Üstad Bediüzzaman Said Nursi'nin "Bir vakit Barla'da, Çam Dağında, yüksek bir mevkide, gecede semanın yüzüne baktım. Gelecek fıkralar birden hutur etti. Yıldızların lisan-ı hâl ile konuşmalarını hayalen işittim gibi bu yazıldı." dediği Yıldızname isimli eserini, yıldız fotoğraflarıyla birlikte okuyarak tefekkür etmeye ne dersiniz?
Üstad, Yıldızname için "Nazım ve şiir bilmediğim için, şiir kaidesine girmedi. Tahattur olduğu gibi yazılmış. Dördüncü Mektup ile Otuz İkinci Sözün Birinci Mevkıfının âhirinden alınmıştır." diyor ve "Dinle de yıldızları" uyarısını yaparak bizleri, yıldızların hak lisanıyla söylediklerine kulak vermeye çağırıyor.
Dinle de yıldızları, şu hutbe-i şirinine,
Nâme-i nurîn-i hikmet bak ne takrir eylemiş.
Hep beraber nutka gelmiş, hak lisanıyla derler:
"Bir Kadîr-i Zülcelâlin haşmet-i sultanına,
Birer burhan-ı nurefşânız vücud-u Sânia,
Hem vahdete, hem kudrete şahitleriz biz.
Şu zeminin yüzünü yaldızlayan
Nazenin mu'cizâtı çün melek seyranına,
Bu semânın arza bakan, Cennete dikkat eden
Binler müdakkik gözleriz biz. HAŞİYE-1 (Yani, Cennet çiçeklerinin fidanlık ve mezraacığı olan zeminin yüzünde hadsiz mu'cizât-ı kudret teşhir edildiğinden, semâvat âlemindeki melâikeler, o mu'cizâtı ve o harikaları temâşâ ettikleri gibi, ecrâm-ı semâviyenin gözleri hükmünde olan yıldızlar dahi, güya melâikeler gibi, zemin yüzündeki nazenin masnuatı gördükçe, Cennet âlemine bakıyorlar. O muvakkat harikaları bâki bir surette Cennette dahi müşahede ediyorlar gibi, bir zemine, bir Cennete bakıyorlar; yani o iki âleme nezaretleri var demektir.)
Tûbâ-yı hilkatten semâvât şıkkına
Hep kehkeşan ağsânına,
Bir Cemîl-i Zülcelâlin dest-i hikmetle takılmış
Pek güzel meyveleriyiz biz.
Şu semâvât ehli ne birer mescid-i seyyar
Birer hane-i devvar, birer ulvî âşiyâne,
Birer misbah-ı nevvar, birer gemi-i cebbar
Birer tayyareleriz biz.
Bir Kadîr-i Zülkemâlin, bir Hakîm-i Zülcelâlin
Birer mu'cize-i kudret, birer harika-i san'at-ı Hâlıkane,
Birer nadire-i hikmet, birer dâhiye-i hilkat
Birer nur âlemiyiz biz.
Böyle yüz bin dille yüz bin burhan gösteririz
İşittiririz insan olan insana.
Kör olası dinsiz gözü, görmez oldu yüzümüzü,
Hem işitmez sözümüzü. Hak söyleyen âyetleriz biz.
Sikkemiz bir, turramız bir, Rabbimize musahharız. Müsebbihiz, zikrederiz âbidâne
Kehkeşanın halka-i kübrâsına mensup birer meczuplarız biz" dediklerini hayalen dinledim.
Haber Merkezi