TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, tarım sektörünün her alanında kendi kendimize yetebildiğimiz günlere dönmemiz gerektiğinin altını çizdi.
TESK Genel Başkanı Bendevi, tarım sektörünün her alanında kendi kendimize yetebildiğimiz günlere dönmemiz gerektiğini söyledi. Palandöken, “Ülkemizde 23,4 milyon hektar ekilebilir alanın 3,7 milyon hektarı nadasta. Yani ekilebilir ve dikilebilir alan 19,7 milyon hektar. Bu alanı oldukça verimli kullanmak, çiftçiyi olduğundan daha fazla desteklemek gerekiyor. Tarımda kendi kendimize yettiğimiz günlere geri dönmek için tarımsal üretim bu şekilde hız kazanır. Bu noktada kentten köye tersine göç de unutulmamalı. Köye dönüş projeleri daha cazip hale getirilerek yerli üretimden sağlanan gelir payı artırılmalı. Tersine göç sadece tarımda değil birçok alanda olumlu olacaktır. Hem ekonomi ve yerli üretim kazanırken, bölgeler arası gelişmişlik düzeyi de dengelenir.” şeklinde konuştu.
MAZOT VE YEM DESTEĞİ
Tarımdan, sanayiye her alanda yerli ürünleri kullanmanın artık bir vatandaşlık görevi olması gerektiğini belirten TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Öncelikle tarımda çiftçiye verilen desteklerartırılıp ithalatı azaltarak üreticinin desteklenmesi gerekir. Özellikle tarımda ithalatı azaltmak için yerli üreticiye verilen desteklerin artması gerekiyor. Mazot ve yem desteği çiftçiye yeterli gelmiyor. Bu yılbaşından itibaren benzin fiyatı 31 kuruş, motorin fiyatı 43 kuruş arttı. Akaryakıt zamları tarımdan ulaşıma her sektörü olumsuz etkiliyor. Yine aynı şekilde ulaştırma sektöründeki esnafta ticari akaryakıtla desteklenirse enflasyon artışı önlenir” dedi.
İTHALATI AZALTMALIYIZ”
Canlı hayvan ve et ithalatının son 5 yılda 5 milyar dolar fatura çıkarttığını belirten Palandöken, “Ülkemizin cari açığının kapanması ithalatın azaltılmasından geçiyor. İthalatı azaltmak ise kendi üreticimize verilen destekleri arttırmalıyız. Mazot ve yem desteği maalesef çiftçiye yetmiyor. Yılda 3,3 milyar litre civarında mazot kullanılan tarım sektöründe geçtiğimiz yıl çiftçinin aldığı 12 milyarlık desteğin 7,5 milyarı vergi olarak devlete geri gitti. İlâç, gübre, tohumluk, saman, buğday gibi ürünlerin ise çoğu ithal ediliyor. Bu da ülkemize ağır fatura olarak geri dönüyor. Örneğin sadece buğday ithalatına yıllık ortalama 1 milyar doların üzerinde döviz ödeniyor. Dolayısıyla çiftçiye verilen destekler güncellenmeli. Türk lirasının değer kazanması için ithalattan olabildiğince uzak durulmalı. Yerli üreticinin desteklenmesi yerli ve millî ekonominin güçlenmesi demektir” diye konuştu.
“TARIMDA KENDİ KENDİMİZE YETEBİLDİĞİMİZ GÜNLERE DÖNMELİYİZ”
Tarım sektörünün her alanında kendi kendimize yetebildiğimiz günlere dönmemiz gerektiğinin altını çizen Palandöken sözlerine şöyle devam etti: “Ülkemizde 23,4 milyon hektar ekilebilir alanın 3,7 milyon hektarı nadasta. Yani ekilebilir ve dikilebilir alan 19,7 milyon hektar. Bu alanı oldukça verimli kullanmak, çiftçiyi olduğundan daha fazla desteklemek gerekiyor. Tarımda kendi kendimize yettiğimiz günlere geri dönmek için tarımsal üretim bu şekilde hız kazanır. Bu noktada kentten köye tersine göç de unutulmamalı. Köye dönüş projeleri daha cazip hale getirilerek yerli üretimden sağlanan gelir payı arttırılmalı. Tersine göç sadece tarımda değil birçok alanda olumlu olacaktır. Hem ekonomi ve yerli üretim kazanırken, bölgeler arası gelişmişlik düzeyi de dengelenir.”
Ankara - Ahmet Terzi