Amerikalı siyaset bilimci Prof. Richard Falk herhangi bir kutsal kitabın yakılmasına izin vermenin meşru bir amacının olmayacağını vurguladı.
Danimarkalı Müslümanlardan Danimarka hükümetine çağrı
Billström: İslamofobik eylemler, hangi biçimde olursa olsun İsveç tarafından reddediliyor
Kur’an yakma eylemleri yasaklanacak
Kur’an yakmak ifade özgürlüğü değil
Dünya barışı Kur'an'la mümkün
İsveç ve Danimarka çözüm arayışında
Danimarka Kur’ân yakma eylemlerini yasaklayacak
Kur'an-ı Kerim'e yönelik saldırılar Danimarka tarafından da kınandı
Kristersson: Kur’an yakma eylemleri endişe veriyor
'Kur’an’a yapılan ''aşağılık'' saldırıların ve saygısızlığın tekrarlanmaması için çalışıyoruz'
ABD’deki Princeton Üniversitesinde Uluslararası Hukuk Uzmanı ve Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları eski raportörü siyaset bilimci Prof. Richard Falk, herhangi bir kutsal kitabın yakılmasına izin vermenin meşru bir amacının olmayacağını belirterek, bu tür eylemlerin yapıcı bir amaca da hizmet etmediğini söyledi.
Falk, bu tür girişimlerin yasaklanması için güçlü gerekçelerin olduğunu da ifade etti. Kur’an-ı Kerim’e yönelik saldırıların olası nedenlerine ilişkin soru üzerine Falk, bu tür girişimlerin, İsveç’in NATO üyeliğinin onaylanması karşılığında AB’nin Türkiye’ye birtakım vaatlerde bulunmuş olma ihtimaline yönelik endişelerle ilintili olabileceğini kaydetti. Bu durumun Avrupa’da daha fazla Müslüman varlığı anlamına gelebileceği yönünde birtakım kaygılar olabileceğini belirten Falk, “Bu saldırılar muhtemelen, AB’nin bu yönde gitmesi halinde toplumsal ve siyasi sorunların çıkacağını dile getirmenin bir yolu olabilir.” dedi.
Saldırılar bir “nefret” söylemi
Prof. Richard Falk, “Bu saldırılar, İsveç ve Danimarka da dahil olmak üzere siyasi olarak oldukça güçlü hale gelen göçmen ve Avrupalı olmayan karşıtı geniş kapsamlı sağcı bir önyargının bildirisi.” değerlendirmesini yaptı. İfade özgürlüğü ile dini inançlara saldırı sayılabilecek eylemler arasındaki ayrım hakkında ise Falk, bu tür girişimlerin, “ifade özgürlüğü” şemsiyesi altına girebileceğini ancak bazı durumlarda “şiddet içeren davranış oluşumu” ile irtibatlandırılabileceğini de söyledi. Kur’an-ı Kerim’e yönelik saldırıların “nefret söylemi olduğunun iddia edilebileceğini” aktaran Falk, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ‘takdir marjı’ dediği bir şey var, bu da ulusal yasal yetki ne olursa olsun ona belirli bir saygı gösterilmesi anlamına geliyor.” dedi.
AA