Migrenin ataklarla seyreden ve ataklar sırasında baş ağrısı ile nörolojik, sindirim ve otonomik semptomların değişik kombinasyonlarda görüldüğü bir hastalık olduğunu ifade eden Çam, migrenin orta yaş ve üzerinde daha sık görüldüğünü, migrenle birlikte nabız atışı gibi zonklayıcı şiddetli ağrı, fiziksel aktivite ile ağrıda şiddetlenme ve beraberinde bulantı ile ışık ve sesten rahatsız olma gibi özellikleri barındığını belirtti. 

Çam, “Bir migren hastasının son 3 ayın en az 15 gününü baş ağrısı ile geçirmesi ve bu ağrılı günlerden en az 8’inde tipik migren ağrısı görülmesi durumuna kronik migren adı verilir. Türkiye’de kronik migren görülme sıklığı yüzde 1,7’dir. Ülkemizde her 6-7 kişiden biri migrenli, her 10 migrenlinin biri de kronik migrenlidir. Migrenin bireysel ve toplumsal boyutta iş gücü kaybı, ekonomik ve yaşam kalitesinde düşme ve psikolojik olarak olumsuz etkileri vardır. Hastalar sürekli ve aşırı miktarda ağrı kesici kullanmanın risklerinin yanı sıra ağrı ile yaşamanın yarattığı olumsuz psikolojik durum ile baş etmek zorundadır.” dedi. 

'BOTOKSLA MİGRENDEN KURTULUN'

Kronik migren tedavisinde uygulanan botoks yöntemi ile migren ağrılarında yüzde 50’e varan azalmalar görüldüğünü vurgulayan Çam, “Ülkemizde 22 yıldan beri çeşitli nörolojik hastalıklar sonrasında kullanılan botoks, 2011 yılından itibaren kronik migren tedavisinde de kullanılmaya başlandı. Bu uygulamada doktor tanısı ile yüz, baş ve boyun bölgesindeki 31 noktaya özel iğnelerle enjeksiyon şeklinde bu konuda eğitim almış bir uzman tarafından botoks tedavisi yapılabilir. İşlem sonrasında da kurallara uyulduğu takdirde hastalar günlük hayatlarına ara vermeden devam edebilirler. Günümüzde migren ve kronik migrenin tanısı ve tedavisi nöroloji uzmanları ve baş ağrısı merkezleri tarafından yürütülmektedir. Doğru hasta seçildiği ve deneyimli ellerde uygulandığında botoksun sonuçları yüz güldürücü olan bir uygulamadır. Gerektiği durumlarda uygulama 3 – 6 ay sonrasında tekrar edilebilir. Botoks tedavisi sonucunda hastaların işlevlerinde, canlılığında, psikolojik durumunda ve genel yaşam kalitesinde önemli bir gelişme kaydedilmektedir.” diye konuştu.