Güncel |
Alkol aslî kusur sayılsın |
Alkollü araç kullanan ve hız sınırını aşanların kazalara karışmaları durumunda, Karayolları Trafik Kanunu’nun ‘’sürücü kurslarının tespiti ve asli kusur sayılan haller’’i düzenleyen 84. maddesi kapsamında değerlendirilmesi istendi. Karayolu Trafik ve Yol Güvenliği Araştırma Derneği Başkanı İhsan Memiş, yaptığı açıklamada, Karayolları Trafik Kanunu’nun 84. maddesinde, araç sürücülerinin trafikte yapacakları kusurlardan 12’sinin ‘’asli kusur’’ kabul edildiğini hatırlattı. Kaza meydana geldiğinde gerek trafik zabıtası gerekse bilirkişilerin olayın meydana gelmesinde asli kusuru aradıklarını ve hakimlerin de buna göre karar verdiklerini belirten Memiş, ‘’Bu asli kusurları incelediğimizde ölümlü ve ağır yaralanmalı kazalara sebebiyet verecek iki tane madde bulunmaktadır. Diğer 10 madde ise manevraları düzenleyen veya oluşumunda maddî hasarlar olabilecek kusurlardır’’ dedi. Kanunda yeni koşullar dikkate alınarak düzenleme yapılması gerektiğini ifade eden Memiş, şunları kaydetti:’’Halbuki ölüm ve yaralanmaları kapsayan iki maddenin dışında bundan daha çok her yıl binlerce ölüme yol açan alkol ve hız maalesef bu kapsamda değerlendirilmiyor. 1983 yılında çıkan kanunun üzerinden tam 27 yıl geçmiştir. Birçok maddelerde değişiklik yapılmış, ancak bu madde her gün canımızı almaya devam etmektedir. Alkol ve hızın kanun kapsamına konulmaması, kanunun 1983 yılında görüşülmesi sırasında hazırlayan bürokratların olduğu kadar, TBMM Komisyon üyelerinin de yetersizliğinden kaynaklanmıştır.’’ Trafik kazalarında hızın toplam ölümlerdeki payının yaklaşık yüzde 43 olduğunu anlatan Memiş, ‘’Bu sebeple 84. maddeye acilen konulmalı. Trafik kazalarında alkol da toplu ölümlere yol açan etkenler arasındadır. Bu sebeple de 84. maddeye acilen eklenmeli’’ diye konuştu.
DÜZENLEME YAPILIRSA KAZALAR DA AZALIR
Memİş, sürücü belgesi olmadığı halde araç kullanan bir kimsenin trafik kazasına karışması halinde doğrudan asli kusurlu olarak kabul edilmesinin de bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiğini ifade ederek, ‘’Ayrıca, Türk Ceza Kanunu’nundaki hürriyeti bağlayıcı cezaların alt sınırı TBMM tarafından acilen iki yıldan dört yıla çıkarılmalı. Aynı kanunun üçüncü fıkrasına mutlaka sürücü belgesi olmayanlar da eklenmeli’’ dedi. Memiş, bu düzenlemelerin yapılması halinde kazaların önemli oranda düşeceğini de savunarak, şöyle devam etti: ‘’Alkol alarak araç kullanma lüksü ortadan kalkacağından trafikteki ölümler en az yüzde 25 azalacaktır. Sürücü belgesi olmayan hiç kimse şehirde veya kırsalda buna cesaret edemeyecek, böylece trafikteki ölümler en az yüzde 10 azalacaktır.’’ Memiş, hükümet ve TBMM’de grubu bulunan tüm siyasi partilere ‘’akan kanın durdurulması’’ için birlikte çalışarak kanunda bir an önce düzenlemeyi gerçekleştirmeleri çağrısında bulundu. |
02.11.2010 |
İstanbul’un barajları doldu |
İstanbul’a su sağlayan barajlardaki doluluk oranı, son yağışlarla birlikte yüzde 75’58’e ulaştı. İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) verilerinden derlediği bilgiye göre, İstanbul’a su sağlayan ve 868 milyon 683 bin metreküp su biriktirme hacmine sahip olan Ömerli, Darlık, Elmalı, Terkos, Alibey, Büyükçekmece, Sazlıdere, Istırancalar, Kazandere ve Pabuçdere barajlarındaki su rezervi, bugün itibarıyla 647 milyon 751 bin metreküp seviyesine çıktı. Eylül aynında yüzde 68,23 olan barajların doluluk oranı yüzde 75,58 olurken, son yağışlarla birlikte kentin Asya yakasındaki barajların doluluk oranı yüzde 76,37, Avrupa yakasındaki barajların doluluk oranı ise yüzde 73,35’e ulaştı. |
02.11.2010 |
Marmara Bölgesi Ekim’de yağışa doydu |
Sel ve su baskınlarına yol açan kuvvetli sağanak nedeniyle Marmara Bölgesi, mevsim normallerinin 7 katına varan yağış aldı. Ekim ayı ortalaması 66,6 kilogram olan Bursa’ya 396,6 kilogram yağış düştü. Bursa’nın en yağışlı günü 13 ekimi 14 ekime bağlayan gece oldu, 24 saatte 116 kilogram yağmur yağdı. Balıkesir ise uzun yıllar ortalamasının 5 katı üzerinde toplam 201,5 kilogram yağış alırken, Çanakkale’ye düşen miktar ortalamanın 7 katı üzerinde 333,3 kilogram gerçekleşti. Kış turizminin önemli merkezlerinden olan Uludağ’da ise kar kalınlığı 5 santimetre. Havanın açık ve sıcaklığın 10 derece olarak ölçüldüğü Uludağ oteller bölgesinde, önümüzdeki günlerde yağış beklenmiyor. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden aldığı bilgiye göre, yağışlı ve soğuk bir hafta geçiren Marmara Bölgesi’nde hava sıcaklıkları arttı. Haftayı ılık geçirecek Bursa, Balıkesir ve Çanakkale’de hava sıcaklıkları mevsim normallerinin 7-11 derece üzerinde olacak. Kasım ayı ortalama sıcaklığın 10,3 derece olduğu Bursa’da hafta içinde sıcaklık 20-21 derece arasında olacak. Balıkesir’de de sıcaklığın 20-21 derece arasında seyretmesi bekleniyor. Çanakkale’de ise hava sıcaklıkları 11,4 olan mevsim normallerinin üzerine çıkarak 18-20 derece arasında gerçekleşecek. |
02.11.2010 |
12 yıl önce kaçırılan kişinin cesedi bulundu |
Sİİrt’te, bir evin bahçesindeki varilde üzerine beton dökülmüş olarak bulunan cesedin, 12 yıl önce kaçırılan bir kuyumcuya ait olduğu sanılıyor. Siirt Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin, Bahçelievler Mahallesi Gazeteci Ali Çelik Sokağı’ndaki eski bir evin bahçesindeki varilde üzerine beton dökülmüş bir cesedin bulunması üzerine başlattığı soruşturma sürüyor. Polis, bulunan cesetle ilgili şu ana kadar 11 kişinin ifadesine başvururken, bu kişiler ifadelerinin ardından serbest bırakıldı. Bu arada 12 yıl önce Siirt il merkezinde bazı kişilerce evinden silah zoruyla kaçırılan kuyumcu Aydın Dede’nin yakınları, dün Siirt Devlet Hastanesi Morgu’nda cesedi teşhis etmeye çalıştı. Dede’nin yakınları, cesedin Aydın Dede’ye ait olduğunu tahmin ettiklerini söylediler. Yetkililer, cesedin kime ait olduğunun Adli Tıp Kurumu incelemesi sonucunda kesinlik kazanacağını belirtti. Önceki gün Bahçelievler Mahallesi Gazeteci Ali Çelik Sokağı’ndaki eski bir evin yıkımında çalışan işçiler, evin bahçesindeki bir varilde üzerine beton dökülmüş ceset bulmuştu. |
