Danimarka Afrikalıları Destekleme Merkezince Österbro'daki ABD Kopenhag Büyükelçiliği önünde düzenlenen gösteriyi Irkçılığa Karşı SOS adlı dernek de destekledi. Çoğunluğu Danimarkalı olan göstericiler "Ben Michael Brown'um" "Ölümlere hayır" "Irkçı polis şiddetine hayır" yazılı pankart ve dövizler açtı.

Protesto gösterisinde konuşan Irkçılığa Karşı SOS Derneği Başkanı Jette Möller, Abraham Lincoln'un köleliği sona erdiren beyannameyi imzalamasının üzerinden 150 yıl ve Martin Luther King'in "Bir hayalim var" adlı meşhur konuşmasının üzerinden 51 yıl geçtiğini belirterek şöyle dedi:

"Martin Luther King, 'çocuklarımın derilerinin rengiyle değil kişilikleriyle değerlendirileceği bir ülkede yaşayacaklarına dair bir hayalim var' demesinin üzerinden 50 yıl geçti. "Ayrımcılık ortadan kaldırılıncaya kadar tatmin olmayacağız" dedi ancak hala tatmin olacak şartlar yok. Bugün hala siyah olduğuna inanmasam da ABD'nin siyahi bir başkanı var. Bu bir gelişme elbette."

1 milyon siyahi hapsedildi

Möller, ABD'de siyahiler arasındaki yoksulluğun sürdüğünü, 1959'da yoksulluk sınırı altında yaşayan siyahilerin oranının yüzde 77 olduğunu belirterek, bir dönem düşen oranın 2000 yılından bu yana yükseldiğini ve günümüzde ABD'deki siyahilerin yüzde 35'inin yoksulluk sınırının altında yaşadığını söyledi.

ABD'de 1980 yılından 2008 yılına kadar 500 bine yakın insanın hapsedildiğini ifade eden Möller, "Günümüzde bu rakam 2,3 milyona kadar yükselmiş bulunuyor ve bunun 1 milyonu Afro-Amerikalılar. 18-31 yaş arasındaki siyah erkeklerin üçte biri hapiste. Gerçekten bir şey yapılması gereken umutsuz bir durum var" dedi.

Ülkede siyah annelerin bebeklerini ilk ay kaybetme risklerinin diğerlerine oranla iki kat daha fazla olduğunu, siyahi çocukların üçte ikisinin anneleriyle yaşadığını ve yarısının yoksulluk sınırının altında bulunduğuna işaret eden Möller, Martin Luther King'in rüyasının yerine gelmediğini, ABD'deki siyahilerin mücadelesine destek olmak ümidiyle bu protestoyu gerçekleştirdiklerini sözlerine ekledi.

"Amerikan rüyası kabusa dönüştü"

Daha sonra konuşan Danimarka Afrikalıları Destekleme Merkezi Başkanı Afrika kökenli Josef Wolfugang Nielsen de dünyanın büyük gücü olarak ABD'nin insanlığa ve sivil haklara da öncülük etmesi gerekirken bunda başarısız olduğunu, ABD'de siyahilar için yaşamın daha da kötüleştiğini ve Amerikan rüyasının kabusa dönüştüğünü söyledi.

Ferguson'da infaz edilen masum siyahi gencin ailesine Kopenhag'dan taziyelerini gönderdiklerini ifade eden Nielsen, Brown'un öldürülmesinin insanlığa karşı açık bir suç olduğunu ve bu sorununun sadece ABD'yi değil dünyanın genelini etkileyeceğini vurguladı.

Nielsen, ABD'de siyahilerin güçlü bir topluluk olmadığını, tüm istediklerinin başkaları gibi korunmak olduğunu belirterek şöyle dedi:

"Bunu istemekle çok mu şey istemiş oluyoruz? En hafif bir karşı koyma işareti bile siyahilerin öldürülmesine sebep oluyor. Oysa polis, renk cinsiyet veya inanca bakmasızın herkese hizmet etmeli. ABD'de hükümetten alınan bütçe payının azalmaması için polis teşkilatındaki baskı, iyiniyetli polisi gelecek yıl daha fazla paraya ihtiyaç olduğunu göstermek için daha fazla tutuklama gibi davranışlara yöneltiyor olabilir. Bizi korumayan polise, daha fazla ihtiyacımız yok, aynı şey politikacılar için de geçerli. Değişim, vaziyeti düzeltme, çözümler yaratma vaatleriyle başladılar ancak güç, para, hırs gündemi değiştirdi. İyi politikacı veya polis yoktur demiyoruz fakat mevcut durumu çocuklarımız için parlak bir gelecek olarak algılamıyoruz. Konuşmaya ihtiyacımız var, adaletsizliğe ve çürümüşlüğe karşı durmamız gerekir."