Güncel |
Bediüzzaman Sempozyumu yarın |
Uluslararası Bediüzzaman Sempozyumlarının dokuzuncusu 3-5 Ekim tarihleri arasında İstanbul’da yapılacak. Sempozyumda, bir araya gelecek bilim adamları, “İnsanlık Onuruna Lâyık Bir Geleceğin İnşasında İlim, İman ve Ahlâkın Yeri ve Rolü” konusunu müzakere edecek. Açılışı yarın Ataköy’deki Sinan Erdem Spor Salonunda yapılacak olan sempozyum, 4-5 Ekim tarihlerinde WOW Otellerinde devam edecek. ULUSLARARASI Bediüzzaman Sempozyumlarının dokuzuncusu 3-5 Ekim tarihleri arasında İstanbul’da yapılacak. Sempozyumda, bir araya gelecek bilim adamları, “İnsanlık Onuruna Lâyık Bir Geleceğin İnşasında İlim, İman ve Ahlâkın Yeri ve Rolü” konusunu müzakere edecek. Açılışı 3 Ekim Pazar günü (yarın) Ataköy’deki Sinan Erdem Spor Salonunda yapılacak olan Sempozyum, 4-5 Ekim tarihlerinde WOW Otellerinde devam edecek. İstanbul İlim ve Kültür Vakfı (İİKV) tarafından düzenlenen sempozyuma ABD, Kanada, Hollanda, İran, Suudî Arabistan, Rusya, Nijerya, Hindistan ve Filipinler’in de aralarında bulunduğu 40’a yakın ülkeden 245 akademisyen tebliğ gönderdi. Bu tebliğlerden 100 kadarı sempozyumda tartışılacak. Tebliğlerde, tüketim ahlâkı, kültür ve din farklılıklarından kaynaklanan problemler, sosyal adalet, milliyetçilik gibi pek çok konu tartışmaya açılacak ve bu konularda uygulanabilir bir ilim, iman ve ahlâk modelinin esasları araştırılacak. Sunum ve tartışmalar simultane tercüme ile Türkçe, İngilizce ve Arapça olarak izlenebilecek.
3 Ekim Pazar günü 10:30’da Ataköy’deki Sinan Erdem Spor Salonunda açılışı yapılacak olan 9. Uluslararası Risâle-i Nur Sempozyumuna katılacak bilim adamlarından bazılarının tebliğlerinden satırbaşları ise şöyle:
SAİD NURSî’NİN MEDENİYETE BAKIŞI Prof. Dr. Syed Farid Alatas, Singapur
Said Nursî’nin reform niteliğindeki çalışmalarında, gerek Batı medeniyetinin ve gerekse İslâm dünyasının problemlerini çözmeye yönelik reçeteler vardır. Özellikle bugün Batı toplumunu ciddî anlamda tehdit eden yalnızlık ve nihilizm hastalığının Nursî’nin manevî rabıtalar dediği bağlarla tedavisi mümkündür.
MODERN DÜNYADA İNANÇ, AKIL VE BİLİM Prof. Dr. Leo D. Lefebure, ABD
Nursî’ye göre ilim, insanın Âdem’e verilen isimleri öğrenerek yükselmesi demektir. İnsanın yükselişi, sebeplerin rolünü doğru anlamaya bağlıdır.
SAİD NURSî’NİN FATİHA SÛRESİ YORUMU Dr. W. Valkenberg, ABD
Said Nursî’nin Fatiha Sûresi tefsirini okuyan birisi, onun bütün inananlara hitap ettiğini görebilir. O eserlerinde dindar Hıristiyanları dost olarak görür ve Müslümanlarla işbirliği içinde hareket etmeleri gerektiğini söyler.
RİSÂLE-İ NUR’A GÖRE İMANIN ROLÜ Dr. Vaffi Foday Sherrif, Nijerya
Risâle-i Nur okuyanlar, Kur’ân’ın etkisini iliklerine kadar hissederler. İman esaslarını çürütülmesi imkânsız bir şekilde ispatlayan Risâleler, sadece Müslümanlar değil, bütün insanlık tarafından okunması gereken eserlerdir.
(www.sempozyum2010.com) |
02.10.2010 |
MEB’den ‘kantinleri denetleyin’ talimatı |
MİLLÎ Eğitim Bakanlığı, oluşturulacak ekiplerle okul kantin ve yemekhanelerinin titizlikle denetlenmesi talimatı verdi. Millî Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Esengül Civelek, “Kantin, yemekhane, mutfak gibi yerler ile hizmet satın alınan firmaların etkin denetimlerinin yapılması; gıda zehirlenmeleri ve çeşitli hastalıklar gibi yaşamı olumsuz etkileyebilecek etkenlerin önüne geçilmesinde önem arz etmekte” dedi. Civelek, öğrencilere yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı kazandırılmasının; bedensel ve zihinsel gelişimlerinde önemli rol oynayan besinlerin tüketmelerinin; sağlıksız beslenmelerine sebep olacak yiyeceklerden uzak tutulmasının önemine dikkat çekti. Öğrencilerin büyük kısmının, gün içinde beslenme ile ilgili ihtiyaçlarını okullar bünyesindeki kantin ve benzeri yerlerde karşıladığına işaret eden Civelek, “Bunun yanında, Bakanlığımıza bağlı resmî ve özel eğitim kurumlarında yatılı, gündüzlü ve taşımalı eğitim kapsamındaki öğrencilerin beslenmeleri, bu kurumlardaki mevcut yemekhanelerde hazırlanan veya hizmet alımı yoluyla satın alınan yemeklerin servis edilmesi yoluyla sağlanmaktadır” ifadelerini kullandı. Civelek şöyle devam etti: “Dolayısıyla öğrencilerin beslenme ihtiyaçlarını karşıladıkları kantin, yemekhane, mutfak gibi yerler ile hizmet satın alınan firmaların etkin denetimlerinin yapılması; gıda zehirlenmeleri ve çeşitli hastalıklar gibi yaşamı olumsuz etkileyebilecek etkenlerin önüne geçilmesinde önem arz etmekte.” Civelek, oluşturulan denetim ekipleri marifetiyle Millî Eğitim Bakanlığına bağlı resmî ve özel okulların bünyesindeki kantin, mutfak ve yemekhanelerin denetimlerinin titizlikle yapılmasını istedi. Ankara / cihan |
