-Irfan-KARABULUT-yazisi-16.html

Bedîüzzamân’ın vatana dönüş güzergâhı

Bolşevik İhtilâlinin sebep olduğu karışıklıklardan istifâde ile 1918 bahârında Kostroma'dan firâr eder.

"Kızılay adına Rusya'daki esir kamplarını gezen Yusuf Akçura 1918 Mart sonlarında Kostroma esir kampına da gelir. (...) Akçura, 'Kürd ulemâsından ve milis-i zâbitândan bir zât da köyün câmiinde ikāmet etmektedir' diye yazmaktadır. (Zaman İçinde Bedîüzzaman 2010, C. Canlı, Y.K. beysülen, s. 237-38)". (R-3) O milis subayı Bedîüzzamân ise, firâr hâdisesi Mart'tan sonraki günlerde olmalıdır..

R-3: Rusya Üserâ Murahhası Yusuf Akçura Beğin Raporu, Dersaâdet: Matbaa-yı Orhâniye, 1335, Millî Kütüphane Ankara)  

“Nihâyet, esâretten firâr ile kurtulup, Petersburg ve Varşova’ya gelmeye muvaffak olur. Bilâhare, Viyana tarîkıyla H.1334 [R.1334] senesinde İstanbul’a teşrif eder.” (BTH, s.184)

“Mezkûr Kostroma’dan firâr suretiyle Petersburg, Varşova’ya gelmeğe muvaffak olmuş ve bil-âhare Viyana tarîkıyle İstanbul’a İstanbul’a gelerek esâretden tahlîs-i girîbân et miş [R-2].” (BTH-A , s.38)

“Esâretten kurtularak İstanbul’a geldim.” (Şuâ’lar, YAN-2001, s.426)

Ali Aras'a atfen Berlin'e uğradığı rivâyeti varsa da (BTBSN, s.178) pek inandırıcı görülmüyor.

Sofya Askerî Ataşeliğinden verilen Vatana Avdet Belgesinin ön yüzünde; 17 Hazîran 1334 târihi bulunuyor. (BTH, s.186)

Belgenin arka yüzünde; 17 Hazîran 1334 , 17 Juin 1918 târihlerine ilâveten sağ alta doğru görülen 18 Hazîran kaşesi İstanbul’a geldiğinde vurulmuş olmalıdır. (R-4) (BTH, s.186)

(R-4, Vatan’a avdet belgesinin arka yüzü) (BTH, YAN-2008, s.187)

Bedîüzzamân’ın Esâret Süresi

Müklüslü Hamza tarından yazılan kısa târiçede (s.7):

“ İki sene üç ay esâretten sonra ..”

http://www.risaletashih.com/index.php/musahhah-metinler/192-bediuzzaman-in-tercume-i-hali-mukuslu-hamza

Mektûbât’ta: 

“Üç sene Rusya’da, esâretimde çektiğim zahmet ve sıkıntıyı, burada bu dostlarım bana üç ayda çektirdiler.” (Mektûbât, YAN-1999, s.77)

Burada maksad, esâret süresini hesaplamak değil, yapılan zulmün şiddetini nazara vermektir.. Ayına gününe kesin olması gerekmez.

BTH’da:

“ İki buçuk sene kadar Sibirya [*] taraflarında esârette kalır.” (BTH, YAN-2008, s.184) 

BTBSN’de:

“Bitlis’te esir düştüğü 19 Şubat 1916 [19 Şubat 1331/3 Mart 1916] 'dan İstanbul’a geldiği 25 [17/18] Hazîran 1918  târîhine kadar 2 sene 4 ay 4 gün sürmüştür.” (BTBSN, s.186, s.190)

MTH’da:

“Bitlis’te ilk yaralandığı ve ayağı kırıldığı geceden i’tibâren, esâretten kurtulup istanbul’a ayak basışına kadar, aradaki zaman şöyledir:

19 Şubat 1331 Rûmî, 2 Mart 1916 Mîlâdî esâret başlangıcı…

Bulgaristan’ın başkenti Sofya’dan İstanbul’a trenle hareket günü 17 Hazîran 1334 Rûmî, 4 [17] Hazîran 1918 Mîlâdî’dir. İstanbul’a ulaştığı günü haber yapan Tanîn [R-5] gazetesinin târîhi 25 Hazîran 1334 Rûmî, 8 Temmuz [25 Hazîran] 1918  Mîlâdî’dir. … Bu iki târih arası tam iki sene üç ay 28 gündür.” (MTH; s.415) 

(R-5, 25 Hazîran 1334-1918 târihli Tanîn Gazetesinin ilgili yeri)

Bize göre esâret süresi:

Esir düştüğü târihden (3 Mart 1916) (R-1), vatana avdet târîhine (18 Hazîran 1918) (R-3) kadar geçen sürenin tamâmı: 2 sene 3 ay 15 gündür.

1918                      6             18

1916                      3               3

__________________________

      2 sene             3 ay        15 gün 

KISALTMALAR:

BTH-A: Bedîüzzamân’ın Târihçe-i Hayâtı, Abdurrahmân Nursî, 1335
BTH: Büyük Târihçe-i Hayât (Bedîüzzaman Said Nursî), YAN-2008
BTBSN: Bilinmeyen Taraflarıyla Bedîüzzaman Said Nursî (2006), N. Şahiner
MTH: Mufassal Târihçe-i Hayât (Bedîüzzaman Said-i Nursî Mufassal Târihçe-i Hayâtı) (1998), Abdülkādir Badıllı
YAN: Yeni Asya Neşriyât
(*): 1934'e kadar, Bâyezid.
http://www.dogubayazit.gov.tr/default_B0.aspx?content=1019
[*]: Kostroma’nın Sibirya ile ilgisi yoktur, düzeltilmesi gerekir!

Kaynak: Bilal TUNÇ / risaletashih.com

Okunma Sayısı: 4195
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • mehmet demirdöğmez

    21.3.2015 14:55:56

    güzel bir çalışma olmuş .

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı