"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümünde

15 Temmuz 2018, Pazar
BAŞYAZI

Ülkemiz, demokrasimize ve huzurumuza kasteden ve henüz birçok yönüyle tam aydınlatılamayan 15 Temmuz darbe girişiminin üçüncü yıldönümüne kanlı geceyi önlemeye çalışırken can veren güvenlik mensuplarımızın ve masum halkımızın acısıyla giriyor. Türkiye’nin demokrasi tarihine geçen şehitlerimizi bu vesileyle rahmetle anıyor, ailelerine ve milletimize sabır diliyor, bu müessif hadiselerin bir daha yaşanmamasını Rabbimizden niyaz ediyoruz.  

Yüz binlerle ifade edilen mağduriyetlerle birlikte Osmanlı’dan günümüze en az yüz elli yıllık bir parlamenter tecrübeye sahip ülkemizin demokrasi tarihinde derin bir kırılmaya yol açabilecek bir sistem değişikliğinin de önünü açan 15 Temmuz’u bir kez daha lânetliyoruz. Darbeler ve darbe girişimleri yalnızca demokrasimizi katletmekle kalmamış, ülkemizin tarihî tecrübe ve misyonunu geleceğe aktarmasını ve güçlü bir gelecek kurmasını da engellemiştir. 

15 Temmuz darbe girişiminde Üstadımız Bediüzzaman Said Nursî’nin sık sık vurguladığı “kökü dışarıda olan zındıka komiteleri”nin tasallutuyla ülkemizdeki vesayet anlayışını “cemaat” adı altında farklı bir yapıyla devam ettirme planının önemli bir payı ve rolü görülmektedir. Bu kez darbeye geçit vermeyen halkımızın bu duruşu ise demokrasimizi ileri seviyelere taşıma ve gelecek nesillere demokratik bir Türkiye bırakma arzusunun bir tezahürüdür. 

Yeni Asya olarak Üstadımız Said Nursî’nin demokrasi, hürriyet, adalet, hak, şefkat, merhamet ve vicdan gibi hususlardaki fikirlerinden hareketle 15 Temmuz darbe girişimini şiddetle kınadık ve darbe gerekçesiyle hukuk devletine ve evrensel adalet ilkelerine zarar verecek, telâfisi zor hataların yapılmasına yol açacak tutum ve davranışlardan kaçınılmasını ısrarla tavsiye ettik. Hakikî adaleti ifade eden “Bir masumun hakkı, bütün halk için dahi iptal edilmez” prensibinden hareketle darbecilerle hesaplaşılırken suç ve cezanın şahsîliği ilkesine uyulmasını, toplumu kamplaştırıcı genelleyici yaklaşımlardan ve ithamlardan kaçınılmasını, demokratik işleyişten taviz verilmemesini söyleyegeldik. Bugün de aynı noktada kalarak darbeci anlayışla demokrasi ve hukuk devleti ilkeleri çerçevesinde mücadele edilmesi gerektiğini, problemlerin “daha fazla hukuk ve demokrasi” ile aşılabileceğini savunmaktayız. 

15 Temmuz darbe girişiminin Türkiye’de siyasetin, birçok dinî cemaatin ve ticarî kurumların desteğini alan “Gülen hareketi” olarak bilinen yapı üzerinden gerçekleştirilmesi, bugün de “FETÖ ile mücadele” adı altında yüzbinlerce kişinin mağdur edilmesi, Yeni Asya’nın öteden beri savunduğu din-siyaset ve cemaat ilişkilerinin hangi bağlamda yürütülmesi gerektiğine dair tezlerini haklı çıkarmış, dinî cemaatlerin uhrevî hizmetlerle ilgili aslî vazifelerine ait alanların dışına taşmamaları gereğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. 

Bu bağlamda Yeni Asya bünyesinden 1970’li yıllarda ayrılan, Nurculukla bir alâkasının olmadığını defaatle ifade eden Fethullah Gülen’in Bediüzzaman Said Nursî’nin kudsî iman hizmetleriyle ilgili belirlediği çerçevenin dışında bir yola girmesi, zalimlerin satranç oyunlarına alet olma tehlikesini gözardı ederek siyaset odaklı güç ve iktidar hamlelerinin içinde bulunması gelinen noktada bütün cemaatler açısından bir iç muhasebeyi gerektirmekte, vahim hadisatın kaderî cihetini de ayrıca düşünmeyi gerektirmektedir. 

