OHAL yönetiminde çıkarılan 26 adet KHK ile Anayasa kurallarına aykırılıklar oluştuğuna dikkat çeken Prof. Dr. ibrahim Kaboğlu, OHAL komisyonuna hukuka olan inancından dolayı başvuracağını söyledi.
27 yıl çalıştığı Marmara Üniversitesi’ndeki görevinden Şubat ayında KHK ile ihraç edilen Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, OHAL Komisyonu’na başvuracağını söyledi. Prof. Kaboğlu, DİSK’in, “OHAL Komisyonu emekçilerin gasp edilen hakları için çözüm olabilir mi?” başlıklı toplantısında konuştu. Kaboğlu, OHAL Komisyonu’na Ankara’da KHK ile ihraç edilenlerin başvurmayacağını; ancak İstanbul’dakilerin başvuracağını belirterek “Ankara’daki arkadaşlarımız ‘Komisyon 15 Temmuz darbesi için kuruldu. Ancak, biz darbeci değil aksine hükümetten farklı düşündüğümüz için ihraç edildik. Bundan kaynaklı da başvurmayacağız’ dedi. İstanbul’daki ben ve benim gibi düşünenler ise hukuka olan inancımızdan kaynaklı başvuracağız” diye konuştu.
MGK karar alma değil tavsiye makamı
Anayasa ve OHAL çerçevesinde gerekli tedbirlerin alınması yerine bir yıllık OHAL yönetiminde çıkarılan 26 adet KHK yoluyla Anayasa kurallarına aykırılıklar zincirinin oluştuğuna dikkat çeken Kaboğlu, T’24’te yer alan haberde aykırılıkları şöyle sıraladı: “OHAL KHK, Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu tarafından çıkarıldığı halde toplantı tarihi ile kararnamenin Resmî Gazete’de yayımlanma tarihi çoğu zaman birbirinden ayrı oldu. Kolektif ve eşzamanlı işlem özelliği ihlâl edildi. * Anayasa madde 120 çerçevesinde OHAL ilânı neden, konu, amaç ve süre ile sınırlı olduğu halde; KHK’lar nedene bağlı kalınmadan hemen her konuda kalıcı amaçlar için kullanıldı. KHK niteliği ile bağdaşmayan idarî işlemler düzenlendi. Adından da anlaşıldığı üzere ‘kanun hükmünde’ yani genel ve kişilik dışı düzenlemeler için kullanılması gereken bir hukukî işlem olduğu halde binlerce kişinin adının yer aldığı ek listeler, yasal düzenlemeye tamamen yabancı. Bu usul, KHK metninde imzası bulunan kişiler ile ek listeleri hazırlayan kişilerin farklılaşmasını da teşhir etmekte ve madde 121’e açıkça aykırı. Millî Güvenlik Kurulunca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen’ kaydı Anayasa’ya aykırı, çünkü MGK karar alma değil tavsiye makamıdır.
‘Üniversiteleri teröristlerden temizledik’ nakaratı hedef gösterdi
Kaboğlu şöyle devam etti; “Durumun gerektirdiği ölçü ve uluslar arası hukukun gerekleri ötesinde; belli hak ve özgürlükler için mutlak dokunulmazlık güvencesi geçerli. Uygulama ise tam tersine, ölçülülük ilkesi veya uluslar arası hukukun gereklerine saygı bir yana ‘her zaman her yerde ve bütün hak ve özgürlükler için geçerli yasaklar’ dizisi haline getirilerek madde 15, katledildi. Yaşam hakkının ihlâlinin 3. boyutu: Ödürmeme ve öldürtmeme yükümlülüğü bir yana devletin en üst katındaki kişi, KHK ek listelerinde adları yer alanları ‘terörist yaftası’ kullanarak, sürekli teşhir etti. Özellikle, düşünce ve ifade özgürlüğü nedeniyle ‘yargısız infaz’ edilen öğretim üyeleri için ‘üniversiteleri teröristlerden temizledik’ nakaratı, kan içici silâhlı çetelere hedef göstermek değil mi?”