Antony, yaptığı yazılı açıklamada, astımın, dünyada en sık görülen solunum yolu hastalığı olduğuna işaret ederek, Türkiye'de yaklaşık her 7-8 çocuktan birinin bu sorunla karşı karşıya olduğunu ifade etti. 

Hastalığın görülme sıklığının yaşam ve çevre koşullarının değişmesine bağlı olarak arttığına dikkati çeken Antony, özellikle çocuklarda görülen astımın alerjik sorunlarla ilişkili olduğunu aktardı. 

Antony, hastalığın tedavi edilebilecek bir sorun olduğunu vurgulayarak, "Alerjik astımın tedavisindeki en etkili yol aşılama yöntemidir ve bu yöntemle hastalıktan kurtulmak mümkündür. Alerji aşıları, astımın gidişatını değiştirebilme potansiyeline sahip tek tedavidir. Mümkün olduğunca erken başlanmalıdır. Çünkü alerji aşıları dışındaki tedavilerin hiçbiri hastalığın vücuttan atılmasını sağlamaz, sadece mevcut yangının seviyesini azaltır" değerlendirmesinde bulundu. 

"Aşıyla alerjik olunan madde küçük dozlarla vücuda veriliyor"

Astım için kullanılan alerji aşılarının özellikle son yıllarda geliştirilen standartlara uygun olarak hazırlandığını ve bu sayede çok başarılı sonuçlar alındığını anlatan Antony, şöyle devam etti:

"Aşılar, alerjik olunan maddelerle hazırlanır, ağızdan yapılan damla aşı ve koldan yapılan aşı olmak üzere de iki gruba ayrılır. Hastanın yaşına ve alerjisine göre hangi aşının yapılacağı belirlenir. Alerjik olunan maddenin vücuda alıştırılması için küçük dozlarda başlayan aşı tedavisi giderek artırılır. Bu tedaviyle amaçlanan, savunma sisteminin, alerjik olunan maddeye karşı tolerans geliştirmesidir. Yani astım tedavisinde kullanılan diğer ilaçların (nefes açıcılar ve kortizonlu ilaçlar) aksine aşı tedavisi, hastalığın direkt olarak oluşma mekanizmasını etkiler."