Güncel |
Küresel ekonomide kriz riski sürüyor |
![]() BM'nin 2011 yılına ait “Dünyada Ekonomik Durum ve Beklentiler” raporunda 2010'da 3,6 oranında olan ekonomik büyümenin 2011'de yüzde 3,1'e düşmesinin, 2012 yılında ise yüzde 3,5'e çıkmasının beklendiği belirtildi ve bunun yetersiz olduğuna dikkat çekildi. İSTİHDAM KAYIPLARININ TELÂFİSİ ZOR 2008'deki küresel ekonomik kriz dolayısıyla yaşanan istihdam kayıplarının bu büyüme oranlarıyla telafi edilemeyeceği belirtilen raporda, Türkiye'nin 2010'da yüzde 7.4 olan büyümesinin 2011'da yüzde 4.6, 2012'de yüzde 5 oranında olacağı tahmininde bulunuldu. WSJ: TÜRKİYE DIŞ ŞOKLARA AÇIK Wall Street Journal gazetesinde yapılan yorumda ise, “Türkiye'nin ticaret açığının, Ekim ayında keskin biçimde genişleyerek bu yükselen ekonominin büyümesine vurgu yapsa da ülkeyi dış şoklara açık bırakan bir dengesizliği de ortaya çıkardığı”kaydedildi. Riskler devam ediyor BM, dünya ekonomisindeki toparlanmanın 2010 yılının ortasından beri ivme kaybetmeye başladığını belirterek tüm ekonomik göstergelerin 2011’de daha zayıf ekonomik büyümenin olmasının beklendiğini kaydetti. BM, 2011 yılına ait ‘’Dünyada Ekonomik Durum ve Beklentiler’’ adlı raporunu yayımladı. Raporda, 2010 yılında 3,6 oranında olan dünyanın ekonomik büyümesinin 2011 yılında yüzde 3,1’e düşmesinin, 2012 yılında ise yüzde 3,5’e çıkmasının beklendiği belirtildi. BM, bu ekonomik büyüme oranlarının yetersiz olduğunu vurgulayarak, 2008 yılındaki küresel ekonomik kriz dolayısıyla yaşanan istihdam kayıplarının telafi edilemeyeceğine işaret etti. Ülkelerin harcamalarını azaltmalarının ve vergileri yükseltmelerinin de işsizlik sorununu daha kötü hale getirdiğini belirten BM, 2008 yılındaki küresel ekonomik krizde dünyada en az 30 milyonluk istihdam kaybının yaşandığı hatırlatarak, bu istihdamın geri kazanılabilmesi için 5 yıl gerektiği öngörüsünde bulundu. Ülkelerin para politikalarında eşgüdüm sağlayamamalarının küresel pazarları daha da tutarsız ve değişken hale getirdiği vurgulanan raporda, ülkelerin ekonomik toparlanmayı sağlamada birlikte çalışmaları gerektiği belirtildi. Raporda Türkiye’nin 2010 yılında yüzde 7,4 olan ekonomik büyümesinin 2011 yılında yüzde 4,6, 2012 yılında ise yüzde 5 oranında olacağı tahmininde bulunuldu. Raporda 2010 yılında yüzde 2,6 olan ABD’nin ekonomik büyümesinin, 2011 yılına yüzde 2,2’ye düşmesinin, 2012 yılında ise yüzde 2,8’e çıkmasının beklendiği ifade edildi. Raporda 2008 yılında ekonomik krizin vurduğu ABD’nin daha 4 yıl daha, yaşadığı işsizlik sorununu aşmasının beklenmediği de kaydedildi. Avrupa’da ise bu yıl yüzde 1,6 olan ekonomik büyümenin 2011’de yüzde 1,3’e düşeceği, 2012 yılında ise yüzde 1,7 olmasının beklendiği bildirildi. Avrupa ülkeleri arasında özellikle Yunanistan, İrlanda, Portekiz ve İspanya’daki ekonomik büyümenin ortalamanın daha altında olacağı, bu 4 ülkenin ekonomilerinin durgunlukta kalmaya devam edeceği belirtildi. Japonya’da 2010 yılında yüzde 2,7 olan ekonomik büyümenin 2011 yılında büyük bir düşüşle yüzde 1,1’e gerileyeceği, 2012 yılında ise yüzde 1,4 olacağı tahmininde bulunuldu. Raporda, Çin, Hindistan ve Brezilya’nın ekonomik büyümesinde de gelecek 2 yıl içinde yavaşlamalar görüleceği belirtildi. Dünyada enflasyon oranının gelecek 2 yıl içinde düşük seviyede kalmaya devam edeceği yönündeki öngörü ise, raporun olumlu yönlerinden biri oldu.
Türkiye dIş şoklara açIk
Wall Street Journal gazetesinde, “Türkiye’nin ticaret açığının, Ekim ayında keskin biçimde genişleyerek bu yükselen ekonominin büyümesine vurgu yapsa da dış şoklara açık bırakan bir dengesizliği de ortaya çıkardığı” kaydedildi. Haberde, artan ticaret açığının Türkiye’nin güçlü tüketime dayalı ekonomik büyümesini yansıttığı belirtilirken, ekonomistlerin yine de, ihracattaki büyüme makul bir seviyede gidip, ithalattaki artış sürerken, ticaret açığı ile cari işlemler açığının daha da genişleyebileceği uyarısında bulunduğu ifade edildi. Bazı ekonomistlerin, ithalat ve iç talebe aşırı bağımlılığın, Türkiye için büyük bir risk oluşturduğu görüşünü savunduğu belirtilen haberde, filizlenen cari işlem açığının, değişken sıcak para veya spekülatif yatırımlar tarafından finanse edildiği kaydedildi. Haberde, bazı ekonomistlerin, yatırımcıların yükselmekte olan pazarlardan uzaklaşıp, Amerikan doları veya altın gibi güvenli alanlara kayması durumunda, sıcak paranın, Türkiye’nin cari açığının fonlanmasındaki önemli rolünün, tehlike işareti anlamına geldiğini belirttiğine dikkat çekildi. Gazetede, “Türkiye’nin ticaret açığının, Ekim ayında keskin biçimde genişleyerek, yükselen ekonominin büyümesine vurgu yapsa da dış şoklara açık bırakan bir dengesizliği de ortaya çıkardığı” yorumunda bulunuldu. |
03.12.2010 |