Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye'nin tasarruf oranlarının kendi büyümesine yetmediğini belirterek, "Kendi mevduatımız kendi büyümemizi finanse etmiyor. Dışarıdan finansman girişinin düzenli olarak devam etmesi ise ancak istikrarla mümkün olur" dedi.
OSTİM Organize Sanayi Bölgesinde (OSTİM OSB) işletmeleri bulunan sanayicilerle akşam yemeğinde bir araya gelen Babacan, yaptığı konuşmada dünya ve Türkiye'nin oldukça kritik dönemlerden geçtiğini belirterek, küresel krizin etkilerinin hala atlatılamadığını söyledi.
Amerikan Merkez Bankasının (Fed) para politikalarındaki belirsizliğin yanı sıra Avrupa Merkez Bankasının (ECB) para politikalarında gevşemeye gitmesinin avro/dolar paritesini şiddetli bir şekilde dalgalandırdığını ifade eden Babacan, bu dalgalanmaların hayra alamet olmadığını dile getirdi.
Hem nüfusunun büyük bir bölümünün Müslüman olduğu ve kendi içinde güven ve istikrarın sağlandığı neredeyse tek ülkenin Türkiye olduğunun altını çizen Babacan, "Ama bizimle de çok uğraşıyorlar. Türkiye'nin dünyada yükselen profilinden rahatsızlık duyanlar oldu" diye konuştu.
"Dışarıdan düzenli finansman girişi istikrarla olur"
Küresel krize rağmen Türkiye ekonomisinin büyümeye devam ettiğinin altını çizen Babacan, ülkenin 2010 ve 2011 yıllarında arka arkaya yüzde 9'luk büyüme oranları yakaladığını anımsattı.
Türkiye'nin tasarruf oranlarının kendi büyümesine yetmediğine işaret eden Babacan, "Kendi mevduatımız kendi büyümemizi finanse etmiyor. Dışarıdan finansman girişinin düzenli olarak devam etmesi ise ancak istikrarla mümkün olur" değerlendirmesinde bulundu.
Mevcut istikrar ortamının Türkiye'nin en önemli değeri olduğunu kaydeden Babacan, bunun kıymetinin bilinmesi gerektiğini söyledi.
"Karşılıksız çekte hapis cezasına dönülmez"
Konuşmasının ardından sanayicilerin yazılı olarak ilettiği soruları yanıtlayan Babacan, yeni çek uygulamasına ilişkin bir soru üzerine dün karekodlu çekin lansmanını yaptıklarını anımsattı.
Karekodlu çek uygulamasının yaygınlaşmasıyla çek konusundaki sorunların büyük oranda çözüleceğini dile getiren Babacan, "Karşılıksız çek konusunda tekrar hapis cezasına dönmek olacak iş değil. İtibarlı çeklerin kabul edilip olmayanların kabul edilmeyeceği bir döneme girilecek" dedi.
"AB, merkezde üçüncü ülkeye hazır değil"
Kıbrıs sorunun Türkiye-AB ilişkilerine etkisine ilişkin bir soruyu da yanıtlayan Babacan, bu konuda garantör ülke olarak Türkiye'nin görüşlerinin önemli olacağını ifade etti.
Bu konunun bir müktesebatı bulunduğunu belirten Babacan, şunları kaydetti:
"Buna uygun bir çözüm çok önemli olacaktır. Kolay değil. Çok şehit verdik. Mutlaka ve mutlaka iki kurucu devletin yer aldığı, halklar açısından baktığınızda Kıbrıslı Türkler ile Kıbrıslı Rumların en ufak bir ayrımatabi olmadığı, iki eşit güç olarak oturacakları bir çözümü isteriz. Ezilen ve ezen tarafın olmadığı eşitler olarak masada oturulduğu ve yönetimin de eşitler arasında paylaşıldığı bir çözüm için mutlaka çalışmamız gerekecek."
Kıbrıs konusunun pek çok ülke için bir mazeret konumunda bulunduğuna dikkati çeken Babacan, AB'nin, Fransa ve Almanya'nın karar alma mekanizmalarında yer aldığı bir yapı olduğunu söyledi.
Türkiye'nin ise üye olduğu anda nüfusu ve ekonomisiyle sonradan geldiği halde bu yapının merkezine oturacağını belirten Babacan, "Artık merkezde karar verici iki değil, üç ülke olacak. Bunu bir türlü kabul edemiyorlar. Buna hala hazır değiller" diye konuştu.
AB'ye yeni katılan ülkelerin hep kurucu ülkelerden daha küçük olduklarına işaret eden Babacan, "AB, onları hazmede hazmede büyümüş ama Türkiye öyle kolay hazmedilmez. Türkiye oraya oturduğu zaman kendi ağırlığını mutlaka koyar" ifadelerini kullandı.
AA