Osmanlı Devleti'nin 34'üncü Padişahı Sultan II. Abdülhamid tarafından 1900-1908 yıllarında Şam ile Medine arasında inşa ettirilen Hicaz Demiryolu'nun, Filistin sınırlarında yer alan Nablus'taki kolu olan El-Mesudiye Tren İstasyonu, Yahudi yerleşimcilerin ihlallerine maruz kalıyor.
Birinci Dünya Savaşı'nda tahrip edilinceye kadar yaklaşık 8 yıl boyunca hacıların kullandığı Burka köyü mevkiindeki Mesudiye Tren İstasyonu bugün, tarım arazileri içindeki konumu hasebiyle Filistinli aileler tarafından mesire alanı olarak rağbet görüyor.
Burka Belediye Meclisi Başkan Yardımcısı Cihad Şeride, 26 dönüm üzerine kurulu olan Mesudiye İstasyonu'nun Osmanlı devletinin hüküm sürdüğü dönemde yöre halkı tarafından hibe edildiğini şimdi ise Filistin devletinin mülkünde olduğunu kaydetti.
C bölgesi statüsü gerekçe gösteriliyor
Şeride, "Uzun yıllardır bu araziyi bir piknik alanına dönüştürmeye çalışıyoruz ancak Oslo Anlaşması'na göre istasyonun üzerine kurulu olduğu toprakların bir kısmı B, bir kısmı da C bölgesi statüsünde yer aldığı için İsrail bu çalışmalarımıza engel oluyor" dedi.
Arazide 2013 yılında bir Sağlık merkezi inşa ettiklerini ve mevcut binalardan bazılarını onardıklarını belirten Şeride, İsrail yönetiminin, C bölgesi statüsünde yer aldığı gerekçesiyle sağlık merkezini yıktığını ve binaların onarımına da izin vermediğini belirtti.
Osmanlı Devleti'nden kalan tarihi mirası korumak istediklerini dile getiren Şeride, "Yakın zamanda buraya Yahudi askerler eşliğinde mühendisler geldi ve arazi üzerinde ölçüm yaptılar. Burayı ele geçirmelerinden ve barındırdığı tarihi izleri silmelerinden korkuyoruz" diye konuştu.
Şeride, Mesudiye Tren İstasyonu'nun restore edilmesi ve buradaki Filistin-Türk tarihinin tescillenmesi için Türk hükümetinden Burka köyü yönetimine yardım eli uzatmasını talep etti.
İsrail yönetimi, İstasyon olarak yıkık bir kaç bina ve tarım alanlarından başka bir şeyin kalmadığı Osmanlı mirası Mesudiye Tren İstasyonu'na, Yahudi bayramlarında sadece Yahudilerin girmesine izin veriyor.
AA