Yaşanan süreçte yetkili ağızların da ifade ettiği “ihanet, ticaret, ibadet” denkleminde ağırlıklı olarak ibadete tekabül edenlerin darbe girişimiyle ilişkilendirilip üzerlerine gidilmesi karşısında ortaya çıkan mağduriyetleri adalet-i mahza ilkesinin gereği olarak dile getiren, ülkemizin maddî ve manevî birikimlerinin hukuk dışı ve haksız uygulamalarla heder edilmesi karşısında susmayan Yeni Asya’nın darbeci yapıyla ilişkilendirilmek istenmesi, sahiplerinin utancı bir iftira olarak hatırlanacaktır. Devletin, siyasî kurumların, iş dünyasının ve bizim dışımızdaki birçok dinî cemaatin alkışlayarak birlikte olduğu bu yapının o dönemlerde yanında olmayan, muhtemel tehlikeler için siyaseti de, cemaat cenahını da uyaran Yeni Asya’nın ısrarla hedef tahtasına konulmak istenmesi vicdanlarda yer bulmamıştır, bulamaz. Bu bağlamda Yeni Asya işlenen günahların hiçbir şekilde ortağı olmamıştır ve olmayacaktır.

Türkiye, binlerce yıllık devlet geleneğiyle birlikte İslâm’ın yüzlerce yıl bayraktarlığını yapmış şanlı bir imparatorluğun tecrübesine sahip, talihsiz İslâm coğrafyası üzerinde tarihî görevleri bulunan güçlü bir devlettir. Kemalizm ve Ilımlı İslâm gibi derin projeler üzerinden yapılanlar da, ülkemizin tarihî vizyonunun önünü açacak demokratikleşme adımlarını ortadan kaldırmak için gerçekleştirilen darbeler de Üstadımızın bu topraklar için verdiği müjdeyi engelleyemeyecektir. 

Yeni Asya olarak “Şu istikbal inkılâbı içinde en gür sadâ İslâm’ın sadâsı olacaktır” inancıyla, ümidimizi hiçbir zaman kaybetmeden Bediüzzaman’ın görüşleri ışığında, İslâm âlemi ve bütün insanlığın huzur-u daimîsi için siyaset, devlet, iktidar, güç, şan ve şöhret gibi olguların dışında kalıp, demokratik bir Türkiye’nin temelleri olarak gördüğümüz adalet, meşveret ve hukukun üstünlüğünün her alanda hâkim olması için taleplerimizi dile getirmeye devam ederek cemaatlerin imanlı nesiller yetiştirmek, anarşiliğin ve serseriliğin önüne geçmek gibi manevî hizmetlere yoğunlaşması ve bu hizmetlerle anılması gerektiği gerçeğini fiilen göstermeye çalışmaktayız.  

Bu bağlamda 15 Temmuz darbe girişiminin ülkemizi her alanda sıkıntıya soktuğu gerçeğinden hareketle demokrasimizin evrensel hukuk kuralları çerçevesinde güçlendirilmesini, toplumsal huzur ve gelişmenin sağlıklı bir şekilde temini için mağduriyetlerin giderilmesini, adalet ve hakkaniyet ilkelerinden taviz verilmemesini, barış ve huzura zarar verecek, kutuplaşmaları derinleştirecek, nifaka yol açacak uygulamalardan kaçınılmasını ve yetkili mercilerin bu hususta âzamî dikkatli içinde olmalarını temenni ediyoruz. 

Kamuoyunca bilinmelidir ki, Yeni Asya Üstad Bediüzzaman Hazretleri tarafından ifade edilen “Hakkın hatırı âlîdir, hiçbir hatıra feda edilmez” şeklindeki hak ve adalet prensibini her halükârda esas alarak hak, hakikat ve doğrudan yana olma gayretini müsbet hareket prensibiyle sürdürecek; ihlâs düsturları çerçevesinde, siyasî tarafgirlik ve karşıtlıklardan kaçınarak, sivil zeminlerde sivil kalarak tarihî sorumluluğunu yerine getirmeye devam edecektir.

YENİ ASYA

Okunma Sayısı: 26282
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Aliboğli

    15.7.2018 23:57:20

    Baştacı niteliğinda istikametli baş yazı olmuş..Tebrikler..

  • İ.Seyda

    15.7.2018 16:43:48

    Başyazı, başyapıt olmayı hakedecek dusturlari ihtiva ediyor. Belki zaman zaman daha sıklıkla okumak isteriz...

  • metin

    15.7.2018 16:20:35

    Yeni Asya'yı bu takdire şayan duruşundan dolayı tebrik ediyorum...

  • turgay namdar

    15.7.2018 15:02:54

    Bu yazının, yillardan beri Yeni Asya'nın istikamet çizgisinden ayrılmama uyarılarına rağmen "zalimlerin satranç oyunlarına alet olan"ların yüzbinlerce insanın zarar görmesini netice veren yanlışlarını görmelerine vesile olmasını diliyorum.

  • turgay namdar

    15.7.2018 14:57:10

    Yeni Asya'yı Ne Haydar ağa ne Haydo demeyip Haydar diyen izzetli duruşunu çok net şekilde ifade eden baş yazısından dolayı tebrik ediyorum.

  • Kadir Akbaş

    15.7.2018 13:40:20

    Yeni Asya'nın 50 yıllık mazisini özetleyen bir başyapıt. Her cümlesi ayrı ayrı takdir ve alkışı hakediyor.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı