Yerli otomobil konusunun ise uzun soluklu bir iş olduğunu belirtti. 

Bozkurt, yerli otomobil üretimi ve otomotiv sektörüyle ilgili değerlendirmesinde otomotiv sektörünün satışlar açısından yılın ilk 7- 8 ayında fena gitmediğini belirtirken, "Aslında hızlı koşmaya başlamıştı. Hep 900 binlik adetlere ulaşılıp yeni bir rekoru konuşuyorduk. Pazar da oraya doğru koşuyordu. Ama 'yılın son 4-5 ayı daha yavaş gidecek' diye de düşünüyorduk" dedi.

'YÜKSEK PAZAR SEYRİ OLABİLİR'

Piyasada 'Amerika Merkez Bankası faiz arttırırsa, kurlar yükselirse ne olur?' gibi konuların da konuşulduğunu anımsatan Ali Haydar Bozkurt, şunları kaydetti:

"Faiz ve kurlardaki gelişmeler aşağı yukarı beklediğimiz gibi gidiyor. Ağustostan sonra özellikle eylül gibi hızı yavaşlamaya başladı zaten. Şimdi seçimler bitti. Yeniden bir pozitif hava oluşmaya başladı. Kasım - aralık döneminde pazarın zaten doğal seyri odur. Kasım - aralık yılın en çok otomobil satılan iki ayıdır. Özellikle aralık ayıdır. Yine aralık ayına doğru hızın artacağını düşünüyorum. Şimdi Amerikan Merkez Bankası'nın faizi arttırma konusu çok gündeme geliyor. 'Kur yükselirse ne olacak, işte otomobil fiyatları pahalanacak, otomobil alacaksak ne yapalım, şimdiden kasım ayında alalım' gibi yaklaşımla müşterilerin artık pazarı takip ettiğini görüyoruz. Şu anda hazır kur yüksekken elindeki dövizle bekleyenlerin birikimlerini bu ay içerisinde Türk lirasına dönerek otomobil alma işini aralık ayına bırakmak istemeyecektir. Bu nedenle kasım ve aralık aylarında yüksek bir pazar seyri olabilir."

'YERLİ OTOMOBİL UZUN SOLUKLU BİR SÜREÇ'

Türkiye'nin çok rahatlıkla yerli otomobil yapabileceğini ancak işin ekonomik yönünün de değerlendirilmesi gerektiğini anlatan Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış A.Ş. CEO'su Ali Haydar Bozkurt, şöyle konuştu:

"Yerli bir otomobil markamızın olması, herkes gibi bizi de çok gururlandırır. Böyle bir şeyin hayali ile yaşıyoruz. Yerli otomobil yapabilir miyiz? Bizim mühendislerimiz bırakın yerli otomobil yapmayı, uzaya roket dahi gönderebilecek donanıma sahip zaten. Bu konuda hiçbir sıkıntımız yok. Kesinlikle yapabileceğimize inanıyorum. Ama bu ekonomik olur mu? Yeni bir marka yaratmanın zorlukları, yatırımın riski gibi konular gündeme geldiğinde çok titiz çalışmalar yapılmalı. Yani teknik olarak ürettiğimiz bir otomobilin ortalama bir modelin minimum 100 bin adetler civarında üretilmesi lazım ki, yaptığınız üretimin yatırımı fizibil hale gelsin. Şimdi bunun bir kısmını Türkiye'de satabileceğimizi düşündük. Geri kalanının mutlaka ihraç edilmesi gerekiyor başka ülkelere. İşte bu pazarların hazırlanması, pazarlarda bu markanın tanıtılması önemli. Çünkü o pazarlarda da bir distribütörlük bayi ağının kurulması gerekiyor. Markamız tanınırsa o ülkelerdeki o distribütörlük bayi ağları yapılabiliyor. Bu uzun soluklu bir süreçtir. İmkansız mıdır? Değildir ama iyi çalışılması gerektiğine inanıyorum. Çünkü yatırım maliyeti, aldığınız risk ciddi anlamda büyük meblağlara ulaşıyor. Bütçesi yüksek bir iştir proje olarak. Ümit edelim ki, bir gün bunun gerçekleştiğini görebiliriz."

DHA