Varlık Fonu hakkında değerlendirmelerde bulunan DP Lideri Gültekin Uysal, “Kamu borçlanma stoku rakamları iyi görünürken “Paralel Hazine” üzerinden borçlanacak ve bu parayı kullanacaklar. Aslında, devletin borcunu arttırmadan devleti borçlandırmak gibi yol icat edilmiş oldu” dedi.
Demokrat Parti Genel Başkanı Afyonkarahisar Milletvekili Gültekin Uysal, Sermaye Piyasası Kurulu’nun yatırım fonlarına ilişkin esaslar tebliğinde değişiklik yapan düzenleme hakkında açıklamalarda bulundu. Uysal, yaptığı yazılı açıklamada Türkiye Varlık Fonu (TVF) bünyesindeki devasa kuruluşların katılma paylarının alım ve satımına ilişkin pek çok sınırlamadan muaf olması kararı ile ilgili olarak şu görüşleri dile getirdi; “Halkbank, Ziraat Bankası, BOTAŞ, TPAO, PTT, Borsa İstanbul AŞ ile TÜRKSAT’ın Hazineye ait hisselerin tamamı, Türk Telekom’un yüzde 6,68 oranındaki Hazineye ait hissesi ile, Eti Maden ve ÇAYKUR Türkiye Varlık Fonu’na aktarıldı. Ayrıca, TCDD İzmir Limanı, T. Denizcilik İşletmesi ile Kayseri Şeker Fabrikası hisseleri ile, Milli Piyango ve T. Jokey Kulübü’nün düzenlediği bahislerle ilgili lisanslar da Varlık Fonu’na devredildi. Fon’a devredilen şirketlerin muafiyetleri konusunun da ucunun açık. Varlık Fonu ile öylesine bir yasal ortam oluşturdu ki, ülke kaynakları, hiçbir yasaya ve kurala uymaksızın dağıtabilecek. Daha açık ifadeyle, kural dışılık yasalaştırıldı. Fonun faaliyetlerini siyaseten sorgulanabilecek hiçbir mekanizma yok. Denetim yapılabilmesi olanaksız.”
Seçim sonrası bekleniyor
Devredilen kurumların gelirleri Varlık Fonu’nda birikecek, ayrıca bu kurumları karşılık göstererek Fon borçlanabilecek. Nitekim, medyadaki bilgilere göre, Türkiye Varlık Fonu’nun 1 milyar dolarlık sendikasyon kredisini koordine etmek için iki farklı grupla anlaşma sağladığı iddia edildi. Citigroup ve Industrial Commercial Bank of China ICBC) Türkiye’ye 2 yıl vadeli (1 yılda uzatma hakkı var.) borç verecek. Bu Fonu’n aldığı ilk dış kredi olacak. TVF’nin iki yıl önce de Çin bankası ICBC’den 5 milyar dolarlık kredi istediği öne sürülmüş ancak bu borçlanma gerçekleşmemişti. Belli ki, Varlık Fonu önümüzdeki dönemde ciddi bir borçlanma hamlesine hazırlanıyor. Ön hazırlıklar tamamlandı, muhtemelen 31 Mart seçimleri sonrasını bekliyorlar.
Borçlar ödenmediği takdirde ne olacak?
Hazine doğrudan borçlandığında bu “Kamu Borç Stoku” (KBS) rakamlarını yükseltir. Oysaki, borçlanmanın bir kısmını TVF üzerinden yaptığınız zaman bu KBS olarak görünmeyecek ve bütçe disiplini uygulanmaya devam ediliyormuş gibi görünecektir. Kamu borçlanma stoku rakamları iyi görünürken “Paralel Hazine” üzerinden borçlanacak ve bu parayı kullanacaklar. Aslında, devletin borcunu arttırmadan devleti borçlandırmak gibi yol icat edilmiş oldu. Bir an için en uygun koşullara borçlanma sağlandığını varsayalım. Hemen herkesin aklına gelebilecek birkaç soru şöyle sıralanabilir: Teminat gösterilen hisseler, borçlar ödenmediği takdirde ne olacak? Borçlanma yoluyla elde edilecek bu gelir nerede, ne şekilde kullanılacak? Varlık Fonu kamu varlıklarını teminat olarak gösterip aldığı borçları ödeyemezse ne olacak? Varlıklar yatırım fonlarına mı geçecek? Ne yazık ki, bu soruların hiçbirinin cevabı yok! Varlık Fonu bünyesindeki ulaşım, iletişim, haberleşme, bankacılık sektöründeki Türkiye’nin en değerli kurumlarının bu şekilde bir borçlanma aracı haline getirilecek olması, ülkemiz için beka sorunu oluşturmuyor mu?”
Haber Merkezi