02.11.2010 |
Parktaki araçların lastiklerini kestiler |
Muğla’da park halindeki 8 aracın lastiklerini kestikleri öne sürülen 3 çocuk gözaltına alındı. Edinilen bilgiye göre, gece geç saatlerde kimliği henüz belirlenemeyen kişi ya da kişiler, Aydın Karaca Mahallesi’nde ara sokaklarda park halindeki 8 aracın lastiklerini kesti. Sabah araçlarının başına gelen sürücüler, araçlarının lastiklerinin kesik olduğunu görünce durumu polise bildirdiler. Olay yerine gelen Muğla Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme ekipleri araçların fotoğraflarını çekerek parmak izi aldı ve araç sahiplerinin ifadesi doğrultusunda araştırma başlattı. Polisin, görgü tanıklarının ifadeleri doğrultusunda 3 çocuğu gözaltına aldığı ve çocukların ifade işlemlerinin Çocuk Şube Müdürlüğünde devam ettiği öğrenildi. |
02.11.2010 |
Organ nakli yetersiz |
GEÇEN yıl yapılan 2 bin 300 böbrek naklinin 500’ünü gerçekleştiren Antalya’daki en büyük böbrek nakli merkezi olan Antalya Medicalpark Hastanesi Organ Nakli Merkezi doktorlarından Prof. Dr. Alper Demirbaş, Türkiye’de yaklaşık 60 bin kişinin organ nakli beklediğini bildirdi. Yıllar içerisinde geliştirdikleri yeni tekniklerle hastalarda engel olarak görülen şeker hastalığı, sarılık, kalp hastalığı, doku uyumsuzluğu, kan uyumsuzluğunu gibi sorunları tek tek aştıklarını belirten Prof. Dr. Demirbaş, şöyle devam etti: ‘’Artık geldiğimiz noktada Türkiye’deki böbrek nakli sayısında ciddî bir artış var. Ancak bu artış canlı vericili böbrek nakillerinde. Kadavra vericili böbrek nakli sayısında dünya sıralamasındaki yerimiz hayli aşağılarda. Şu anda 70 bin civarında insan diyalize giriyor. Bu insanların normal hayata dönebilmeleri ve gerekli organ nakli ameliyatlarını gerçekleştirebilmek için ihtiyacımız olan tek şey organ.’’ Niğde’den gelen böbrek hastası Zehra Yaşar (28) ve ona böbreğiyle yeniden hayat veren babası Sami Çavuş’un (50) izniyle, bir organ naklinin her aşamasını fotoğraflanarak görüntüledi. Baba Sami Çavuş, ‘’Allah’a şükür bize çift böbrek verilmiş. Buna seviniyoruz. Bir de hasta olan insanların böbrek bulunduğundaki sevincini düşünmek lazım.Hepimizin biraz duyarlı olması lazım. Ben kızım için yaptım. Bir başkası da bir yakını için bunu yapmalı. O hasta insanların yüzünü güldürmek için’’ diye konuştu. Başarıyla gerçekleşen operasyon sonrası baba Sami Çavuş, kızı Zehra Yaşar’a böbreğiyle yeniden hayat verdi. |
02.11.2010 |
Suudi Arabistan cazip eğitim fırsatı |
Ünİversİte adaylarına Mekke’ye 1, Medine’ye 3 saat mesafede yaşayarak ‘okuma’ imkânı var. Suudi Arabistan’ın dünyaya açılan penceris konumundaki Cidde’de bulunan King Abdulaziz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi yurtdışından burslu master talebesi kabul ettiğini açıkladı. www.kau.edu.sa siteleri’nde de yapılan duyuruda şartların Toefl türünde 500 veya üstü puan almış olmak, not ortalamasının ise en az 4 üzerinden 3 olduğu belirtiliyor. Başvurunun internet üzerinden yapılması ve Transkriptini önce ilgili bölüme (bölüm başkanına) göndermesi gerekiyor. Bölümlerin bilgisi, üniversitenin resmi web sayfası’nda bulunabiliyor. Eğer kabul edilirse, kalacak yer ve aylık 3000 SR veriyorlar. Bir master öğrencisi için; 800 USD’lık para Cidde’de oldukça yeterli olduğu ifade ediliyor. Eğer öğrenciler üniversite’nin bölüm projeleri’nde çalışacak olurlarsa, bu miktar daha da artabiliyor. Özellikle master, doktora veya doktora sonrası araştırma yapmak isteyenler için yeni açılan KAUST King Abdullah University for Science & Tech. İnternet sitesine http://www.kaust.edu.sa adresinden ulaşabiliyor. Bu üniversitenin güzel yanlarından biri de cazip maddi imkânların yanı sıra Mekke’ye 1, Medine’ye 3 saat mesafede yaşama imkânı sunması. |
02.11.2010 |
Organik ürünlerden 20 çeşit çay üretiyor |
Gümüşhanelİ kimyager Nadir Özer Kaya, kurduğu makine ile şehrin tabiî ürünlerini 20 çeşit organik çaya dönüştürüyor. Ürünlerini yurt içi pazarın yanı sıra Almanya’ya ihraç eden Kaya, İran’a da çay satacak. Kaya, 1980 yılında Atatürk Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümünü bitirdiğini, kimyager olduğunu söyledi. Bir süre Gümüşhane’de gıda fabrikasında üretim müdürlüğü yaptığını belirten Kaya, 1986 yılında kurduğu makine ile kuşburnu çayı üretmeye başladığını anlattı. Mesleki bilgilerini kullanarak ürün yelpazesini artırdığını ifade eden Kaya, ‘’Gümüşhane florasının temizliği, zenginliği beni doğal çay üretimine sevk etti. İlk olarak ürettiğim kuşburnu çayından sonra ilimizdeki diğer bitki ve meyvelerin de çaylarını yapmaya başladım. Son olarak aslanpençesi, civanperçemi, sarı kantaron çayı ve karışık bitki çayı ile birlikte 16 olan çay çeşidini 20’ye çıkardım’’ dedi. Kuşburnu çayından sonra papatya, ıhlamur, bebe, elma, ada, böğürtlen, form, ısırgan, rezene, nane, kekik, ardıç, ahlat, yeşil çay ve sinameki çaylarını ürettiğini anlatan Kaya, şöyle devam etti: ‘’Çay yapımında kullandığım bitki ve meyveler, çiftçiler tarafından Gümüşhane’nin yaylalarından, kırsal alanlarından toplanarak getiriliyor. Çok sayıda sözleşmeli çiftçim var. Onlar hangi bitki türünün hangi aylarda toplanacağını çok iyi biliyor. Ayrıca çok sayıda vatandaşımız benim bu işle uğraştığımı bildiklerinden, topladıkları bitkileri bana getiriyorlar. Çaylarımız tamamıyla organik, içerisinde hiçbir kimyasal katkı maddesi bulunmuyor.’’ |
