Teröre yardım ettiği gerekçesiyle 15 ay kamplarda tutulan Gülbahar Celilova ve Ömer Bekali, Çin’in Doğu Türkistan’da kurduğu kamplarda yaşadıklarını anlattı.
Teröre yardım ettiği gerekçesiyle 15 ay kamplarda tutulan Gülbahar Celilova ve Ömer Bekali, Çin’in Doğu Türkistan’da kurduğu kamplarda yaşadıklarını Independent Türkçe’ye anlattı.
15 ay boyunca dört kez sorguya çekildiğini anlatan Celilova, bu sorguların günlerce sürdüğünü ifade ediyor. Sürekli işkence edilen insanların çığlıklarını duyduklarını söylüyor. Bu çığlıklara dayanamayıp birkaç kez hastanelik olduğunu belirtiyor. Kalp krizi geçirdiğini, hastaneye giderken bile başına siyah bir poşet geçirdiklerini hatırladığını söylüyor. Celilova bu süre zarfı içinde üç kez kamp değiştirdiğini belirten Celilova, ‘’Her ay gelip bir iğne yapıyorlar, bir de ilaç veriyorlardı zorla. Ne olduğunu bilmiyorduk o iğne ve ilaçların. Her gün bir kişi bayılıyordu. 24 saat kamerayla izleniyorduk. 17 saat duvara bakarak oturuyorduk. Toplamda 1 yıl 3 ay 10 gün yattım. Çıkmadan yaklaşık 10 gün önce ilk defa güneşi gördüm. Akıl sağlığımı korumak için günleri sayıyordum. Her anı işkence gibiydi. Bazı kişilerin ölüm haberini alıyorduk. 27 yaşında Hürriyet adında bir genç kız vardı. Tutuklanma nedeni Türkiye’ye gitmesiymiş. Sürekli işkence ediyorlardı. Bir keresinde götürdüler geri gelmedi. Öldüğünü duyduk.’’ dedi.
Etnik temizlik yapılıyor
Ömer Bekali ise kamplarda sekiz ay kaldığını söylüyor. Toplama kampındaki hayatı “Akıl almaz bir hayattır, oradakilerin hepsi ölümü beklemektedir” diyerek anlatan Bekali, ‘’ Çok soğuk, güneşi göremiyorsunuz. Banyo yapma imkanı yok, tuvaleti istediğiniz zaman kullanamıyorsunuz, onların izin verdiği zaman gidersiniz, altınıza yapsanız da umurlarında değil. Her ay kan alınıyor, bilmediğiniz ilaçları içmeğe mecbur kalıyorsunuz. Orada insanlık dışı, vahşi işkenceler yapılıyor. Etnik temizlik yapılıyor. Hiç kimseye söyleyemediğim hikâyeler var, bunu size de söyleyemem çünkü siz de benim can güvenliğime garanti olamayacaksınız.’’ dedi.