Patoloji Uzmanı Prof. Dr. Hüseyin Baloğlu, Türkiye’de ilk kez uygulanmaya başlayan yeni yöntem kanser hücreleri ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Baloğlu, “Türkiye’de ilk kez uygulanmaya başlayan yeni yöntem kanser hücrelerini yakalıyor, sayılarını tespit ediyor, hatta kanserin türünü söylüyor. Üstelik bunları basit bir kan örneğinden yapıyor. Kanser hastalığının tanısı için klasik olarak tümörün belirli bir boyuta gelmesi gerekiyor. Fakat yeni yöntem sayesinde artık tümör belirli bir boyuta erişmeden ve başka bir organ ya da dokuda kitle oluşturmadan tespit edilebiliyor.” dedi.
Patoloji Uzmanı Prof. Dr. Hüseyin Baloğlu, The Edition Otel’de gerçekleşen toplantıda basit bir kan örneği ile erken bir dönemde kanda dolaşan tümör hücrelerinin yakalanmasını sağlayan bu teknolojiyi ve kanser hastalığı için sağlayacağı muhtemel katkıları anlattı. Sağlık sektörü için büyük önem taşıyan Amerikan İlaç Dairesi (FDA) tarafından onaylanan gelişmiş bir CTC sistemi Anadolu Sağlık Merkezi tarafından Türkiye’de ve yakın coğrafyada ilk kez kullanılmaya başlandığını ifade eden Patoloji Uzmanı, bir tüp kanda bulunan kan hücrelerini ve kanser hücrelerini ayırt edebilen yeni yöntem sayesinde kanser en erken evrede teşhis edilebildiğini aktardı. Baloğlu, erken teşhisin tedavide sağlayacağı değişiklikleri, hastalara sağlayacağı avantajları, kanser türüne ve yayılımına göre belirlenecek kişiselleştirilmiş tedavilerin önemini ele aldı.
Patoloji Uzmanı Prof. Dr. Hüseyin Baloğlu, yeni teknolojinin kan verme sorunu olmayan her hastaya uygulanabileceğini kaydetti. Baloğlu, hastadan alınan bir tüp kanın özel bir cihazla incelendiğini, alınacak kan için hastanın aç ya da tok olmasının fark etmediğini dile getirdi. Patoloji uzmanı, kan almak için hastanın gelmesinin gibi bir şart da olmadığına vurgu yaptı. Baloğlu, yapılan çalışma ile ilgili şöyle bilgiler verdi: “İlk aşamada, alınan kanın içindeki normal kan hücreler ayırt edilirken; bazı özel algoritmalar aracılığıyla, başka hücre yapıları olup olmadığı da tespit ediliyor. Bu sayede sistem, kanın kendi hücrelerini ekarte eden diğer hücreleri içeren bir sıvı veriyor. İkinci aşamada, bu sıvı içinde kanser hücresi olup olmadığı, kanserli hücrelerin moleküler özellikleri baz alınarak inceleniyor. Söz konusu özellikler mevcutsa ve hücrelerin sayısı belirli bir miktarın üstündeyse kanser hücresi olarak tanınabiliyor. Böylelikle yeni yöntem hem kanserli hücreleri yakalıyor hem sayısını gösteriyor hem de hangi tip kanser olduğunu anlamak için sonraki incelemelerde kullanılacak özelliklerde kanser hücresi yakalayıp veriyor. Tüm bu aşamalar toplam 6-8 saatte tamamlanabiliyor.”
KİŞİSELLEŞTİRİLMİŞ TEDAVİ SAĞLIYOR
Türkiye’de ilk kez uygulanacak olan bu yeni yöntem ile kanser teşhisi konulan kişinin tedavi sürecinin de izlenebildiğini vurgulayan Baloğlu, eski sistemde kanser tümörlerinin tedaviye olumlu/olumsuz ya da nötr yanıt verdiği 3 ay sonunda belirlenebildiğine ifade etti. Patoloji Uzmanı Prof. Dr. Hüseyin Baloğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yeni teknoloji sayesinde tedavi öncesi ve sonrası kandaki hücre sayısı net bir şekilde saptanıp karşılaştırılabiliyor. Kanser tedavisinde en gelişmiş sistem olan bu cihaz sayesinde tedaviden kısa süre sonra kanser hücrelerinin sayısında herhangi bir azalma olup olmadığı incelenebiliyor. Bu teknolojinin tedavinin gidişini değiştirebilecek kişiselleştirilmiş kanser tedavisi uygulanmalarına yönelik incelemeler için de önemli bir olanak.”
KANSERİN HANGİ ORGANDAN KAYNAKLANMIŞ OLABİLCEĞİNİN SAHİBİ OLUYORUZ
Prof. Dr. Baloğlu, “Bu gelişmiş teknoloji ile mevcut kanserli hücreleri kanda yakalayarak hücreleri moleküler özelliklerine göre ayırt edebiliyoruz. Bu işlemler sonunda tümörün hangi organdan kaynaklanmış olabileceği konusunda da bilgi sahibi olabiliyoruz.” diyerek sözlerini tamamladı.