Jamal Ismail ve Sofinee Harun'un etkileyici hikayesi, geçen sene Eylül ayında arabalarını bir hafta konaklamak üzere Calais'teki mülteci kampına çekmeleriyle başlamış. Harun, The Independent'e verdiği mülakatta mülteci kampını görünce hissettiklerini şöyle anlatıyor: "Öylece eve gidemedik. Mülteci kampına çok sayıda insanın geldiğini biliyorduk. Aralarında kadınlar, çocuklar ve aileler vardı. Çocukları aç olan insanlar vardı. Ve onlar size bağlılar. Eğer siz yemek pişirmeyecek olsanız aç kalacaklarını bilmek çok kötü."

Yardımsever çift tüm sene boyunca sabahın ilk ışıklarından akşama kadar yemek dağıtmış olsalar da "Asla istediğimizi yapmaya yaklaşamadık" diyorlar.

"AKLIM HALA MÜLTECİ KAMPINDA"

Kendilerine mutfakta yardım eden başka gönüllülerle sayesinde bir mülteciye yemek vermeleri yaklaşık 10 saniye alıyor. Bu da hiçbir mültecinin aç karnına çok fazla beklemek zorunda kalmayacağı anlamına geliyor. 

Şuan İngiltere'ye geri dönen Harun, "Aklım hala mülteci kampında" diyerek geceleri uyuyamadığını söylüyor.

Fransa'nın Calais şehrine kurulan ve "Jungle" diye çağrılan kampta mülteciler ve göçmenler barınıyor. Kamptaki çoğu insan feribotları, arabaları veya trenleri kullanarak yasadışı yollarla İngiltere'ye geçmeye çalışıyor.

ÇOCUKLARIN AİLELERİ YOK

Kamp, Avrupa'da yaşanan mülteci krizinin ardından tüm dünyanın dikkatlerini üzerine çekmişti. Yardım kuruluşlarının raporuna göre kampta 900 kadar çocuk yaşıyor ve bu çocukların yüzde 80'ine yakınının ailesi yok. 

Aslen Malezyalı olan çift kampı ilk kez ziyaret ettiklerinde karşılaştıkları manzaradan dehşete kapılmış. İsmail, o anları şöyle anlatıyor: "Yağmur yağıyordu ve şiddetli bir fırtına vardı. Hemen herkes yazlık çadırlarda kalıyordu. Yağmur bastırdığında yemek pişiremiyorlardı, çünkü odunla ateş yakmak zorundaydılar. Temiz su ve elektriğin olmadığı bir kampta yaşamaya çalışan insanları görmek... Böylesi bir manzarayı Avrupa'da görmek şok edici. Ben küçükken, 1970'li yıllarda Malezya'da şehirden uzak köylerde ancak böyle durumlar yaşanırdı. Ancak bu 30 sene öncesiydi ve Malezya bu kadar gelişmemişti."

MÜLTECİLERE SICAK YEMEK

Aynı zamanda mühendis de olan İsmail, kampı ilk ziyaretlerinden sonra gazlı ocak seti kullanarak mültecilerin sıcak yiyeceğe kavuşmasını sağlamış.

Eşi Harun "Bir haftalığına kampa çıkarsanız soğuk yemek yemeyi pek dert etmeyebilirsiniz" diyor ve ekliyor: "Ancak uzun süre soğuk yemek yemek çok can sıkıcıdır. Yabancı bir ülkede, yabancı olarak yaşamak. Böyle bir durumda yemeğin ne kadar önemli olduğunu biliyorum."

Haber: Mücahit Çakır / [email protected]

Haber Merkezi