Güncel |
TIR en uzun etapta |
Bediüzzaman Hizmet ve Tanıtım TIR’ı Genel Koordinatörü Ali Toker, Hizmet TIR’ını değerlendirdi. Şimdiye kadar çok olumlu tepkiler aldıklarını kaydeden Ali Toker, bazı şehirlerden hâlen talep geldiğini söyledi. Toker, “Bize neden uğramıyorsunuz diye sitem eden illerimiz var. Bu projenin başında birçok merkeze TIR'ı talep edip etmedikleri konusunda isteklerini sorduk. Bazı illerden cevap geldi, kiminden ise hiç ses çıkmadı.. Gideceğimiz illeri seçerken öncelikle talepleri değerlendirdik ve güzergâhları buna göre belirledik. TIR yola çıktıktan sonra planı ve güzergâhı değiştirmeyecekse, istenen yerlere yine de uğramaya çalışıyoruz. Ama güzergâhı terk etmemiz gerekiyorsa—bu önceden hazırladığımız programları engellediği için—cevap veremiyoruz. Meselâ birkaç gün önce hiç programımızda yokken talep üzerine Kırıkkale’ye, Merzifon’a, Samsun’a, Çarşamba’ya uğradık. Gelenler, fotoğraf çekti, röportaj yaptı, ama büyük program yapma imkânımız olmadı” şeklinde konuştu. Okuyucuların istekleri doğrultusunda daha geniş bir tur yapabileceklerinin müjdesini veren Toker, bu projenin hem TIR ekibini, hem de okuyucuları memnun ettiğini söyledi. Toker, Hizmet TIR’ında yer alan Yeni Asya Medya Grup ismi ile ilgili olarak şunları söyledi: “Bir proje, kim organize ediyorsa onun ismiyle anılır. Yeni Asya denilince akla Risâle-i Nurlar ve Bediüzzaman geliyor. Bizim Risâle-i Nur hizmetlerinde bundan önce yaptığımız faaliyetler de var. Bunların çıkışı da, kaynağı da gazete yönetimidir, genel kuruldur. Bizim hitap ettiğimiz kitle de Yeni Asya okuyucusudur, Allah rızası için yola çıktık, başkalarını memnun etme gayesi taşımıyoruz. Organizasyon maliyetleri tamamıyla Yeni Asya A.Ş. tarafından karşılanmakta, program yapılan illerden cüz’i bir katılım payı talep edilmektedir.” Bediüzzaman Said Nursî’nin fikirlerini Türkiye’de duymayan kalmasın diye yola çıkan Hizmet TIR’ı, dün Erzurum’da gerçekleştirdiği programla 3. bölge turuna başladı.. Risale-i Nur Enstitüsü Genel Sekreteri Şener Boztaş’ın koordine ettiği 3. bölgede de, birbirinden güzel programlar yapılacak. Bu arada şu önemli hususu da hatırlatalım: Mahallinde Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet TIR’Inı ağırlayan merkezlerimiz yaptıkları hazırlıkları, basın-yayınla olan ilişkilerini, mahallî medyada çıkan haber ve sair çalışmalarını fotoğraflayarak gazetemiz haber merkezine ulaştırırlarsa; bu faaliyetleri gazetemizde değerlendirilebilecektir. Bu çalışmalar diğer mahallere de örnek olacak, şevk ve gayretlerini arttıracaktır. |
30.09.2010 |
Şanlıurfa şölene hazır |
Bediüzzaman Said Nursî’nin vefatının 50. yılı dolayısıyla Yeni Asya Gazetesi’nin yollara çıkardığı Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet TIR’ı 4 Ekim 2010 tarihinde Şanlıurfa’ya geliyor. Bediüzzaman Hizmet TIR’ının Şanlıurfa ziyareti ile ilgili bilgi veren Yeni Asya Gazetesi Şanlıurfa Temsilcisi Nihat Çiçek, “Bediüzzaman Said Nursî’nin ve Risâle-i Nur Külliyatının tanıtılmasını amaçlayan bu projenin ana hedeflerinden birini, 2010 yılının Diyanet İşleri Başkanlığı’nca ‘Kur’ân Yılı’ olarak ilân edilmesi ve eğitim-öğretim yılının başlaması dolayısıyla, Bediüzzaman Hazretleri’nin Kur’ân’ın doğru anlaşılması ve eğitimle ilgili görüşlerinin geniş kesimlere aktarılması teşkil ediyor. Bu amaçla gezi sırasında on binlerce Bediüzzaman kimdir? Aydınlar konuşuyor, Bediüzzaman’ın Eğitim Modeli ve 5. Ulusal Risâle-i Nur Kongresi sonuç deklarasyonlarını içeren broşürler dağıtılacak.” dedi. Hizmet Tırını sabırsızlıkla bekleyen Şanlıurfa’da, duvar afişleri ve el ilânları bütün şehri kapladı. 150 adet duvar afişinin muhtelif yerlere asıldığı şehirde, protokol ve STK’lara gönderilmek üzere 200 adet dâvetiye basıldı ve Cuma günü camilerde dağıtılacak 4 bin tane el ilânı hazırlandı. Ayrıca Şanlıurfa Belediyesi önünde bulunan LET ekranına, günde bin defa dönen 14 saniyelik reklâm konuldu. Abide Park AVM önünde saat 14.00’te konaklayacak olan TIR’da, hoş geldiniz konuşmasını Eğitimci Tahir Ünverdi yapacak. Ardından Yeni Asya Medya Grup Genel Müdürü Recep Taşcı bir konuşma yapacak. Urfalıların TIR’I ziyarete gelen katılımcılar için de sürprizleri var. Misafirlere su, pasta ve meşrubat ikramı yapılacak. Gelen misafirlere ücretsiz gazete dağıtılacak. Ayrıca TIR konukları için Risâle-i Nur ağırlıklı kitap sergisi de bu alanda yer alacak. |
30.09.2010 |
Engelliler de bilgisayar kullanacak |
Türk mühendislerin geliştirdiği ‘’Dikte Özel’’ isimli yazılımla, görme ve bedensel engelliler, bilgisayarda her türlü işlemi yapabilir hale geldi. CTD yazılım şirketi tarafından geliştirilen sistemle, engelliler bilgisayara sesleriyle komut vererek Türkçe yazı yazdırabiliyor, aynı anda da web sitelerinden ve tarayıcıdan aktarılan her türlü metni de eş zamanlı olarak Türkçe olarak seslendiriyor. CTD System A. Ş. Ar-Ge Müdürü Çetin Çetintürk, ‘’konuşma tanıma’’ sistemleri üzerine uzun yıllardır Ar-Ge yaptıklarını anlattı. Genel konuşma tanıma ürünlerinin ‘’Dikte’’ adıyla bir kaç yıl önce satışa sunulduğunu hatırlatan Çetintürk, engelliler için de yazı okuma ve konuşma tanıma sistemleri geliştirdiklerini bildirdi. ‘’Dikte Özel’’in ilk versiyonunda gazi askerlerle çalıştıklarını ve tamamen felçli bir hastanın bilgisayar ve interneti kullanabilmesi üzerine odaklandıklarını anlatan Çetintürk, şunları kaydetti: ‘’İlk ürünümüzde, bireyler haber yayını yapan internet sitelerini ve diğer tüm siteleri sesli olarak dinleyebiliyor. Tek bir sesli komut, istenen internet sitesini açabiliyor ve ardından tek tek haberlerin okunmasını sağlıyor. Bu sisteme internet sitesinin alt yapısı uygun olan her türlü web sitesi eklenebiliyor. Bir bakıma bu sistemle görme engelliler, mouse ve klavye kullanamayan bedensel engelliler için bir medya merkezi oluşturduk. Böylece engellilerimiz, bulundukları yerden sadece sesleriyle tüm internet sitelerini kumanda edebilir hale geldiler.’’