02.10.2010 |
Hacı adaylarına uygulamalı seminer |
İSKENDERUN Müftülüğünce Hacca gidecek olan vatandaşlar için Hamidiye Camii’nde uygulamalı seminer verildi. İskenderun Müftüsü Hamdi Kavillioğlu, İslâmın beş şartından biri olan ve hali vakti yerinde olan Müslümanlara yönelik seminerlerin devam ettiğini söyledi. Müftü Kavillioğlu, Hacı adayların kutsal topraklarda hac görevini yerine getirirken dikkat edecekleri konular ve orada yapılacak ibadetler hakkında bilgiler verdi. Hamidiye Camii’nin ortasına yapılan maket Kâbe etrafında ise hacı adaylarına nasıl tavaf edecekleri uygulamalı olarak gösterildi. |
02.10.2010 |
Bilim dünyası, depremin zamanını belirleyemiyor |
DEPREM Uzmanı Prof. Dr. Nafi Toksöz, bilim dünyasının depremi tetikleyen sebepleri ve oluşum sürecini izleyebildiğini, ancak zamanlama noktasında halen bir sonuca varamadığını söyledi. ABD’deki Massachussets Teknoloji Enstitüsü’nde Jeofizik Ana Bilim Dalı öğretim üyesi olarak görev yapan ABD Deprem Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Nafi Toksöz, eksen kaymasının depremi tetiklemeyeceğini dile getirdi. Antakya’da gerçekleştirilen SERAMAR toplantısına katılan Prof. Dr. Toksöz yerin içinden müthiş bir ısının yüzeye doğru çıktığını doğrularken “Bu ısının depremi tetiklediği hakkında bir bulduğu yok. Fakat bu tabiat bakımından büyük bir önem taşıyor” dedi. Toksöz, bilhassa uzaydan yapılan ölçümlerle yerdeki ölçülerle nerelerin nasıl hareket edeceğini bildiklerini, ancak bu hareketin ne zaman depreme dönüşeceği hakkında kesin bir sonuca varamadıklarını belirtti. |
02.10.2010 |
BEDİÜZZAMAN TIRI NE GÜN, NEREDE? |
2 Ekİm 2010 Cumartesİ, Saat: 16:00, Batman, World (Market) Center önü Konuşmacı: Orhan Zengin
3 Ekİm 2010 Pazar Saat: 14:00, Diyarbakır, Kayapınar ilçesi, Park Orman Meydanı
3 Ekİm 2010 Pazar Saat: 16:00, Mardin, Öğretmenler Lojmanı Sitesi (bitişiği) Sahası Konuşmacı: Tahir Ünverdi
4 Ekİm 2010 Pazartesİ, Saat: 10:00, Viranşehir, Ceylanpınar Caddesi, Halk Bankası karşısı, Konuşmacı: Tahir Ünverdi
4 Ekİm 2010 Pazartesİ, Saat: 14:00, Şanlıurfa, Abide Park AVM önü (Eski YİMPAŞ) Konuşmacı: Tahir Ünverdi
5 Ekİm 2010 SalI, Saat: 11:00, Gaziantep, Demokrasi Meydanı
5 Ekİm 2010 SalI, Saat: 16:00, Kahramanmaraş, Trabzon Caddesi, Özel İdare İşhanı yanı
6 Ekİm 2010 Çarşamba, Saat: 15:00, Adana, DDY 6. Bölge Md.lüğü, İstasyon Meydanı Konuşmacı: İslâm Yaşar
7 Ekİm 2010 Perşembe, Saat: 12:00, Kayseri-Mimar Sinan Kurşunlu Camii yanı Konuşmacı: İslâm Yaşar |
02.10.2010 |
Kağızman’da kardeşliğe katkı |
KAĞIZMAN'DA tırımızı ziyaret edenler arasında Kağızmanlı mahalli halk ozanı Samihi Mahlaslı Abdurrahman Tepe de vardı. Bediüzzaman Said Nursî’yi ve eserlerini çok iyi bildiğini ve okuduğunu ifade eden halk ozanı Samihi Üstad’a ithaf ettiği bir şiirinde şöyle diyor: “Sorarsan Samihi bir garip ozan/ Evliya otağı Nurs ile Hizan/ Fışkırır adeta zekâ ve izan/ Nakış nakış mânâ dokuyor Bitlis/ Yirmi dört köprüsü onca camisi/ Nurdan bin bir kelâm okuyor Bitlis” Kağızmanlı Yeni Asya okuyucusu Av. Seyfettin Kan, bu ilçede Risâle-i Nurlara büyük bir ilgi ve alâka olduğunu ifade etti. Kağızman’ın kozmopolit bir yapısı olduğunu, ama buna rağmen kardeşçe ve sorunsuz bir arada yaşadıklarını belirten Kan, Risâle-i Nur hakikatlerinin bu kardeşliğin pekişmesine büyük katkı sağlayacağını ifade etti. Kağızman’ın ardından Iğdır’a doğru seyahatimiz devam etti. |
02.10.2010 |
Bölgenin, Bediüzzaman’ın fikirlerine ihtiyacı var |
BEDİÜZZAMAN Tanıtım ve Hizmet Tırı’nın Doğu Anadolu seferi devam ediyor. Erzurum’dan yola çıkan tırımız Kars’ın Kağızman ilçesinde çiçeklerle karşılandı. Erzurum’da yaşanan küçük tatsızlığın ardından daha büyük bir şevk ve gayretle yoluna devam eden Hizmet Tırı, büyük ısrarlarla bizleri dâvet eden Kağızmanlıların ilçe girişinde çiçekli karşılamasıyla büyük moral buldu. Kağızman’da beklenmedik bir ilgi ve alâka ile karşılaşan Hizmet Tırı, programda olmamasına rağmen burada da kısa bir tanıtım programı düzenledi. Kağızman ilçe merkezinde Hükümet Konağı’nın hemen yan tarafındaki alanda konaklayan Hizmet Tırı’nın önünde Kağızmanlılar adına Av. Seyfettin Kan ve Mimar Recep Kan tarafından tır ekibimizin koordinatörü Şener Boztaş’a bir demet çiçek takdimi yapıldı. Çiçeğin üstüne iliştirilen kâğıtta şu ifadeler yer alıyordu: “Ahsen-ü Nura... Nura yakınlaşma vesilesi ve Üstadımız Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin manevî ruhaniyetine bu kudsî hizmetinizle vesile olduğunuzdan bu naçizane çiçeğimizi kabulünüzü Kağızman halkı ve Nur Talebeleri adına istirham ederiz. Sevgi ve muhabbetlerimizle...”
