"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

2005'ten beri yaşanan en şiddetli patlama Dünya'ya ulaştı

23 Haziran 2015, Salı 13:36
Güneş’in yüzeyinde Pazar günü gerçekleşen büyük koronal (taçküre) kütle atımının sebep olduğu radyasyon fırtınası dün Dünya’ya ulaştı. Enerji nakil hatlarında ve GPS sistemlerinde arızalar yaşanabileceği bildirildi.

Amerikan Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi (NOAA), 21 Haziran’da gözlemlenen büyük Güneş patlamasının etkilerinin dün öğle saatlerinden itibaren görüldüğünü, enerji şebekeleri ile GPS sistemlerinde sorunlar yaşanabileceğini ve kutup bölgelerinde parlak Auroralar (kutup ışıkları) gözlemlenebileceğini bildirdi. 

NOAA uzmanları, Güneş’teki faaliyetin çok güçlü olduğunu, radyasyon fırtınasının olağandan daha süratli bir şekilde Dünya’ya ulaştığını, 2005 Eylül’ünden beri görülen en şiddetli patlama ile karşılaşmış olabileceklerini kaydetti. 

Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA)’nın Güneş Dinamikleri Gözlemevi (SDO) uzay aracı da söz konusu Güneş patlamasını görüntüledi. Güneş fırtınaları, yüzeydeki güçlü radyasyon patlamaları ile oluşturulmaktadır. Zararlı radyasyon, Dünya’ya ulaştığında atmosferi geçemiyor ve insanlara fiziksel bir etkisi olmuyor. Ancak iletişim kanallarında kesintiler meydana getirebiliyor. 

GÜNEŞ, CENAB-I HAKKIN EMRİNE MUSAHHAR YARATILMIŞ BİR LAMBADIR

Bediüzzaman Said Nursi, Risale-i Nur'da hikmetle yaratılan Kainat Kitabını, Kur'an-ı Hakim'in dersiyle okurken ve okuturken Güneş'i, Cenab-ı Hakk'ın Esmaü'l-Hüsnasından Nur ismine keşif bir ayine ve Dünya sarayının kubbesinde büyük bir elektrik lambası gibi tabirlerle tarif etmektedir ve nazarları, eserden sanatkara yönelmek prensibiyle Kadir Hayy ve Kayyum olan Rabbimize çevirmektedir.

İşte Güneş'le ilgili Risale-i Nur'dan bazı bölümler ve tariflemeler;

(...) On Dokuzuncu Sözün âhirinde ispat edildiği gibi, وَالشَّمْسُ تَجْرِى لِمُسْتَقَرٍّ لَهَا 1 deki tecrî kelimesi şöyle bir üslûb-u âliye pencere açar. Şöyle ki: Tecrî lâfzıyla, yani "Güneş döner" tabiriyle, kış ve yaz, gece ve gündüzün deveranındaki muntazam tasarrufât-ı kudret-i İlâhiyeyi ihtarla, Sâniin azametini ifham eder ve o mevsimlerin sahifelerinde kalem-i kudretin yazdığı mektubat-ı Samedâniyeye nazarı çevirir, Hâlık-ı Zülcelâlin hikmetini ilâm eder.

2وَجَعَلَ الشَّمْسَ سِرَاجًا  Yani, "lâmba" tabiriyle şöyle bir üslûba pencere açar ki: Şu âlem bir saray; ve içinde olan eşya ise, insana ve zîhayata ihzar edilmiş müzeyyenat ve mat'ûmat ve levazımat olduğunu; ve güneş dahi musahhar bir mumdar olduğunu ihtarla Sâniin haşmetini ve Hâlıkın ihsanını ifham ederek tevhide bir delil gösterir ki, müşriklerin en mühim, en parlak mâbud zannettikleri güneş, musahhar bir lâmba, câmid bir mahlûktur. Demek, sirac tabirinde, Hâlıkın azamet-i rububiyetindeki rahmetini ihtar eder; rahmetin vüs'atindeki ihsanını ifham eder; ve o ifhamda, saltanatının haşmetindeki keremini ihsas eder; ve bu ihsasta, vahdâniyeti ilâm eder ve mânen der ki: "Câmid bir sirâc-ı musahhar, hiçbir cihette ibadete lâyık olamaz."

Hem cereyan-ı tecrî tabirinde gece gündüzün, kış ve yazın dönmelerindeki tasarrufât-ı muntazama-i acibeyi ihtar eder ve o ihtarda, rububiyetinde münferid bir Sâniin azamet-i kudretini ifham eder. Demek, şems ve kamer noktalarından beşerin zihnini gece ve gündüz, kış ve yaz sahifelerine çevirir ve o sahifelerde yazılan hâdisâtın satırlarına nazar-ı dikkati celb eder.

Evet, Kur'ân güneşten güneş için bahsetmiyor. Belki, onu ışıklandıran Zât için bahsediyor. Hem güneşin insana lüzumsuz olan mahiyetinden bahsetmiyor. Belki güneşin vazifesinden bahsediyor ki, san'at-ı Rabbâniyenin intizamına bir zemberek ve hilkat-i Rabbâniyenin nizamına bir merkez, hem Nakkâş-ı Ezelînin gece-gündüz ipleriyle dokuduğu eşyadaki san'at-ı Rabbâniyenin insicamına bir mekik vazifesini yapıyor.'' (25. Söz)

1- "Güneş de kendisine tayin edilmiş bir yere doğru akıp gider." Yâsin Sûresi, 36:38.
2- "Güneşi de bir kandil yaptı." Nuh Sûresi, 71:16.

Güneş, Cenab-ı Hakk'ın Esmaü'l-Hüsnasından Nur ismine kesif bir ayine,

-Sema denizinin yüzünde ziyadar bir kabarcık, 

-Dünya sarayının kubbesinde büyük bir elektrik lambası,

-Bahar ve yaz tezgâhında dokunan Rabbanî mensucat için bir mekik, gece-gündüz sahifelerinde yazılan Samedanî mektuplar için bir nur hokkası, 

-Nuranî bir ağaç. Gezegenler onun hareketli meyveleri. Ağaçlara muhalif olarak güneş silkinir, ta o meyveler düşmesin. Eğer silkinmezse düşüp dağılacaklar, 

-Meczub bir serzakir. Zikir halkasının merkezinde cezbeli bir zikir eder ve ettirir,

-Sema yüzünün gözü,

-Allah'ın emrine temessül eden ve herbir hareketini O'nun meşietine tatbik eden bir çöl paşasıdır.


 

 

Haber Merkezi

Okunma Sayısı: 5965
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı