14 Kasım 2018, Çarşamba 00:10
Arap Baharı’nın devrimci dinamiklerinin üzerinden geçen sekiz yılın ardından, insanların demokratik ve onurlu bir yaşam umudundan geriye fazla bir şey kalmadığını görmek için, halihazırdaki siyasi haritaya kısaca göz atmak yeterli.
DW’den Loay Mudhoon’a göre, yakın tarihte Arap halklarının gerçekleştirdiği en büyük kitlesel hareket olan bu isyanlar sırasında öne çıkan “ekmek, özgürlük ve sosyal adalet” mevhumlarının yerine bugün büyük ölçüde kaos ve tahribat hâkim. Libya’da devlet çökmek üzereyken Arap dünyasının “fukara evi” konumundaki Yemen’de BM “dünyanın en büyük insanî felakatinden” söz ediyor. Mısır ise ürpertici ve aldatıcı bir ölüm sessizliğine gömülmüş durumda. Diğer yandan Arap Baharı’ndan nasibini alan pek çok ülke yerel çatışmalara sahne oluyor. Yıllardır devam eden mezhepçilik motifli şiddetli çatışmaların körüklediği karmaşık Suriye sorunu, gerek bölgesel gerekse uluslararası çapta “emsal teşkil eden bir savaş” niteliğine kavuştu. Esad hanedanının korku iktidarına karşı başlatılan barışçı halk hareketi, şimdi bir dünya sorunu haline dönüştü.
Okunma Sayısı: 1180
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.