ABD Başkanı Donald Trump'un yakın çalışma ekibinde yer alan Brett McGurk, DEAŞ ile mücadelenin en önemli unsurlarından birinin yabancı savaşçıların bölgeye ulaşmasını engellemek olduğunu ve Türkiye'nin bu konuda attığı başarılı adımlar olduğunu söyledi.
Brett McGurk, "Türkiye'nin de çok haklı ciddi ulusal güvenlik endişeleri var. Türkiye bizim NATO müttefikimiz. Bunu aklımızdan çıkarmamalıyız" dedi.
Amerikanın Sesi'nde yer alan habere göre, Brett McGurk, Amerikan medya platformu The Atlantic tarafından Washington'da düzenlenen bir forumda, DEAŞ ile yapılan mücadele konusunda önemli açıklamalar yaptı. ABD eski Başkanı Obama'nın özel temsilciliğini yapan ve Başkan Trump'un yakın çalışma ekibinde yer alan McGurk, DEAŞ'ın arkasında küresel işbirliği olduğunu, örgütün bir çok uluslararası bağlantısı bulunduğunu kaydetti. Brett McGurk, DEAŞ'ı fiziksel olarak yenebilmek için iki önemli başkenti Rakka ve Musul'u ele geçirmek gerektiğini söyledi.
Rakka'nın, DEAŞ'ın başkenti olduğunu, liderlerinin orada bulunduğunu ve dış operasyon kararlarının oradan verildiğini söyleyen McGurk, şunları söyledi:
"Rakka'da oturup diğer ülkelere yapacakları eylemleri planlıyor ve emir veriyorlar. Örneğin Berlin'deki kamyonlu saldırı ya da Brüksel, Paris'teki saldırılar. Bunlarla 11 Eylül etkisi yaratmayı hedefliyorlar. Rakka'da mücadele zor çünkü Irak gibi yönetimle işbirliği yok. Ordu ile çalışmıyoruz. Yerel aktörlerle çalışıyoruz. Trump yönetimi önceliğinin DEAŞ'ı yenmek olduğunu açıkça ortaya koydu ki bu da doğru yaklaşım. Şimdi yapılması gereken onlara bu esnekliği sağlamak."
"TÜRKİYE'NİN DE ÇOK HAKLI ENDİŞELERİ VAR"
McGurk, DEAŞ ile mücadelenin en önemli unsurlarından birinin yabancı savaşçıların bölgeye ulaşmasını engellemek olduğunu da belirterek, "Türkiye'nin bu konuda attığı başarılı adımlara sıkça vurgu yapan Amerikan yönetimine göre örgütün bu silahı etkisiz hale getirilmeli" dedi. Türk yetkililerle de yakından çalıştığını ve Türkiye'nin hassasiyetlerinin farkında olduğunu söyleyen Brett McGurk, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Son 2.5 yılda 20 kez Türkiye'yi ziyaret ettim. Suriye'de de birçok kez bulundum. Orada dengeyi sağlamak çok zor. Aşırı derecede zor. Bölgede olağandışı bir gerilim var. Bunun için çok dikkatli olmalıyız. Türkiye'nin de çok haklı ciddi ulusal güvenlik endişeleri var. Türkiye bizim NATO müttefikimiz. Bunu aklımızdan çıkarmamalıyız. IŞİD'in Irak'ta kalmasına müsaade edemeyiz. Bu bizim için de bir tehdit unsuru. Bu dengeyi sağlamalıyız. Her gün bunun için çalışıyoruz ve bu yolda da devam edeceğiz."
Bölgenin geleceğini bir çok etkenin şekillendireceğini ve izlenecek yollar konusunda çok dikkatli olunması gerektiğini söyleyen McGurk, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Eğer Esat'ın devrilmesi Suriye'de kaos yaratırsa, bu boşluk aşırılık yanlısı gruplar tarafından doldurulur. Amerikan güçlerini cepheye sürmek, DEAŞ ile mücadelede doğru yaklaşım olmayabilir. Yerel güçleri etkili hale getirmeliyiz. DEAŞ'ın güçlenmesinin altında yatan sebeplerden biri de, örgütün eleman temininde yaşadığı kolaylık ve buna neden olan koşullar. Arap dünyasındaki gençlerde işsizlik oranı çok yüksek. Mesela Tunus. Belki de bu yüzden Suriye'ye giderek DEAŞ'e katılanlar en fazla bu ülkeden. Bölgeyi her ziyaretimde ben de kendime bu soruyu soruyorum.
Bölgedeki dini baskıları da biliyorum ama gençler için fırsatlar yaratmalısınız yoksa o boşluğu bu ideolojilerle doldururlar. Düşünsenize 16- 17 yaşındasınız ve size tarihi bir hareketin bir parçası olmanız vaat ediliyor. Eviniz, silahınız, arkadaşlarınız, sahip olduğunuz bir kadın var, sizi bunlarla yakalıyorlar. Bunların sadece propaganda olduğuna odaklanıyoruz ama gençlere hayatın anlamı olarak sunulan yaklaşım bu. DEAŞ, tüm dünya için bir tehdit ve El Kaide'nin bir kolu. Bir bölünmenin sonucu. Bağdadi 'Hilafet ilan etmeliyiz' derken El Kaide 'Hayır bunu yapmayacağız' dedi. Bölünme burada başladı. Halifelik ilan eden DEAŞ küresel bir fenomen oldu. DEAŞ'ı yenmek için fiziksel halifeliği de yenmek lazım. Ama DEAŞ bir fenomen oldu ve ihtiyaç duyduğu uygun zemin var."
DHA