TÜSİAD’ın Avrupa Birliği’nin 62. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla yayınladığı mesajda, Türkiye’nin AB politikasını akılcı bir zeminde geliştirmesi gerektiğine dikkat çekildi.
“Avrupa demokratik değerlerine sahip ve AB ekonomisi ve hukuki düzeni ile entegrasyon içinde bir Avrasya merkezi olmak Türkiye’nin küresel güç kaynağıdır” denen mesajda, Türkiye’nin birliğe üyeliğinin her iki tarafın da etki alanının, dünyada barış, demokrasi ve refahın genişlemesi anlamına gelen bir ‘kazan-kazan-kazan formülü’ olduğu yorumunda bulunuldu. T’24’ün haberine göre AB-Türkiye ilişkilerinin ‘tarihsel derinlik, güncel ortaklık ve gelecek kazanımları’ içerdiğinin kaydedildiği açıklamada, “Kısa vadeli, dönemsel sorunlar ilişkilerin stratejik dokusu ve şekillenmekte olan yeni küresel düzende gelecek vizyonunun önüne geçmemeli. Gerek Avrupa Birliği gerekse Türkiye açısından mevcut sorunların aşılamaması ve birleştirici değil ayrıştırıcı unsurların öne çıkması birer tarihsel yenilgi sayılacaktır” dendi.
AB-Türkiye ilişkileri üçlü bir kazan-kazan-kazan formülüdür
Açıklamanın AB-Türkiye ilişkileri bölümünde de şu ifadelere yer verildi; “Türkiye’nin milli menfaatleri açısından AB süreci köklü demokratik reformlar, özgürlükçü ve yaratıcı bir toplumsal ortam ve de teknik mevzuat uyumları yönünde tarihsel bir fırsattır. Bu süreçte ABD’den Çin’e, enerji politikalarından, dijital ekonomiye her alanda AB ekonomik gündemini daha iyi anlamak ve değerlendirmek mutlaka öncelik olmalı. “AB-Türkiye ilişkileri tarihsel derinlik, güncel ortaklık ve gelecek kazanımları içerir. Her iki taraf da böyle bir tuzağa kendilerini düşürmeyecek kadar tarihsel birikim, sorumluluk ve vizyon sahibi olmayı başarmalı. AB sürecinde ilerleyen bir hukuk devleti ve yüksek standartlar ülkesi olmanın güvencesi ile Avrasyalı dinamizmin birleştiği bir Türkiye’nin yıldızı 21. yüzyılda hızla yükselir. Başarılı AB-Türkiye ilişkileri üçlü bir kazan-kazan-kazan formülüdür: Avrupa için, Türkiye için, Dünyada barış, demokrasi ve refah için.”