Kitapseverlerin buluşma noktası 37. Uluslararası TÜYAP Kitap Fuarı yarın sona eriyor. TÜYAP’a renk katan gençlerimiz, fuar hakkındaki düşüncelerini aktardılar.
TÜYAP heyecanı devam ediyor
Zeynel Abidin Borazan: Öncelikle fuardaki standımızda görevli olarak yer almaktan kıvanç duyduğumu belirtmeliyim. Zira insanlarla iletişime geçmek ve ufakta olsa kıyısından köşesinden onların ilgi ve alâkalarına binaen bir şeyler paylaşıp ve onların yüzlerindeki tebessümleri görmek şahsen beni ziyadesiyle memnun etti. Ayrıyeten Elhamdülillah birçok olumlu geri dönüşler aldık. Fuara ve standımıza değinecek olursak kuşkusuz 37.Uluslararası İstanbul Kitap Fuarında Yeni Asya Neşriyat’ın da bulunması çok güzel bir durum. Zira fuara olan katılım epeyce yüksek. Bu da her anlamda neşriyatımız açısından olumlu bir durum. Düşüncelerim şu yönde ki bu ve bunun gibi fuarlara katılım oldukça ve standlardaki abilerimiz veya kardeşlerimiz insanlara karşı şevkle ilgi ve alâkada bulundukça Cenâb-ı Hak bu ve bunun gibi hayırlı hizmetlere kapı açacak inşallah.
Murat Ercan: Yeni Asya olarak her sene imkânlar el verdikçe Türkiye’nin dört bir yanındaki fuarlara katılıyoruz. Uzun süredir olduğu gibi bu sonbaharda da TÜYAP’ta yerimizi aldık. Her yayınevi farklı şeyleri nazara verirken standımızda Risale-i Nurlar’ı nazara vermemiz başlı başına muadillerinden ayıran en önemli özellik olarak göze çarpıyor. Üstad Bediüzzaman Hazretleri’nin “Risale-i Nur müşteri aramaz, müşteriler onu aramalı” dediği noktada ayan beyan kendimizi göstermemiz ise -hele hele yasaklı kırmızı kitap algısını kırmaya başladığımız bir dönemde- gerçekten “...bizler gayet az ve zayıf ve fakir ve kuvvetsiz olduğumuz halde, gayet ağır ve büyük ve umumî ve kudsî bir vazife-i imaniye ve hizmet-i Kur’âniye omuzumuza ihsan-ı İlâhî tarafından konulmuş” sırrına işaret ediyor. Biz de bu bilinç ve “kuru çubuk hükmünde” olduğumuzu da unutmayarak, sınav haftası dahi olsa gelen fedakâr öğrenci kardeşlerimizle birlikte standımızda olmanın gurur ve heyecanını yaşadık. İnşaallah bir kişi de olsa hakikatleri ulaştırabilmiş ve Üstadımızın gönlünü gülzar-ı gülistan edebilmişizdir.
Behlül Semerci: Tüyap Kitap fuarı çok canlıydı. Bu canlılıkta yaşadığım bir şeyi anlatmak istiyorum. Kalabalığın arasında ufak bir erkek çocuğu geldi. Bir tane küçük Risale eline aldı “Ağabey bu kaç para?” dedi. Şaşırdım; “Küçücük çocuk nereden duymuş da Risale’yi soruyor…” dedim içimden. Neyse, “sana 7 lira olur” dedik. Çok muhtaçmış ve almak zorundaymış gibi bir tavır takınarak “Ağabey benim 5 lira param var. 5 lira olsa olmaz mı, alamaz mıyım?” dedi. Dedik “olur tabi, canın sağ olsun.” “Heh tamam oldu” dedi. Kalabalığın arkasından elinde telefonla bizi videoya alan bir çocuk daha çıktı. “Ağabey biz sizi denemek için video çekiyorduk, çok teşekkür ederiz” dediler, koşa koşa gittiler. Sosyal deneyden başarıyla geçmiştik ve en önemlisi de bizim orada durma sebebimizi bir kez daha anlamıştım. Bizim asıl amacımız Risale-i Nur’ları satmak değil; çocuk, yaşlı, genç demeden insanlara ulaştırmaktı.
