İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Aritmi ve Girişimsel Elektrofizyoloji Ünitesi Sorumlu Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kamil Adalet, kalp ritim izleme yönteminin, hastanede diğer tetkik yöntemleriyle yakalanamayan ritim bozukluklarını ortaya çıkardığını, böylelikle ani ölümlerin ve felçlerin önüne geçilebildiğini belirtti.
Adalet, yaptığı yazılı açıklamada, kalbin yavaş çalışması durumunda, geçici nedenlere bağlı değilse tek tedavinin kalp pili takılması olduğuna değinerek, kalbin anormal olarak hızlı çalışmasının bazen ani ölüme neden olabildiğini, hızlı ritim bozukluklarının ilaçlar, yakma ya da dondurma tedavisi ve takılabilen defibrilatörler (ICD) ile tedavi edilebildiğini anlattı.
Çoğu kez kalbin hızlı veya yavaş çarptığı esnada hastaların hastaneye ulaşamadığını ve ritim bozukluğunun yakalanamadığını kaydeden Adalet, bu durumda hastalara 24-72 saat kalp ritmini sürekli kaydeden cihazlar (Holter) takıldığını ifade etti.
Adalet, kalp ritmi seyrek bozulan hastaların 24-72 saat kalp ritmini sürekli kaydeden Holter'le yakalanamadığını, takılabilen kalp ritim izleme cihazları ile bu hastaların hayatlarının kurtulabileceğini bildirdi.
Takılabilen kalp ritim cihazının, diğer metotlarla (EKG, Holter) belirlenemeyen ritim bozukluklarının yakalanması ve kaydedilmesinde kullanıldığına işaret eden Adalet, şunları anlattı:
"Özellikle atriyal fibrilasyon gibi hastanın farkında olmadığı ve aralıklarla kalp ritminin bozulduğu durumlarda son derece yararlıdır. Bazen felç ile gelen hastalarda felç nedenini belirlemek güç olabilir. EKG ve Holter kayıtları normal olabilir. Ancak bu hastalarda felç sebebinin atriyal fibrilasyona bağlı pıhtı atması olduğu, takılabilen kalp ritim izleme cihazı sayesinde belirlenebilmektedir. Bunun dışında bayılma nöbetleri olan hastalarda bazen diğer metotlarla bayılma nedeni ortaya konulamamaktadır. Bu hastalarda bayılma nedeni kalbin aralıklı olarak çok yavaş çalışması ve durması, bazen de çok hızlı çalışması olabilir. Takılabilen kalp ritim cihazı ile ritim bozukluğu türü belirlenir ve buna göre uygun tedavinin yapılması mümkün olur."
"Dışarıdan özel cihazlar vasıtasıyla kayıtlar ekranda görülebilir"
Prof. Dr. Kamil Adalet, oldukça küçük olan kalp ritim izleme cihazının hastaya kolaylıkla yerleştirildiğini belirtti.
Hastanın göğüs bölgesinde derisinin altına basitçe yerleştirilebilen minik cihazın, 3 yıl boyunca hastanın ritimlerini takip edip, anormal bir durum olduğunda doktora bildirdiğini aktaran Adalet, cihaza ilişkin şu bilgileri verdi:
"Minik cihazlar göğüs bölgesinde cilt altına özel bir aparey ile enjekte edilmektedir. Hasta MR'a rahatlıkla girebilir. Cihaz, ritmin bozulduğunu anlayarak otomatik olarak kayda geçebilir veya hasta rahatsızlık hissedince kendisi cihazı aktive edebilir. Dışarıdan özel cihazlar vasıtasıyla istenildiği an bu kayıtlar bir ekranda görülebilmekte ve yazdırılmaktadır. Bayılma anındaki kayıtlar, kalp ritim bozukluğu ile bayılma arasındaki ilişkiyi kesin olarak ortaya koymaktadır. Buna göre kalp pili ya da ICD takılması veya ablasyon yapılması kararı verilerek hastanın tedavisi mümkün olmaktadır. Diğer yandan bu cihaz sayesinde atriyal fibrilasyon denilen ritim bozukluğu belirlendiği takdirde felcin önlenmesi için kan sulandırıcı ilaçların kullanılması mümkün olacaktır."
AA