02.11.2010 |
Tuz Gölü’nün bitkilerine inceleme |
Dünyada sadece Tuz Gölü çevresinde yetiştiği belirtilen ‘’tuzcul ve kuraklığa dayanıklı endemik bitkiler’’ bilim adamlarınca izlemeye alındı. Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Ekoloji ve Çevre Biyolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Latif Kurt, Çevre ve Orman Bakanlığı Özel Çevre Koruma Kurumu tarafından başlatılan ‘’Tuz Gölü Özel Çevre Koruma Bölgesi Habitat ve Tür İzleme Projesi’’ kapsamında Tuz Gölü Özel Çevre Koruma Bölgesindeki tür ve habitatların sınıflandırılmasının, tür ve habitatlara karşı tehditlerin ve koruma tedbirlerinin ortaya konulmasının amaçlandığını belirtti. Kurt, ‘’Tuz Gölü’ne has bu bitkiler, geliştirdikleri çok özel adaptasyonlarla tuzcul topraklardan suyu sökerek alabilmektedir. Çalışmalarımız sonucu 38 adet endemik bitki türü tespit ettik. Bu türleri, hızla kuraklaşan dünyamızda paha biçilmez bir genetik kaynak olarak düşünüyoruz’’ dedi. |
02.11.2010 |
Seul’de öğrenciye tokat yasaklandı |
Güney Kore’nin başşehri Seul’deki okullarda öğretmenler artık kurallara uymayan çocuklara dayak veya tokat atamayacak. Seul Eğitim Dairesinin sözcüsü, yasağın Seul’deki bütün özel ve devlet okullarında uygulanacağını belirtti. Bugüne dek bu tür cezaların “işe yaradığını” düşünen bazı öğretmenlere göre ise kurallara uymayan çocuklara ihtar, veliyle görüşme, İngilizce kelime ezberleme gibi “cezalar” verilmesi “çok idealist” yöntemler. |
02.11.2010 |
Egeliler işini daha çok seviyor |
Ege Bölgesi’nde yaşayanların, diğer bölgelerdeki çalışanlara göre işini daha fazla sevdiği ve kendilerini geliştirme imkânı bulduğu ortaya çıktı. “www.secretcv.com” sitesi tarafından yapılan Çalışan Aidiyeti Anketi’nde, Ege Bölgesi’ndekilerin kurum aidiyetinin daha güçlü olduğu görüldü. En mutlu çalışanların Ege’de olduğunu tespit ettiklerini belirten firmanın kurumsal iletişim uzmanı Çiğdem Tütüncüoğlu, Ekim ayında Türkiye genelinden bin 815 üyeleriyle anket yapıldığını belirterek, çalışanların firmalarına aidiyet duygularının yeterince güçlü olmadığı sonucu çıktığını fakat Ege Bölgesi’ndekilerin bunun tersi olduğunu anlattı. |
02.11.2010 |
Herşey dahil kütüphane |
Avusturya’da İngilizce ve Almanca öğretmenliği yapan Tevfik Akşit, emekli olduktan sonra yıllarca biriktirdiği 2 TIR dolusu kitapla Seferihisar Ürkmez’e geldi ve ‘’Akşit Kültür Düşün ve Yazın Evi’’ni kurdu. Türkçe, İngilizce, Almanca ve Fransızca toplam 80 bin kitaptan oluşan 4 katlı kütüphane, ziyaretçilerine kişi başı 50-70 lira arasındaki ücret karşılığı konaklama imkânı da sunuyor. Denize yakın mesafedeki kütüphanede her şey dahil konaklama kavramının ‘’kitap, seminer salonu, faks, fotokopi, internet bağlantısı’’ hizmetlerini kapsadığını belirten Akşit, 'herşey dahil' bir gecelik konaklamanın tek kişilik odalarda 70 lira, iki kişilik odalarda kişi başı 50 lira olduğunu bildirdi. |
02.11.2010 |
28 yılda devr-i âlem |
HİndİstanlI maceracı Ram Chandra Biswas, 21 Nisan 1982’de cebinde 1 dolar ve bir bisikletle başladığı dünya yolculuğunu tam 28 yıl sonra Yeni Delhi’de bitirdi. 1982’de dönemin Hindistan Başbakanı İndira Gandi’nin başlama bayrağını sallaması ile dünya turuna başlayan Biswas, o zaman sadece 29 yaşında idi. Bugün 57 yaşında olan Biswas 28 yılda 600 bin kilometre yolculuk yaparak 156 ülke ve 2 bin 283 şehir gezdi. Afrika’dan başladığı dünya turuna; Güney ve Kuzey Amerika ile devam eden maceracı Biswas, daha sonra Alaska ve Caribbean adalarına, Grönland’a oradan Avrupa ve Türkiye’ye daha sonra Orta ve Doğu Asya’ya geçti. En son Avustralya ve Pasifiki gezen bisikletli maceracı Endonezya, Bhutan ve Nepal üzerinden ülkesi Hindistan’a geri döndü. |
02.11.2010 |
En zararlısı alkol |
İngİltere’de yapılan bir araştırma, alkollü içkilerin vücuda eroin ve kokainden daha fazla zarar verdiğini ortaya çıkardı. Britanya Bağımsız Bilimsel Uyuşturucu Komitesi (ISCD) ve Avrupa Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi (EMCDDA)’ya bağlı bilim adamları, yeni bir ‘uyuşturucu zarar ölçeği” belirledi. Ölçeğe göre alkol, kokain veya tütünden neredeyse üç kat daha zararlı. Yaptıkları analizlere göre, alkol ve uyuşturucunun sağlığa olan tehdidine 100 üzerinden puan veren İngiliz bilim adamları, ilk sıraya 72 puanla alkolü koydu. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, alkollü içkilerin sebep olduğu hastalık ve kazalar sebebiyle her yıl 2,5 milyon insan hayatını kaybediyor. Bu da dünyadaki toplam ölümlerin yüzde 3,8’ine denk geliyor. |
02.11.2010 |
Zigana’da kar |
Doğu Karadeniz’de hafta sonu etkili olan soğuk hava, Trabzon-Gümüşhane sınırındaki 2356 rakımlı Zigana Dağının zirveye yakın kesimlerinde kar, alçak kesimlerde ise yağmur şeklinde etkisini gösterdi. Beyaza bürünen bölge, güneş ışığı ve bulutlarla birlikte güzel görüntüler sergiledi. |
02.11.2010 |
Van’da sonbahar |
Bütün yurdu etkisi altına almaya başlayan sonbahar mevsimi, Van’da farklı güzelliklerin birarada nazar edilmesini sağladı. Van’da sonbaharın gelmesiyle birlikte meyve ağaçlarındaki sararan yapraklar, beyaz bulutlar ve karlı dağlarla bütünleşince güzel bir manzara oluştu. |
02.11.2010 |
Keneye karşı elbiseli çözüm |
