Suriyeli uzman Hames Zreik’e göre, İdlib’de tansiyon yükselirken, bir taraftan Türkiye, diğer taraftan Rusya destekli Suriye ordusu yığınaklarını arttırıyor.
İdlib’de sahada hareketlilik artarken diplomatik girişimler de yoğunlaşmaya başladı. Son olarak Türk, Rus ve İran Dışişleri bakanları telekonferans yoluyla İdlip konusunu görüştü. DW’deki habere göre Şam Araştırma ve Çalışma Merkezi (DCRS) adlı düşünce kuruluşunun başkanı olan Hames Zreik, “İdlib meselesinin çözümü, sürece çok sayıda bölgesel ve uluslararası taraf dahil olduğu için oldukça zor ve karmaşık” dedi. Şubat ayında Rusya destekli Suriye ordusu İdlib’e yönelik askerî operasyonlarını yoğunlaştırdı ve sahadaki bütün taraflar için çok önemli olan M4 ve M5 karayollarına kadar ulaştı. Türkiye’nin İdlib kırsalındaki bazı gözlem noktaları Suriye ordusunun kontrolüne geçen bölgeler içinde kaldı.
Çözülmeyen sıkıntılar var
Uzmanlara göre, sınırlı çatışmaların ardından 5 Mart’ta Moskova’da varılan anlaşma İdlib meselesinde bir dönüm noktası sayılıyor. Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü’nden Konstantin Truevtsev, “İdlib’de mevcut durum tam olarak 5 Mart’ta yapılan anlaşmanın esasına uygun” dedi. Anlaşma çerçevesinde Suriye ordusu bulunduğu yerlerden çekilmedi. M4 ve M5 karayolları Suriye hükümetinin kontrolünde sayıldı ve birkaç bölgede Türk-Rus ortak devriyeleri gezmeye başladı. Ancak bu anlaşma Türk-Suriye ve Rus güçlerinin çatışmasını durdursa da İdlib sorununa kalıcı bir çözüm sağlamadı ve İdlib’de tansiyon yeniden yükselmeye başladı.
Türkiye’nin ve diğer tarafta Rusya destekli Suriye ordusunun bulundukları bölgelere askerî yığınaklarını artırdığı biliniyor. Rusya destekli Suriye ordusunun son askeri operasyonları ile birlikte daha küçük bir alana sıkışan şehir içindeki silâhlı grupların tepkileri de yükselmeye başladı. “Rusya, Türkiye’nin şimdiki pozisyonunun 5 Mart’ta yapılan anlaşma öncesine göre çok daha yapıcı olduğunu düşünüyor” diye konuşan Truevtsev’e göre çözülemeyen birkaç sorun tansiyonu yeniden yükseltebilir. Rusya, Türkiye, İran ve Şam arasındaki siyasi süreçler İdlip içindeki durumu doğrudan etkiliyor. İdlip sorununu çözülmeden Suriye’de yeni anayasanın yazılması, referandum ve yeni siyasi yapının inşası, savaş sonrası kalkınma hamleleri gibi süreçlerin sağlıklı ilerlemeyeceği öne sürülüyor.