MEKTUP DA OKUYACAK
Çetİntürk, yazılımın yeni versiyonunda, özellikle basılı dokümanların da okunması ve konuşarak bilgisayara yazı yazdırılmasını sağladıklarını bildirdi. Bu versiyonun basılı doküman okuyucu, ekran okuyucu, medya merkezi, konuşarak yazdırma ve sesli komut kontrol modüllerinden oluştuğunu belirten Çetintürk, ‘’Bu sistem, benim bildiğim kadarıyla dünyada bu kadar modülü bir arada taşıyan ilk entegre çözüm’ dedi. Çetintürk, ‘’Doküman oluşturmak ve gelen dokümanların okunması işlevlerini sağladığınızda engellinin normal insanlara yakın bir konuma getirmiş oluyorsunuz’’ dedi. |
30.09.2010 |
Sema dönerek engellerini aşıyorlar |
Kayseri’de eğitim gören zihinsel engelli çocukların sema gösterisi ve sahneledikleri oyunlar büyük ilgi çekiyor. Zihinsel Yetersiz Çocukları Yetiştirme ve Koruma Vakfı (ZİÇEV) Kayseri Şubesi’nde yeni eğitim dönemine başladılar. ZİÇEV Eğitim Merkezi Müdürü Mevlüde Ünal, Millî Eğitim Bakanlığının belirlediği program dahilinde zihinsel engellilerin rehabilitasyonu için faaliyet gösterdiklerini söyledi. Eğitim merkezine gelen çocukları gösterilere hazırlayan Beden Eğitimi Öğretmeni Mahmut Özdemir de, bu tür gösterilerin zihinsel engelli öğrencilerin eğitiminde önemli bir yer tuttuğunu ifade etti. Özdemir, zihinsel engelli çocuklarda bu tür gösteriler ile öz güven duygusunun geliştiğini dile getirdi. |
30.09.2010 |
BEDİÜZZAMAN TIRI NE GÜN, NEREDE? |
ÜÇÜNCÜ BÖLGE:
30 EYLÜL 2010 Perşembe, Saat: 13:00, Iğdır, Belediye Meydanı
1 EKİM 2010 CUMA, Saat: 11:00, Van, Beşyol Mevkii, Hz. Ömer Camii karşısı Konuşmacı: İzzet Oflaz
2 Ekİm 2010 Cumartesİ, Saat: 16:00, Batman, World (Market) Center önü Konuşmacı: Orhan Zengin
3 Ekİm 2010 Pazar Saat: 14:00, Diyarbakır, Kayapınar ilçesi, Park Orman Meydanı
3 Ekİm 2010 Pazar Saat: 16:00, Mardin, Öğretmenler Lojmanı Sitesi (bitişiği) Sahası Konuşmacı: Tahir Ünverdi
4 Ekİm 2010 Pazartesİ, Saat: 10:00, Viranşehir, Ceylanpınar Caddesi, Halk Bankası karşısı, Konuşmacı: Tahir Ünverdi
4 Ekİm 2010 Pazartesİ, Saat: 14:00, Şanlıurfa, Abide Park AVM önü (Eski YİMPAŞ) Konuşmacı: Tahir Ünverdi
5 Ekİm 2010 SalI, Saat: 11:00, Gaziantep, Demokrasi Meydanı
5 Ekİm 2010 SalI, Saat: 16:00, Kahramanmaraş, Trabzon Caddesi, Özel İdare İşhanı yanı
6 Ekİm 2010 Çarşamba, Saat: 15:00, Adana, DDY 6. Bölge Md.lüğü, İstasyon Meydanı Konuşmacı: İslâm Yaşar
7 Ekİm 2010 Perşembe, Saat: 12:00, Kayseri-Mimar Sinan Kurşunlu Camii yanı Konuşmacı: İslâm Yaşar |
30.09.2010 |
İnsanlar sel gibi akıyordu |
Belkİ de Bediüzzaman Hizmet Tırı'nın buraya gelmesi Bediüzzaman için bir dördüncü ziyaret mânâsına gelebilir. Nitekim Meydan Parkı'na giriş yaptığı andan itibaren tırımız ilgi odağı oldu. Hemen bir Yeni Asya Neşriyat standı kuruldu. Ücretsiz olarak kitap, broşür, poster ve kasetlerin dağıtımına başlandı. Trabzon'daki program öncesi Meydan'dan gelip geçen herkese programla ilgili el ilânları dağıtılmıştı. Trabzon'un bu en merkezi noktasında adeta insanlar bir sel gibi akıyordu. Bu bakımdan Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı'nı meydana giriş yaptığı andan ayrıldığı ertesi sabaha kadar binlerce hatta onbinlerin üzerinde insanın gördüğü söylenebilir. Bu da ilânat ve tanıtım maksadının tam mânâsıyla yerine getirildiğini gösteriyor. |
30.09.2010 |
Türkiye Bediüzzaman ile değişiyor |
Aslen Bayburtlu olan ve Bediüzzaman Hizmet Tırı'nı ziyaret etmek için Meydan Parkı'na gelen eğitimci Hasan Sukes, Bediüzzaman'ın kitlelere mal olmuş bir âlim olduğunu söyledi. Hizmet Tırı'nı görünce oldukça duygulandığını belirten Sukes, "Özellikle polislerin, güvenlik görevlilerinin tırın yanından geçmesi bana çok manidar geldi. Bundan yıllar öncesi olsa, Risâle-i Nur'un bir tek kitabını taşıyanı hemen karakola götürürlerdi. Şimdi ise serbestçe ilânatı yapılıyor. Türkiye değişiyor, bunda da Bediüzzaman'ın çok büyük bir katkısı var" dedi. |
30.09.2010 |
Yeni Asya hakikatleri cesurca haykırıyor |
Trabzonlu Nur Talebesi Şefik Peker ise 1963'te Risâle-i Nurları tanımış. İlk olarak İstanbul'daki Kirazlı Mescit'e arkadaşının vasıtasıyla gidip gelerek Risâle-i Nurlar ile tanışan Peker, zamanla Risâle-i Nurlara müptela olmuş. Peker gazetemize şunları söyledi: Kirazlı Mescit'e gittiğimizde orada Mehmet Kutlular Ağabey, Abdülvahit Ağabey gibi zatlar vardı. Dersleri genelde bunlar yapıyorlardı. Bizi çok güzel karşıladılar. Bize örnek oldular. Onlar da bizi sık sık ziyaret ederdi. Sonra Risâle-i Nur'a öyle bir bağlandık ki, gece gündüz Risâle-i Nur okuyorduk. Şimdi ise Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı'nın şehrimize gelmiş olmasından dolayı çok mutlu ve gururluyuz. Yeni Asya hep ilkleri gerçekleştiriyor gerçekten. Yine bu hizmet bizi şaşırtmadı. Çünkü Yeni Asya ekolünün hep ilkleri gerçekleştirmesine alışığız. Başkaları bazı şeylere cesaret dahi edemezken Yeni Asya hep cesurca ortaya çıkmış ve hakikatleri haykırmıştır" |
