Türkiye’de eğitim kalitesi hızla düşüyor. 6 milyon öğrenci uzaktan eğitime hiç erişemiyor. Üniversite sayısı arttırılırken, nitelik geriliyor.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Millî Eğitim Bakanlığı’nın 2021 yılı bütçesi üzerine konuşan İstanbul Milletvekili Emine Gülizar Emecan, pandeminin en çok sarstığı alanlardan birinin eğitim olduğunu vurguladı. Emecan, Türkiye’de 6 milyon öğrencinin EBA’dan yararlanamadığını, liyakatsiz atamalar dolayısıyla eğitim kalitesinin düştüğünü, üniversite sayısı artarken niteliğin gerilediğini söyledi. Emecan, Türkiye’deki 278 öğrenci başına bir profesör, 476 öğrenci başına bir doçent, 193 öğrenci başına bir doktor öğretim üyesi ve 156 öğrenci başına da bir araştırma görevlisi düştüğünü de açıkladı. Emecan, milyonlarca kişinin işsiz, binlerce öğretmen adayanının atanamadığı ülkemizde atamaların liyakate göre olmadığının altını çizdi.
‘Talep fazlalığı’yla ya da ‘siber saldırı’ ile açıklanıyor
Pandemi döneminde EBA’ya erişimde fırsat eşitsizliğinin iyice gün yüzüne çıktığını anlatan Emecan, özetle şöyle konuştu: “EBA’ya erişim sıkıntısı ‘talep fazlalığı’ ya da ‘siber saldırı’ ile açıklanıyor. Bu kabul edilemez bir açıklama. Bakanlığınız eğitimin yurdun dört bir yanına ve öğrencilerin tamamına ulaşmasından sorumlu. Eğitim herkesin en temel haklarından biri. Dolayısıyla EBA’da yaşanan sorunlar arzla taleple açıklanamaz. Siz talebin ne kadar olacağını bilmiyor muydunuz? Ülkemizde 15 milyon 88 bin 592 devlet okullarında öğrenci var. Kurduğunuz EBA alt yapısı ancak 1 milyon öğrenciye hizmet verebilecek seviyede. 6 milyona yakın öğrenci ise uzaktan eğitime hiç erişemiyor.
278 öğrenciye bir profesör
Üniversite sayısı hızla arttırılırken nitelikli öğretim üyesi sayısı aynı oranda artmamakta, üniversite ve fakülte sayılarında artışa gidilirken, akademik kadrolar ve fizikî şartların yeterliliğinin sağlanamaması lisans eğitiminin niteliğinde düşüşe neden olmaktadır. Türkiye’deki devlet üniversitelerinde 278 öğrenci başına bir profesör, 476 öğrenci başına bir doçent, 193 öğrenci başına bir doktor öğretim üyesi ve 156 öğrenci başına da bir araştırma görevlisi düşmektedir. 2 milyon öğrencisi olan Almanya’da akademisyen sayısı 416 bin 240, 2 milyon öğrencisi olan İngiltere’de ise 161 bin akademisyen vardır.
Eğitim kalitesi hızla düşüyor
Üniversitelerdeki eğitimin niteliği düştükçe, Türkiye’deki üniversitelerin dünya üniversiteleri arasındaki sıralaması da hızla düşmektedir. 2000’li yılların başında dünya sıralaması içinde ilk 500’e giren üniversitelerimiz mevcutken 2018 yılı itibariyle dünya üniversiteleri arasında ilk 500’e hiçbir üniversitemiz girememiştir. Eğitimin kalitesi hızla düşerken, akademiye dönük baskılar bilimsel üretimin de gerilemesine sebep olmuştur. YÖK’ün “Türkiye Yükseköğretimi İçin Bir Yol Haritası” başlıklı raporuna göre, Türkiye, dünya akademik yayın sıralamasında 30 ülke arasında 20. sırada yer almaktadır. Yayınlarda niteliğin ölçütü olarak “bilimsel yayınlara yapılan atıf sayısı” başta gelmektedir. Bu oranlarda özellikle son altı yılda hızlı bir düşüş yaşanmıştır. 2006 yılında bilimsel yayınlara yapılan 151 bin atıf kayıtlara geçerken bu sayı 2012’de 16 bine kadar düşmüştür”