Dünya Bankası, Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı savaşın etkileriyle Ukrayna ekonomisinin bu yıl yüzde 45,1, Rusya ekonomisinin de savaş ve yaptırımların etkisiyle yüzde 11,2 küçüleceğinin tahmin edildiğini bildirdi.
Dünya Bankası, Avrupa ve Orta Asya (ECA) Bölgesi'ne yönelik hazırladığı Ekonomik Güncelleme Raporu'nun son sayısını yayımladı. Buna göre, bölge ekonomisine ilişkin büyüme beklentisi 2022 için 7,1 puan azaltılarak yüzde eksi 4,1’e ve 2023 için 0,4 puan düşürülerek yüzde 2,5’e çekildi.
Banka, raporun ocak ayı sayısında Türkiye için duyurduğu büyüme beklentilerini de revize etti. Buna göre, Türkiye ekonomisinin büyüme beklentisi 2022 için yüzde 2'den yüzde 1,4'e düşürülürken, 2023 için yüzde 3’den yüzde 3,2’ye yükseltildi.
Raporda, dünyanın Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi ile "şok olduğuna” vurgu yapılarak, “Her iki ülkede de insan yaşamı üzerinde yıkıcı bir etki yaratan ve ekonomik yıkıma yol açan savaş, ECA bölgesinde ve dünyanın geri kalan bölgelerinde de önemli ekonomik kayıplara yol açacaktır.” denildi.
Son iki yıl içerisinde yaşanan “ikinci büyük şok” olan bu savaşın bölgede ekonomik daralmayı tetiklemesinin beklendiğine yer verilen raporda, ECA bölgesinde 2022’de GSYH’nın yüzde 4,1 daralmasının tahmin edildiği ve bunun da 2020 yılında Kovid-19 salgını sebebiyle yaşanan resesyonun iki katı kadar sert bir resesyon olduğu ifade edildi.
Raporda, ECA bölgesinde ülkelerin büyüme ve ticaretteki azalma, enflasyonist baskılar, borç sürdürülebilirliğine ilişkin endişeler ve yükselen faiz oranları sebebiyle, 2021 yılında başlayan yavaşlamaya karşı zaten hazırlanmakta olduğuna vurgu yapılarak, şu ifadelere yer verildi:
"Kovid-19 sebebiyle ekonomik faaliyette yaşanan aksamaların devam etmesi ve jeopolitik gerilimlerin tırmanması da kaygı duyulan gelişmeler arasında yer alıyordu. Savaş, görünümdeki bu kötüleşmeyi daha da ağırlaştırdı ve çatışmaları ekonomik etkileri emtia ve finans piyasaları, ticaret ve göç bağlantıları ve yatırımcı güveni dahil olmak üzere birden fazla kanal yoluyla hissedilmeye başladı. Bu zorlu dönemde, politika yapıcıların istikrarı güçlendirmek için makroekonomik politika tamponlarını ve kurumları güçlendirmeleri, mülteciler dahil olmak üzere en kırılgan durumdaki insanları korumak için sosyal koruma sistemlerini güçlendirerek kapsayıcı ve daha eşitlikçi bir toparlanmayı desteklemeleri ve sürdürülebilir bir geleceği güvence altına almak için enerji verimliliğini ve yeşil dönüşümü iyileştirme üzerinde odaklanmaya devam etmeleri gerekecektir.
İklim değişikliğinin olumsuz sonuçlarını ortadan kaldırmak, çağımızın en acil sorunlarından biridir. Savaş ve geleneksel enerji fiyatlarındaki artış, yenilenebilir enerji kaynaklarının çekiciliğini ve enerji sistemlerini daha ucuz, daha temiz ve daha güvenilir enerji ile uyumlu olacak şekilde dönüştürmenin önemini daha da belirgin hale getirmektedir. Enerji verimliliğini artırmak, enerji tüketimindeki israfı azaltmak ve teknolojik yeniliklerden yararlanmak, bölgedeki ekonomilerin savaşın ekonomik büyüme üzerindeki etkisini hafifletmelerine olanak tanıyacaktır.”
AA