Amacımız hakikatleri anlatmak
Betül Boruzan: Bu yıl katıldığım TÜYAP Kitap Fuarına katılabildiğim günlerde gördüğüm ve beni mutlu eden şeylerden biri ne de çok kitapseverin var olmasıydı. Bavulu ile kitap almaya gelen kişilere şahit oldu. Hafta içi de fuarda olmanın farklı güzellikleri vardı. En dikkatimi çeken noktalar okulu ile fuara gelen öğrenci grupları idi. Standımıza uğrayan çocuklar oldu. Özellikle minik öğrencilerin hediye kitap, dergi, ayraç istemelerine, merakla Cevşeni sormalarına istekle almalarına şahit olmak çok güzeldi.
Hülya Çelik: Üstadımızın “Şimdiki nur tohumları zemininizde çiçek açacaktır” sırrını, standımıza olan yoğun katılım ve ilgi ile sonuna kadar hissettik. Dokuz gün boyunca iştirak ettiğimiz fuarda, yeri geldi ziyaretçilerin genel yapısını gözleme imkânımız oldu. Yeri geldi yeni kişilerle tanıştık, onların Risale-i Nur’a dair sorunlarını dinleyip, cevaplamaya çalıştık. Gelen minik ziyaretçilerimizin sorular sorması, standımıza koşarak gelmeleri bizlere medar-ı şevk oldu. Ziyaretimize gelenlere, bize yardım edenlere duâ ediyoruz. Rabbim emeği geçen herkesten razı olsun inşaallah. Standta yer alan bütün abilerin, ablaların, kardeşlerin amacı Risale-i Nur’u ve o yolda neşredilen hakikatleri anlatmak, herkese ulaştırmaktı. İnşaallah bu vazifeyi hakkıyla yerine getirmişizdir.
Şule Konca: 7’den 70’e herkesin kitap bakmaya ve almaya gittiği fuarın büyük bir kısmını çocuklar oluşturuyordu ya da bu sefer ki izlenimim bana onu yansıttı. Öncelikle anaokulu öğrencilerini böyle farklı ve muazzam bir ortama getiren her öğretmen tebrik edilmeye değer. Farkı yayınlar, farklı ufuklar ve her yaştan okurlar vardı. Bende TÜYAP’a kitap bakıp, almak dışında neşriyatımıza katkı sağlamak için gittim. Bu farklı izlenimlerimi görüp değerlendirirken, kendime ‘Acaba Risaleleri tanımayan biri olarak fuara gelmiş olsaydım, Risaleler dikkatimi çeker miydi?’ sorusunu sordum. İnsan bildiği şeyi araştırmaz, ama bilmeseydik bunlar nedir acaba diye araştırır mıydık? Açıkcası cevaplayamadığım bu soruyu oraya gezmek için gelen birine sormak isterdim.
Feyzanur Mutlu: Senelerdir fuara gidip yazarlarımıza kitaplarını imzalatıyoruz. Standımıza ilgi gösteriyoruz, ama bu yıl ilk kez neşriyatımıza destek oluyordum. Bu sebeple çok heyecanlıydım, yanlış bir şeyler yapacağım diye çok korktum, ama korktuğum gibi olmadı. Fuar farklı kesimlerden farklı insanların bir araya geldiği bir yer ve belki dışarda olsalar farkında bile olmayacakları kitapları, eserleri satın alan insanlar oldu. Risale-i Nur’un müşteri aramadığını bir kere daha gözlerimle gördüm bu sebeple fuarda olmak benim için çok kıymetli bir tecrübeydi. Gelecek sene de katılmak için sabırsızlanıyorum. Standımız 12. salonda, henüz ziyaret edemeyenleri bekliyoruz!
Fotoğraf: ERHAN AKKAYA - Yeni Asya