30.09.2010 |
Üçüncü bölge turu başlıyor |
Bedİüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı Trabzon programı çok önemli bir hizmeti ifa etmiş oldu. Üstad Bediüzzaman Karadeniz sahili turunu tamamlamış oluyordu böylece... Öte yandan Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı projesinin İkinci Bölge ayağı da sona ermiş ve Erzurum'da başlayıp Kayseri'de noktalanacak olan Üçüncü Bölge seferimiz başlamıştı. Sabahın erken saatlerine kadar meydanda bekleyen tırımız, Gümüşhane ve Bayburt üzerinden Erzuruma gitmek üzere tekrar yollara koyuldu. Şimdi bizi Maçka Yolları, Zigana Geçidi, dağlar, ormanlar, dereler bekliyordu... |
30.09.2010 |
Altun, hizmet bayrağını Boztaş’a devretti |
Trabzon'da düzenlediğimiz tanıtım programında ilk olarak İkinci Bölge Koordinatörümüz Faik Altun açılış konuşmasını gerçekleştirdi. Bu Faik Altun'un bir bakıma 'veda konuşması' da oldu. Zira başarıyla getirdiği hizmet bayrağını Risale-i Nur Enstitüsü Genel Sekreteri Şener Boztaş'a devrediyordu. Altun görevi Düzce'de devralmış, Trabzon'da devrediyordu. Arada geçen sürede fedakârca ve gayretli bir şekilde tırımızın koordinatörlüğünü üstlenmiş, yaşanan sorunları yerinde çözmüş, programlama ve planlama işlerini yüklenmişti. Bu zor görevi başarıyla yürüten Altun, Trabzon'dan uçakla İstanbul'a döndü. Kendisine gayretli ve başarılı çalışması dolayısıyla Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı ekibi adına teşekkürlerimizi sunuyoruz. Tabiî ki 'Üçüncü Bölge'de yeni koordinatörümüz Şener Boztaş'a da başarılar diliyoruz. |
30.09.2010 |
‘Seyyar medrese-İ nurİye’ Trabzon’daydı |
Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı Ordu'da düzenlediği programdan sonra Giresun, Eynesil, Vakfıkebir ve Akçaabat üzerinden geçerek Trabzon'a ulaştı. Karadeniz Teknik Üniversitesi Eğitim Fakültesi önünde Trabzonlu Yeni Asya okuyucuları tarafından karşılanan tırımız, burada bekleme yaptığı süre içerisinde üniversiteden çıkan öğrenciler tarafından ilgiyle karşılandı. Tırı görünce heyecanlanan, etrafında dört dönen, sevindikleri her hallerinden belli olan bazı öğrenciler hatıra fotoğrafı da çektirdiler. Fotoğraflarını çektiğimiz öğrencilerden bir kaçına Said Nursî'yi tanıyıp tanımadıklarını sorduğumuzda aldığımız cevap ise bizleri Trabzon programı öncesi tebessüm ve memnuniyete sevketti. "Said Nursî'yi tanııyor musunuz?" diye sorduğumuz öğrenciler, "Biz onun evinde kalıyoruz" diye cevap verdiler. Evet bugün Said Nursî'nin evlerinde milyonlarca insan kalıyor. Nur Risâlelerinin okunduğu her ev adeta onun evi, onun medresesi haline gelmiş durumda. Trabzon'da da olsanız, Adana'da da olsanız, hatta New York'ta ya da Pekin'de de olsanız fark etmiyor. Risâle-i Nur Külliyatı'nın okunduğu her yer "medrese-i nuriye" hükmüne geçiyor. Hatta sadece evler değil, konferans salonları, otobüsler, uçaklar, parklar, kütüphaneler, trenler, gemiler hep Risâle-i Nurların okunduğu ve okutulduğu birer medrese hükmüne geçebiliyor. Üstad Bediüzzaman Said Nursî, belki Medresetüzzehra projesini gerçekleştiremedi gibi görünüyor, ama fiilen bugün Nurların okunduğu her mekân Medresetüzzehra'nın birer fakültesi gibi işlev görüyor. Bu bakımdan Bediüzzaman'ın İslâmı ve imanı ihya hamlesinin başarıyla yapıldığı ortadadır... Evet, Risâle-i Nurların okunduğu her yer Bediüzzaman'ın evidir. Üstad yaşarken belki kendine ait bir evi olamadı. Hep zorunlu ikametlerde, gözaltında, zindanlarda yahut sürgünlerde geçirdiği hayatında, "Benim evim" diyebileceği bir yere sahip olmamıştı. Ama şimdi onun eserlerini okuyan talebeler "Biz Said Nursî'nin evinde kalıyoruz" diyorsa, Üstad Bediüzzaman Said Nursî, bu dünyada en çok eve sahip olan kişi olsa gerek... İşte Bediüzzaman Hizmet ve Tanıtım Tırı da o "evlerden", "medreselerden" bir tanesi aslında. Her kilometre yol katettiğinde Risâle-i Nurları neşretmeye çalışıyor. Adeta Nur'un bir medresesi haline gelmiş. Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı esasında yürüyen, gezici bir medrese-i nuriyedir. İşte bu mânâlarla başladık Trabzon programımıza. Bizi karşılayan Trabzonlular, önümüze ve arkamıza sıralanarak tırımıza Trabzon içinde tur attırdılar. Büyük bir vakar ve ciddiyet içinde Bediüzzaman Said Nursî'nin elmas hakikatlerini yansıtmayı amaç edinmiş tırımız Trabzon'un cadde ve sokaklarını 1.5 saate yakın arşınladıktan sonra öğleden sonra kendisi için ayrılan Meydan Parkı'ndaki alana konakladı. Meydan Parkı gerçek mânâda Trabzon'un en merkezi meydanı. Trafiğe kapalı olan alandan bir sel gibi Trabzonlular akıp geçiyor. Meydanın bir yanında Trabzon Büyükşehir Belediye Binası yer alıyor. Etrafında parklar ve çay bahçeleri bulunuyor. Ama daha önemlisi bir zamanlar Bediüzzaman Said Nursî'nin bir süre kaldığı İskenderpaşa Camii'nin de hemen yanında konumlanıyor. Öyle ki meydana geçmek için tır ilk olarak İskenderpaşa Camii'nin önünden geçiyor, adeta Bediüzzaman bir zamanlar kendisini misafir eden İskenderpaşa Camii'ne vefa göstererek selâmlamadan geçmiyor. Ve tıpkı yıllar önce camide kaldığı gibi şimdi de onun tanıtım tırı caminin yanıbaşında konaklıyor.
Bedİüzzaman'In reçetesİnİ İnsanlIğa taşIyoruz Faik Altun'un ardından bir konuşma yapan İlahiyatçı Yazar Hasan Şen, Bediüzzaman'ın bütün ömrünü insanlığın problemlerine adadığını ifade etti. Şen, şunları söyledi: "Bediüzzaman Said Nursî'ye göre problemlerin kaynağı iman, ahlâk, hürriyet, eğitim, iktisat gibi alanlardadır. 80 küsûr yıllık bereketli ömrünün meyvesi olarak bizlere bıraktığı Risâle-i Nur Külliyatı, bütün bu problemlerin çarelerini gösteren Kur'ânî bir reçetedir. Bizlere düşen bu reçeteyi doğru okumak, doğru anlamak ve muhtaçlara ulaştırmaktır." İşte Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tır'ının tam olarak amacı da Bediüzzaman'ın sunduğu bu reçeteyi muhtaç olanlara yani bütün insanlığa ulaştırmak... 'Hizmet Tırı'nın bu amacını özetleyen konuşmanın ardından Yeni Asya Trabzon İl Temsilciliği adına Arif Emre Karpuz bir konuşma yaptı. Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı'nın şehirlerinde olmasından dolayı memnuniyetini dile getiren Karpuz, Yeni Asya Medya Grubu'na teşekkürlerini sundu. Karpuz, Yeni Asya Medya Grup Genel Müdürü Recep Taşcı'nın Bediüzzaman Tırı'nı uluslar arası boyuta taşıma müjdesini de hatırlatarak, bu projeyi de merak ve heyecanla beklediklerini sözlerine ekledi. Konuşmaların ardından "Işık Doğudan Yükselir" adlı sinevizyon gösterisi yapıldı. Bu sinevizyon gösterisini hem tırın etrafındaki kalabalık, hem de o sırada çay bahçelerinde, kafelerde birşeyler içmeye gelen Trabzonlular da seyretme imkânı buldu. Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı yapılan programın ardından, sabaha kadar bu geniş ve kalabalık meydanda konakladı. UMUT YAVUZ |
30.09.2010 |
Üstad'ı Emirdağ'da ziyaret etmek istemiştim |
Bedİüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı Trabzon Meydan Parkı'nda konakladıktan sonra, yüzlerce insan yanından gelip gitmeye başladı. Ancak bunlardan bir tanesi öylece yürürken birden bire durakladı. Saçı sakalı ağarmış, yavaş yavaş yürüyen bu ihtiyar amca uzun bir süre tıra bakakaldı. Sanki o anda zaman ve mekân donmuş bu yaşlı dede zaman tünelinde yolculuğa dalmış gibi bir hali vardı. Sanki mazi derelerine dalan bu yaşlı amca yıllar önce tanıştığı bir dostunu tekrar görmüş gibiydi. Merak edip yaklaştım ve "Amca, Said Nursî'yi tanıyor musun?" diye sordum. "Tanımaz mıyım oğlum..." dedi. Amcayı hemen buyur ettim, sandalyeye oturdu ve anlatmaya başladı: "Sene 1945'ler... Ben o zaman kalaycılık yapıyordum. Bu meslekte biz hep gezerdik. Bir dönem de Emirdağ'da kalaycılık yapıyorum. Duydum ki Said Nursî namında bir büyük zat Emirdağ'da yaşarmış. İstedim ki ziyaret edeyim. Ama şimdi ziyaretçi kabul etmiyor dediler. Biraz bekledim, ama giremedim. Sonra işlerim çıktı, oradan ayrılmak zorunda kaldım. Çok üzülmüştüm o zaman. Şimdi bu tırın üzerinde adını ve resmini görünce çok şaşırdım ta 60 küsûr yıl öncesine gittim. Hoşgelmişsiniz." Mehmet Ersoy amcayı "O zaman görememişsin bari şimdi görmüş oldun" sözleriyle teselli ettik, o da tebessüm etti. Dağıttığımız broşürlerden, kitaplardan istedi, "Ver evlâdım torunlarıma götüreyim okusunlar. Hiçbir şey okumuyor keretalar" dedi. |
30.09.2010 |
Yargı reformu gecikmesin |
Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir, “Yargı Reformu Stratejisi Eylem Planında birçok çalışmanın tamamlanma zamanı belirtilmiyor ve ucunun açık olduğu görülüyor. Özellikle âcil sorunların giderilmesi için bu çalışmaların takvimlendirilmesi yerinde olacaktır” dedi. YARGI REFORMU FAZLA GECİKMESİN ASO Eylül ayı Meclis Toplantısı, Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in katılımıyla yapıldı. Özdebir, Meclis Toplantısında yaptığı konuşmada, yargı reformu çalışmalarının devam ettiğini ve sorunları çözmenin hedeflendiğini kaydederek, ‘’Ancak, Yargı Reformu Stratejisi Eylem Planı’nda bir çok çalışmanın tamamlanma zamanının belirtilmediği ve ucunun açık olduğu görülmektedir. Özellikle acil sorunların giderilmesi için bu çalışmaların takvimlendirilmesi yerinde olacaktır’’ dedi. Maden işletmeleri ve sanayi kuruluşlarını işletmeye alabilmek için çok sayıda bakanlıktan, valilikten, belediyeden başta Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) olmak üzere bir çok izin alınması gerektiğini hatırlatan Özdebir, uzun zamana, yoğun emeğe ve önemli maliyetlere yol açan izinlerin, sektör karşıtları tarafından maliyetsiz olarak ve sadece bir dilekçe ile dava konusu yapılabildiğini savundu Özdebir, bu durumun yatırımcıların işini bir kenara bırakıp, yıllarca davalarla uğraşmasına sebep olduğunu kaydederek, İdarî Yargılama Usulü Kanunu’ndaki istisnai hükmün, genel hükümmüş gibi uygulandığını ve yürütmeyi durdurma talepli açılan davalarda dâvâcıdan, hiçbir zaman teminat alınmadığını anlattı. Bu durumun yatırım ortamını çok olumsuz etkilediğini, yeni yatırımların ve yabancı sermayenin önünü tıkadığını belirten Özdebir, şöyle devam etti: ‘’Bu sorunun çözümü için dâvâ açma yetkisi, harç ve teminatları konusunda yeni bir düzenleme yapılması gerekir. Bu kapsamda, doğrudan zarar ziyan ilişkisi olmayan kişi ve kurumların açacakları dâvâlarda farklı bir dâvâ harcı uygulanmalı, ayrıca dâvâlının maruz kaldığı maddî ve manevî kayıpları karşılayacak kadar teminat istenmelidir. İdarî Yargılama Usulü Kanunu’nda yapılacak değişiklikle yürütmeyi durdurma talepli açılan dâvâlarda mutlak surette teminat alınması hükmü getirilmeli, istisna hali kaldırılmalıdır. Böylelikle dâvâcının dâvâ açma hakkı da dâvâlının yatırım yapma hakkı da korunmuş olur.’’
‘’İHTİSAS MAHKEMELERİ OLUŞTURULMALI’’
ÖZDEBİR, öncelikle madencilik konusunda İhtisas Mahkemelerinin oluşturulması ve kimlerin hangi konularda bilirkişilik yapabileceğine dair bir düzenlemenin yapılması gerektiğine işaret etti. ASO Başkanı Özdebir, bilirkişilerin niteliklerinin belirlenmesinde ve hangi esaslara göre seçilmesi gerektiği hususunda sektörün ve TOBB’un görüşlerinin alınmasının çok yararlı olacağını söyledi.
“MAHKEMELERİN İŞ YÜKÜ ARTIYOR”
MAHKEMELERİN iş yükünün hızla arttığını belirten Özdebir, bu sebeple dâvâların uzadığını ve adaletin tecellisinin geciktiğini kaydetti. Özdebir, ombudsmanlık sistemiyle mahkemelerin üzerindeki yükün azaladığını ifade ederek, ‘’Bizler de Odalar olarak hakemlik yapabilir ve ombudsmanlık sistemine katkı sağlayabiliriz’’ dedi. ASO Başkanı Özdebir, iş hayatını düzenleyen, çağın gereklerine uygun yeni Türk Ticaret Kanunu’nun çıkarılması ve çağın gereklerine uygun düzenlemelerin yapılmasıyla adalet sistemindeki yükün hafifleyeceğini de sözlerine ekledi. |
30.09.2010 |
Savarona’da gözaltılar artabilir |
Antalya’da Atatürk’ün yatı olarak bilinen Savarona Yatı’na düzenlenen fuhuş operasyonunda 8 kişi gözaltına alındı. Fuhuş çetesinin Savarona Yatı’nı kiralayarak 18 yaşından küçük kızlara fuhuş yaptırdığı iddia ediliyor. Operasyonun devam ettiği, gözaltı sayısının artabileceği öğrenildi. Antalya İl Jandarma Alay Komutanlığı ekipleri, bir şahsın Rusya ve Ukrayna ülkeleri başta olmak üzere yurt dışında bulunan mankenlik ajansları aracılığıyla temin ettiği yaşları 18’den küçük kızlara zorla fuhuş yaptırdığı ihbarını aldı. Bunun üzerine zanlıları tesbit etmek için çalışma başlatan ekipler, Antalya’dan 4, İstanbul’dan 2 ve bir kişinin finansör olarak çete içerisinde yer aldığını tesbit etti. Şüphelileri teknik ve fiziki takibe alan güvenlik güçleri, çetenin son olarak Savanora Yatı’nı kiraladıklarını belirledi. Çete üyelerinin yurt dışından getirdikleri bayanları yatta iş adamlarına yüksek fiyat karşılığı pazarladıkları tesbit edildi. Zanlılarına ayrıca 18 yaşından küçük kızları Antalya’daki bazı otellerde yine yüksek fiyatlara pazarladıkları öne sürüldü. Bunun üzerine ekipler operasyon için düğmeye bastı. Güvenlik güçleri İstanbul, Antalya ve Muğla’da eş zamanlı operasyonlar düzenledi. Operasyon neticesinde 8 kişi insan ticareti organize ettiği gerekçesiyle gözaltına alındı. Ayrıca operasyon kapsamında mağdur 15 bayan da gözaltına alındı. Operasyon sırasında Savarona isimli yatta yabancı uyruklu 6 iş adamı olduğu tesbit edildi. Şahıslarla birlikte çok sayıda belge ve elektronik malzeme ele geçirildi. Operasyonun devam ettiği, gözaltı sayısının artabileceği öğrenildi. Daha önce de fuhuş için kullanıldığı öğrenilen Savanora’da yaşı 18’den küçük kızların ünlü iş adamlarına, çok yüksek fiyatla pazarlandığı ortaya çıktı. |
30.09.2010 |
RTÜK üyesi Dadak vefat etti |
