Erdoğan Muhammed Ali’nin son yolculuğuna uğurlanması için düzenlenecek törenlere katılmak üzere ABD’ye gitmeye karar vermişti. Erdoğan bir konuşma hazırlamış, ancak sonradan eklenen iki isim nedeniyle organizatörler tarafından ABD’ye hareketinden önce konuşmacılar listesinden çıkarılmıştı.

Çarşamba günü Kentucky’nin Louisville kentine ulaşan Erdoğan, Freedom Hall adlı merkezdeki törende ise, Kabe örtüsünün bir parçasını tabutun üzerine koymak istediğini iletmiş, ancak “Biz sonra koyarız” yanıtı almıştı. Erdoğan’ın, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’le birlikte tabut başında Kuran okuma isteği de geri çevrilmişti.

Cumhurbaşkanı bunun üzerine cenaze namazına katıldıktan sonra programını yarıda keserek Türkiye’ye dönme kararı almıştı.

Hürriyet’ten Tolga Tanış, bugünkü yazısında organizasyon sırasında olup bitenlere ilişkin yeni ayrıntılara yer verdi.

Özel bir çaba sarfedildi

Ali’nin isim haklarının yüzde 80’ini bundan 10 yıl önce 50 milyon dolara satın alan CKX şirketinin cenaze töreninde Ali’nin Müslüman kimliğinin törenin tümüne hakim olmasını istemediğini yazan Tanış, yine de Erdoğan ‘imajı bir farklı bir lider’ olsaydı, şirketin onu sahnede göstermekten çekinmeyeceğini vurguladı.

Erdoğan’ın konuşmasının iptal edilmesinin dışında bu ‘imaj’ nedeniyle şirketin başka uygulamaları olduğunun altını çizen Tanış, “Ancak tersine, aileden kimsenin Erdoğan’la bir fotoğrafının olmaması için organizasyon özel çaba gösterdi. Buna da Erdoğan’ın Ali’nin ailesine hediye vermek için Muhammed Ali Merkezi’nde beklediği odanın önünde tanık oldum. Erdoğan içeride 15 dakika bekledi. Sonunda Ali’nin dokuz kızından biri olan Jamillah Ali geldi. Ama sonra merkezin CEO’su tarafından kısa sürede dışarı çıkarıldı” diye yazdı.

Cumhurbaşkanlığı organize etmiş

Tanış’a göre, şirket Erdoğan’ı ‘bir dünya lideri’ olarak değil, ‘imajı sorunlu bir Türkiye lideri’ olarak görüyor. Tanış’a göre, yaşananlardan da yine bu durumu okuyamayan Cumhurbaşkanlığı yetkilileri sorumlu.

Tanış, Erdoğan’ın cenaze katılım programını Cumhurbaşkanlığının üstlendiğini belirterek, şunları yazdı: “Perşembe günü daha olaylar başlamadan, heyetteki bazı önemli isimler Dışişleri Bakanlığı’nın bu işin organizasyonunda payının olmadığını, her şeyi Cumhurbaşkanlığı’nın ayarladığını gururla anlatıyordu. Dediğim gibi, eleştiriyoruz. Ancak Türk Dışişleri’nde halen muhakemesi sağlam, dinamikleri anlayan insanlar olduğu da doğru. Eğer Dışişleri baştan işe dahil olsaydı, belki Türkiye’yi yöneten kişi de yanında gazeteciler ve bürokratlarla neredeyse bir tam gününü havada geçirip bu duruma düşmezdi.” 

Ali’nin isim haklarını satın alan şirket için Erdoğan’ın ‘Amerika’nın en ünlü başsavcısı tarafından, ABD’nin ulusal güvenliğine tehdit sayılan Reza Zarrab gibi bir isimle ilişkilendirilmiş bir lider’ olduğunu söyleyen Tanış, bundan sonra Erdoğan’ın ABD’de tanınmış bir Müslümanın vefat etmesi durumunda kolay kolay “Kalkın cenazeye gidiyoruz” demeyeceğini kaydetti.