Avustralya’daki 3 büyük sağlık organizasyonu, ülkedeki bütün şekerli gıda ürünleriyle, gazlı içecekler, spor içecekleri ve hatta aromalı süt ürünlerini de kapsayan bütün tatlandırılmış içeceklerden “şeker vergisi” alınmasını istiyor.
Amaç şekerli ürünlerin tüketimini sınırlandırabilmek olan söz konusu uygulamalarda İngiltere’de ise “Şekere Karşı Hareket” isimli bir kampanya kapsamında, obeziteyle mücadele edebilmek için ülkedeki ambalajlı gıda ve içeceklerde zorunlu bir şekilde şeker oranlarının düşürülmesi için kampanya başlatılmıştı. Kampanya ülkedeki önde gelen bilim ve sağlık uzmanları tarafından da desteklendi.
Öte yandan Dünya Sağlık Organizasyonu WHO günlük şeker ihtiyacı miktarı tavsiyesini 10 çay kaşığından 5 çay kaşığı miktarına indirmeyi düşünüyor. Küresel diyet stratejisi raporu da, diyabet ve diş sorunları gibi kronik hastalıklarla mücadele konusundaki en büyük etkenlerden birisinin, şekerli gıdaları azaltmak olduğu belirtiliyor.
Avustralya Gıda ve Sebze Konseyi Başkan Yardımcısı Geoffrey Annison ise şekerin şişmanlığa neden olduğuna dair bir kanıt olmadığını iddia ederek, "Şekerin tek başına obezite ve onunla bağlantılı sağlık sorunlarına neden olduğuna dair bilimsel bir gösterge yok." dedi.
Annison’un bu iddiası Diyabet Avustralya kurumundan Prof. Greg Johnson tarafından ağır şekilde eleştirildi. Prof. Johnson, “Bu tür savunmaları, daha önce, sigaranın insan sağlığına olan zararları ortaya çıkmaya başladığında, tütün ve sigara şirketleri de yapıyorlardı. Bu nedenle bunları işitmek sürpriz değil. Saygın ve bağımsız sağlık kurumlarının bu konudaki araştırmaları her şeyi ortaya koyuyor. Biz Avustralya’da obeziteyle mücadele için şekerli bütün ürünlere özel bir vergi konulmasını istiyoruz.” dedi.
Bu arada Avustralyalılar şeker kullanımını giderek azaltıyorlar. 1938 senesinde yıllık şeker tüketimi kişi başına 55 kiloyken, şimdi bu miktar 42 kiloya düştü. Ancak yine de Avustralya kişi başına şeker tüketiminde dünyadaki ilk 10 ülke arasında yer alıyor.