Besinlerin yakılması ve sindirilmesi, vücudun ısı dengesinin sağlanması, sindirim ve solunum sonucu ortaya çıkan atıkların vücuttan uzaklaştırılması ve hatta vücudun en küçük yapı taşı olan hücrelerin yaşamsal fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için su gereklidir.
Uzman Diyetisyen Banu Topalakçı suyun faydaları ve ekskliğinde olabilecek zararları hakkında bilgiler verdi.
Yetersiz su içildiğinde halsizlik, sinirlilik, dikkat eksikliği gibi belirtiler ortaya çıkar. Daha ileri su kayıplarında ise şuur kaybına kadar varılabilir. Hatta vücudumuzdaki su miktarının beşte birini kaybetmek hayati risk altında olduğumuz anlamına gelmektedir.
EKSİKLİĞİNDE OLUŞABİLECEK SAĞLIK PROBLEMLERİ
*Aşırı yorgunluk.
*Hafıza zayıflığı problemi ve konsantrasyon bozukluğu.
*Halsizlik şikayetleri, baş dönmesi ve başağrısı, soluma güçlüğü.
*Matematik zekasındaki gerilik.
*Dolaşım – böbrek yetmezliği, kas spazmları, kabızlık.
VÜCUDA SAĞLADIĞI FAYDALAR
İran asıllı Dr. Fereydoon Batmanghelidj “Su” isimli kitabında “Hasta değil, susuzsunuz” derken çok da güzel özetliyor aslında suyun önemini. Daha ayrıntılı bakacak olursak:
*Hücrelere oksijen ve besin öğelerinin taşınmasını, ayrıca atık (toksik) ürünlerin taşınarak böbreklerden atılmasını sağlar.
*Vücuttaki kan, gastrik sıvı, tükürük, amniyotik sıvı (gebelikte) ve idrar gibi vücut sıvılarının büyük bir kısmı sudur.
*Cilt sağlığında, bağışıklık sisteminde, vücut ısısının denetiminde rolü vardır.
*Tükürük ve mide salgısında besinlerin sindirilmesinde görev alır.
*Vücudun ihtiyaç duyduğu önemli minerallerin pek çoğunu sağlar.
*Soğuk algınlığı, idrar yolu enfeksiyonları, böbrek taşları ve mesane kanseri riskini düşürür.
*Su eksikliği sırasında vücut, iç dokularından (özellikle de kalın bağırsaktan) su çekerek dışkının sertleşmesine, dolayısıyla kabızlığa yol açar. Yeterli su tüketildiği takdirde bağırsakların çalışması normal seyrinde olur ve kabızlık önlenir.
*Zayıflama diyetlerinde metabolizmayı çalıştırmanın yanında, midede hacim oluşturarak tokluk hissi vermede işe yarar.
*Vücutta özellikle el, ayak ve bacaklarda oluşan ödemi engeller.
*Tansiyonu dengeler ve tansiyon yükselmesini engeller.
BİR GÜNLÜK İHTİYACIMIZ NE KADAR?
Kişinin su ihtiyacı kendine özgüdür ve kilosuyla doğru orantılıdır. Sağlıklı ve ideal kilosunda bir kadının günde 10 bardak, erkeğin ise 14 bardak su içmesi önerilmektedir. Kilo fazlası olan kişilerin bu miktardan daha fazlasını tüketmeleri gerekmektedir. Ortalama bir hesapla vücut ağırlığının yüzde 55-60’ının sulardan gelmesi gerekmektedir.
Meyve suları, meşrubatlar, çay ve kahve su yerine geçemez. Suyu su olarak yeteri miktarda almak sağlık açısından son derece önemlidir. Her gün içtiğimiz suyun yeterli olup olmadığını idrarımızın renginden anlayabiliriz. İdrarımızın rengi açık renkte ve kokusuz ise o gün için yeterli su tüketmişizdir.
Bir diğer nokta ise su içmek için susamayı beklememeliyiz. İşyerinde, okulda, evde yakınlarımızda sürekli temiz bir su bulundurarak düzenli su içimini alışkanlık haline getirmeliyiz. Özellikle çalışan bireyler, mesai saatleri içinde, masalarında bir şişe ya da sürahi suyu (ortalama 2 litre) bulundurmalı ve işten ayrılana kadar bu suyu bitirmeyi, hedeflemeliler.
HANGİ SUYU İÇELİM?
İçme suları renksiz, berrak, lezzetli olmalıdır. Sudaki bulanıklık suyun kirli olduğunun göstergesidir ve içilmemelidir. İçme uyunun genel özelliklerini aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:
*Hastalık yapıcı mikroorganizmalar içermemelidir.
*Kokusuz, renksiz, berrak ve içimi hoş olmalıdır.
*Sularda fenoller, yağlar gibi suya kötü koku ve tat veren maddeler bulunmamalıdır.
*Yeterli derecede yumuşak olmalıdır.
*Ne aşındırıcı olmalı, ne de taş yapmalıdır.
*Hidrojen sülfür, demir ve mangan gibi elementleri ihtiva etmemelidir.
*Suda sağlığa zararlı kimyasal maddeler bulunmamalıdır. Bazı kimyasal maddeler zehirli etki yapabilir; arsenik, kadmiyum, krom, kurşun, cıva gibi. Bunun yanında baryum, nitrat, florür, radyoaktif maddeler, amonyum, klorür gibi maddeler sınır değerlerinin üzerinde sağlığa olumsuz etkileri olan maddelerdir. Bazı kimyasalların varlığı aynı zamanda, suya kirli suların karıştığının göstergesidir.
ŞEBEKEDEKİ KLORA DİKKAT
Yakın bir geçmişe kadar çeşme (şebeke) suyu kullanılırken günümüzde damacana ve şişe su kullanımı ön plana çıkmıştır. Damacana ve pet şişelerin hammaddesinde bulunan forgen adlı kimyasalın suya karıştığı taktirde zararlı olabileceğini biliyoruz. Besinleri saklamada en uygun yöntemin cam kaplar olduğunu düşünürsek suyu da cam şişe ve kaplarda saklamak en sağlıklı yöntem olacaktır.
Şebeke ise suyu zararlı organizmalardan arındırmak için klorlanmaktadır. Fakat klorun fazlası da vücudumuz için zararlıdır. Bu nedenle şebeke suyu kullanan bireylerin suyu yaklaşık 1 saat kadar dinlendirdikten sonra tüketmeleri fazla klor alımlarını engelleyecektir.
Suyun temizliğinden emin olunamayan durumlarda ise yaklaşık 5 dakika kaynatılıp soğutulduktan sonra tüketimi son derece önemlidir.