Aslen Kuzey Afrikalı olan ve Avustralya'da faaliyet gösteren Kadiri Tarikatına mensup cemaatin Melbourne'de organize ettiği Mevlid-i Şerif, davetlilerin ilgisini çekti. Programda Kur’an-ı Kerim okundu ve sohbetler edildi.
Daha sonra çalınan tef eşliğinde söylenen ilahiler, katılımcıların ilgisini cekti. Kalabalık bir kitlenin ilgi gösterdiği mevlid, yenen yemekler ve yapılan sohbetlerle devam etti.
Gecenin surprizi ise Peygamber Efendimizin (asm) Sakal-i Serifinin ziyarete açılması oldu.
Yillar önce Turkiye’den Misir’a hediye edilen Sakalı Serif’in ikinci duragi Lubnan olmus. Lubnan’dan gönderilen Sakal-ı Şerif'in son durağı ise Avustralya’nın Sydney şehri olmuş.
Sakalı Şerif, Melbourne’daki programa getirilerek ziyarete açıldı. Programa katılanlar dua ve salavatlar eşliğinde Sakalı Şerifi ziyaret etti. Programda duygulu anlar yaşandı.
Fatih Yargı / Avustralya
SAKAL-I ŞERİF SALAVATA VESİLEDİR
Dünyanın ve Türkiye'nin birçok yerinde Sakal-ı Şerif, Hırka-i Şerif, Lihye-i Şerif ziyaretleri büyük bir heyecanla gerçekleştiriliyor.
Bediüzzaman Said Nursi bu ziyaretlerin vesilelik cihetine dikkat çekerek 'Sakal-ı şerif ziyareti salâvata vesiledir' diyerek Peygamber Efendimize (SAV) hürmete ve teveccühe ve salâvata vesile olduğunu vurguluyor.
Sakal-ı şerif ziyareti salâvata vesiledir
Eğer bir saç hakikî olarak Lihye-i Saadetten olmazsa, madem zâhir hale göre öyle telâkki edilmiş ve o vesilelik vazifesini yapıyor ve hürmete ve teveccühe ve salâvata vesile oluyor; katî senetle o saçın zâtını teşhis ve tayin lâzım değildir.
Bugün Refet Beyin bir mektubunu aldım. Lihye-i Şerife hakkındaki suali münasebetiyle diyorum ki:
Hadisçe sabittir ki, Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın lihye-i saadetinden düşen saçların taneleri mahduttur. Otuz kırk tane veya elli altmış tane gibi az bir miktarda iken, binler yerde Lihye-i Saadetin saçları bulunması, beni bir zaman çok düşündürdü. O vakit hatırıma gelmiş ki, Lihye-i Saadet, yalnız Lihye-i Şerifin saçlarından ibaret değil. Belki re's-i mübarekinin tıraş oldukça hiçbir şeyini kaybetmeyen Sahabeler, o nurlu ve mübarek ve daimî yaşayacak saçları muhafaza etmişler. Onlar, binlerdir; şimdiki mevcuda müsâvi gelebilirler.
Yine o vakit hatırıma geldi ki: Acaba her camide bulunan, sened-i sahih ile bu saç Hazret-i Risaletin saçı olduğu sabit midir ki, ona karşı ziyaret makbul olabilsin?
Birden hatıra geldi ki, o saçların ziyareti vesiledir. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâma karşı salâvat getirmeye sebep ve bir hürmet ve muhabbete medardır. Vesilelik ciheti o şeyin zâtına bakmaz, vesilelik cihetine bakar. Onun için, eğer bir saç hakikî olarak Lihye-i Saadetten olmazsa, madem zâhir hale göre öyle telâkki edilmiş ve o vesilelik vazifesini yapıyor ve hürmete ve teveccühe ve salâvata vesile oluyor; katî senetle o saçın zâtını teşhis ve tayin lâzım değildir. Yalnız, aksine katî delil olmasın, yeter. Çünkü telâkkiyât-ı âmme ve kabul-ü ümmet, bir nevi hüccet hükmüne geçer.
Bazı ehl-i takvâ, böyle işlerde, ya takvâ veya ihtiyat veya azîmet noktasında ilişseler de, hususî ilişirler. Bid'a da deseler, bid'a-i hasene nevinde dahildir. Çünkü vesile-i salâvattır.
Refet Bey mektubunda diyor: "Bu mesele ihvanlar beyninde medar-ı münakaşa olmuş." Kardeşlerime tavsiye ediyorum ki, inşikaka ve iftiraka sebebiyet veren münakaşa etmesinler. Yalnız müdavele-i efkâr suretinde, nizâsız mübahaseye alışsınlar.
Lem’alar, On Altıncı Lem’a, Hâtime, s. 272
LÛGATÇE:
Lihye-i Saadet: Peygamberimizin (asm) saç ve sakalının taneleri.
re's-i mübarek: mübarek baş.
müsâvi: eşit, denk.
telâkkiyât-ı âmme: umumî anlayış, genel telâkki.
ihvan: kardeşler.
beyn: ara, arası.
inşikak: Parçalanma, kırılma.
müdavele-i efkâr: Fikir alış-verişi.
nizâ: Çekişme, kavga.
mübahase: sohbet, konuşma.
Haber Merkezi