Yeşilay tarafından Sağlık Bakanlığı'nın desteğiyle 26-27 Kasım'da gerçekleştirilecek "2. Uluslararası Uyuşturucu Politikaları ve Halk Sağlığı Sempozyumu'nda, bağımlılıkla etkin mücadele ele alınacak.
Gencin kalkanı: Aile
Yeşilay'ın kuruluşuna ilişkin notlar
Yeşilay Genel Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk, Yeşilay'ın bağımlılıklarla etkin mücadele ettiğini belirterek, "Yeşilay mantalitesi olarak bağımlılıklara teslim olma taraftarı değiliz. Çünkü bazı ülkeler bazı maddeleri artık serbest bırakma peşinde. Biz buna kesinlikle karşı çıkıyoruz. Bu toplantıda 'bağımlılıkla mücadeleden vazgeçerek, bazı şeyleri serbest bırakarak, mücadele edemezsiniz' mesajı vereceğiz." dedi.
Yeşilay tarafından Sağlık Bakanlığı'nın desteğiyle 26-27 Kasım'da gerçekleştirilecek "2. Uluslararası Uyuşturucu Politikaları ve Halk Sağlığı Sempozyumu"na ilişkin soruları cevaplayan Öztürk, uyuşturucu bağımlılığı ile halk sağlığını birleştiren bir toplantı yapacaklarını söyledi.
Uyuşturucu bağımlılığını, halk sağlığı tehdidi olarak gördüklerine dikkati çeken Öztürk, "Halk sağlığının temelinde hastalık olmadan koruyucu hizmet verebilmek önemlidir. Bağımlılıkta da bağımlı olmadan bireylerin nasıl engellenebileceği ve farkındalık oluşturulabileceği konusu önemlidir. Özellikle madde bağımlılığını bir sağlık tehdidi olarak görüyoruz. Madde bağımlılığının oluşturduğu bu sağlık tehdidinde hangi tedavi yöntemleri ve modern yaklaşımlar şu anda uygulanıyor, sempozyumda onları ele alacağız." diye konuştu.
Öztürk, madde bağımlılığında tıbbi tedavi, rehabilitasyon ve psikososyal destek gibi uygulamalar hakkında 13 ülkeden 55 bilim insanının sempozyumda sunum yapacağını anlattı.
"Bağımlılıklara teslim olma taraftarı değiliz"
Madde bağımlılığının kültürlerden ve inançlardan bağımsız, bir dünya sorunu haline geldiğinin altını çizen Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Maalesef dünya bu anlamda bir teslim oluşa doğru gidiyor. Yeşilay olarak bizim buna her platformda itirazımız var. Yeşilay mantalitesi olarak bağımlılıklara teslim olma taraftarı değiliz. Çünkü bazı ülkeler bazı maddeleri serbest bırakma peşindeler. Yani 'Biz baş edemiyoruz, bunun yasaklanmasından vazgeçelim, belli bir sınırlama getirelim, serbest bırakalım' diyorlar. Biz buna kesinlikle karşı çıkıyoruz. Çünkü bu başka bir maddenin de yine serbest kalması sonucunu doğurur ki bu mücadeleyi kaybetmek ve bağımlılıkla ilgili maddelere esir olmak demektir. Bu toplantıda 'bağımlılıkla mücadeleden vazgeçerek, bazı şeyleri serbest bırakarak, mücadele edemezsiniz' mesajı vereceğiz. Dik duruşumuzu devam ettirmeniz gerekiyor. Hangi faktörler bağımlılık noktasında daha engelleyici ya da koruyucu onlardan bahsedeceğiz."
Yeşilay'ın, kuruluşu yaklaşık 100 yıla dayanan köklü bir sivil toplum kuruluşu olduğunu ve çalışmalarında önemli partnerlerle iş birliği yaptıklarını dile getiren Öztürk, madde bağımlılığıyla ilgili yaptıkları önleyici hizmet ve koruyucu faaliyetlerle tedavi ayağında devlet desteğini her zaman arkalarında gördüklerinin altını çizdi.
"Önleyici eğitim programıyla 13 milyon çocuğa ulaştık"
Prof. Dr. Mücahit Öztürk, okullarda Milli Eğitim Bakanlığı'yla (MEB) imzaladıkları protokol kapsamında çalışma yürüttüklerini aktararak, şu bilgileri verdi:
"Yeşilay, MEB'deki rehber öğretmenleri eğiterek, dünyada örneği olmayan çok büyük bir eğitim programı yapıyor. Bu eğitim programımızla yaklaşık 13 milyon çocuğa ulaştık. Açtığımız ayaktan tedavi merkezleri olan Yeşilay Danışma Merkezleri'nde (YEDAM) özellikle danışanlarla ilgili olan süreçte Sağlık Bakanlığı'ndaki Alkol ve Uyuşturucu Madde Bağımlıları Tedavi ve Araştırma Merkezi (AMATEM) ve Çocuk ve Ergen Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezi'yle (ÇEMATEM) iş birliğimiz var. Gençlik ve Spor Bakanlığı, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı ile yaptığımız bütün çalışmalarda devletin kurumlarıyla güçlü bir sivil toplum kuruluşu olarak iş birliği içerisindeyiz."
Yeşilay'ın son 3 yılda dünyaya açılarak 41 ülkede temsilcilik kurduğunu aktaran Öztürk, Yeşilay Danışma Merkezleri'nde (YEDAM) uygulanan sistemin başka ülkeler tarafından talep edildiğine ve uyguladıkları faaliyetlerin diğer ülkelere örnek olmasının çok önemli olduğuna dikkati çekti.
"Çağrı merkezimizi 37 bin 603 kişi aradı"
Öztürk, YEDAM'da danışmanlıktan ayaktan tedaviye kadar geniş bir yelpazede hizmet verdiklerini belirterek, "Yeşilay'ın bağımlılıklarla ilgili bağımlı olmuş bireylere ve ailelerine söyleyecek bir sözü olması gerekiyordu. Yeşilay'ın 100 yıllık tecrübesinde hep önleyicilik, farkındalık oluşturma ve eğitim ön plandaydı. Daha sonra oluşturulan bu değişimle beraber Yeşilay YEDAM'larla aslında bağımlı birey ve ailelerinin doğru bilgileri edinebilecekleri bir merkez haline geldi." diye konuştu.
Bağımlılar, bağımlı olmayıp madde kullananlar ve ailelerinin, çağrı merkezini arayarak bilgi aldıklarını ifade eden Öztürk, yaptıkları görüşmelerle kişinin neye ihtiyacı olduğunun tespit edildiğini, tıbbi tedavi gerektiren bireyleri AMATEM VE ÇEMATEM'e yönlendirdikten sonra psikososyal destek de verdiklerini anlattı.
Belli bir aşamaya gelmiş bağımlı bireylere hobi ve meslek edinmeleri için kurdukları YEDAM Atölye'de eğitim verdikten sonra İş-Kur'la yaptıkları iş birliği kapsamında işe yerleşmelerini sağladıklarını aktaran Öztürk, "YEDAM'a telefonla başvuran kişi sayısı çok fazla. Çağrı merkezimizi şimdiye kadar 37 bin 603 kişi aradı. Bin 119 bağımlıya ve 596 bağımlı ailesine psikososyal destek verdik. 4 bin 901 bağımlı danışanımızla bireysel görüşme, 809 da aile görüşmesi yaptık. Şu andaki verilerimiz dünyayla kıyasladığımızda oldukça yüz güldürücü. " ifadelerini kullandı.
Yatarak tedavi için "Yeşilay Rehabilitasyon Merkezi" açılacak
Prof. Dr. Öztürk, bağımlı bireylere ve ailelerine destek olması bağlamında ayaktan tedavi merkezlerinin çok değerli olduğunun altını çizerek, şunları kaydetti:
"Türkiye'deki en büyük eksikliklerden bir tanesi bu işin yatarak da devam edeceği merkezlerin açılması olacak ki biz onun da çalışmasını bitirdik. Yeşilay Rehabilitasyon Merkezi diye adlandıracağımız bir merkez planlandı. Şu an inşaatın başlanması aşamasında. Aile desteğini çok göremediğimiz ya da yaşadığı çevreden uzaklaştırılması gereken bir grup var. Bunları uzaklaştırıp 3 ve 6 aylık periyotlarda maddeden kurtulmalarını sağlamak gibi bir amacımız var. Bu proje bağımlılık konusunda Türkiye'deki en önemli proje. İnşallah bir yıl içerisinde birkaç tane merkezimiz açılmış olacak. 2019 hedefimiz bu."
Madde bağımlılığı konusunda medya dilinin de düzeltilmesi gerektiğini vurgulayan Öztürk, bu konuda Anadolu'daki yerel medyaya bilgilendirici seminerler verdikleri, İstanbul'da da merkez medyaya seminer vermeyi hedeflediklerini sözlerine ekledi.
AA