Tunus Nahda Hareketi Lideri Gannuşi, "Suudi Arabistan'ın yeni Kralı Selman'ın kanın durması ve birlik sağlanması için Mısır, Suriye ve bölgede uzlaştırıcı rol oynamasını bekliyoruz" dedi.
Tunus Nahda Hareketi Lideri Raşid el-Gannuşi, Ürdünlü pilot Muaz el-Kesasibe'nin yakılarak öldürülmesini "vahşi bir eylem" olarak nitelendirerek, İslam tarihinde buna benzer bir olayın yaşanmadığını söyledi.
Gannuşi, "Suudi Arabistan'ın yeni Kralı Selman'dan beklentileri ve IŞİD'in Ürdünlü pilotu yakarak öldürmesi" konularında değerlendirmede bulundu.
"Müslümanların kıblesinin yer aldığı Suudi Arabistan'ın yeni Kralı Selman'ın kanın durması ve birlik sağlanması için Mısır, Suriye ve bölgede uzlaştırıcı rol oynamasını bekliyoruz" diyen Gannuşi, Mısır'da yaşananlardan duyduğu üzüntüyü ifade ederek, şöyle devam etti:
"Mısır halkı için her şeyin hayırlı olmasını diliyoruz. Mısır'daki siyasi güçlerin aynı doğrultuda buluşmalarını ve 'Tunus'un bütün Tunuslular için olduğu gibi Mısır'ın bütün Mısırlılar için olduğu' ilkesiyle hareket etmelerini temenni ediyoruz. Ötekileştirmeye yer yok. Çünkü dışlama sorunu çözmez. Kaos ve savaştan tek çıkış yolu, bölge ülkelerindeki güçler arasında uzlaşı sağlanmasıdır."
Ürdünlü pilotun öldürülmesi
Ürdünlü pilot Kesasibe'nin yakılarak öldürülmesinin "büyük bir şok olduğunu" dile getiren Gannuşi, "vahşetin büyüklüğü" karşısında, "Neredeyse gökler parçalanacak, yer yarılacak, dağlar göçecekti" ayetini hatırlatarak, "İslam tarihinde buna benzer bir olaya rastlanmamıştır. Birini yakarak öldürmek, İslam tarihinde görülmemiş, vahşi bir eylemdir" ifadelerini kullandı.
"Müslümanlar arasındaki münasebetin bu derece vahşileşmemesi" gerektiğini vurgulayan Gannuşi, söz konusu olayı şiddetle kınadığını, Kesasibe'nin ailesi ve Ürdün halkının yanında olduğunu belirtti. Gannuşi, böylesi bir vahşetin, bölgede çatışmaya yol açacağını da kaydetti.
"Aykırı grupların varlığı"
Gannuşi, İslam tarihi boyunca "zayıflık, aşırılık, tekfir ve harici fikirlerden" beslenen "aykırı grupların" varlığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"İslam tarihinin ilk asrından bu yana benzeri gruplar var olmuştu. Allah'ın değerli kıldığı insanın kanını akıtmayı kolaylaştıran Hariciler, bunlardan biridir. Kur'an-ı Kerim'de 'Kim bir mü'mini kasten öldürürse, cezası, içinde ebediyen kalacağı cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, onu lanetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır' buyrulmaktadır. Böylesi gruplar, Müslümanların kanını helal görüyorlar."
İtidal üzere olma
Fıkıh alimleri ve Müslüman düşünürlerin aykırı fikirlerle mücadeledeki rolüne de değinen Gannuşi, "İslam hukukunun önemli gayelerinden biri olan, kişinin nefsini muhafaza etmesiyle insanlık seviyesinin yükseleceği 'itidal' görüşünün yaygınlaştırılması gerekiyor. İslam hukuku, insanın ruhunu zedelemek, kanını akıtmak için değil bilakis onu onurlandırmak için gelmiştir. Bu bağlamda imam, alimler ve dini kurumların yanı sıra basın mensupları, itidal görüşünün yaygınlaştırılması konusunda büyük sorumluluk taşıyorlar" diye konuştu.
Allah'ın insanları farklı farklı yarattığını vurgulayan Nahda lideri Gannuşi, bir arada olabilmenin ancak "itidal, uzlaşı, çeşitliliği ve farklı görüşleri kabul ederek, ümmetin ve insanlığın birliği çerçevesinde" sağlanabileceğini söyledi.
AA