ABD Başkanı Barack Obama, göreve geldikten sonra masasındaki en önemli maddelerden bir tanesi 2008’de yaşanan finas krizi oldu.
Göreve başlaması ile birlikte Kongre’nin kabul ettiği ve bazı yatırımları kapsayan teşvik paketini imzalayan Başkan Obama, işsizlik oranının düşeceği vaadinde bulunmuştu.
ABD Çalışma Bakanlığı, kasım ayında işsizliğin yüzde 5'e gerilediğini açıkladı. Ülkede oran 6 yılda yüzde 10,3’den yüzde 5’e gerilemiş oldu. İşsizliğin bu seviyeye düşmesi, Amerikan Merkez Bankası (Fed)'in mali politikada normalleşmeye gitmesini etkileyen önemli göstergeler arasında yer alıyor.
ABD hükümetinin son yıllarda sürekli artan ve muazzam boyutlara ulaşan bütçe açığı, son yıllarda azalma eğilimine girdi. 2015 mali yılında federal bütçe gelirleri yüzde 8 artarken, harcamalar da yüzde 5 artışla 2013 yılından bu yana görülen en yüksek seviyeye çıktı.
Obama döneminde ekonomi alanında yaşanan on gelişme şu şekilde:
1- 2009’da ABD’de aylık 800 bin kişi işini kaybediyordu. Kongre’nin geçirdiği teşvik paketinin Obama tarafından onaylanmasından sonra yürürlüğe girmesi iş dünyasına hareketlilik getirdi.
2- 2014 Mayıs ayına kadar 8,7 milyon kişiye tekrar istihdam sağlandı. 2014’te 1999’dan sonra en fazla istihdam sağlanmış oldu. Şu anda ABD’de aylık ortalama 200 bin kişiye istihdam sağlanıyor. Bu oran sağlıklı bir ekonomiye işaret olarak kabul ediliyor.
3- Obama döneminde en çok eleştirilen konu, yıllık büyüme oranının yüzde 3’ün altında kalması. ABD ekonomisi, yıllık ortalama yüzde 3 oranında artarken, Obama döneminde bu oran yüzde 2 seviyesinde kaldı. Fed’in oranlarına göre 2015’teki büyüme oranın yüzde 2,1 olması bekleniyor.
4- İstihdam artışına rağmen, tüketiciler para harcama konusunda endişeli. 5 Amerikalıdan 3’ü bazen veya devamlı olarak ekonominden endişeli. En büyük endişe, gelirlerin artmaması. Şu anda ABD’de ortalama bir aile yıllık yaklaşık 53 bin 650 gelir elde ediyor. 1996’da elde edilen gelir seviyesi ile aynı. Yani, hanehalkı gelirleri hala tam olarak toparlanamadı.
5- 3 Mart 2009’da Obama, borsada alımların iyi olduğu açıklamasında bulunmuştu. Bir hafta sonra borsa sert düşüş yaşarak hayal kırıklığı oluşturmuştu. Son birkaç yılda ise borsa alımları yükselmeye başladı. S&P 500 endeksi yüzde 200 artış gösterdi. Şu ana kadar borsadaki artışlar Obama’nın hanesine artı olarak kayıtlara geçti.
6- Finans krizinden sonra (2013) yaklaşık 50 milyon ABD'li yani nüfusun yüzde 15’i devlet sosyal yardımı almaya başladı. Obama'nın göreve başladığı 2009’da bu oran 34 milyon olarak açıklanmıştı. Geçtiğimiz yıl bu oran 47 milyona kadar çıktı. Bu da ekonomik toparlamanın her kesimi direk etkilemediğini gösteren bir başka işaret olarak yorumlanıyor.
7-Obama döneminde imalat parlak bir dönem yaşadı. Endekse göre imalat, kriz döneminden daha parlak bir dönem yaşıyor. Otomobil endüstrisi canlı kaldı ve araba satışlarında büyük artışlar oldu. Bunun yanında North Dakota, Pennsylvania ve Texas’ta enerji alanında üretim büyük hız kazandı.
8- Finans krizinden sonra mortgage sayesinde ev alanlar, kredi borcunu ödemeyediği için geri satmak zorunda kalmıştı. Kriz sonrası tekrar ev almak isteyenler için kredi şartları zorlaştırılmıştı. Son zamanlarda konut sektöründe iyileşme görülüyor. Ulusal Emlak Derneği fiyatlarına göre ABD’de bir evin ortalama satış fiyatı 222 bin dolar. 2006’daki ile aynı seviyede.
9- Obama döneminde petrol fiyatları son yılların en düşük seviyesine geriledi. 2011’de benzinin galonu (3,7 litresi) 3,91 dolar seviyesine kadar yükselmişti. 2015’de ise bu oran ortalama 2,17 dolara kadar geriledi. Hatta yakın zamanda ortalamanın 2 doların altına düşmesi bekleniyor. Petrol fiyatlarının düşmesi ile tüketiciler tasarruf yapma imkânı buldu.
10- Obama’nın göreve başlaması ile piyasayı canlandırmak amacıyla başlattığı kurtarma paketi ile bütçe açığı büyüdü. ABD bütçesi, 2005 mâli yılında 318,3 milyar dolar, 2006 mâli yılında ise 248,2 milyar dolar açık vermişti. 2007 mali yılında bütçe açığı 162,8 milyar dolara gerilemiş olup, son yılların en düşük bütçe açığı rakamı olarak kayıtlara geçmişti. 30 Eylül'de sona eren 2015 mali yılında bütçe açığı bir önceki yıla göre yüzde 9 azalarak 439 milyar dolar oldu. Bütçe açığının GSYH'ya oranı yüzde 2,5 seviyesinde gerçekleşti. Bütçe açığının/GSYH oranı 40 yıllık ortalamanın altında kaldı. 2014 mali yılında 483 milyar dolar açık oluşmuş, bütçe açığının GSYH'ya oranı yüzde 2,8 seviyesinde gerçekleşmişti.