RADYO ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Üyesi avukat Mehmet Dadak, geçirdiği kalp krizi sonucu 64 yaşında vefat etti. RTÜK’ten yapılan yazılı açıklamaya göre, Dadak dün İstanbul’da yapılacak Üst Kurul toplantısına katılmak üzere Esenboğa Havalimanı’na giderken yolda fenalaştı. Ambulansla Yüksek İhtisas Hastanesine kaldırılan Dadak, acil anjiyoya alınmasına rağmen kurtarılamadı. Mehmet Dadak için bugün saat 10.30’da RTÜK’te tören yapılacak. Dadak’ın cenazesi, öğle namazının ardından Karşıyaka Mezarlığı’na defnedilecek. Konya’da dünyaya gelen Mehmet Dadak, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi. 2005’te CHP kontenjanından RTÜK üyeliğine seçilen Dadak, evli ve iki çocuk babasıydı. |
30.09.2010 |
‘Çürük raporu’ dâvâsı başladı |
“SAHTE çürük raporu’’ soruşturması kapsamında 8’i tutuklu 17 sanığın 413 yıla kadar değişen hapis cezalarına çarptırılması talebiyle açılan dâvânın ilk duruşması başladı. İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok, emekli asker Erdem Kılıç, emekli astsubay Ömer Uçar, Fehmi Suna ve İsmail Es ile tutuksuz sanıklar iş kadını Sibel Fatma Çarmıklı ve oğlu Murat Can Çarmıklı, Hava Albay Ahmet Metin Kökenek ve Didem Bektaş katıldı. Tutuklu sanıklar Murat Tugay Tepe, Tahir Mete Turan ve Taylan Özgür Düşko ise duruşmaya katılmadı. Ahmet Zeki Üçok, askerî savcı olduğunu, 4 bin 500 TL aylık geliri bulunduğunu söyledi. Üçok’un avukatı Celal Ülgen, iddianamenin yazılı olarak taraflara dağıtıldığını ifade ederek, özetlenerek okunmasını istedi. Duruşmada söz alan tutuklu sanık Albay Ahmet Zeki Üçok, askerî savcı olduğunu, askerî savcıların görevleriyle ilgili suç işlediklerinde en yakın askerî mahkemede yargılanması gerektiğini belirterek, davanın askerî ceza mahkemesinde görülmesi gerektiğini söyledi. Şeref Akçay, tutuklu sanık Albay Üçok’un talebiyle avukatların yaptığı yetki ve görev yerine ilişkin itirazların reddine karar verildiğini belirtti. |
30.09.2010 |
Polis adaylığı için başvurular başladı |
EMNİYET Genel Müdürlüğünce, Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) sonuçlarına göre 10 bin polis adayı alınacak. Başvurular 14 Ekime kadar yapılabilecek. Emniyet Genel Müdürlüğü Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğinden yapılan açıklamaya göre, polis meslek eğitim merkezlerine alınacak öğrencilerin başvuru işlemleri dün başladı. Gelecek yıl başlatılacak 10. ve 11. dönem polis meslek eğitimlerine, 2009 ve 2010 yıllarında KPSS-P3 puan türünden 60 ve üzerinde puan alan ve en az 4 yıllık yükseköğretim kurumlarından veya denkliği kabul edilen yurt dışındaki yüksek öğretim kurumlarından mezun olanlar başvurabilecek. Polis meslek eğitimlerine 9 bin 500’ü erkek, 500’ü kadın toplam 10 bin aday alınacak. Adaylar, başvuru şartları ve diğer konularla ilgili ayrıntılı bilgiyi il emniyet müdürlüklerinin eğitim şube müdürlüklerinden ve ‘’www.egitim.pol.tr’’ internet adresinden öğrenebilecekler. |
30.09.2010 |
Şahin: Terör belâsından kurtulalım yeter |
TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, Türkiye’nin terör belâsından biran önce kurtulmasını arzu ettiğini belirterek, ‘’Bu konuda yapılan her türlü çalışmaya saygı duyuyorum’’ dedi. Şahin, Karadağ Parlamentosu Başkanı Ranko Krivokapic ile görüşmesinde gazetecilerin sorularını cevapladı. Hanefi Avcı’nın tutuklanmasıyla ilgili bir soru üzerine Şahin, ‘Sayın Avcı’nın tutuklama kararını yasama organı vermedi, yürütme organı da vermedi, bağımsız yargı organları verdi. Türkiye’de kuvvetler ayrılığı ilkesi vardır. Diyeceğimiz hiçbir şey yok. Bu bir yargı sürecidir, hep beraber takip edeceğiz’’ dedi. Bir gazetecinin, ‘’Terörle mücadeleyle ilgili trafiğin hızlanmasının sebebinin, bu sorunun seçime kadar bitirilmesinin istenmesiyle ilgili olduğu değerlendirmesi yapılıyor. Sizin görüşünüz nedir?’’ sorusu üzerine Şahin, şunları kaydetti: ‘’Arka planında hangi gerekçe olursa olsun bu gerekçeleri Türkiye Cumhuriyeti’nin bir vatandaşı olarak şimdi de TBMM Başkanı olarak hiç merak etmiyorum. Benim arzu ettiğim, beklediğim tek şey; Türkiye’nin bu terör belâsından bir an önce kurtulmasıdır. Kurtulacaksa, ki kurtulmalıdır, bu konuda yapılan her türlü çalışmaya saygı duyuyorum.’’ |
30.09.2010 |
‘5 mi, 7 mi’ kararına daha süre var |
YSK Başkanı Ali Em, gazetecilerin ‘’Mevcut Cumhurbaşkanının süresi 5 yıl mı, 7 yıl mı olacak?’’ şeklindeki sorusuna, ‘’Şu anda bu konu gündemimizde yok. Zamanı gelince değerlendireceğiz, daha süre var’’ şeklinde cevap verdi YSK Başkanı: Daha süre var YÜKSEK Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Ali Em, ‘’Cumhurbaşkanının görev süresinin 5 yıl ya da 7 yıl olması konusunda daha süre var’’ dedi. Em, YSK’ya gelişinde gazetecilerin sorularını cevapladı. Cumhurbaşkanlığının görev süresine ilişkin soru üzerine Em, Cumhurbaşkanlığının görev süresiyle ilgili konunun şu anda gündemlerinde olmadığını söyledi. Em, ‘’Zamanı gelince değerlendireceğiz. Cumhurbaşkanının görev süresinin 5 yıl ya da 7 yıl olması konusunda daha süre var. Zamanı gelince kurulumuz bir karar verir’’ diye konuştu. |
