İşsizlik, enflasyon oranlarının ve doların önlenemeyen yükselişiyle ve yapılan zamlarla derinleşen ekonomik kriz uzmanların ‘Türkiye’yi zor günler bekliyor’ şeklinde uyarılarına sebep oldu.
Türkiye’de hem işsizliğin hem de konut stokunun artmasına önemli bulan Okan Üniversitesi Öğretim Görevlisi Murat Kaykusuz, iç siyasetteki sorunların da ekonomideki sorunları daha belirgin hale getirdiğinin söylerken özellikle özel sektörün ve kamunun dış borç ödeme sorununun altını çiziyor.
Kaygusuz, “30 Eylül 2016 itibariyle özel sektörün brüt dış borç stoku 294 milyar dolar. Kamunun ise 122 milyar dolar. Gerek kamunun, gerekse özel sektörün bu yıl içinde 220 milyar dolar civarında dış borç ödemesi yapması gerekiyor. Bu zorunluluk nedeniyle, döviz kurlarındaki artışın frenlenmesi güç. Büyük bir ihtimalle nisan ayında başkanlık sistemi için referandum yapılacak. Referanduma kadar Merkez Bankası’nın dövizdeki artışı önlemek için faiz oranlarını yükseltmesi mümkün görünmüyor. Bunun sonucunda, Türkiye’den sıcak para çıkışı hızlanabilir. Trump’ın seçilmesinin ardından kasım ayında Türkiye’den 2 milyar 693 milyon dolar net para çıkışı oldu” dedi. Geçmişten Günümüze Finansal Krizler /1619-2014 kitabının da yazarı olan Murat Kaykusuz’a göre, “Üretimi ve istihdamı artırıcı önlemler alınmazsa, sanayi ve teknoloji teşvik edilmezse, faiz oranları yükseltilerek sıcak paranın kaçışı önlenmezse en geç sonbaharda ekonomide kriz meydana gelir.”
Üstesinden gelemediğimiz bir hastalığımız var
Ekonomideki gidişatla alakalı ardı ardına açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Elindeki silahı olan teröristle elinde doları eurosu olan arasında fark yoktur” demişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Borsa İstanbul’da düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada dövizdeki dalgalanmanın spekülatif olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “bizim bu saldırıyı karşılayacak gücümüz ve imkanlarımız vardır ama maalesef eskiden beri var olan tüm çabalarımıza rağmen üstesinden gelemediğimiz bir hastalığımız yüzünden böyle bir görüntüye sebebiyet veriyoruz. Bizim sorunumuz süratli hareket edememek. İlgili kurumlarımız bekleyip kendi zaviyelerinden meseleyi taraflıca değerlendirdikten sonra ihtiyatlı şekilde harekete geçiyorlar. Bu da son günlerde yaşadığımız döviz spekülasyonlardan da olduğu gibi milletin moralini bozacak şeklide dalgalanmalara yol açıyor” dedi. Amerikanınsesi’nde yer alan habere göre, Türk ekonomisinin sıkıntı altında olduğunu kabul eden Cumhurbaşkanı, çözüm adımlarının atılmasıyla ‘döviz kurundaki suni şişkinliğin’ giderileceğini ve piyasadaki bekle gör politikasının sona ereceğini ümit ettiğini ifade etti.
Zayıf yönlerimizi biliyorlar
Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi Başbakan Binali Yıldırım da dövizdeki hareketliliği spekülatif buluyor. Hürriyet’in haberinde aktardığında göre, Cuma günü bir grup gazeteciyle bir araya gelen Başbakan hükümetin bu sorunları aşacağından emin. “Burada yapılan işler, bir ekonomik gerçekliğe dayanmıyor. Bu süreç üzerinde bir manipülasyon yaparak sonuç çıkarmaya çalışanlar var. Bankaların sermaye yeterlilik oranı, bütçe açığı, kamu borçları, bunların hepsi kabul edilebilir ölçüdedir. Ama bu, tek başına yetmiyor. Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu tehdit ve riskleri sonuca dönüştürüyorlar. Risk algısını artırarak bir anlamda Türkiye’yi ekonomik olarak sıkıştırma gayreti içinde olanlar var. Kuvvetli ve zayıf yönlerimiz bulunuyor, bunu biliyorlar. Aşarız bunları” dedi.