BEDİÜZZAMAN HİZMET TIRI PASİNLER CEPHESİNDE Bu arada Kağızman’a varırken Erzurum’un Pasinler ilçesinden de geçiyorduk. Bediüzzaman 1915 yılında Ruslara karşı Pasinler cephesinde savaşmıştı. Talebeleriyle birlikte gönüllü milis alayı teşkil ederek cepheye koşan Milis Alayı Kumandanı Said Nursî, vatan müdâfaasında çok büyük hizmetler görmüştür. Savaşta birçok talebesi şehid olmuş; kendisi de Bitlis müdâfaası sırasında yaralanarak Ruslara esir düşmüş, 1918’de tekrar İstanbul’a dönmüştür. Biz de şimdi Üstad’ın talebeleriyle birlikte savaştığı ve bir çok talebesini şehit verdiği cephelerden geçiyorduk. Bediüzzaman girdiği her savaştan galip çıkan muzaffer bir kumandandı. Nitekim şimdi talebelerinin sayısı milyonları aşmış. Şimdi de Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı’yla hizmet mücadelesinde yeni cepheler açılıyor. Bu duygu ve düşüncelerle Iğdır’a doğru yol alırken artık karşımıza bütün haşmetiyle ve karlarla bembeyaz olmuş zirvesiyle haşmetli Ağrı Dağı ya da diğer adıyla Ararat karşılıyordu. Bediüzzaman ve Ararat ilk defa yanyana gelmiyordu şüphesiz. Bir gün bir rüyayı sadıkada kendini bu dağın altında görmüştü Bediüzzaman. Burada hizmetlerinin ilk parolasını almıştı ve ilme kavuşmuş, emre muhatap olmuştu. O Kur’ân’ın sönmez ve söndürülemez bir güneş olduğunu bütün dünyaya gösterecekti. Rüyasında Ağrı Dağı paramparça oluyor, infilâk ediyordu. Şimdi ise bütün haşmetiyle ve tek parça halinde Bediüzzaman’ın şahsı manevisini selâmlıyordu aynı dağ.
MEŞHUR AĞRI DAĞI'NIN ALTINDAYIZ İşte Bediüzzaman’ın o rüyayı anlattığı bölüm: “Eski Harb-i Umumîden evvel ve evâilinde, bir vakıa-i sadıkada görüyorum ki, Ararat Dağı denilen meşhur Ağrı Dağının altındayım. Birden o dağ müthiş infilâk etti. Dağlar gibi parçaları dünyanın her tarafına dağıttı. O dehşet içinde baktım ki, merhum validem yanımdadır. Dedim: ‘Ana, korkma. Cenâb-ı Hakkın emridir; O Rahîmdir ve Hakîmdir.’ “Birden, o hâlette iken, baktım ki, mühim bir zat bana âmirâne diyor ki: ‘İ’câz-ı Kur’ân’ı beyan et.’ “Uyandım, anladım ki, bir büyük infilâk olacak. O infilâk ve inkılâptan sonra, Kur’ân etrafındaki surlar kırılacak. Doğrudan doğruya Kur’ân kendi kendini müdafaa edecek. Ve Kur’ân’a hücum edilecek; i’câzı onun çelik bir zırhı olacak. Ve şu i’câzın bir nev’îni şu zamanda izharına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak. Ve namzet olduğumu anladım.” (Mektubat, s. 357) Bediüzzaman infilâkın başladığı yere geri dönmüştü bu şekilde. Ağrı Dağı’nın altında aldığı emri ve vazifeyi başarıyla yapmış olduğunun ispatıydı Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı’nın o yollardan geçmesi.
UMUT YAVUZ IĞDIR |
02.10.2010 |
TIR'ımız Van yollarında |
BEDİÜZZAMAN Tanıtım ve Hizmet Tırı Iğdır’daki programının ardından normal şartlar altında bu şehir konaklayacak olan tırımız, üzerindeki brandanın yenilenmesi işlemlerinin yapılması amacıyla akşam saatlerinde Van’a doğru yola çıktı. İlk defa gece yolculuğu yapan tırımız ve tır ekibimiz bütün yorgunluklarına rağmen yeniden yollara revan oldu. Şimdi önümüzde Doğubeyazıt, İshak Paşa Sarayı ve Tendürek Geçidi vardı. Normalde gece sefer yapmayan tırımız şartların zorlamasıyla gece yolculuğuna çıkıyor böylece ay ve yıldızlar ilk defa Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı’nın seferini temaşa ediyordu. Şimdi geceyi geçirmek ve Cuma günü büyük bir program yapmak üzere Van’a doğru yolculuğumuz başlamıştı. |
02.10.2010 |
Sizi bekliyorduk, iyi ki geldiniz |
IĞDIR'DA konuştuğumuz gazetemizin Iğdır temsilcisi Mehmet Akkuş, Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet tırının illerine gelmesiyle ilgili şu görüşlerini ifade etti: “Burası üç milletin, iki farklı mezhebin bir arada yaşadığı bir şehir. Dolayısıyla bu kozmopolit ve karışık şehrimize Bediüzzaman güneşini temsilen bu tır gelmeseydi hiç olmazdı. Tırımız buraya gelemeseydi bu bizi çok üzerdi. Erzurum’daki olaydan sonra bir an programın değişeceği ve Iğdır’a gelinemeyeceği söylenince çok çok üzüldüm. Zira Bediüzzaman’a ihtiyacımız vardı. Ama çok şükür geldiğiniz için çok mutlu olduk. Bediüzzaman’ı bağrımıza bastık.” Iğdırlılar, Bediüzzaman’ın şahsını da fikrini de seviyor IĞDIR'A yaklaştıkça Ağrı Dağı büyüyordu. Iğdır şehir merkezine öğleden sonra varıldı. Belediye binası önündeki meydana konaklamak üzere yanaşırken belediye hoparlörlerinden bütün Iğdırlılara “Bediüzzaman Tırı”nın geldiğini haber veren anonslar yapılmaya başlandı. Bu anonslar eşliğinde tırımız Iğdır’daki meydanda konakladı. Iğdırlılar hemen Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmer Tırı’nın etrafına toplanmaya başladı. Programın açılış konuşmasını Bediüzzaman Hizmet Tırı Üçüncü Bölge Koordinatörü Şener Boztaş yaptı. Boztaş, Bediüzzaman’ın fikir ve dâvâsını özetleyen konuşmasında, Bediüzzaman’ın doğunun problemlerine çözümler sunduğunu ve mutlak surette halk ve idare tarafından dinlenilmesi gerektiğini hatırlattı. Konuşmanın ardından “Işık Doğudan Yükselir” adlı sinevizyon gösterimi yapıldı. Iğdırlıların bu sinevizyon gösterimini ilgiyle izlemeleri dikkat çekti. Fikir ve görüşlerini aldığımız Iğdırlılar, Bediüzzaman’ı tanıyıp