Uzm. Klinik Psikolog Dila Özçelik, 3-5 yaş arasındaki çocukların % 65’inde gözlenen hayalÎ arkadaşlık hakkında “hastalık demek yanlış” diye konuştu.
‘HayalÎ arkadaş’ın çocuklar için dış dünyayla kurmaya çalıştıkları ilişkinin bir aracı olduğunu söyleyen Altınbaş Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölüm Başkanı Uzm. Klinik Psikolog Dila Özçelik, hayali arkadaşa sahip olmanın çocukta kendisini daha çok güvende hissetmeye ve duygularını daha rahat dışa vurmaya ihtiyacı olduğunu gösterdiğini belirtti. Kendisini yeterince güvende hissetmeyen, duygularını yansıtamayan çocuğun ‘hayali arkadaş’tan güç aldığını söyleyen Özçelik, konu ile ilgili olarak anne babalara önemli tavsiyelerde bulundu.
Bir hastalık mı?
Araştırmalara göre, ailede tek çocuk olarak büyüyen çocukların kendilerine hayali arkadaş üretme ihtimali, kardeşle birlikte büyüyen çocuklara göre daha fazla. Çoğu ailenin çocuğun kendi kendine mırıldandığını duyduğunda kimle konuştuğu sorusuna aldıkları yanıt ise genellikle ‘kimseyle’ şeklinde oluyor. Peki ‘hayalî arkadaş’ edinme bir hastalık mı?
Uzm. Klinik Psikolog Dila Özçelik, bu noktanın aileleri endişelendirse de genellikle çocukların hayal ile gerçeği tam olarak ayırt edemedikleri dönem içinde ortaya çıkan ‘hayali arkadaş’ın çok olası bir durum olduğunu söyledi. Uzm. Klinik Psikolog Özçelik, “Hayali arkadaş bazen bir insan bazen ise bir hayvan olabiliyor. Dolayısıyla hayalî arkadaş edinme durumuna bir hastalık demek yanlış olacaktır” şeklinde konuştu.
Anne-babalar ne yapmalı?
Hayali arkadaşı olan bir çocuğun ailesine düşen görevin öncelikle konuyla alâkalı olarak çocuğun üzerine gitmemeleri gerektiğini bilmek olduğunu vurgulayan Altınbaş Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü Başkanı Uzm. Klinik Psikolog Dila Özçelik şu tavsiyelerde bulundu: “Ailenin çocuğa devamlı olarak çocuğun hayali arkadaşıyla alakalı sorular sorması çocuğun hayali arkadaşını saklamaya çalışmasına ve kendini sosyal ortamdan daha fazla izole etmeye çalışmasına sebep olacaktır. Bu sebeple aile, çocuğun üzerine gitmemeli ve durumun doğasını anlamaya çalışmalıdır. Bunun yanı sıra aileler çocuklarına sosyal ve duygusal açıdan ellerinden geldiğince destek olmaya çalışmalılar. Çocuğu kendi yaşıtlarının olduğu sosyal ortamlara sokmak, çocuk için duygusal dışa vurum noktasında faydalı olacaktır. Çocuk, okula başladığında ve kendi yaşıtı arkadaşlar edindiğinde hayali arkadaşla olan ilişkisi yoğun bir şekilde devam ediyorsa ve yaşıtlarıyla sosyalleşmekten kaçınıyorsa aileler konuyla alakalı olarak bir uzmandan yardım almalılar.”
Musa Aydın - İstanbul