ABD ile Çin arasında ticaret savaşları nedeniyle yaşanan gerginlik, Washington'ın Pekin'e yönelttiği casusluk suçlamaları ve seçimlere müdahale iddialarının ardından daha da yükseldi.
Washington-Pekin hattındaki gerginliği yükselten gelişmelere yenileri eklendi. ABD İç Güvenlik Bakanı Kirstjen Nielsen ve Federal Soruşturma Bürosu (FBI) Başkanı Christopher Wray, Çin'in Kasım ayındaki Kongre seçimleri öncesi Amerikan kamuoyunu yönlendirmek için eşi benzeri görülmemiş bir kampanya yürüttüğünü söyledi.
ABD Başkanı Donald Trump geçen ay Çin'i 6 Kasım'daki seçimlere Cumhuriyetçilerin kaybetmesi için müdahale etmeye çalışmakla suçlamıştı. Bu iddiasını Birleşmiş Miller (BM) Güvenlik Konseyi'nin toplantısında dile getiren ABD Başkanı, partisinin hedef alınma gerekçesinin ise ticaret konusundaki sert duruşunun Çin'i rahatsız etmesi olduğunu savunmuştu.
Nielsen ve Wray, Senato İç Güvenlik Komitesinde senatörlerin Trump tarafından ortaya atılan bu iddiasına dair sorularını yanıtladı.
Nielsen, ABD'nin seçim güvenliğine yönelik dış tehditlerin iki tip olduğunu söyledi. Bunlardan ilkinin, seçmen kayıtları listeleri veya oy makinelerini de kapsayan seçim altyapısının hack'lenmesi ya da kesintiye uğratılması olduğunu belirten Nielsen, ikinci tip tehdidin ise etkileme kampanyaları olduğunu ifade etti.
"Çin'in Amerikan kamuoyunu etkilemek için eşi benzeri görülmemiş bir çaba gösterdiği kesin" diyen FBI Başkanı, "Şu ana kadar ABD'nin seçim altyapısını zayıflatmaya yönelik bir girişimlerini ise görmedik" ifadesini kullandı.
"Rusya'dan daha büyük tehdit"
İç Güvenlik Bakanı Wray ise Çin'in ABD için Rusya'dan daha büyük bir tehdit oluşturduğunu söyledi. "Çin birçok açıdan, karşılaştığımız en geniş, en karışık ve en uzun süreli karşı istihbarat tehdidini teşkil ediyor" diyen Wray, bu durumun ABD ekonomisinin tüm sektörlerini etkilediğini belirtti. ABD'de 2016'da yapılan başkanlık seçimlerine müdahale ettiği yönündeki iddialar FBI tarafından soruşturulan Rusya, seçimleri kazanabilmesi için Trump'la işbirliği yapmakla suçlanıyor.
Trump, Çin'le ilgili iddialarını dile getirdiği geçen ayki açıklamasında Rusya'nın başkanlık seçimlerine müdahale ettiğine dair şüphelere değinmemişti. ABD Başkanı, seçim kampanyasında Rusya ile gizli bir işbirliği yaptığı yönündeki iddiaları reddediyor. Trump'ın BM Güvenlik Konseyi'nde Çin'e yönelttiği suçlamalar ise Pekin tarafından yalanlanmıştı.
Çin'den yanıt
Suçlamalarla ilgili Nielsen ve Wray tarafından yapılan açıklamalar, Pekin'de düzenlediği basın brifiginde Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Lu Kang'a soruldu. Sağlıklı ikili ilişkiler sürdürmenin her iki ülkenin de çıkarına olacağını söylemekle yetinen Lu, ABD'yi ilişkilere fayda sağlayacak politikalar izlemeye davet etti.
ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence geçen hafta Çin'i Kasım'daki seçimler öncesi Trump'ın altını oymak için "kötü niyetli" çabalar içinde olmak ve kendinden küçük ülkeleri sindirmek için ekonomik gücünü kullanmakla suçlamıştı. Pekin'den Pence'in bu açıklamalarına da yanıt geldi.
Çin Ticaret Bakanlığı Sözcüsü Gao Feng, Pekin'in ABD'nin iç politikasına müdahale etmek gibi bir niyetlerinin olmadığını ve Washington'ın ticaretteki korumacı ve tek taraflı politikalarına mazeret üretmeye son vermesini ümit ettiğini belirtti. Gao, Çin'in hiçbir zaman "ekonomik işgale" girişmediğini ve gelecekte de böyle bir durumun olmayacağını söyledi.
Casusluk suçlaması
İki ülke arasında önümüzdeki dönemde gündemi meşgul etmesi beklenen bir konu da ABD Adalet Bakanlığının yaptığı açıklama ile ortaya çıktı.
Bakanlık, Çin hükümeti için çalışan bir casusun FBI soruşturması kapsamında Nisan ayında Belçika'da gözaltına alındığını, Salı günü de ABD'ye iade edildiğini duyurdu. ABD'de tutuklanarak hakkında dava açılan Şu Yancun, çeşitli Amerikan havacılık ve uzay sanayisi şirketlerinin ticaret sırlarını çalmaya çalışmak ve ekonomik casuslukla suçlanıyor.
Washington Post gazetesi, Şu'nun Belçika'ya FBI ajanlarınca yönlendirildiğini ve ardından yapılan operasyonla gözaltına alındığını bildirdi.
ABD, son dönemde ticaret politikalarını eleştirdiği ve Amerikan fikri mülkiyetlerini çalmakla suçladığı Çin üzerindeki baskıyı artırmıştı.
Deutsche Welle Türkçe