EKONOMİSTLER: KUR BİR MİKTAR GERİLEDİ, AMA ARDINDA BIRAKTIĞI YÜKSEK FAİZ, YÜKSEK ENFLASYON VE YÜKSEK BORÇLANMA MALİYETİ DEVAM EDİYOR. EKONOMİDE ÇARKLAR DURDU. SEÇMENİN BİRİNCİ SORUNU EKONOMİ.
Dövizdeki düşüş yanıltmasın
Prof. Dr. Veysel Ulusoy: “Döviz kuru kaynaklı başlayıp yayılan bir ekonomik dalgalanmadan sonra krize dönüşen bu süreçte, dövizin yüksek seviyelerde durağan hale gelmesi yanıltıcı olmasın. MB rezervleri kullanılarak gelinen noktada, rezervler yarıya indi.”
Özel sektörün borç yükü
“En tehlikeli olanı, özel sektörün borç yükünün önümüzdeki gün, ay ve yıl içinde doğuracağı olumsuz etkilerdir. Sorunlu günler önümüzde. Borcu bu maliyetle çevirmek bile faiz ve enflasyon hastalıklarının kalıcı bir hale geleceğini gösteriyor.”
Bu önlemler sorunu çözmüyor
Atilla Yeşilada: “Ekonomide çarklar durdu. Seçmen çok rahatsız. Bütün anketlerde 1 numaralı sıkıntı dediğinizde ekonomi çıkıyor. Önlemler veremli insana öksürük şurubu vermeye benziyor. Veremi tedavi etmiyor, semptomlarıyla mücadele ediyorsunuz.”
Üretim olmadan mümkün değil
“Türkiye’de gıda fiyatları enflasyonunun nedeni arz sıkıntısıdır. Biz kaliteli ve bol üretim yapamıyoruz. Siz bunları değiştiremedikten sonra böyle palyatif tedbirlerle hiçbirşey değiştiremezsiniz. İhracatı arttırıp enflasyonu azaltacak şey üretim.”
***
Kriz kalıcı hasar bıraktı
Prof. Dr. Veysel Ulusoy, “Bu seviyelere gelen döviz kuru, arkasında yüksek faiz, yüksek seviyede enflasyon oranı ve daha önemlisi çevirmek zorunda olduğumuz dış borç piyasasında yüzde 6’ları aşan borçlanma maliyeti gibi kalıcı hasarlar bıraktı” dedi.
Ekonomide sular durulmuyor. Dolar/TL’nin gerilemesiyle yaşanan rahatlama, yerini soğan fiyatları ile ilgili tartışmalara bıraktı. Ancak ekonomistlere göre asıl zor dönem önümüzde. Piyasalarda kurun gerilemesi ile yaşanan rahatlamanın ardından gelen soğan fiyatlarındaki artış tartışmaları, “ekonomi nereye gidiyor” sorularının tekrar sorulmasına neden oldu. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Türkiye’nin kur krizini atlattığını ve dalgalanmanın sona erdiğini söylüyor. Kurdaki gevşemenin geçici olduğunu söyleyen ekonomistler ise, ekonomide düzlüğe çıkılmadığı, bilakis zor bir döneme girildiği görüşünde.
Sorunlu günler önümüzde
Yeditepe Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Veysel Ulusoy DW Türkçe’ye yaşanan süreci şöyle değerlendiriyor. “Buna ilk şok diyelim. Döviz kuru kaynaklı başlayıp yayılan bir ekonomik dalgalanmadan sonra krize dönüşen bu süreçte, dövizin yüksek seviyelerde durağan hale gelmesi yanıltıcı olmasın. Bu seviyelere gelen döviz kuru, arkasında yüksek faiz, yüksek seviyede enflasyon oranı ve daha önemlisi çevirmek zorunda olduğumuz dış borç piyasasında yüzde 6’ları aşan borçlanma maliyeti gibi kalıcı hasarlar bıraktı.” Para politikası araçları ve Merkez Bankası rezervleri kullanılarak gelinen noktada, rezervlerin yarı yarıya azaldığına ve daha çevrilememiş kısa ve uzun vadeli borç stokuna dikkat çeken Prof. Dr. Ulusoy, “En tehlikeli olanı ise özel sektör borç yükünün önümüzdeki gün, ay ve yıl içinde yaratacağı olumsuz etkilerdir. Özet olarak, sorunlu günler önümüzde... Borcu bu maliyetle çevirmek bile faiz ve enflasyon hastalıklarının kalıcı bir hale geleceğini gösteriyor” diyor.
Çarklar durdu
GlobalSource Partners Türkiye Danışmanı ekonomist Atilla Yeşilada DW Türkçe’ye alınan önlemlerle ilgili şöyle konuştu: “Verem olan insana öksürük şurubu vermeye benziyor. Veremi tedavi etmiyorsunuz, semptomlarıyla mücadele ediyorsunuz… Türkiye’de gıda fiyatları enflasyonunun nedeni arz sıkıntısıdır. Biz kaliteli ve bol üretim yapamıyoruz. Siz bunları değiştiremedikten sonra böyle palyatif tedbirlerle hiçbir şey değiştiremezsiniz.” Yeşilada “Ekonomide çarklar durmuş durumda, seçmen çok rahatsız. Bütün anketlerde 1 numaralı sıkıntı dediğinizde ekonomi çıkıyor ortaya” şeklinde konuşuyor. Sanayi üretiminde Ağustos ayında başlayan yavaşlama Eylül ayında hızlandı. Ekonominin yılın son çeyreğinde daralması ve 2019’un ilk çeyreğinde daralmanın daha da sertleşmesi bekleniyor.
İthalat yok, tırlar boş dönüyor
Ekonomistler cari dengede son iki aydır fazla verilmesinin ise iktisadi faaliyetteki yavaşlamanın etkisiyle olduğunu belirtiyor. Ekonomist Yeşilada “Türkiye’de ithalat diye bir şey kalmadı. Artık tırlar boş dönüyor. Dün lojistikçilerle konuştum, lojistikçi malı götürüyor, ama kimse ithalat yapmadığı için boş dönüyor tırlar. O sayede cari açıkta bir daralma var, bu iyi bir şey mi, değil” şeklinde konuştu. Üretimin ithalata bağımlı olması ve enerji ihtiyacının neredeyse tamamını ithal etmesi sebebiyle Türkiye ekonomisinin yapısal bir cari açık sorunu bulunuyor.