Yaz aylarının ölümcül kabusu keneye karşı, Ankara Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zafer Karaer öncülüğünde kene elbisesi üretildi. Karaer, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığına sebep olan kenelerin özellikle kırsal kesimde yaşayan ve çalışanlar için büyük risk teşkil ettiğini söyledi. Tarla, bahçe, bağ alanı dışında piknik alanı, gezinti, yürüyüş yapılan alanlarda da insanların risk altında olduğunun altını çizen Karaer, buna karşı alınacak tedbirlerin başında kenelerin insan vücuduyla temasının önlenmesinin geldiğini belirtti. Bu sebeple Sağlık Bakanlığının kırsal alanlara gidenlere keneden korunmak için paçalarını çorapların içine sokmalarını tavsiye ettiğini anlatan Karaer, ‘’Bunları göze alarak herkesin her zaman çoraplarını paçalarının içine sokmadan rahatça kırsalda çalışmak için kullanabileceği giysilere ihtiyaç olduğunu düşündük’’ dedi. Karaer, laboratuar çalışanları için de keneden koruyacak elbise modelleri geliştirdiklerini söyledi. |
02.11.2010 |
Tarihî camiye gece koruması |
UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası Listesi’ndeki Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası’nın gece saatlerinde korunması için 2 özel güvenlik görevlisi tahsis edildi. UNESCO’nun listesinde Türkiye’den 9 tabiî ve kültürel varlık arasında ilk 3’te yer alan, Avrupalı bilim adamlarınca Anadolu’nun El Hamra’sı olarak görülen ve ‘’Görmeden Ölmeyin’’ sloganıyla tanıtılan tarihî yapının gece de korunması için çalışma başlatıldı. Bu kapsamda Kültür ve Turizm Müdürlüğünün talebi üzerine İl Özel İdare Müdürlüğünün de desteğiyle 20.00-08.00 saatleri arasında tarihi yapının korunması için 2 özel güvenlik görevlisi tahsis edildi. İl Kültür ve Turizm Müdürü Kadir Pürlü, önceki yıllarda yaşanan hırsızlık olaylarının gece saatlerinde meydana geldiğini belirterek, bu yüzden böylesi muhteşem bir eserin korunmasız olmasına kayıtsız kalamadıklarını söyledi. |
02.11.2010 |
Erdoğan’dan Batıya terör tepkisi |
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa’nın bazı ülkelerinde terör örgütüyle bağlantılı dernek ve vakıfların serbestçe faaliyet gösterdiğini söyledi ve “Bütün uyarılarımıza rağmen bazı ülkeler teröre doğrudan ya da dolaylı destek vermekten kaçınmıyor’’ dedi. Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezinde düzenlenen ‘’24. IPMA (Uluslararası Proje Yönetim Birliği) Dünya Kongresi’’nde yaptığı konuşmada, İstanbul, Avrupa’nın Kültür Başşehri olduğu kadar, dünyanın nadide bir şehri olduğu kadar, bir hoşgörü şehri, bir hoşgörü başşehri olduğunu belirtti Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: ‘’Şunu burada özellikle ifade etmek durumundayım: New York’a, Londra’ya, Madrid’e yönelik terörist saldırılar gibi, İstanbul’a yönelik terörist saldırılar da, esasen insanlığa, esasen hoşgörüye, esasen birlikte yaşama kültürüne yönelik insanlık dışı saldırılardır. Bu uluslararası toplantı vesilesiyle, siz seçkin konuklarımızın şahsında bütün dostlarımıza, tüm dünyaya bir defa daha seslenmek istiyorum: Türkiye’nin zaman zaman maruz kaldığı terör eylemleri, Türkiye’ye, Türk milletine olduğuna kadar, insanlığı hedef alan, insanlığın ortak değerlerini hedef alan saldırılardır. Terörün asıl hedefi, hoşgörü zeminini, birbirine karşılıklı saygıyı, ortak yaşam kültürünü yok etmektir. İşte onun için biz, teröre karşı bütün dostlarımızdan, bütün dünya ülkelerinden samimi destek bekliyoruz. Kuru açıklamalar, günü kurtarmaya dönük politikalar, geçiştirmeler, oyalama taktikleri değil, biz artık somut adımlar, somut neticeler istiyoruz. Bunu da önemli bir proje olarak, sosyal bir proje olarak gördüğüm için burada ifade ediyorum.”
TERÖRÜN HEDEFİ İNSANLIK
BAŞBAKAN Erdoğan, New York’un, Londra’nın, Madrid’in gördüğü kadar, diğer ülke başşehirlerinin de terörün artık bir insanlık suçu olduğunu görmelerini istedi. Erdoğan, “Avrupa’nın bazı ülkelerinde bugün bile, terör örgütüyle bağlantısı bilinen, ispatlanan, dernek, vakıf ya da medya maskesi altındaki oluşumlar serbestçe faaliyet gösteriyorlar. Bütün uyarılarımıza, bütün taleplerimize rağmen, kendilerine ulaştırdığımız belgelere rağmen bazı ülkeler teröre doğrudan ya da dolaylı destek vermekten kaçınmıyor. Bütün önlemlerimize, tedbirlerimize rağmen, zaman zaman ortaya çıkan tatsız manzaraların, terör örgütlerinin olduğu kadar, onlara müsamaha gösteren ülkelerin de eseri olduğunu açıkça ifade etmek durumundayım. Ve bir defa daha tekrarlamak istiyorum: Terörün hedefi Türkiye değil, terörün hedefi insanlık. Dolayısıyla bütün insanlığın, bütün ülkelerin, terörü lanetlemesini, teröre karşı ortak hareket etmesini hayati derecede önemli görüyorum’’ diye konuştu. |
02.11.2010 |
TERÖR, DEMOKRASİYİ YENEMEZ |
Taksim'deki bombalı saldırıyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, olayda yaralananların acısını paylaştığını belirten Avrupa Parlamentosu Başkanı Jerzy Buzek, “AP adına polis ve sivillere yönelik saldırıyı şiddetle kınıyorum. İstanbul'un merkezi savaş alanı değildir" ifadesini kullanarak, terörizmin asla demokratik değerleri ve toplumu alt edemeyeceğini vurguladı. HEDEF HUZURU BOZMAK; TÜRKİYE OYUNA GELMEYECEK TÜSİAD “Bu saldırı, nisbî olarak sağlanan huzur ortamının kalıcı hale dönüşmesini engellemeyi amaçlamaktadır” derken, Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu, “Türkiye bu oyuna gelmeyecektir. Bu dönemde hem daha serinkanlı olmak, hem de birliktelik ve dayanışma duygularını güçlendirmek zorundayız” açıklaması yaptı. Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Jerzy Buzek, Taksim’deki bombalı saldırıyı şiddetle kınadı. Buzek, yaptığı yazılı açıklamada, İstanbul’un merkezindeki saldırıda yaralananların acısını paylaştığını belirterek, destek mesajını iletti. Açıklamasında “Avrupa Parlamentosu adına polis ve sivillere yönelik saldırıyı şiddetle kınıyorum. İstanbul’un merkezi savaş alanı değildir” ifadesini kullanan Buzek, terörizmin asla demokratik değerleri ve toplumu alt edemeyeceğini vurguladı. AP Başkanı Buzek, Avrupa’nın ayrımcı, dini ya da siyasi her türlü terörle mücadelesinde Türkiye’nin yanında olduğunu bildirdi.