30.09.2010 |
HSYK ön taslağı hazır |
ADALET Bakanlığı, anayasa değişikliğine paralel düzenlemeler içeren HSYK kanun tasarısı taslağını hazırladı. Bakanlık, taslağı ilgili kurum ve kuruluşlar ile kamuoyunun bilgisine sundu. Taslak metin, genel gerekçe ve madde gerekçeleri Adalet Bakanlığı’nın internet sitesinde yayımlandı. Sitede yer alan bilgiye göre, taslak metin, dün Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Sayıştay, Yüksek Seçim Kurulu, Türkiye Adalet Akademisi, Yükseköğretim Kurulu, Türkiye Barolar Birliği ve Türkiye Noterler Birliği ile ilgili kurum ve kuruluşlar olmak üzere 20 yere gönderildi. Taslak, bu kuruluşların görüşlerini bildirmeleri istemiyle bir üst yazıyla birlikte iletildi. Yazıyla görüş sorulan yerlerden veya diğer kurum, kuruluş ve ilgililerden görüş ve öneriler alındıktan sonra taslağa son şekli verilecek. |
30.09.2010 |
Üyeliğe adaylık başvuruları başladı |
BİRİNCİ sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş olan adlî ve idarî yargı hakim ve savcıların, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyeliği için yapılacak seçime adaylık başvuruları başladı. YSK’nın belirlediği seçim takvimine göre, adaylık başvuruları yarın sona erecek. Kurul, adaylık başvurularının sona erdiği tarihten itibaren iki gün içinde adayların başvurularını inceleyerek, aday listelerini adlî ve idarî yargı için ayrı ayrı belirleyecek ve belirlenen adaylar 3 Ekim 2010 Pazar günü YSK’nın ‘’www.ysk.gov.tr’’ adresindeki internet sayfasında ilan edilecek. Adaylar veya seçmenler, ilanı takip eden iki gün içinde aday listesine itiraz edebilecek. YSK, itiraz süresinin bitmesinden itibaren iki gün içinde itirazları inceleyerek sonuçlandıracak ve kesin aday listesini ‘’www.ysk.gov.tr’’ adresinden 7 Ekim 2010 Perşembe günü ilân edecek. 17 Ekim Pazar günü ise oy verme işlemi yapılacak. |
30.09.2010 |
Mahalle baskısını ortadan kaldıralım |
Mahalle baskısını ortadan kaldıralım Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ‘’İnanç özgürlüğüne, eğitim özgürlüğüne bu kadar müdahil olmanın artık anlamı yok. Bu ülkede hangi düşüncede, hangi inançta olursa olsun, ne taraftan olursa olsun şu mahalle baskısı adını verdikleri şeyleri ortadan kaldıralım. Herkes hür olsun rahat olsun’’ dedi. Erdoğan, Marmara Üniversitesinin yeni akademik yıl açılış töreninde yaptığı konuşmada, 12 Eylülden kalan her şeyi konuşmaları gerektiğini ve bundan rahatsızlık duymadığını söyledi. Erdoğan, YÖK ile ilgili olarak muhalefetin bundan önceki genel başkanına (Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal) ‘’Gelin YÖK’ü kaldıralım’’ dediğini, ancak ‘’YÖK’ü kaldırmak rejim meselesi olur’’ cevabını aldığını belirterek, şunları söyledi: ‘’Şimdi yeni genel başkan ‘YÖK’ü kaldıralım’ diyor. Halef selef olduğunuz genel başkan ‘Rejim meselesi olur’ demişti. Şimdi sen, ‘Gel kaldıralım’ diyorsun. Fakat biz diyoruz ki biz YÖK’ü de konuşalım, oturalım, değerlendirelim, bizim derdimiz üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil. En ideali olan neyse onu yapalım. Başörtüsü sorununu da konuşalım. TESK’in Genel Kurulu öncesinde kendisiyle (Kemal Kılıçdaroğlu) 10-15 dakika konuştuk. Bakın siz görevdesiniz, biz de görevdeyiz. Bizim Diyanet İşleri Başkanlığımız var. Sağa sola gitmeye gerek yok. Diyanet İşleri Başkanlığımızla, hatta istemiyorsanız başkalarını da katarak bu işin içine, yeterli görmüyorsanız ilave bazı bilim adamlarını da katalım onların da görüşlerini alalım. Oturalım değerlendirelim, şu sorunu bir defa ortadan kaldıralım. Kaçak göçek olmasın iş, rahat olsun. İnanç özgürlüğüne, eğitim özgürlüğüne bu kadar müdahil olmanın artık anlamı yok. Bu ülkede hangi düşüncede hangi inançta olursa olsun, ne taraftan olursa olsun, şu mahalle baskısı adı verdikleri şeyleri ortadan kaldıralım. Herkes hür olsun rahat olsun. Bu ülkenin yararına olacak ne varsa her şeyi masaya getirelim. Hepsini istişare edelim. Ama lütfen gençlerimize örnek olmak adına bunu samimiyet duygusuyla yapalım. Siyasetçilerin samimiyet testini siyasetçiler yapmaz, seçmenler yapar. Siyasetçinin ne söylediğine bakarlar, nasıl söylediğine bakarlar, söylediklerinin arkasında duruyor mu durmuyor mu ona bakarlar ve ona göre karar verirler.’’ |
30.09.2010 |
Başörtülüler niye alamıyor? |
Bizim Aile Dergisi Yayın Koordinatörü Yasemin Güleçyüz, 1996'da başörtülü fotoğrafıyla basın kartını alabilmişken, 2000 yılı başında kartların yenilenmesi gündeme geldiğinde, başı açık fotoğraf vermesi istendiği için, o günden beri, “kazanılmış hakkı” elinden alınmış durumda. Başbakanlık Basın Yayın Daire Başkanı Bahattin Akyön, Türkiye’de basın kartı konusunda hiçbir zaman kısıtlamanın söz konusu olmadığını, basın sigortası yatan herkesin başvurması halinde basın kartı alma işlemine başlandığını söyledi. Ama bu açıklama, başörtülü gazeteciler için geçerli değil. Basın sigortaları yatırıldığı ve gerekli diğer şartları da yerine getirdikleri halde, başörtülü gazetecilere, başı açık fotoğraf vermedikleri için basın kartı verilmiyor ve daha önce verilenler yenilenmiyor. Basın kartı konusunda kısıtlama yokmuş Başbakanlık Basın Yayın Daire Başkanı Bahattin Akyön, Türkiye’de basın kartı konusunda hiçbir zaman kısıtlamanın söz konusu olmadığını, basın sigortası yatan herkesin başvurması halinde basın kartı alma işlemine başlandığını söyledi. Şanlıurfa ve Diyarbakır’da basın çalışanlarıyla görüşerek sorunlarını dinleyen Akyön, karşılaştıkları onlarca sorunu “Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü Basın Kartı Yönetmeliği”nde değişiklik yaparak çözmeyi amaçladıklarını söyledi. Değişiklikle birlikte özellikle basın kartı konusunda gazetecilere yeni imkanlar tanıyacaklarını söyleyen Akyön, “Yönetmelikle kolaylıklar olacak. Meselâ ortaokul ya da lise mezunu olanlara 3 aylık süre tanınacak. Bu süre içinde müracaatları alınacak. Bu arkadaşların 36 aylık çalışması varsa kart verilmesi sağlanacak. Unvanlarda da değişikler olacak. Medya sektörü çok hızlı gelişiyor, hergün yeni unvanlar oluşuyor. Bu ünvanların yönetmelikte yer alması sağlanacak” diye konuştu. Türkiye’de basın kartı konusunda hiçbir zaman kısıtlamanın söz konusu olmadığını söyleyen Akyön, eskiden “212” olarak bilinen basın sigortası yatan herkesin başvurması halinde basın kartı alma işlemine başlandığını ifade etti. |
30.09.2010 |
Kurtulmuş kararını yarın açıklayacak |
Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, olağanüstü kongreye ilişkin yol haritasını yarın saat 10.30’da açıklayacak. Alınan bilgiye göre, Kurtulmuş, Genel İdare Kurulu, İl Başkanları, Kurucular Kurulu, Başkanlık Divanı ve sivil toplum kuruluşları ile yaptığı istişareler sonrasında yarın saat 10.30’da olağanüstü kongreye ilişkin vereceği kararı açıklayacak. |
30.09.2010 |
Anadilde eğitim için araştırma talebi |
BDP, anadilde eğitim alamayan vatandaşların karşılaştıkları sorunlar ile ilgili Meclis Araştırması açılmasını istedi. BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel ve arkadaşları tarafından TBMM Başkanlığına sunulan araştırma önergesinin gerekçesinde, anadilde eğitim alamayan vatandaşların karşılaştıkları sorunların ortaya konması, tek dilde eğitim yapılmasının birçok dilin yok olmasına olan etkisi ve çocuklar üzerinde pedagojik etkilerinin araştırılması gerektiği ifade edildi. Anadilde eğitim yapan ülkelerdeki modeller incelenerek, anadilde eğitim modellerinin oluşturulabilmesi için Meclis Araştırması açılması talep edildi. |
30.09.2010 |
Dere yatağında 2 el bombası bulundu |
Mardİn’İn Nusaybin ilçesinde dere yatağında 2 el bombası bulundu. Edinilen bilgiye göre, Nusaybin Belediyesi temizlik ekiplerince Çağçağ Deresi yatağında yapılan temizlik çalışmaları sırasında 2 el bombası bulundu. Görevlilerin haber vermesiyle olay yerine gelen polis, dere yatağında geniş güvenlik tedbirleri aldı. Daha sonra, Mardin’den gelen bomba imha ekipleri, el bombalarını imha etti. Polis, başka bomba olabileceği ihtimali üzerine dere yatağında arama yaptı. |
30.09.2010 |
Hanefi Avcı Metris'te |
“Devrİmcİ Karargâh Örgütü’’ne yönelik operasyonlar kapsamında tutuklanan Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, Metris Cezaevine konuldu. İstanbul Nöbetçi 14. Ağır Ceza Mahkemesinde hakim karşısına çıkan Avcı’nın tutuklanmasına karar verildi. Mahkemenin verdiği tutuklama kararının ardından, çevik kuvvet ekipleri eşliğinde yoğun güvenlik önlemleri altında Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesinden sivil plâkalı bir araçla çıkarılan Avcı, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü görevlilerince Paşakapısı Cezaevine götürüldü. Avcı’nın, gece geç saatlerde buradan alınarak Metris Cezaevine konulduğu belirtildi. Bu arada, savcılıkta susma hakkını kullanan Avcı’nın, mahkemede yaklaşık 1 saat boyunca ifade verdiği öğrenildi. |
30.09.2010 |