"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Allah’a seslendim ve ‘Lütfen beni kurtar!’ dedim

07 Temmuz 2017, Cuma
Müslüman olup Yusuf İslam ismini alan eski şarkıcı Cat Stevens, Müslüman oluşunun hikâyesini bir defa daha anlattı. Yusuf İslam “Denizde batıyorken ve neredeyse boğuluyorken tam olarak bunu yaptım. Allah’a en samimî halimle yalvardım. Çünkü o anda saklanacak biri yok, ruhum tamamen çıplak olarak Allah’a seslendim ve “Lütfen beni kurtar!” dedim.”

Daha çok sahne ismi Cat Stevens’la tanınan Yusuf İslam geçtiğimiz günlerde Türkiye’ye geldi. Efsanevî san’atçı ‘Neden Hâlâ Gitar Taşıyorum’ adlı kitabının tanıtımı için buradaydı.

San’atçının TRT World’den Ömer Kablan’ın yaptığı ve TV’de yayınlanan röportajının tercümesini istifadenize sunuyoruz:

Yusuf, müzik dünyasının efsane isimlerindensin. Ve Türkiye’de şöyle bir deyiş var: ‘Zenginlik parayla değil, arkandan iyi konuşan insanların sayısıyla ölçülür.’ Bunu göz önünde bulundurarak cevaplayacak olursan, kendini zengin hissediyor musun?

Aslına bakarsan zenginden çok fakir hissediyorum. Çünkü kendime baktığımda zayıflıklarımı, acizliğimi görüyorum. Bu noktadan bakınca bana gösterilen sevgiye çok müteşekkirim. Ama kendime baktığım zaman, kendimi gözden geçirdiğim zaman zengin olan tek zatın Allah olduğunu biliyorum.

Yeni kitabın ‘Neden Hâlâ Gitar Taşıyorum’ Türkçeye çevrildi. Bu kitapla vermeye çalıştığın ana fikir nedir ve neden hâlâ gitar taşıyorsun?

Kitap, aslında genel olarak medya tarafından bulanıklaştırılan noktaları açığa kavuşturmak için, o boşlukları doldurmak için yapılmış bir girişim. Çünkü insanların detaylara inmeye vakti yok. Bilirsiniz, bir gazete okurken ya da haberleri izlerken o haberin sadece küçük bir kesitine şahit oluyoruz. Dolayısıyla ben yaşananların arka planıyla ilgili daha fazla detay vermek istedim. Kitap aynı zamanda çok kısa olarak ilk hayalimden de bahsediyor, temelde Amerikan rüyası dediğimiz şey. Bilirsiniz; zengin olmak, servet sahibi olmak, kız arkadaşlar, para, yakışıklı gözükmek vs. bütün bu şeyler. Bir şarkıcıydım ve bu, benim için istediğim bütün bu şeyleri başarmanın özetiydi. Ama bu durum sadece bir yıl sürdü ve o bir yılın sonunda hastanedeydim. Bu adeta kaderdi. “Dur!” dedi. Bu noktada hayatın gerçekten çok kırılgan olduğunu fark ettim. Ve daha fazla öğrenmek istedim. Çünkü güvende değildim. Öldükten sonra ne olacaktı? Kitabımda bu tarz sorularla birlikte, hakikati bulma yolculuğuma nasıl başladığımı anlattım. Hakikat nedir? Öldükten sonra neler olur? Bildiğiniz gibi bu soru, bütün insanların çözmesi gereken büyük bir soru. Kitap aynı zamanda Budizm, Hıristiyanlık ve Yahudilik gibi dinleri araştırma sürecimden de bahsediyor. Ama Kur’ân’ı elime aldığım an, tam anlamıyla olgunlaştığım andı, ruhsal anlamda olgunlaşmış. Çünkü bütün inanç parçalarına sahiptim. Bu inançların çoğu mantıklı, ilham verici ve kulağa güzel gelen şeyler söylüyordu. Ama İslâm bütün parçaları bir araya getirdi.

Şu an Müslümanların ince elekten geçirildiği, yoğun bir şekilde araştırıldığı bir dünyada yaşıyoruz. Sen san’atın, yanlış anlaşılmalarla mücadele noktasında iyileştirici bir rol oynayabileceğini ve köprüler kurmaya yardım edeceğini söylüyorsun. Bu konuyu biraz daha açabilir misin?