CLINTON: DUÂLARIMIZ TÜRK HALKIYLA
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton da terör saldırısını kınadı. Clinton, yazılı açıklamasında ‘’ABD, İstanbul’un en işlek meydanlarından birinde masum sivilleri vahşice hedef alan terör saldırısını kınar’’ ifadesini kullandı. Saldırıyı ‘’rezil bir suç’’ olarak nitelendiren Clinton, ‘’ABD halkı, dostlarımız olan Türk halkıyla dayanışma içinde duruyor’’ dedi. Clinton, saldırının faillerinin süratle adalet önüne çıkarıldığını görmeyi umduklarını, her türlü yardım ve desteği vermeye hazır olduklarını belirtti. ABD’nin şiddet içeren aşırılıkla mücadelede ve her yerdeki barışseverlerin güvenliğini koruma altına almada Türkiye’yle birlikte çalışmaya devam edeceğini kaydeden Clinton, ‘’Bugün düşüncelerimiz ve duâlarımız, yaralananlar ve bütün Türk halkıyla birlikte’’ ifadesini kullandı.
AMR MUSA: BAŞARIYA ULAŞAMAZLAR
Merkezİ Mısır’ın başşehri Kahire’de bulunan Arap Birliği’nin Genel Sekreteri Amr Musa da bombalı saldırıyı kınadı. Mısır’ın resmî kanalı Nil televizyonunda yayınlanan habere göre, Musa, Taksim Meydanı’ndaki saldırının kabul edilemez olduğunu ve Arap Birliği’nin bu saldırıyı gerçekleştirenleri şiddetle kınadığını bildirdi. Her zaman Türkiye’nin ve Türk halkının yanında olduklarını ifade eden Musa, “Bu saldırı karşısında da Türk kardeşlerimizin yanındayız” dedi. Arap Birliği Genel Sekreteri Musa, bu tip eylemlerin her zaman başarısızlıkla sonuçlanacağını ve hiçbir gayeye hizmet etmeyeceğini vurgulayarak, saldırıda yaralananlara geçmiş olsun dileklerini sundu. |
02.11.2010 |
GÜL: TERÖRE HEP BERABER KARŞI ÇIKMALIYIZ |
CumhurbaşkanI Abdullah Gül, ‘’Teröre hep beraber çok güçlü şekilde haykırmamız ve karşı çıkmamız lazım. Gün bugündür’’ dedi. Cumhurbaşkanı Gül, güven mektubu vermek üzere Çankaya Köşkü’ne gelen KKTC’nin Ankara Büyükelçisi Mustafa Lakadamyalı’yı kabul etti. Kabul’de bir gazetecinin önceki gün Taksim’de meydana gelen patlamaya ilişkin sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Gül, ‘’Teröre hep beraber çok güçlü şekilde haykırmamız ve karşı çıkmamız lazım. Gün bugündür. Herkesin farklı düşüncesi olabilir ama teröre karşı herkes çok güçlü şekilde tepkisini göstermeli’’ diye konuştu. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile de bir araya geldi. Cumhurbaşkanı Gül, Eroğlu’nu Çankaya Köşkü’ne gelişinde Büyük Şeref kapısında karşıladı. Gül ve Eroğlu burada birlikte fotoğraf çektirdikten sonra ‘’Kıbrıs Toplantısı’’ na geçtiler. Bu arada, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, gelecek hafta İngiltere’nin başkenti Londra’da, ülkenin önde gelen düşünce kuruluşlarından “Chatham House”un verdiği ödülü alacak. |
02.11.2010 |
ATALAY: GÖZALTI YOK BİLGİ VAR |
İçİşlerİ Bakanı Beşir Atalay, Taksim’deki patlamaya ilişkin, olayla ilgili gözaltı bulunmadığını belirterek, ‘’Elimizde bazı bilgiler var” dedi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün Vatan Caddesi’ndeki yerleşkesine gelen İçişleri Bakanı Beşir Atalay, burada bir süre İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ile görüştü. Atalay, buradan ayrılışında gazetecilerin Taksim’deki ‘canlı bombalı’ saldırıya ilişkin sorularını cevapladı. Atalay, olayla ilgili gözaltı bulunmadığını belirterek, ‘’Elimizde bazı bilgiler var. Kesin bilgilere ulaştığımızda sizlerle paylaşacağız. Erken bilgi vermek istemiyoruz’’ dedi. Bakanı Atalay, Taksim’de patlamanın gerçekleştirildiği yerde inceleme yaptı. Emniyet Müdürü Çapkın’dan saldırının ne şekilde gerçekleştirildiğine ilişkin de bilgi alan Bakan Atalay daha sonra yaralılarla görüşmek üzere Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesine geçti. Bu arada, saldırının ardından polis ekiplerinin Taksim’de güvenlik önlemini arttırdığı gözlendi. Çevik Kuvvet polisleri kendileri için oluşturdukları güvenlik şeridini daha geniş bir alana yaydı. |
02.11.2010 |
LEVENT’TE CANLI BOMBA ALARMI |
Beşİktaş Levent’te sabah saatlerinde telefonla gelen canlı bomba ihbarı polisi alarma geçirdi. Levent metro istasyonunda şüpheli bir şahsın bulunduğu ihbarı üzerine harekete geçen polis, bütün aramalara rağmen şahsı bulamadı. Edinilen bilgiye göre, sabah saatlerinde şapkalı, boğazlı kazaklı, kot pantolonlu, çantalı bir şahsın Levent metro istasyonuna girdiği şeklinde polise ihbar yapıldı. Bunun üzerine polis, bölgede alarma geçerek şahsın metroya binmemesi için bütün istasyonlarda önlem aldı. Daha sonra aynı kişi tarafından şahsın Akmerkez’e doğru hareket ettiği ihbarında bulunuldu. Bir süre sonra da şahsın Akmerkez’e yakın bir yerdeki pastaneye girdiği yönünde ihbar geldi. Polis, bütün aramalara rağmen şahsı bulamadı. |
02.11.2010 |
TERÖRLE HİÇBİR YERE VARILAMAZ |
Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu, ülkenin birlik ve bütünlüğünü hedef alan terör saldırılarıyla hiçbir yere varılamayacağını bildirdi. Uslu, yaptığı yazılı açıklamada, Taksim’de gerçekleştirilen bombalı saldırıyı nefretle kınadıklarını belirtti. Saldırının amacının ülkenin huzur ve istikrarını bozmak, toplumda panik ve korku havası oluşturmak olduğunu ifade eden Uslu, şunları kaydetti: ‘’Toplumu terörize ederek, halkın moralini bozarak aslında güç kaybeden terör örgütlerinin moral tazelemeye çalıştığı bir gerçektir. Türkiye bu oyuna gelmeyecektir. Bu dönemde hem daha serinkanlı olmak hem de birliktelik ve dayanışma duygularını güçlendirmek zorundayız. Ülkenin birlik ve bütünlüğünü hedef alan terör saldırılarıyla hiçbir yere varılamaz. Terörün her türlüsünü lanetliyoruz. Türkiye bu saldırıları yok edecek güçtedir. Milletimiz her zaman birlik ve beraberlik içinde bu saldırıların üstesinden gelmeyi bilir.’ |
02.11.2010 |
TESK: BİRLİĞİMİZİ BOZAMAZLAR |
Türkİye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken de yazılı açıklamasında, Taksim’deki terörist saldırıyı nefretle kınadığını bildirdi. Türkiye Cumhuriyeti’nin gücünü kırmaya, huzurunu bozmaya ve kalkınma hedeflerinden uzaklaştırmaya yönelik bu çeşit eylemlerin, insanlık suçu olarak tarihe yazılmaktan öteye gidemeyeceğini ifade eden Palandöken, bu tür insanlık dışı girişimlerin, ülkenin birlik ve beraberliğini bozamayacağını kaydetti. |
02.11.2010 |
TÜGİK: DİMDİK DURMALIYIZ |
Türkİye Genç İşadamları Konfederasyonu (TÜGİK) Genel Başkanı Erkan Güral ise hain saldırıyı şiddetle ve nefretle kınadığı açıklamasında, ‘’Türkiye’nin birliğini, kardeşliğini ve huzurunu hedef alan terör ve hain emeller karşısında dimdik durmak, kararlı bir biçimde mücadelemize devam etmek durumundayız. Milletimizin ve emniyet güçlerimizin terör karşısında gösterdiği basiret ve tavizsiz duruş sayesinde, bugüne kadar amacına ulaşamayan hain terörün bundan sonra da gerekli cevabı alacağına olan inancımız tamdır” dedi. |
02.11.2010 |
TÜSİAD: HEDEF HUZURU BOZMAK |
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği’den (TÜSİAD) yapılan yazılı açıklamada, Yönetim Kurulu olarak terör eylemini nefretle kınadıkları, saldırıda yaralanan güvenlik güçleri ile vatandaşlara acil şifalar diledikleri belirtildi. Açıklamada, şöyle denildi: ‘’Bu hain terörist saldırının, yıllardır terör nedeniyle on binlerce evlâdını kaybetmiş, büyük manevî sıkıntılar yaşamış, bunun yanı sıra kaynaklarını yitirmiş olan ülkemizde, barış ve huzurun kalıcı olarak tesisi yolunda kayda değer çabaların olduğu bir dönemde meydana gelmiş olması son derecede kaygı vericidir. Bu saldırı, şüphesiz ki nispi olarak sağlanan huzur ortamının kalıcı hale dönüşmesini engellemeyi amaçlamaktadır. Bu çeşit menfur terörist eylemlerin, Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün vatandaşlarının barış, birlik, beraberlik ve kardeşlik yolunda uzun yıllardır pekişmiş özlem ve arzularına nifak sokmayı başaramayacağına inanıyoruz. Unutulmamalıdır ki, ülkemizde bugün kalıcı hale getirilmesi gayreti içinde olunan barış ve huzur ortamı nihayetinde bütün Türkiye’nin refah ve istikrarına hizmet edecektir. Tüm toplumumuzun teröre karşı yekvücut olması ve bu bir arada duruşunu kararlılıkla koruması, şüphesiz ki şiddet eylemlerinden medet umanlara karşı verilecek en iyi yanıt olacaktır.’’ |
02.11.2010 |
Bombacının fotoğrafı basına dağıtıldı |
İstanbul Taksim Meydanı'ndaki bombalı saldırıyı gerçekleştiren kişinin fotoğrafı emniyet tarafından basına dağıtıldı. 32 kişinin yaralanmasına neden olan "canlı bomba"nın kimliği ile ilgili ise bilgi verilmedi. Saldırganın herhangi bir sabıka kaydının ise olmadığı açıklandı. |
02.11.2010 |
Yargıdaki rüşvet İddiaları onur kırıcı |
YargItay Başkanı Hasan Gerçeker, yargıdaki rüşvet iddialarının çok üzüntü verici ve onur kırıcı olduğunu söyledi. Yargıtay Başkanlığı ile Birleşmiş Milletler Teşkilatı ve Kalkınma ve İşbirliği Ajansı’nın (UNDP) Çırağan Sarayı’nda ortaklaşa düzenledikleri “Uluslararası Yüksek Mahkemeler Zirvesi”ne katılan Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, gazetecilerin sorularını cevapladı. Yargıdaki rüşvet iddialarıyla ilgili soru üzerine Gerçeker, basında yer alan haberleri ihbar olarak kabul ettiğini belirterek, “Soruşturmayı çoktan başlattık. Çok üzüntü verici, onur kırıcı bir şey. Bir yargı mensubu olarak elbette bizleri üzüyor. Ama mutlaka Türk toplumunun da her kesimi de üzen bir konu. Keşke hiç olmasa böyle şeyler. Gönül arzu etmez ama maalesef tabi bunlar acı şeyler. Her ülkede olabiliyor. Bunlar olmaması gereken şeyler. Bizi de çok yaraladı. Şunu özellikle söyleyeyim. Sonuna kadar gidilecek mutlaka ne gerekiyorsa, yasalar neyi gerektiriyorsa yapılacaktır. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın.” dedi. Yargıtay Başkanı Gerçekler, referandum sonucuna ve HSYK seçimi sonuçlarına herkesin saygı duyması gerektiğini söyledi. Yargının bağımsızlığı için çalıştıklarını ifade eden Gerçeker, “Her ülkede yargı reformu gündemde. Herkes daha iyiyi, daha güzeli yakalamak için bir çaba içerisinde. Ama bunun uluslararası platformlarda tartışılıp değerlendirilmesi yargı bağımsızlığı konusunda çok büyük katkılar sağlayacaktır” diye konuştu.
