Dr. Bekir Sıtkı Aslan, saatine bakıp zamanı söyleyemeyenlerin sarı nokta hastalığı olarak bilinen makula dejenerasyon hastalığına yakalanmış olabileceğini belirtti.
SAATİN ANA HATLARINI GÖREBİLİR AMA ZAMANI SÖYLEYEMEZ
Dr. Aslan, görmede bulanıklık, etrafa bakarken karanlık alanlar olması veya merkezi görüşte bozulma gibi belirtilerle hastalığın kendini gösterdiğini belirtti ve şunları söyedi:
"Retinanın, ince ayrıntıları açıkça görebilmeye izin veren, merkezi görmeden sorumlu parçasına “makula” denilmektedir. Küçük bir bölümünü oluşturmasına rağmen retinanın gerikalanına oranla detaya en duyarlı yapıdır. Gözde makulanın bozulması veya yeni damar yapılarının oluşmasıyla retina tabakalarınınyıkıma uğraması, yaşa bağlı makula dejenerasyonu olarak adlandırılmaktadır. Birçok insanda vücudun doğal yaşlanma sürecinin bir parçası olarak gelişen bu hastalık, bazı hastalarda merkezi görüşünkalıcı olarak kaybedilmesiyle sonuçlanabilmektedir. Genellikle çevresel görüş etkilenmez. Örneğin; ileri makula dejenerasyonu olan hasta, bir saatin ana hatlarını görebilse de akrep ve yelkovanı seçemediğinden zamanı söyleyemez."
"BELİRGİN GÖZ PROBLEMİ OLANA DEK FARK EDİLMİYOR"
Hastalığın genetik geçişli olabileceğini belirten Dr. Aslan bu konuda da şunları açıkladı:
"İnsan bedenindeki hücreler, çevredeki oksijenle sürekli reaksiyona girmektedir. Bu aktivitenin sonucu olarak, vücutta serbest radikaller adı verilen küçük moleküller üretilir. Söz konusu moleküller hücreleri etkiler ve bazen onlara zarar da verebilir. Bu tablonun, sarı nokta hastalığının gelişmesinde önemli rol oynadığı düşünülmektedir. Genetik geçiş de önemli bir risk faktörüdür. Bazı çalışmalar, iltihabın da etkili olduğunu göstermektedir. Bunların yanı sıra aşırı aktif bir bağışıklık sistemi de hastalığın ortaya çıkmasına yol açabilmektedir. Sarı nokta hastalığında, retinanın altında “drusen” adı verilen tortu birikmektedir. Bazı hastalarda retina altında anormal kan damarları da gelişmektedir. Tedavi edilsin veya edilmesin, makula dejenerasyonu tek başına mutlak körlüğe yol açmamaktadır. Daha ilerlemiş vakaların görüldüğü kişiler, yanal veya çevresel görüşünü kullanarak yararlı görüş sahibi olmayı sürdürebilmektedir. Bu rahatsızlık görme kaybına yol açtığında, genellikle bir gözde başlamakta diğerini ise daha sonra etkilemektedir. Birçok kişi, belirgin bir görme problemi olana veya göz muayenesinde tespit edilene dek sarı nokta hastalığına sahip olduğunun farkına varamamaktadır."
"RENKLERDE PARLAKLIK KAYBI VARSA DİKKAT"
Hastalığın belirtilerini de açıklayan Dr. Aslan, kuru ve yaş olmak üzere iki tipi olduğunu belirtti ve sözlerini şöyle noktaladı:
"Kuru tip sarı nokta hastalığının belirtileri arasında; bulanık uzak mesafe veya okuma vizyonu, yalnızca aydınlık ortamlarda yakını görme, bulanık görüş, parlak ışıktan düşük ışığa geçerken görme güçlüğü, insanların yüzlerini tanıma sorunu veya yetersizliği ile ara mesafelerde yetersiz görüş yer almaktadır. Bu rahatsızlık, bazen bir bazen iki gözü birden etkileyebilmektedir. Etkilenmemiş göz, diğerindeki görme kaybını telafi edebilir. Dolayısıyla tek tarafın etkilendiği durumlarda, hasta gözdeki değişiklikler kişiler tarafından fark edilemeyebilir. Yaş tip makula dejenerasyonu ise düz çizgilerde bükülme, eğri veya düzensiz olarak görünme, görme alanında koyu gri lekeler veya boşluklar oluşması, merkezi görme kayıpları, nesnelerin boyutunun her göz için farklı olması, renklerde parlaklık kaybı ve her göz için farklı görme gibi belirtilerle kendini göstermektedir. Tedavide başarı için erken tanı büyük önem taşımaktadır. Erken tanı aldığında tedavi edilebilen bir ileri yaş hastalığı olan sarı nokta hastalığının hastalar açısından en önemli dezavantajı, çok kez geç dönemde fark ediliyor olmasıdır."
DHA