San’atın, kalplerimiz ve ruhlarımızdan geçenleri göstermek gibi bir özelliği var. Bence san’atsal olarak kendini ifade etmek, en tabiî ve içsel güdülerimizden birisi. Çocuklar yapar bunu, bilirsiniz çok tabiî olarak. San’atçı ise bunu daha yüksek bir seviyeye taşır. Müzik dünyasını bırakmamın sebebi İslâm’ı öğrenmek, hayatımın amacını yerine getirerek hayatlanmaktı. Gitarı tekrar elime aldığımda 11 Eylül hadisesi yaşanmıştı, Bosna’da resmen soykırım vardı ve kimse bir şey yapmıyordu. Bütün bunları görmek benim için dünyayı sarsacak kuvvetteydi ve adeta bir mesaj gibiydi. Ve hadiseler kötüleştikçe kötüleşmeye başladı. “Daha ne kadar kötü olabilir ki?” dedim. Sonra fark ettim ki özellikle Bosna hadisesinde, insanların hiçbir şeyi kalmadığı an tam da şarkı söylemen gereken andır. Üzgün olduğunda, her şey aleyhindeyken... Bu, kendi duygularını başkalarınınkiyle bağlamak için ilham verici bir andır. Bence tekrardan köprüler kurmam gerektiğini fark etmeye başladığım an buydu.

Başlangıçta mutaassıp bir kesimin sözlerini dinliyordum. Evet, müziği nasıl kullanacağım hakkında bazı tereddütlerim oldu. Çünkü müzik işi oldukça yozlaşmış ve dejenere olmuş durumda. Onun için İslâm’a geçtiğim ilk yıllarda müzikten uzaklaşmam çok normaldi. Müziğe geri dönmek ise tekrardan rock and roll’cu olacağım anlamına gelmiyordu. Zaten bu hiçbir zaman benim müziğim olmamıştı. Ve geri dönersem pek çok insanın tekrar dinlemeye başlayacağını biliyordum. Şu an eğer konserlerimden birine giderseniz, meselâ Almanya’ya. İri yapılı, kocaman sakallı adamları ağlarken görebilirsin. İşte benim için bu çok değerli.

Yusuf, birçok kez ölümden döndün ve bu senin hayatının gidişatını etkiledi. Senin değişiminin bir yönünü de bu kazalar oluşturuyor. Aslında kendi ruhsal yolculuğunda doğru yolu bulman neredeyse ölümle sonuçlanacak deneyimler yaşamanı gerektirdi. Bu hikâye sen yüzerken başlıyor. O gün neler yaşadığını anlatabilir misin?

O gün Kaliforniya Sahili, Pasifik Okyanusu’nda yaşadığım şey aslında Kur’ân’da tasvir ediliyor: “Hâlbuki onları (dağlar büyüklüğünde) gölgelikler gibi dalgalar kapladığı zaman, dinde O’na (karşı) ihlâslı (samîmî) kimseler olarak Allah’a yalvarırlar.” (Lokman Sûresi 32. Âyet) İşte ben o an denizde batıyorken ve neredeyse boğuluyorken tam olarak bunu yaptım. Allah’a en samimî halimle yalvardım. Çünkü o anda saklanacak biri yok, ruhum tamamen çıplak olarak Allah’a seslendim ve “Lütfen beni kurtar!” dedim. İşte o zaman bir dalga geldi ve beni ileriye doğru sürükledi. Bence kaç kere ölümden kurtulduğumuzu bilmiyoruz. Allah bizleri dilediği sürece hayatta tutandır. Peygamberimiz (asm) “Ölümü sıkça hatırlayın” demiş. Çünkü zamanınızın ne zaman dolacağını asla bilemezsiniz. Ölümün bir gerçek olduğunu bildiğin zaman da hayatını düzeltmeli ve dünyadan ayrılmadan önce doğru şeyleri yaptığından emin olmalısın.

Yusuf, benim şahit olduğum kadarıyla bazı ünlüler ölümsüzlük istiyor. Senin ölüm kavramıyla ilişkin nedir?

Galiba hepimiz aynı korkuyu taşıyoruz. İşte ölümden sonra ne olduğunu öğrenmek benim için bu yüzden önemliydi. Biz gaybı göremiyoruz. Ama peygamberler var ve onlar; Hz. İbrahim, Hz. İsa, Hz. Musa, Hz. Muhammed (asm) hepsi aynı şeyi söyleyerek insanlığı uyardı. Ortada iki yol var. İnsanlar korkuyla yönlendirilebilir ya da arzuyla. Rabiatül Adeviyye’nin dediği gibi: “Allah’ım eğer Cehennemden korktuğum için Sana ibadet ediyorsam beni Cehenneme at. Eğer Cennet için Sana ibadet ediyorsam, bana Cennet’i nasip etme. Ama eğer ibadet edilmeye lâyık olduğun için Sana ibadet ediyorsam bu benim ibadetimdir.” Bu gerçekten çok güzel bir söz. Allah’ın, merhametlilerin en merhametlisi olduğunu ve başka yerlere bakmaya gerek kalmadığını hatırlatıyor. Korku ise, doğru yolda olduğumuzdan emin olman için var.

Tercüme: Emine Sultan Çakır

DEVAMI EDECEK...

Okunma Sayısı: 9684
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı