Avusturyalı Rahip Martin Rupprecht, Müslümanlar ve Hıristiyanlar arasında karşılıklı anlayışa, hep birlikte sosyal adaleti geliştirmeye ve barışa dikkat çekti.
İbrahim Burak Özaydın-VİYANA
Avusturya’nın başşehri Viyana’da meydana gelen ve 4 kişinin öldüğü terör saldırısının ardından Avusturyalı Rahip Martin Rupprecht Yeni Asya için yazdı.
İbrahim Burak Özaydın-VİYANA
Barışa dikkat çeken Rahip Rupprecht’in yazısı şu şekilde: “Rastlantı olabilir mi? 55 yıl önce Katolik Kilisesi’nde önemli bir karara varıldı: “Katolik Kilisesi’nin Hıristiyanlık harici dinlere karşı tutumu hakkında açıklama.” 2309 Piskopos’tan 2221’i bunu kabul etti. Böylece Katolik Kilisesi için yeni bir dönem başlamış oldu. Bunda çok manidar olan neydi? Birinci bölümde ifade edilir: “Bütün dünya halkları aynı kaynaktan ortaya çıkmış ve Yaratıcı tarafından dünya üzerinde birlikte yaşamak için iskan edilmiştir… İnsanlık her zaman olduğu gibi bugün de tüm dinlerden kalbinin derinliklerinde yer alan ve varlığının sırlarını aydınlatacak soruların cevaplarını beklemektedir.” İkinci kısımda söyle belirtilir: “Katolik Kilisesi bu dinlerden hiçbirinin gerçek ve kutsal kabul ettiğini reddetmemektedir.”
Barışı teşvik ediyor
“Üçüncü bölüm bir sürpriz ile başlar: “Katolik kilisesi; Hayy, Rahim ve Kadir olan, yerleri ve gökleri yaratan ve insanoğluna seslenmiş olan bir tek Yaratıcı’ya kulluk eden Müslümanlara karşı da büyük saygı duymaktadır. Zira Müslümanlar; İslâm inancı gereğince, İbrahim peygamberin Yaratıcı’nın takdirine teslim olması gibi, Yaratıcı’nın hikmetli takdirine teslim olmaya gayret etmektedirler. Her ne kadar geçmiş yüzyıllarda Hıristiyanlar ve Müslümanlar arasında çeşitli münakaşalar ve düşmanlıklar meydana gelmişse de; kutsal kurul herkesi, geçmişi bir kenara bırakmaya, karşılıklı anlayışı geliştirmeye çalışmaya ve hep birlikte sosyal adaleti, ahlâkî faziletleri, barışı ve tüm insanların özgürlüğünü korumak ve teşvik etmek konusunda ikaz etmektedir. Müslümanlar Peygamberlerinin doğum gününü kutluyorlar. İnancın dinî anlamı konusunda dünya genelindeki tartışmaların ve karşılıklı hakaretlerin ortasında…”
Sizinle birlikte dua ediyorum
“Bunu bertaraf etmek için ne yapabiliriz? İbadet, konuşma, eğitim. Başkasının kutsalının ne olduğunu bilmemiz gerekiyor. Bunu ancak kendi kutsalımı bulduktan sonra yapabilirim. Karşılıklı sabır içerisinde konuşmalarla bir seviyeye getirebiliriz, böylece eleştirilere başlanabilir. İlişkilerin geliştirilmesi karşılıklı eleştirilerle başlayamaz. Sadece bir tarafın haklı olamayacağını bilimsel araştırmalardan biliyoruz. Bu yüzden ihtilâflar kaba kuvvet ile çözülemezler. Bir inanan için bir tartışmanın sonunda şu geçerlidir: “Yaratıcı en iyisini bilendir. Sadece O hükmedebilir.” Müslümanların Peygamberinin hayatından küçük bir anekdot bizim ihtiyacımız olan o hassasiyete şahitlik eder: Abdest alacağı testiden bir kedinin su içmekte olduğu görse onu rahatsız etmez, suyu içip gitmesini beklerdi. Bu hassasiyet içerisinde birbirimiz için büyüyebilmemiz için, sizinle birlikte duâ ediyorum.”