24 Eylül 2019, Salı 21:49
TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski, “Son birkaç yılda yaşadığımız finansal dalgalanmalardan sonra güvenin geri gelmesi için uzun vadeli bir istikrar programı lazım” dedi.
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) önümüzdeki günlerde açıklanacak Yeni Ekonomi Programı (YEP) için ana beklentilerini, ‘güveni yeniden inşa edecek adımların atılması’ şeklinde belirtti. TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski, Türk ekonomisindeki kırılganlıkların devam ettiğini belirterek önümüzdeki günlerde açıklanması beklenen YEP'in içeriğinin büyük önem taşıdığını söyledi. Küresel ekonomideki son gelişmelerin Türkiye'ye kırılganlıklarıyla başetme zamanı tanıdığını söyleyen Kaslowski "Sorulara inandırıcı cevaplar veren, kendi içinde tutarlı bir programa ihtiyaç var. Söz verilen reformların yapılması ve hedeflerin gerçekleşme oranı programa duyulan güven ve inandırıcılığı etkileyen bir faktör" dedi. TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski, DÜNYA’ya konuştu. Kaslowski, “Son birkaç yılda yaşadığımız finansal dalgalanmalardan sonra güvenin geri gelmesi için uzun vadeli bir istikrar programı lazım” dedi. Küresel ekonomideki son gelişmelerin Türkiye'ye kırılganlıkları ile baş etme zamanı tanıdığını dile getiren Kaslowski, "Borç yükünü hafifletme ve maliyetini düşürme fırsatı var elimizde. Enflasyonla mücadele devam etmeli, fiyat istikrarını mutlaka sağlamalıyız. Reform gündemine hız vererek ve güveni artıracak adımlar atarak doğrudan yatırımları çekecek bir ortam oluşturabiliriz" dedi.
Şirket borçlulukları çok yüksek
Krizin temelinde kırılgan hale gelen finansal sistem olduğunu belirten Kaslowski, “Dünyadaki borç sorunu bizde de var. Şirket borçlulukları yüksek. Geçtiğimiz on yılda şirketler özkaynakla büyümek yerine krediyle büyüdüler. Kredilerin mevduata oranı TL’de yüzde 140’ları buldu. Türkiye’nin dış borcu milli gelirin yüzde 60’ını geçti. En son 2001 krizinde yüzde 56 dolayında dış borcumuz vardı. Yüksek büyümemizden dolayı tasarruflarımızın çok üzerinde kaynak ihtiyacı oluştu ve büyük ölçüde yurt dışından borçlanıldı. Kısacası ayağımızı yorganımıza göre uzatmadık. Ayrıca kredi büyümesi son yıllarda bir ekonomi politikası aracı haline geldi. Özellikle seçim dönemlerinde normal olmayan kredi dalgalanmaları gördük. Oysaki bankacılık sektörü bir ekonominin sağlıklı işleyebilmesi için kritik bir görevi yerine getirir. Ülkenin tasarruflarını yani finansman kaynağını en verimli alanlara ve projelere finansman olarak aktarır.” diye konuştu.
Okunma Sayısı: 1469
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.