sevdiklerini ifade ettiler. Bunlardan bir tanesi de “Ben sadece şahsını değil, fikirlerini seviyorum. Fikirlerine katılıyorum. Çok önemli fikirleri var” dedi. Bediüzzaman’ın bu yörelerde doğup büyüdüğünü hatırlattığımız bir başka Iğdırlı ise “Ben sadece hemşehrimiz olduğundan değil, bizlere vermek istediği fikri ve dâvâsı için muhabbet ediyorum. Onun fikirlerine çok ihtiyacımız var” diyordu. Öte yandan bir başkası ise, “Ben en çok onun dik duruşunu seviyorum. Kimseye boyun eğmemiş. Sarığını çıkartmaya çalışmışlar, ‘Bu sarık bu başla çıkar’ demiş. Mustafa Kemal’e bile boyun eğmemiş, onun karşısında da dik durmuş. Çok kahraman bir zat. Bugün de böyle zatlara ihtiyacımız var” diyordu. Iğdır’da bisikletleriyle meydandan geçenler bir süre bekleyip tırımıza gözatıyorlar, dağıtılan broşür ve kitaplardan alıyorlardı. Yetişkin, çocuk, kadın, erkek bütün Iğdırlılar tıra ilgi göstermişti. Ama Iğdır’da özellikle hanımların sayısı erkeklerden fazlaydı. |
02.10.2010 |
Kurtulmuş suçladı, istifa etti |
Aynı çatı altında siyaset yapma imkânlarının kalmadığını söyleyen Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş partisinden istifa etti. İsim vermeden Erbakan’ı ihtiras siyaseti yapmakla suçlayan Kurtulmuş, ‘’Yeni Kerbelâların olmaması ve yeni çatışmaların yaşanmaması için Genel Kurul’a katılmıyorum. Genel başkanlıktan ve Saadet Partisi’nden ayrılıyorum’’ ifadelerini kullandı. Kayyuma devredilen Saadet Partisi’nde Genel Başkan Numan Kurtulmuş, partisiyle yollarını ayırdı. Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, genel başkanlıktan ve partisinden istifa etti. Kurtulmuş, ‘’Yeni Kerbelâların olmaması ve yeni çatışmaların yaşanmaması için Genel Kurul’a katılmıyorum. Genel başkanlıktan ve Saadet Partisi’nden ayrılıyorum’’ dedi. Kurtulmuş, 11 Temmuzda olağanüstü kongreyle başlayan ve mahkemenin vermiş olduğu kararla devam eden sürece ilişkin yeni yol haritasını Genel Merkez önünde açıkladı. Numan Kurtulmuş, 11 Temmuzdan sonra kendilerine karşı sistematik şekilde ‘’komplo’’ kurulduğunu savunarak, bu sürece gelinmesinden büyük üzüntü duyduğunu söyledi. Kongre salonunda başlayan ve devam eden kavgaların büyümesiyle, ipin kopma noktasına geldiğini belirten Kurtulmuş, ‘’Ama biz ‘kan içtik, kızılcık şerbeti içtik’ dedik’’ diye konuştu. Kayyum atanmasının bardağı taşıran son olay olduğunu ifade eden Kurtulmuş, geniş istişareler sonrasında bu kararı aldıkları söyledi. Numan Kurtulmuş, ‘’Yeni Kerbelâların olmaması ve yeni çatışmaların yaşanmaması için Genel Kurul’a katılmıyorum. Genel başkanlıktan ve Saadet Partisi’nden ayrılıyorum. Geniş istişareler sonucunda aldığımız karar bir son değil, yeni bir siyasî adımın ilk adımıdır’’ diye konuştu.
DESTEKLEYENLERE TEŞEKKÜR ETTİ Numan Kurtulmuş, konuşmasında şunları söyledi: “Bizi destekleyen herkese yürekten teşekkür ediyorum. Kongre salonuyla başlayan gerginliklerin, tartışmaların ve kavgaların büyümesini istemedik. Gerginliklerin bitmesini bekledik. Aslında gönül ilişkimiz masamıza tabak ve tuzluk atılınca bitmişti zaten. Mahkemeleri millete ve tarihe havale ediyoruz. Varsayalım ki Saadet Partisi şu anda iktidar ya da iktidar ortağı olsaydı bir yargıçın kararıyla iktidarda indirilecekti. Kayyum dâvâsı Türk siyasetine müdahalenin açık kanıtıdır. Bu dâvâ Numan Bey’in, Saadet Partisi’nin meselesi değildir. Herşey milletin gözü önünde yaşandı, sistemli bir komployla karşı karşıya kaldık. Numan Kurtulmuş ve arkadaşları siyasetin yıldızı olduğu için cezalandırılıyor. Siyasete yeni bir tarz getirdikleri için cezalandırılıyor. Kompoloyu gerçekleştirenler utansın, bizim utanacak bir şeyimiz yok. Meselenin aslı ne kongredir, ne de kongre listesidir. Kim ne yaparsa yapsın yürüyüşümüzü engellemeye kimsenin gücü yetmeyecektir. Biz ‘Âlemlerin Rabbi’nden başka kimsenin önünde diz çözmeyeceğiz. Yaşananlar üslûp ve yöntem farklılıklarımızı ortaya koydu. Artık partide birlikte siyaset yapma imkânı kalmamıştır. Biz, yakın hedefler için değil; yüksek idealler uğruna siyaset yapıyoruz.”
ERBAKAN: ALLAH YOLLARINI AÇIK ETSİN
Eskı Başbakanlardan Necmettin Erbakan, ‘’Bir kısım arkadaşlarımız Saadet Partimizden ayrılmışlardır, Allah yollarını açık etsin. Yaptıkları hizmetlerden dolayı kendilerine teşekkür ederiz’’ dedi. Erbakan, Hacı Bayram Veli Camii’nde Cuma namazını kıldı. Namaz çıkışı gazetecilere açıklamalarda bulunan Erbakan, ‘’Biz tam 41 yıl evvel Millî Nizam Partisini kurduğumuz zaman aynen böyle bir günde Hacı Bayram’ın huzuruna geldik. Aynı şekilde bir Cuma günü yine buradayız...’’ dedi. Erbakan, sözlerini şöyle sürdürdü: ’’Bir kısım arkadaşlarımız Saadet Partimizden ayrılmışlardır, Allah yollarını açık etsin. Yaptıkları hizmetlerden dolayı kendilerine teşekkür ederiz... Cenâb-ı Allah şuur versin, milletimiz için hayırlı kılsın. Allah’a emanet olun, gerekli açıklamalar Pazar günü istişare toplantısında yapılacaktır.’’ Erbakan, Kurtulmuş’un istifa konuşması sırasında bazı suçlamalarda bulunduğu yönündeki bir soruyu cevapsız bırakırken, ‘’Neden Hacı Bayram Veli Camii’ni tercih ettiniz?’’ şeklindeki bir soru üzerine ise ‘’Hacı Bayram Veli Evliyaullah’tandır onun bereketi üzerimizde daim olsun diye huzurlarına geldik, duâ ettik Allah kabul etsin’’ yanıtını verdi. |
