"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

2019 zor geçecek

13 Ocak 2019, Pazar 00:01
Türkiye ekonomisinin durumunu değerlendiren TÜSİAD üyeleri ve ekonomistler, yapılan hatalara dikkat çekerken, 2019 yılının da ekonomik açıdan zor geçeceğini vurguladı.

Türkiye ekonomisinin durumu, içinde bulunduğu riskler ve fırsatlar Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) ve Koç Üniversitesi ortaklığı ile oluşturulan Ekonomik Araştırma Forumu’nun İstanbul’da düzenlediği “2019 Yılında Türkiye Ekonomisi” başlıklı konferansta tartışıldı. Konferansın açılış konuşmasını yapan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, iş dünyasının zorlu geçen 2018’den sonra 2019’dan yüksek beklentileri olduğunu söyledi. VOA’nın haberine göre, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, iş dünyasının zorlu geçen 2018’den sonra 2019’dan yüksek beklentileri olduğunu söyledi. Bilecik, “Ekonomide görünen köy kılavuz istemiyor. 2019 yılına pek çok riskle girdik. Döviz cinsinden borçluluğumuz hâlâ yüksek. Enflasyon oranı, uluslar arası ortalamaların çok üzerinde. Döviz rezervlerimiz ise eskiye kıyasla daha düşük seviyelerde. Kur hâlâ önceki yıla göre yüzde 40 daha yüksek. Türkiye ekonomisi zor günlerden geçiyor” dedi. 

Hukuksuzluklar mülkiyet kaygısına sebep oluyor 

Ekonomi yazarı Uğur Gürses, Türk ekonomisinin yaşadığı sorunların hukukun üstünlüğü ve adalet mekanizmasında yaşanan problemlerle ilişkisine dikkat çekti. Gürses, “Artık, sular çekiliyor. 2001’e göre şirketler kesimi çok borçlu. Dünyanın bol para döneminden geçmesinden dolayı son 10 yılda politik alanda yapılan hataların üzeri örtüldü. Türkiye’de siyaset son birkaç yıldır normal yolundan saptığı için 1994 krizi ve 2001 krizine göre mülkiyet kaygısı var. Bu hukukun üstünlüğü ve adaletin kaybedilmesinden kaynaklanıyor. Sermaye çıkışı ve mevduat çekilişi var. Nisan’dan bu yana bankacılık kesiminde mevduat azalıyor. Bankacılık kesimine baktığımızda 20 milyar dolar çıkış oldu. Bu para borç ödemeye gitmiş olabilir, yastık altına konmuş olabilir, yurtdışına gitmiş olabilir. Faiz artışı bile dönüşü sağlayamadı. Bunun yanında bir de büyümekte olan kredi krizi var” dedi.

Yatırımı çekmek için formül belli; Hukuk, dış ilişkiler

TÜSİAD Baş Ekonomisti Zümrüt İmamoğlu, “Türkiye’deki şirketlere döviz cinsinden enjeksiyon yapacak yabancılara şirketlere ihtiyaç var. 2009’da bu mümkün olamazdı AB ve ABD sürünüyordu, dünya krizdeydi. Ama bugün yaşadığımız kriz, bizim krizimiz. Tam da bu nedenle yapısal reformları yaparsak doğru sinyalleri verirsek yatırım çekeriz. Yatırım için gelecek yabancı sermaye. Bu yatırımı çekmek için formül belli; finansal istikrar, hukuk, dış ilişkiler. Önce kavga edip sonra para gelsin diye beklemek doğru değil. Dış ilişkilerdeki çalkantı, volatilite ekonomiyi etkiler. Mili menfaatler her şeyin üzerinde ama bu işleri daha iyi yönetebiliriz” dedi.

Hazine ihaleleri açık şekilde manipüle ediliyor

Merkez Bankası’nın bağımsızlığı ile kuşkuların arttığının da altını çizen Uğur Gürses, son otuz beş yıldır piyasa ekonomisi kurallarının hakim olduğu bir ekonomiye piyasa dışı müdahalelerinin de güveni zedelediğini ifade etti. Gürses, “Düşünün, herhangi bir yangın anında itfaiye zamanında gelmezse ne olur? İşte Merkez Bankası, yangına geç gelen itfaiyecidir. Merkez Bankası, bir yandan Ağustos ayında Türk Lirası’nın değer kabına karşı spekülatif atağı seyrediyor diğer yandan seçim öncesi Hazine’ye para vermek için olağanüstü toplantı yapıyor. İtfaiyeci insanlar eğlensin diye su döküyor sanki. Fırıncılara ‘Zam yapmayın’ demekten faizlere müdahaleye kadar piyasaya karışılıyor. Bankalara kredi faizlerinin neyin altında olacağı söyleniyor. Hazine ihaleleri açık şekilde manipüle ediliyor. Bu fotoğraf, piyasa dışı önlemlerin yaygınlaştığını gösteriyor. Türkiye’nin serbest bir ekonomide krizi bu şekilde yönetmesi çok hatalı. Seçmen, aslında son 15 yılda ilk defa iktidarın derin bir krizi nasıl yönettiğini test ediyor. İlk defa derin bir krizde iktidarın nasıl sorun çözeceğini görmek istiyor” diye konuştu.

Önemli hukuk hataları yapıyoruz

Eski Hazine Müsteşarı Mahfi Eğilmez ise 2001 krizindeki gibi ‘dolarizasyon’ tehlikesinin büyüdüğüne dikkat çekerken, iktidarın 2000’lerin ilk yarısındaki reformcu kimliğinden uzaklaşmasının sorunları büyüttüğünü de ifade etti. Eğilmez, “Bugün 2001 krizinden farklı olarak reel sektör kriziyle karşı karşıyayız. Bir ülkede reel sektör ne kadar güçlüyse bankacılık da o kadar güçlüdür. Bankalar eskiden Hazine’ye veriyorlardı şimdi reel sektöre veriyorlar. Bu nedenle reel sektör krize girince bankacılık sektörü kendisini bundan kurtaramaz. Önemli hukuk hataları yapıyoruz. Kendi vatandaşına dolarla tahvil satıyorsunuz yüzde 4’le faiz veriyorsunuz, ardından yabancılara yüzde 7,5 veriyorsunuz. Kredi kartlarına gelen aflar kalıcı etki yapıyor. Vergisini zamanında ödememiş adam affedilince zamanında ödeyen bir daha öder mi? İngilizlerin atasözü var, ‘kurallar ahmaklar uysun diye yapılır.’ Hepimiz ahmak duruma düşüyoruz” dedi.

Öncelik enflasyonla mücadele olmalı

Koç Üniversitesi’nden Profesör Selva Demiralp de Merkez Bankası’nın hızla faiz düşürmeye gitmek yerine enflasyonla mücadeleye yoğunlaşması gerektiğini söyledi. Prof. Demiralp, “Ağustos ayında direksiyon hakimiyetimizi kaybettik. Şimdi Merkez Bankası faizi düşürürse ekonomi canlanır mı diye konuşuluyor. Canlanmaz. Bilâkis ekonomiye zarar verir. Faizi ne zaman düşürürsünüz? Enflasyonun düşeceğine inandığınız zaman yaparsanız. Bu noktada önceliğimiz enflasyonu düşürebilmek bu şekilde büyümeye katkı verebiliriz. Merkez Bankası’nın ekonomiyi en büyük katkısı enflasyonu düşürmekle olur. Dünya Bankası, ‘2019’da 1,6 büyüme bekliyoruz’ açıklaması yaptı. Ama borç yapılanması bitirilemezse, belirsizlikler ortadan kaldırılmazsa 4. çeyrekte negatif bir büyüme olur. Bu belirsizlik ortadan kalmadıkça, kredibilite artmadıkça ekonomide canlanma beklenemez” dedi.

 

AA

Okunma Sayısı: 10072
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı