"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

2014 Dünya ve Türkiye Karamayınları Raporu Açıklandı

05 Aralık 2014, Cuma 16:07
Karamayınlarının Yasaklanması Uluslararası Kampanyası’nın en son yıllık raporu olan Karamayınlarını İzleme Örgütü (MONITOR) 2014 Dünya ve Türkiye Raporu açıklandı.

MAZLUMDER İstanbul Şubesi'nden yapılan açıklama şöyle

Mayın Yasaklama Kampanyası MONITOR Raporu, bu yıl Uluslararası Engelliler Günü’nde açıklanarak, karamayını mağdurlarının, hem Uluslararası Engelli Hakları Sözleşmesi’nden, hem de Mayın Yasağı Anlaşması’ndan doğan haklarına dikkat çekti.

İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi, İstanbul Tabip Odası, Türkiye Sakatlar Derneği, Mayınsız Bir Türkiye Girişimi, MAZLUMDER İstanbul Şubesi, Sosyal Demokrasi Vakfı ve TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nin ortak düzenlediği basın toplantısıyla açıklanan raporda karamayınının son 5 yılda satışına dair bir bulgu olmadığına ancak geçtiğimiz yıl Yemen’de satışa dair bulgu olduğuna dikkat çekildi. Mayınsız Bir Türkiye Girişimi’nden Muteber Öğreten tarafından okunan raporda Hindistan, Çin, İran, Rusya gibi ülkelerde karamayını üretimi yapıldığı belirtilerek karamayını nedeniyle yaşamını yitiren ve yaralanan 3308 kişinin olduğu, bunlardan % 79’unun sivil olduğu, 2013 yılına göre gerileme olan yaralanma ve ölümlerde çocuk sayısında ise artış olduğu ve bu oranın % 9 olduğu ifade edildi.

Toplantıda büyük ölçekli mayın kirlenmelerinin yaşandığı ülkelerin arasında Türkiye olduğu ve buna rağmen herhangi bir mayınsızlaştırma programının olmadığına vurgu yapılarak 2014 yılının son 10 ayında Türkiye’de 19 kişinin karamayını mağduru olduğu belirtilerek özellikle Eylül ve Ekim aylarında Suriye-Türkiye sınırında mayın patlamalarının yaşandığı kaydedildi.

Mağdurların topluma yeniden kazandırılması için rehabilitasyon merkezlerinin yetersiz olduğunun belirtildiği raporda, gerekli hakların ve sağlık hizmetlerinin erişiminin kolay ve eşit olması talep olarak sunuldu ve “Güvenlik için mayına sığınmayın” çağrısında bulunuldu.

Rapor sunumunun ardından STK temsilcileri kısa birer konuşma yaptılar. MAZLUMDER İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Av. Semih Biten 6-7 Ekim’in ardından Davutoğlu’nun “Vatandaşlarımızın can güvenliğinin korunması önceliğimiz” açıklamalarına değinerek mayınlı arazilerin can güvenliğine karşı olduğunu belirtti. Biten konuşmasında şunları söyledi: “Bir insan hakları örgütü olarak biz, olaya insan hakları ve devletin sorumluluğu bağlamında bakıyoruz. Mayını kimin ürettiğine veya kimin toprağa gömdüğüne veya mağdurun hangi sebeple o mayına bastığına bakmadan bu topraklarda birileri mayına basıp ölüyorsa sorumlusu elbette bu topraklara egemen olan devlettir. Bir bölgede yaşayan insanların can güvenliği yoksa, yaşam hakkı güvence altında değilse, bir devlet bunu sağlamıyorsa, en önemli vazifesini yapmıyor demektir. Biz de diyoruz ki, bir milyona yakın mayın bu topraklarda gömülü olduğu müddetçe ülkede can güvenliğinden söz edemeyiz; can güvenliği öncelliğinizse, mayınlar da önceliğiniz olmalıdır. Türkiye, çeşitli bahanelerle ancak 2022’de mayınları tamamen temizleyebileceğini söylüyor. Mayınları temizlemeyi 2022’ye kadar ertelemek, 8 sene içinde yüzlerce insanın ölmesi veya sakatlanmasına zımnen onay vermek demektir. Bu vahim bir durumdur. Biz bir kez daha, açıklanan bu rapor vesilesiyle sorumluluk sahiplerine sesleniyoruz; Hiçbir bahanenin arkasına sığınmayın, mayınları temizlemeyi daha fazla ertelemeyin, daha fazla insan ölmesin, sakatlanmasın!”

Türkiye Sakatlar Derneği’nden Şükrü Boyraz ise, Türkiye’nin 2006’da BM’nin Engelli Hakları Sözleşmesi’ni imzaladığını ve 2008’de ise TBMM kararı olarak aldığını belirterek buna rağmen hiçbir uygulamaya gidilmediğini kaydetti. Mayınlar ve diğer nedenler sebebiyle uzuvlarını kaybeden kişilerin tıbbi ve sosyal rehabilitasyon ihtiyacı olduğunu ifade eden Boyraz, Türkiye’de GATA dışında bu merkezlerin olmadığını söyledi.

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası’ndan Nuray Işık, “Mayınlı arazi kavramı ziraat mühendislerinin fıtratında yoktur; tarım arazisi kavramı vardır” diyerek şirketlere verilen toprakların köylülere geri verilmesi gerektiğini belirtti. Işık, toprakların mayından temizlenerek organik tarımın şartlarının yerine getirilebildiği alanlara dönüştürülebileceğini kaydetti.

İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu’ndan Ozan Toraman ise “Yaşam en büyük insan hakkıdır. Bunun için hakkımızı aramalıyız” dedi.

Sosyal Demokrasi Vakfı’ndan İnan Dağdelen, mayınların savaş politikası nedeniyle olduğuna dikkat çekerek “Hükümet mayınların temizliği görevini yerine getirmelidir” dedi.

Haber Merkezi

Okunma Sayısı: 1808
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı