YKS’de temel yeterlilik testine giren 14 bin 971 kişinin “sıfır çekmesi” okullarda verilen temeL beceri eğitiminin yetersiz olduğunu ortaya koydu.
Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nın (YKS) temel yeterlilik testine giren 2 milyon 390 bin 491 aday arasından 14 bin 971 kişinin hiçbir soruyu yapamayarak “sıfır çekmesi”, son dönemde birçok kez revizyona uğrayan eğitim sistemine dair eleştirileri de gündeme taşıdı. ÖSYM’nin hesaplama yöntemine göre, “sıfır çekmek” tabiri, yaygın kanının aksine, tüm soruları yanlış yapmak değil, testlerde 0,5 netten daha az yapmak anlamına geliyor.
Çok vahim bir durum
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nden eğitim sosyolojisi konusunda uzman Doç. Dr. Zafer Çelik bu yıl sıfır çekenlerin sayısında düşüş olduğunu söyleyerek, “Ancak yükseköğretime geçiş sınavlarının sorularının zorluk düzeyleri yıllara göre farklılaştığından, sıfır çeken kişi sayısının artması ya da azalması bize anlamlı bir şey söylemiyor. Burada çok daha önemli olan mesele, oldukça büyük sayıdaki kitlenin doğru cevapladığı soru sayılarının düşüklüğü. Yani, yükseköğretime geçiş sınavlarında her bir testte 1 doğru yapan aday sayısının büyüklüğü çok daha ciddi bir soruna işaret ediyor” dedi.Çelik şöyle devam etti: “2010’lu yıllarda hatta daha öncesinde de sıfır çekenlerin sayısı 30 bin 50 bin bandında değişiyordu. Öte yandan, matematik alanında sınava giren dört kişiden biri, bir matematik doğrusunu ancak yapıyordu. Bir eğitim sistemde en az 12 yıllık eğitimden sonra, bir kişinin temel matematik sorularında ancak bir doğru yapabilmesi, çok vahim bir durum.”
Temel bilgileri dahi öğretemiyoruz
Çelik, genel itibariyle başarısızlık olgusunun daha ciddi bir sorun olduğunu ifade ederek, “Bir adayın o gün kişisel bir sorunu olduğundan dolayı ‘sıfır’ çekme ihtimali olabilir, ancak ciddi oranda bir kitlenin çok düşük oranda doğru cevap veriyor olması daha yapısal bir sorunu ifade ediyor” dedi. “Demek ki, 12 yıllık eğitim sisteminden bir çocuğu mezun ettiğimizde temel bilgileri dahi öğretemiyoruz” diyen Çelik’e göre, bunun sebebi, ilk ve ortaöğretimde sisteminde çocukların hiçbir temel yeterlilik ve bilgiye sahip olmadan bir üst sınıfa geçebilmesi. Ancak uzmanlar bu tablonun bir yıllık bir sorun olmadığına, on yıllardır devam eden yapısal sorunların eklemlenmesinin bir sonucu olduğuna dikkat çekiyorlar.
Ders zayıfken sınıf geçirilmemeli
Başarılı eğitim sistemlerinde neler olması gerektiğini anlatan Çelik, “Başarılı eğitim sistemlerinin nasıl başarılı olduğunu söyleyen meşhur McKinsey raporunda ifade edildiği üzere, her çocuğun ulaşacağı asgari yeterlilikler tanımlanmalı ve çocukların bu düzeye erişmesi sağlanmalıdır. Türkiye’de de çocukların bir üst sınıfa geçerken, asgari yeterlilikleri elde etmeden birçok dersi zayıfken sınıf geçirme uygulamasından vazgeçilmeli, telafi eğitimleri gibi çeşitli uygulamalarla öğrencilerin asgari bilgi ve beceriyi elde ettikten sonra bir üst sınıfa geçmesi sağlanmalıdır” ifadelerini kullandı.