02.10.2010 |
Bayan Gül, AKPM Genel Kuruluna hitap edecek |
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) sonbahar dönemi genel kurulu çalışmaları, Pazartesi günü Strasbourg’da başlıyor. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün eşi Hayrünnisa Gül, AKPM genel kuruluna hitap edecek. Hayrünnisa Gül, 7 Ekim Perşembe günü, “Hasta ve Engelli Çocukları Eğitiminin Güvence Altına Alınması” konulu raporun tartışılması sırasında genel kurula hitap edecek. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, geçmişte AKPM’deki siyasî ve uzmanlık komisyonlarında, aktif olarak görev almıştı. Gül, daha önce başbakan ve cumhurbaşkanı sıfatlarıyla genel kurula hitap etmişti. AKPM’de başkanlık görevi, AKP Antalya milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu tarafından yürütülüyor. |
02.10.2010 |
BDP, cezaevleri için Meclis araştırması istedi |
BDP, cezaevleri konusunda Meclis Araştırması açılmasını istedi. BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel ve arkadaşları tarafından TBMM Başkanlığına sunulan araştırma önergesinin gerekçesinde, cezaevlerindeki tüm hak ihlâlleri ve değişmeyen olumsuz şartların araştırılması gerektiği ifade edildi. Cezaevlerinden gelen başvuruların yerinde incelenmesi, özellikle hasta tutukluların durumlarını iyileştirecek adımların atılması için gerekli hukuksal ve idarî düzenlemelerin belirlenmesinin gerektiği de kaydedilen gerekçede, F tipi cezaevleri başta olmak üzere tüm cezaevi şartlarının düzeltilmesi için Meclis Araştırma talep edildi. |
02.10.2010 |
Hakim Kaçmaz, HSYK adayı |
HSYK üyeliği seçimi için hakim ve cumhuriyet savcılarının adaylık başvuruları dün tamamlandı. YSK’ya, dün saat 11.00 itibariyle 142 adlî hakim ve cumhuriyet savcısı ile 28 idarî hakim ve cumhuriyet savcısının HSYK üyeliği için adaylık başvurusunda bulunduğu öğrenildi. YSK’nın belirlediği seçim takvimine göre, adaylık başvuruları dün saat 17.00’de sona erdi. Kurul, iki gün içinde başvuruları inceleyerek, aday listelerini adli ve idari yargı için ayrı ayrı belirleyecek ve belirlenen adaylar 3 Ekim 2010 Pazar günü YSK’nın ‘’www.ysk.gov.tr’’ adresindeki internet sayfasında ilan edilecek. Adaylar veya seçmenler, ilanı takip eden iki gün içinde aday listesine itiraz edebilecek. Kesin aday listesi 7 Ekim 2010 Perşembe günü ilan edecek. HSYK üyeliği için Yüksek Seçim Kuruluna (YSK) eski DGM Savcısı olan Ankara Cumhuriyet Savcısı Hakan Kızılarslan ile Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Hakimi Osman Kaçmaz da dün başvuruda bulundu. |
02.10.2010 |
Kadıköy Millî Eğitim Müdürüne hediye tuzağı |
Kadıköy Millî Eğitim Müdürü Zeki Gürsul, kızının düğün hediyesi olarak verilen para yüzünden “Rüşvet aldı” iddiasıyla tutuklandı. Olayın arkasında daha önce görevden alındığı Kadıköy Millî Eğitim Müdürlüğüne İdare Mahkemesi kararıyla dönmesinin yattığı ileri sürülüyor. Kadiköy Millî Eğitim Müdürü Zeki Gürsul, kızına düğün hediyesi olarak verilen para yüzünden “Rüşvet aldı” iddiasıyla tutuklandı. Olayın arkasında daha önce görevden alındığı Kadıköy Millî Eğitim Müdürlüğüne İdare Mahkemesi kararıyla dönmesinin yattığı ileri sürülüyor. İddiaya göre, Acıbadem Anaokulu Müdiresi Ülker Zaman, Kadıköy İlçe Millî Eğitim Müdürü Zeki Gürsul’un kendisinden rüşvet istediğini ileri sürdü. Konu Kadıköy Cumhuriyet Savcılığı’na intikal etti. Savcılığın talimatı üzerine harekete geçen Kadıköy Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı ekipler Zeki Gürsul’e verilecek paraların seri numaralarını ve fotokopilerini aldı. Daha sonra paralar, Zeki Gürsul’e götürülmesi için Ülker Zaman’a verildi. Bin 450 lirayı bir zarfa koyarak müdür Gürsul’ün odasına giren Ülker Zaman’ın paraları vermesinden sonra kapıda bekleyen sivil polisler hemen içeriye girdi. Zeki Gürsul’ün çantasının içindeki zarfta önceden seri numaraları alınmış bin 450 lira bulundu. Gürsul’un aldığı iddia edilen rüşvet kamerayla kaydedildi. Gözaltına alınan Millî Eğitim Müdürü Kadıköy Emniyeti’ne götürüldü. Burada ifadesi alınan Gürsul, çıkarıldığı Nöbetçi 5. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından tutuklanarak, Paşakapısı Cezaevi’ne gönderildi. Gürsul, savcılıkta “İki hafta sonra kızımın düğünü var. Müdire Hanıma düğün davetiyesi verdim. O da bana ‘hediye alacaktık, ancak fırsat bulamadık. Çamaşır makinesi almak için size para verelim, siz alın’ dedi. Parayı kızımın düğününe hediye almak için verdiler” dediği öğrenildi. Gürsul’ün avukatı Necati Ceyhan, müştekinin emniyette verdiği ifadelerden anlaşıldığı üzere olayın komplo olduğunu ve irtikap suçunu olmadığını ifade etti. Olayda müştekinin cebinden çıkan bir paranın olmadığını, olayın bir yerlerde planlandığını ileri süren Av. Necati Ceyhan, “Müvekkilim on yılı aşkın süredir Kadıköy Millî Eğitim Müdürlüğünü başarıyla ve hakkıyla ifa etmiştir. Dört defa görevinden alınmış ve hepsinde de idarî kararla görevine iade edilmiştir” dedi. Av. Ceyhan, suç unsurunun vasfının da değiştiğini belirterek, Pazartesi günü müvekkilinin tahliyesi için başvuruda bulunacağını söyledi.
