Allah, Fettah; çok iyi hüküm veren, bütün kapıları açan. Rabbimiz önce anne karnındaki karanlıktan çıkarır bizi. Sonrasında eğitim mekânı olan dünyada kimi zaman Yusuf gibi karanlık kuyularda, kimi zaman Yunus gibi balığın karanlık karnında iken kullarını selâmete çıkaran hep O’dur.
Nasıl açılır kapalı kapılar? Allah’a halisane teslim olarak, tevekkül ederek, sabrederek, ümitvâr olarak, sığınıp duâ ederek. Kapılar kapandığında, aciz ve çaresiz kaldığımızda, güç yetiremediğimizde, şeytan oradan çıkamayacağımızı fısıldadığı ve umudumuz azalmaya başladığında Allah yardımıyla yanımızdadır. O, bize şahdamarımızdan yakındır ve yardım edenlerin en hayırlısıdır. O, Kendisine yalvaranların isteklerini veren, duâlarına icabet edendir.
Rabbimizle aramızdaki yakın bağlantı, karanlıklarda soluksuz kalmaktan korur bizi. Ondan uzak olduğumuzda zayıf düşeriz. Her karanlıkta, merhamet sahibi olan ve kullarına hayır yolları açan Allah’ın lütfuyla bir ışık görür, Fettah sıfatının tecellisine şahit olur, aydınlığa kavuşuruz.
Allah zorluklarla imtihan eder ancak güç yetirebileceğimizden fazlasını yüklemez. Zorluk verdiğinde ondan çıkış yolunu da açar. Zorlukla beraber kolaylık da gösterir.
Peygamberimize (asm) seslenir Rabbimiz.
“Biz, senin göğsünü yarıp-genişletmedik mi?
Ve yükünü indirip atmadık mı?
Ki o, senin belini bükmüştü;
Senin zikrini (şanını) yüceltmedik mi?
Demek ki, gerçekten zorlukla beraber kolaylık vardır.
Gerçekten güçlükle beraber kolaylık vardır.” (İnşirah Sûresi, 1-6)
Allah iman edenlerin yardımcısı ve destekçisidir; kendi öngörümüzle açılması en zor görünen kapıları bile açar. İnkârcılar için de kapı açar Rabbimiz. “Eğer o ülkeler halkı inansalardı ve korkup-sakınsalardı, gerçekten üzerlerine hem gökten, hem yerden (sayısız) bolluklar (bereketler) açardık; ancak onlar yalanladılar...” (Araf Sûresi, 96) buyurur Kur’ân’da. Ancak yalanlamalarına karşılık olarak onlara açılan kapı azap kapısıdır:
“Sonunda, üzerlerine azabı şiddetli olan bir kapı açtığımızda, onlar bunun içinde şaşkına dönüp umutlarını kaybettiler.” (Müminun Sûresi, 77)
“Kapı açılır, Sen yeter ki vurmayı bil! Ne zaman? Bilemem! Yeterki o kapıda durmayı bil! Çalınan her kapı hemen açılsaydı, ümidin, sabrın ve isteğin derecesi anlaşılmazdı” der Mevlânâ Celâleddin.
Ey bir kapıyı açmadan diğerini kapatmayan Yüce Rabbimiz! Sebepleri hazırlayan, kalpleri istediği tarafa çeviren, yolunu şaşıranlara yol gösteren, yardım isteyenlere yardım eden, mahzunları sevindiren Allah’ım. Sana tevekkül ettim, işimi Sana havale ettim. Ey rızkı veren Allah’ım, bize hayır kapılarını aç!..
Ya Müfettiha’l-Ebvab! Ey bütün kapıları açan Rabbimiz. Sadece rızanı aramak için çaldığımız kapıları aç bize. Ve meleklerinin, “Selâm üzerinizde olsun, hoş ve temiz geldiniz, ebedî kalıcılar olarak ona girin.” sözleriyle karşıladıkları son kapıdakilerle birlikte kıl bizi.