“REFARANDUM SONUÇLARINA SAYGI DUYMALIYIZ”
Referandum ve HSYK seçimleri sonuçları ile ilgili hukukun siyasallaştırıldığı eleştirileri hatırlatılan Gerçeker, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunu hep söylüyoruz. Demokrasiye gönülden inanmış insanlarız. Demokrasiye inanmak dışında başka bir düşüncemiz de olamaz. Yasallaşmış halkın oyuna sunulmuş referandum sonucu kabul edilmiş. Bundan sonra yapılacak şey yapılanları daha ileriye götürmek. Bunun için çalışmak. Geçmişe dönük birtakım eleştirilerde bulunmanın bir anlamı yok. Her şeyi ortaya koyarsınız, eleştirilerini ortaya koyar, diğer tarafta eleştirilerini ortaya koyar. Sonuçta bir şey kabul edilir. Bunun iyi mi, kötü mü olduğu uygulama ile ortaya çıkar. İleride göreceğiz. Bu durumda yanlış şeyler ortaya çıkarsa o zaman biz eleştirilerimizi yapacağız. Söylenecek bir şey yok. Milletin idaresi ile kabul edilmiş bir şey bu. Demokratik bir sistemde, Meclisten geçti. Anayasa mahkemesinden geçti. Eleştirilerimizi ortaya koyduk. Kamuoyu ile düşüncelerimizi paylaştık. Halkta kabul etti. Bundan sonra söyleyecek birşey yok. Saygı duymak gerekir. Şu aşamada bir şey söyleme durumumuz yok.” |
02.11.2010 |
Üskül: Sözlerim yanlış değerlendirildi |
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı, AKP Mersin Milletvekili Zafer Üskül, çocuklarını başörtüsüyle ilköğretim okullarına gönderen ailelerin tutumunun, öğrenim özgürlüğünü engellemesi halinde, ‘’Devletin çocukları alabileceği’’ yönündeki açıklamasının ‘’Yanlış değerlendirildiğini’’ bildirdi. Üskül, Mersin’in Silifke ilçesindeki, zihinsel engelli öğrencilerin eğitim gördüğü Şehit Yarbay İlhan Akgün İlköğretim Okulu ile Eğitim Uygulama Okulunda incelemelerde bulundu. İncelemelerinin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, çocukların her türlü istismardan korunması ve okumalarının sağlanması için çaba gösterdiklerini ifade eden Üskül, şunları kaydetti: ‘’Elbette değişik düzeylerdeki okullarımızda uygulanan kurallar var. Bu kurallara uymak gerekir. Benim söylediğim budur. Onun ötesinde ‘Devlet çocukları alır’ sözlerim yanlış değerlendirildi. Söylediğim şuydu; bizim o alanda da yasalarımız var, eğer çocuklara şiddet uygulanıyorsa, aile içi şiddet varsa, baskı varsa, çocukların haklarını kullanmaları engelleniyorsa ilgililer mahkemeye başvururlar, mahkemeler gerekli incelemesini yapıp kararlarını verir. Bu sosyal devletin görevidir. Bunun gereğini de elbet devlet yapacaktır. Çocukların okullara gönderilmesi konusunda velilerin karşı çıkmamalarını diliyorum. Herhalde onlar da çocuklarının gelişimini, daha üst düzeyde öğrenim görmesini, ülkesine, ailesine yararlı yurttaşlar olarak yetiştirilmesini isterler. Bizim de temennimiz budur.’ |
02.11.2010 |
Seçime kadar eylemsizlik |
PKK ve KCK, ayrı ayrı yaptıkları açıklamalarda, 31 Ekim’de sonra eren eylemsizlik sürecini 2011 genel seçimlerine kadar uzattıklarını duyurdular. KCK, “Sürecin kesin bir ateşkese dönüşmesi için Türk devletinin de ateşkese her bakımdan uyması bir zorunluluktur” dedi. Terör örgütü PKK, eylemsizliği genel seçimlere kadar uzattı Terör örgütü PKK, 31 Ekim’de sonra eren eylemsizlik sürecini 2011 genel seçimlerine kadar uzattığını açıkladı. Örgüt adına yapılan yazılı açıklama, PKK’ya yakın bir internet sitesinden duyuruldu. Açıklamada, “Sürecin kesin bir ateşkese dönüşmesi için Türk devletinin de ateşkese her bakımdan uyması bir zorunluluktur” denildi. PKK, 13 Ağustos’ta tek taraflı olarak ilan ettiği eylemsizlik süresi 30 Eylül’de dolunca, süreci Ekim ayı sonuna kadar uzattığını açıklamıştı. Eylemsizlik kararının örgütün elebaşı “Abdullah Öcalan’la devletin geliştirdiği diyalogların bir nitelik kazanması” sonucu alındığı belirtildi. Açıklamaya göre, Öcalan’ın PKK’ya ilettiği ‘kapsamlı mesaj’ sonucunda çözüm eğilimini güçlendirmek için bu karar alındı. Yazılı açıklamada, “demokratik çözüm sürecini dayatmak ve Türkiye’nin önündeki parlamento seçimlerinin sağlıklı geçmesi için, halklarımıza karşı duyduğumuz sorumluluğun bir gereği olarak bu tarihten itibaren 2011 genel seçimlerine kadar eylemsizliğin sürdürülmesine karar vermiştir” denildi.Terör örgütü, “Eylemsizlik durumunu zorlayan koşulların dayatılması halinde yönetimimiz toplanarak sürecin gidişatı hakkında yeniden durum değerlendirmesi yapacaktır.” açıklamasını yaptı. Terör örgütü PKK’nın şehir yapılanması KCK da 31 Ekim’de sonra eren eylemsizlik sürecini 2011 genel seçimlerine kadar uzattıklarını açıkladı. Kürt sorununun çözümünde bugün çok önemli bir sürece girildiğini belirten KCK, gerçek anlamda demokratik çözüm ve barışa için 5 adım atılması gerektiğini savundu. KCK, taleplerini şöyle sıraladı: “Askerî ve siyasî alanlara dönük operasyonların durdurulması, tutuklanan Kürt siyasetçilerin serbest bırakılması. Öcalan’ın sürece aktif olarak katılmasının önünün açılması ve yürütülen diyalogun müzakere düzeyine çıkarılması. Sürecin ilerlemesi için anayasa ve hakikatleri araştırma komisyonlarının kurulması. Yüzde 10 seçim barajının kaldırılması.” |
02.11.2010 |
Birileri yine düğmeye bastı |