Recep Bozdağ / İstanbul |
02.10.2010 |
Meclis işbaşı yaptı |
TBMM Genel Kurulu, yeni yasama yılına başladı. Genel Kurul, 23. Dönem 5. Yasamı Yılı’nın başlaması dolayısıyla TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin başkanlığında dün saat 15.00’de özel gündemle toplandı. Meclis’in açılış töreni TBMM Başkanı Şahin, sunuş konuşmasıyla başladı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM’nin 23. Dönem 5. Yasama Yılının açılış konuşmasını yapmak üzere Meclise geldi. TBMM’ye gelişinde, Başkanvekili Nevzat Pakdil tarafından askerî törenle karşılanan Gül, tören kıtasını denetledikten sonra, Pakdil eşliğinde Şeref Kapısı’ndan Meclis Ana Binasına geçti. Başkanlık kürsüsünün arka bölümündeki özel odaya geçen Gül, yeni yasama yılının açış konuşmasını yaptı. |
02.10.2010 |
Koç: Sıcak para ve borçla büyüyoruz |
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Mustafa Koç, Türkiye’deki büyümenin ağırlıklı olarak dış borçla, sıcak para ile finanse edilmeye devam ettiği sürece hükümetin, ekonomik ve yapısal politikalarda kesinlikle hata yapma lüksü bulunmadığını kaydetti. Mustafa Koç, TÜSİAD YİK toplantısında, dünyada küresel krizin geride bırakılma sürecinde ve Türkiye’de 12 Eylül referandumunun ardından varolan sistemlerin masaya yatırılarak değerlendirildiği bir dönemden geçildiğini belirterek, bu dönemin, kısa vadeli kısmi çözüm arayışlarına, uzun vadeli ideallerin feda edilmediği, siyasette ve ekonomide temel değerlere bağlılığın teyit edildiği ve ulusal birliğin sağlandığı bir dönem olması gerektiğini kaydetti. Koç, ‘’Türkiye’deki büyüme ağırlıklı olarak dış borçla yani sıcak para ile finanse edilmeye devam ettiği sürece hepimiz biliyoruz ki, hükümetin ekonomik ve yapısal politikalarda hata yapma lüksü kesinlikle yoktur’’ şeklinde konuştu. |
02.10.2010 |
‘Arama’ eziyetine son |
Van Valisi Münir Karaloğlu, Türkiye’de son yıllarda özellikle büyük şehirlere MOBESE sisteminin kurulduğunu ifade ederek, bu sistem sayesinde önleyici polis hizmeti konusunda çok ciddî bir başarı elde edildiğini söyledi. Bölgede yaşayan vatandaşın, ‘’arama noktaları’’ konusunda şikâyetçi olduğunu anlatan Vali Karaloğlu, ‘’2009 yılında arama noktaları Valilik tarafından kaldırılmıştı. Daha sonra İçişleri Bakanlığımız, vatandaşa eziyet edilmeden önleyici hizmetin sunulması ile ilgili genelge yayımlandı. Biz de bunun üzerine kentin giriş noktasına, Jandarma sorumluluğundaki bölgelere de bu sistemi kurmaya karar verdik. Şehrin 6 ana giriş noktasında, üzerinde plâka tanıma sisteminin de yer aldığı MOBESE sistemi kuruldu’’ dedi. Vali Karaloğlu, Van İl Jandarma Komutanlığının üzerinde plâka okuma sistemi yer alan MOBESE sistemi ile aranan plâkaları yakalanacağını belirterek, ‘’Artık her gelen aracı durdurup vatandaşa eziyet etmemiş olacağız’’ dedi. |
02.10.2010 |
DEĞİŞMEZ MADDELER DE DEĞİŞEBİLİR |
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, değiştirilmez maddelerin anayasaları dondurmak mânâsını taşıdığını söyledi. Kılıç "Bence ilk 3 maddeyi dondurmak, evrensel hukuk kurallarına uygun değil. Değiştirmezseniz anayasayı dondurursunuz" dedi. AKP: DOKUNMAYACAĞIZ Açıklamaları değerlendiren AKP sözcüleri ise, üzerinde çalıştıkları anayasa taslağında değişmez maddelerin aynen korunduğunu söylediler. "Değiştirilmez maddelerin değiştirilmesi gündemimizde yok" diyen sözcüler, Haşim Kılıç'a destek vermedi. Kılıç: Değişmez maddeler de değişir ANAYASA Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Anayasa’nın “değiştirilmesi teklif dahi edilemez” ilk 3 maddesine değiştirilebileceğini söyledi. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Devlet Planlama Teşkilâtının kuruluşunun 50. yıl dönümü dolayısıyla Bilkent Otel’de düzenlenen resepsiyonda, gazetecilere önemli açıklamalarda bulundu. Kılıç, Anayasa’nın “değiştirilmesi teklif dahi edilemez” ilk 3 maddesine “pozitif” olarak dokunulabileceğini söyledi. “Üç madde donarsa Anayasa donar” diyen Kılıç, bunun evrensel hukuka aykırı olduğunu söyledi. Haşim Kılıç, şöyle konuştu: “Laikliği, demokrasiyi, hukuk devletini daha ileri götürecek düzenlemelere engel olunmamalı... Değişiklikler, ilk 3 maddedeki değerleri geri götürmüyorsa Anayasa Mahkemesi izin veriyor. Bu değerlerin içini boşaltan düzenlemelere ise izin vermiyor.” Anayasa Mahkemesi Başkanı, referandum konusunda da “hayır” diyenlerin korku ve kaygılarının anlaşılması gerektiğini söyledi. Kılıç, “Başbakan’ın yüzde 42’yi önemsemesi ümit verici” dedi. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Anayasa’da ‘değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen ilk üç maddeye dokunulabileceğini’ söyleyerek yeni bir tartışma başlattı. Ciner Medya Grubu Ankara Temsilcisi Muharrem Sarıkaya Gazete Habertürk’teki köşesinde, Kılıç’ın yankı uyandıran şu açıklamalarına yer verdi:” (...) Bence ilk 3 maddeyi dondurmak, evrensel hukuk kurallarına uygun değil. Ben ilk 3 maddeyi donmuş maddeler olarak görmüyorum. Aksi halde Anayasa’yı dondurursunuz. Hukuk devletini, demokrasiyi, laikliği geri götüren uygulamaya geçit verilemez. İlk 3 maddeye pozitif olarak dokunulabilir.” |
02.10.2010 |
İŞTE O 3 MADDE |
TARTIŞMAYA KİM NASIL KATILDI? Anayasa’nın değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen ilk 3 maddesi şöyle: MADDE 1: Türkiye Devleti bir cumhuriyettir. MADDE 2: Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. MADDE 3: Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçe’dir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli marşı “İstiklal Marşı”dır. Başkenti Ankara’dır. Anayasa’nın ‘değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceği’ hükmü ise 4. madde’de yer alıyor.
İktidar ve anamuhalefet Kılıç’ın teklifine soğuk
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, “Anayasanın ilk 3 maddesine dokunulabilir” dedi ama ne iktidar ne de muhalefet bu görüşte. CNN Türk’e konuşan AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, Bizim bu konudaki görüşümüz çok açık ve nettir. 2007 Temmuzundan sonrasında kamuoyu ile paylaştığımız o anayasa taslağında bu sorunun cevabını bulabilirsiniz. orada bu maddelerin değiştirilmeyeceği Değiştirilemeyecek bu maddelerin değiştirilmeyeceğini beyan ettik. Bu açıklamalarımızda vardır. Bunları tartışmaya gerek yok. 2. maddedeki devletin yapasını düzenleyen maddeyi ve 3 maddeyi tartışmak anlamsız” dedi. CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol’a göre ise, Haşim Kılıç’ın görüş beyan ederek ‘ihsası rey’de bulunduğunu söyledi. Kılıç’ın emekli olduktan sonra bunları söyleyebileceğini buna bir görüş olarak saygı duyacaklarını ifade eden Kemal Anadol, Kılıç’ın Anayasa Mahkemesi Başkanı sıfatıyla bunları söylemesinin ileri de bu konu ile ilgili önü gelecek davalarda ‘ihsası rey’ anlamına geleceğini söyledi.
Bekir Bozdağ: İlk 3 madde değişmez
nAKP Başkanvekili Bekir Bozdağ, geçmişte, yeni anayasa hazırlığı içerisinde yaptırdıkları çalışmada, Anayasa’nın ilk üç maddesinde herhangi bir değişiklik yapılmaması yönünde kanaatlerinin olduğunu belirterek, ‘’Şu anda da bu kanaatimizde bir değişiklik yok’’ dedi. Bozdağ, TBMM’de gazetecilerin soruları üzerine, Türkiye’nin, terörle mücadele konusunda bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da yapılması gerekenler neyse büyük bir kararlılıkla yapmaya devam edeceğini belirtti. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın, dün gazetelere yansıyan ‘’Anayasanın ilk 3 maddesine pozitif olarak dokunulabileceğine’’ ilişkin açıklamalarına yönelik değerlendirmesinin istenmesi üzerine Bozdağ, bunu daha önce başkalarının da dile getirdiğini hatırlattı. Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Örneğin; Erdoğan Teziç’in başkanlığında kurulan bir kurul, o kurulun içinde CHP’nin Parti Meclisi üyesi Süheyl Batum da var, onlar da yaptıkları çalışmanın ön sözünde benzer değerlendirmeleri yapıyorlar. Bu tartışılacak konulardır, tartışabilirler. 2007’de bizim kurduğumuz bilim komisyonunun çalışması vardı. O çalışmanın içinde, AKP olarak ilk 3 maddeye dokunmama ve bu maddelerde değişiklik yapmama kararımız vardı. Bu konuda anayasa hukukçuları farklı görüşleri benimsiyorlar. Onların bir kısmı, bu maddeleri güçlendiren, içini dolduran, zenginleştiren, pozitif anlamda değişikliklerin yapılabileceğini söylüyor. Bir kısmı da farklı kanaatleri paylaşıyorlar. Geçmişte yeni anayasa hazırlığı içerisinde yaptırdığımız çalışmada, bizim kanaatimiz, bu maddelerle ilgili o zaman herhangi bir değişiklik yapılmaması yönünde. Şu anda da bu kanaatimizde bir değişiklik yok.’’ Ankara / aa
Serap Yazıcı: Sadece 1. Madde değişmez
nBİLGİ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Serap Yazıcı: ”Sayın Haşim Kılıç’ın görüşlerine katılıyorum. Zaten ben de 2009 yılında Bilgi Üniversitesi yayınevinden yayınlanan, “Yeni Bir Anayasa Hazırlığı ve Türkiye, Seçkincilikten Toplum Sözleşmesine” başlıklı çalışmamda aynı yönde açıklamalarda bulunmuştum. Benzer şekilde 1992 yılında, TÜSİAD için anayasa taslağı hazırlayan, Erdoğan Teziç başkanlığındaki bir grup akademisyenle de, bu maddeler üzerinde değişiklik yapılabileceğini, yeni bir anayasada, sadece anayasanın birinci maddesinde yer alması gereken devlet şeklinin cumhuriyet olduğu hükmüne değişmezlik izafe edilebileceğini beyan etmişlerdir. Öte yandan, Profesör Bülent Tanör de, 1986’da yayınladığı “İki Anayasa” başlıklı çalışmasında, sadece anayasanın 1. maddesine değişmezlik izafe edilebileceğini, diğer maddelerin değiştirilebileceğini açıklamıştır. Ne var ki anayasanın 2. ve 3. maddelerinde yer alan hükümler, Türkiye açısından hassasiyet arz eden konuları içermektedir. Sayın Haşim Kılıç, anayasanın ilk 3 maddes, bağlamında ortaya çıkması muhtemel tartışmaların, daha gerçekçi, daha rasyonel ve daha bilimsel bir zeminde cereyan etmesini amaçlamış olabilir. Kendisinin görüşlerine katılıyorum.” İstanbul / Yeni Asya
Hikmet Sami Türk: İçeriğe dokunamazsınız
nESKİ Adalet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk: “Burada 2. madddede ilkeler belli. O ilkeler değiştirilemez. Cümle yapısını değiştirebilirsiniz, sözcüklerin yerini değiştirebilirsiniz ama içeriğe dokunamazsınız. İçeriği ile oynarsanız 4. maddeye aykırı hareket etmiş olursunuz. Zaten ifadelerde de bence bir sorun yok. Gayet net cümle ve ifadeler. ‘Türkiye Cumhuriyeti milletiyle bölünmez bütündür’ cümlesini nasıl değiştirebilirsiniz ki? Her madde bitti sıra bunlara mı geldi? Ben bu tartışmaları yersiz ve tehlikeli buluyorum. Yeni bir anayasadan söz ediliyor. Seçim sürecinde en önemli konu bu olacak. Yeni anayasa hazırlansa dahi bu maddelerin aynen korunması gerekir.” |
02.10.2010 |
Yeni Anayasayı sivil irade hazırlamalı |
CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, yeni bir anayasanın, tamamen sivil bir irade tarafından hazırlanması ihtiyacının, bugün çok açık olduğunu bildirdi. Gül, TBMM’nin 23. Dönem 5. Yasama Yılı açılışında yaptığı konuşmada, olgun demokrasilerin, kültürüyle beraber geldiklerini söyledi. Gül, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Şüphesiz, demokrasi sadece seçimlerden ibaret değildir. Demokrasi bir şekil meselesi olduğu kadar, bir içerik meselesidir aynı zamanda. Kuşkusuz demokratik süreç seçimlerle başlar, halkın tercihlerine saygı duymakla başlar... Ve oradan itibaren, o seçimleri aşan vizyon, irade ve kurumlarla beraber, demokrasimiz genişleyerek ve derinleşerek yoluna devam eder. Bu yolda, açıktır ki henüz kat edilecek çok mesafemiz var. Yetkin bir demokratik kültür ve uzlaşı ahlakını geliştirmek sadece siyasetçilere düşen bir görev olarak görülmemelidir. Bu konuda, yasama, yargı ve yürütmenin ve tüm devlet kurumlarının, sivil toplumun, bürokrasinin sorumluluğu da bulunmaktadır. İşte bu çerçevede, son referandumun en önemli kazanımı, kuşkusuz, milletin kendi seçtiği temsilcileri tarafından hazırlanmış bir değişikliğin, milletin bizzat kendisi tarafından onaylanmış olmasıdır. Ancak, bu değişiklikler, önemli olmakla beraber, yeterli değildir. Yeni bir anayasanın, tamamen sivil bir irade tarafından hazırlanması ihtiyacı bugün çok açıktır.’’ |
02.10.2010 |
Din görevlileri donanımlı olmalı |
DİYANET İşleri Başkan Yardımcısı Muhammed Şevki Aydın, bugünün insanıyla iletişim kurabilmek için din görevlilerinin kendilerini yenilemeleri ve yeni bilgilerle donanmaları gerektiğini belirterek, ‘’Din görevlileri olarak önce aynayı kendimize tutmamız lâzım’’ dedi. Camiler ve Din Görevlileri Haftası dolayısıyla Kayseri Müftülüğünün düzenlediği, ‘’Din Görevlisi ve Cemaat Arası İletişim Usulleri’’ konulu konferansta konuşan Aydın, herkesin kendi kültür penceresinden bakarak dini yorumladığını ifade etti. Aydın, ‘’Her toplumun kendine has bir kültürü, din dışı ama toplumu bir arada tutan değerleri var. Dini yorumlarda da bu kültür ve değerler etkili oluyor. Ancak farklı kültür penceresinden dini yorumlanması demek, asla dinin temel taşlarını, esas unsurlarını değiştirmek, onlarla oynamak anlamına gelmez’’ diye konuştu. Aydın, hayatın her alanında iletişimin büyük önemi olduğunu, insanlar arasındaki ilişkilerin de iletişim sayesinde sağlandığına işaret etti. Aydın, bugünün insanıyla iletişim kurabilmek için din görevlilerinin kendilerini geliştirmeleri ve yeni bilgilerle donatmaları gerektiğini belirterek, ‘’Din görevlileri olarak bizler, önce aynayı kendimize tutmamız lazım. Anadan, babadan alınan eğitimle günümüz insanına ulaşamayız’’ diye konuştu. |
02.10.2010 |
BDP İl Başkanı gözaltına alındı |
ŞANLIURFA’DA, Terörle Mücadele Şubesi ekiplerince il merkezi ve bazı ilçelerde düzenlenen eş zamanlı operasyonda, aralarında BDP İl Başkanı’nın da bulunduğu 25 kişi gözaltına alındı. Edinilen bilgiye göre, Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, sabah saatlerinde Şanlıurfa merkez ile Suruç ve Viranşehir ilçelerinde, belirlenen yerlere eş zamanlı operasyon gerçekleştirdi. Operasyonda, ‘’izinsiz gösteri’’, ‘’molotofkokteyli atma ve bu eylemleri yönlendirme’’, ‘’terör örgütüne eleman temini’’ suçlarını işledikleri iddiasıyla, aralarında Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) İl Başkanı İbrahim Ayhan’ın da bulunduğu 25 kişi gözaltına alındı. |
02.10.2010 |
Akdamar Kilisesi’ne haç takıldı |
VAN'IN Gevaş ilçesine bağlı Akdamar Adası’nda bulunan Surp Haç Kilisesinin kubbesine haç takıldı. Teknik sorunlardan dolayı 19 Eylül’de yapılan ayinde takılamayan haç, yerine takıldı. 70 kilo ağırlığında, 2,5 metre uzunluk ve 130 santimetre genişliğindeki dökme demirden yapılmış olan haç, kilisenin kubbesine takıldı. Haç takıldıktan sonra adaya gidişgelişler geçici olarak durduruldu. |
02.10.2010 |
Filistin Vatandaşı oldu |
YARDIM filosundaki Challenger 1 gemisinde bulunan ve 31 Mayıstaki saldırıda İsrail askerlerince tartaklanıp tehdit edilen İrlandalı yardım gönüllüsü, vatandaşlık belgesini, Filistin’in Dublin’deki misyon yetkililerinden aldı. İrlandalı yardım gönüllüsü Filistin vatandaşı oldu O'Luain, vatandaşlık belgesinin, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas tarafından, İrlanda’nın Shannon Havalimanı üzerinden New York’a geçtiği sırada imzalandığını söyledi. O Luain, Filistinlilerin siyasî görüşünün ve hangi partiye oy verdiğinin kendisi için herhangi bir önemi olmadığını belirterek, Filistin’de henüz oy hakkı edinmemiş çocukların da bulunduğuna işaret etti. Fiachra O'Luain, “Bence dünyadaki bütün barış gönüllüleri şu anda Filistin halkına destek vermeli. Filistin’e verilen destek, tıpkı Osmanlı Devleti’nin zor zamanlarımızda biz İrlandalılara yardım eli uzatmasına benziyor” diyerek, 19’uncu yüzyılın ortalarında büyük kıtlık sırasında İrlanda’ya gönderilen yardımın Osmanlı halkının İrlanda halkına verdiği desteğin önemli bir göstergesi olduğunu kaydetti. Filistin Devlet Başkanı Abbas, Gazze’ye yardım ulaştırmaya çalışan herkese Filistin vatandaşlığı önerileceğini söylemişti. “İSRAİLLİ KOMANDOLAR İFADE VERMELİYDİ”
BM İnsan Hakları Konseyinin Gerçekleri Araştırma Komisyonunun hazırladığı raporu onaylamasını memnuniyetle karşıladığını belirten O’Luain, kendisinin de ifade verdiği komisyonun profesyonelce çalıştığını ve kapsamlı bir rapor ortaya çıkardığını söyledi. İsrail’in saldırıya müdahil olan komandoların görüş bildirmesine izin vermemesini eleştiren O’Luain, “Orada, gemidekilere saldıran komandoların da bu durumdan etkilendiğini düşünüyorum. Sonuçta 18-19 yaşındaki komandolar, birer katile dönüştürülmüş oldu” diye konuştu. Türkiye’nin son zamanlarda, özellikle Filistinlilerin haklarının korunması konusunda, bölgede liderlik rolü üstlendiğine işaret eden O’Luain, bu rolün devam ettirilmesinin önemini vurguladı. “Eğer Filistin Yönetimi bir Amerikalıyı öldürseydi, ABD adaletin yerini bulması için gerekeni yapardı” diyen İrlandalı aktivist, önemli bir jeopolitik konuma sahip olan Türkiye’nin ABD’ye açık ve net biçimde bu konudaki görüşlerini aktarmayı sürdürmesi gerektiğini söyledi. |
02.10.2010 |
Gölyazı, manzarasıyla ziyaretçileri bekliyor |
GÜNEY Marmara’nın önemli sulak alanlarından biri olan Uluabat Gölü kıyısına kurulan Gölyazı, manzarasıyla konuklarını büyülüyor. Tarihi milâttan önce 6. yüzyıla kadar dayanan Gölyazı beldesi, 2009 mahalli seçimleriyle birlikte mahalle statüsüne girmişti. Uluabat Gölü kıyısındaki Gölyazı tarihiyle de dikkat çekiyor. Gölyazı’da mahalle sakinlerinin önemli bölümü geçimini balıkçılıkla sağlıyor. Özellikle hafta sonları tatilci sayısında önemli artışın yaşandığı Gölyazı’da turizm potansiyelinin arttırılması için bir dizi çalışma yapılıyor. |
02.10.2010 |