Demokratik Toplum Kongresi Başkanı Ahmet Türk, İstanbul Taksim'de gerçekleşen canlı bomba saldırısının zamanının çok dikkat çekici olduğunu belirterek, “Birileri yine düğmeye bastı. Bu bir provokasyondan başka birşey değildir” dedi. Türk: Birileri yine düğmeye bastı Demokratık Toplum Kongresi (DTK) Başkanı Ahmet Türk, İstanbul’da önceki gün gerçekleşen canlı bomba saldırısının bir provokasyon olduğunu söyledi. Türk, “Birileri yine düğmeye bastı. Bu bir provokasyondan başka bir şey değildir” dedi. Diyarbakır’da devam eden KCK davasının duruşmasına katılan Türk, gazetecilerin gündem ile ilgili sorularını cevapladı. İstanbul’daki saldırının zamanının çok dikkat çekici olduğuna dikkat çeken Türk, “Silâhların olduğu yerde çözümün olmadığını hep söylüyoruz. Bu tür eylemler Türk halkı tarafından da mahkûm ediliyor. Birileri yine düğmeye bastı. Bu bir provokasyondan başka bir şey değildir” ifadesini kullandı. |
02.11.2010 |
Erdoğan'dan Ekşi'ye Tazminat davası |
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, köşe yazısında, ‘’kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu’’ gerekçesiyle yazıyı kaleme alan gazeteci Oktay Ekşi ve Hürriyet gazetesi aleyhinde 100 bin TL’lik manevî tazminat davası açtı. Erdoğan’dan Ekşi’ye 100 bin TL’lik tazminat dâvâsı Alınan bilgiye göre Başbakan Erdoğan’ın avukatları Fatih Şahin ve Muammer Cemaloğlu tarafından açılan davanın dilekçesinde, Oktay Ekşi’nin, Hürriyet gazetesinde, 28 Ekim 2010 tarihinde yayınlanan ‘’Az Demişiz’’ başlıklı köşe yazısında, ‘’Erdoğan’ın şahsiyet haklarına tecavüz niteliğinde; şeref, haysiyet ve onuruna yönelik tahkir ve tezyif edici isnat ve ithamlara, fevkalâde ağır, katlanılması ve tahammülü gayrı kabil hakaretlere yer verildiği’’ ileri sürüldü. Ekşi’nin, 29 Ekim 2010 tarihindeki ‘’Ayarı Kaçırmışız’’ başlıklı yazısında da ‘’Üzdüklerinden özür dilediğini’’ ifade ettiği aktarılan dilekçede, şunlar kaydedildi: ‘’Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin Başbakanı’na, bakanlarına ‘analarını bile satan zihniyet’ diyeceksiniz, bu düşüncenizi yazıya döküp Türkiye’nin en yüksek tirajlı gazetesinde yayınlayacaksınız, sonra da özür dileyeceksiniz. Bunun bir anlam ifade etmeyeceğini ve somut olayın özelliği itibari ile bir kurtulma çabası olduğunu herkesin kabul edeceğini, davalının kendisi de çok iyi bilmektedir ve bilebilecek konumdadır.”‘’Topluma böyle bir dilin aşılanması basının var oluş sebeplerini zayıflatır, hatta işlevini de etkisizleştirir’’ denilen dilekçede, dava konusu köşe yazısıyla, ‘’Erdoğan’ın kişilik haklarına ve manevî şahsiyetine açıkça bir saldırı gerçekleştirildiği’’ ileri sürüldü. Dilekçede, Oktay Ekşi ve Hürriyet gazetesinden, yayın tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 100 bin TL manevî tazminat talep edildi. |
02.11.2010 |
Antalya'ya gelen turist sayısı 9 milyonu geçti |
Antalya’ya hava yoluyla gelen turist sayısı 9 milyonu aştı. Antalya Kültür ve Turizm Müdürlüğünden edindiği bilgiye göre, geçen ay Antalya’ya havayoluyla 975 bin 294 turist gelirken, yıl başından bu yana gelen turist sayısı 9 milyon 165 bin 71’e ulaştı. Bölgeye gelen turist sayısı aylık yüzde 17, yıllık yüzde 11 artış gösterdi. Antalya’ya geçen yılın 10 aylık dönemde 8 milyon 256 bin 252, 2008 yılında 8 milyon 573 bin 814, 2007 yılında da 7 milyon 254 bin 274 turist gelmişti. |
02.11.2010 |
Hasan Celal Güzel trafik kazası geçirdi |
MİLLÎ Eğitim eski Bakanlardından, yazar Hasan Celal Güzel, Ankara’da trafik kazası geçirdi. Kolu kırılan Güzel’in, hastanede tedavi altına alındığı belirtildi. Alınan bilgiye göre, Anadolu Bulvarı’nda, Murat Uyar idaresindeki 06 M 9493 plakalı otomobil, Güzel’in bulunduğu ve Kadir Akar’ın kullandığı 06 DB 4307 plakalı otomobille çarpıştı. Kazada kolu kırılan Güzel, Bayındır Hastanesinde tedavi altına alındı. Doç. Dr. Oğuz Karaeminoğulları, Güzel’in genel sağlık durumunun iyi olduğunu, bugün ameliyata alınacağını söyledi. |
02.11.2010 |
KPSS sonuçları 10 gün içerisinde açıklanacak |
YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, önceki gün yapılan Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) Eğitim Bilimleri sınavı sonuçlarının 10 güne kadar açıklanacağını bildirdi. Özcan, Kızılcahamam Asya Termal Otel’de yapılan 18. Milli Eğitim Şurası’nın açılış törenine katıldı. Törenin ardından gazetecilerin soruları üzerine Özcan, sınavın sorunsuz geçtiğini belirterek, sınavdan sonra ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir’in kendisini arayarak bilgi verdiğini söyledi. Özcan, ‘’Ufak tefek şeyler olmuş ama genel olarak hiçbir sıkıntı yok. Çok güzel geçmiş’’ dedi. Özcan, sınav sonuçlarının 10 güne kadar açıklanacağını ifade etti. |
02.11.2010 |
Kurtulmuş’un partisinin adı; HAS Parti |
Saadet Partisi’nden ayrılan Numan Kurtulmuş, kuracağı yeni partinin ismini ve amblemini açıkladı. Kurtulmuş, Rixos Hotel’de düzenlenen partisinin kurucular kurulu toplantısına katıldı. Kurtulmuş, burada yaptığı konuşmada, partisinin adının ‘’Halkın Sesi Partisi’’, ambleminin ise Osmanlı medeniyet güneşi olacağını belirtti. Kurtulmuş, şunları söyledi: ‘’Partimizin amblemi ‘Osmanlı güneşi’, ‘medeniyet güneşi’ adını vereceğimiz ‘güneştir’. Amblemde uygulanan güneş, tarih boyunca ‘medeniyet güneşi’ olarak isimlendirilen bir motifi ortaya koyuyor. Buradan inancımız, hem yeni bir günün doğduğunu ortaya koymak, hem de Türkiye’de yeni bir dönemin, yeni bir günün doğduğunu ifade etmektir. Hem yeni dünyanın kurulması olduğunu ifade etmek, hem de bizim medeniyet değerlerimize olan bağlılığımızı ifade etmek açısından Osmanlı’nın medeniyet güneşi motifini kullandık.’’ Kurtulmuş, Partisinin adının kısaltmasının HAS Parti olacağını belirtti. |
02.11.2010 |