Krizde maaşlar da eridi |
DEVRİMCİ İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Enstitüsü (DİSK-AR) emekçilerin ücretlerinin de istihdam oranının da kriz öncesinin gerisine düştüğünü söyleyerek hükümetin “başarı” iddiasını eleştirdi. Büyük sermayenin krizden kârlı çıktığını vurgulayan enstitü, faturanın emekçilere kesildiğini belirtti. “Sanayi sektöründe reel ücretlerde gerileme, kriz öncesi esas alındığında, 2010 yılının 2. dönemi için yüzde 5,57 olmuştur. Yani sanayi işçisi kriz öncesine göre ciddî bir yoksullaşma yaşamıştır. En fazla yoksullaşmanın yaşandığı sektör, makine ve ekipmanlarının kurulumu ve onarımı sektörüdür. Bu sektördeki işçilerin brüt ücretleri yüzde 32 oranında azalmış, işçiler alım güçlerinin üçte birini kaybetmişlerdir. Otomotiv sektöründe çalışan işçilerde krizden en çok etkilenen işçiler arasında yer almaktadır. Bu sektörde reel ücretler kriz öncesine göre yüzde 11 azalmış durumdadır. Zaten krizde olan tekstil sektöründe ise reel ücretler yüzde 6 düzeyinde gerilerken, 2005 yılından bu yana yaşanan gerileme yüzde 16,5’i bulmaktadır.” Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden yararlanarak hazırladığı “Sanayide İstihdam ve Reel Ücretler Raporu”nu açıklayan enstitü istihdam oranının da kriz öncesine göre yüzde 6 aşağıda olduğunu vurguladı. “Kriz öncesi çalışan her 100 kişiye karşın bugün 96 kişi bulunmaktadır. Bu rakam makine ve ekipmanların kurulumu ve onarımı sektöründe her yüz kişiye 70 kişi olarak görülmektedir. Krizin etkisini en çok hissedildiği bu sektörde her 10 çalışandan en az 3’ü artık ya işsiz ya da sektör dışıdır. Yine otomotiv sektöründe istihdam kaybı yüzde 17’yi bulmaktadır. Giyim eşyaları imalatı sektöründe çalışan işçilerin yüzde 13’ü krizi işsizlik girdabının içine çekilerek yaşamıştır. Krizi en derinden yaşayan Ana Metal sanayi işçisi açısından da kriz işçi için ücret kaybı olduğu gibi yaklaşık olarak her 10 arkadaşından birini kaybetmek anlamına gelmiştir.” (Bianet.org)
Finansal istikrar çok önemli
MERKEZ Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, ekonomik krizin, merkez bankalarına finansal istikrarın ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini söyledi. Global Ekonomi Sempozyumu kapsamında, ‘’Merkez Bankaları Toplantısı: Global Ekonomi Krizinden Sonra Para Politikası’’ başlıklı yuvarlak masa toplantısı düzenlendi. Toplantıda konuşan Polonya Millî Bankası İdare Kurulu Üyesi Zbigniew Hockuba, Türkiye’nin, Avrupa ülkeleri arasında ekonomisi en sağlıklı olan, ekonomisi öne çıkan bir ülke olduğunu kaydetti. Hockuba, Polonya’nın da 2009’daki yurt içi gayri safi millî hasılasına bakıldığında, düşüş yaşamayan ve AB ülkeleri içinde belki de krizden etkilenmeyen tek ülke olduğuna dikkati çekti. Zbigniew Hockuba, ekonomik krizin sebebine bakılması ve bundan ders alınması gerektiğini ifade etti. Libya Merkez Bankası Başkanı Ferhat Bengdara da merkez bankalarının piyasa müdahalesinden çıkış stratejileri konusunda her ülkenin farklı bir stratejisi uyguladığını, çünkü her ülkenin kendine özgü farklı ekonomik şartlara sahip bulunduğunu vurguladı. Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz ise toplantı sonunda yaptığı değerlendirmede, krizin, merkez bankalarına finansal istikrarın ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini söyledi. Yılmaz, toplantıdaki açıklamalara göre; hem fiyat istikrarı, hem finansal istikrarın paralel olarak dengelenmesi gerektiğinin ortaya çıktığını kaydetti. Merkez Bankası Başkanı Yılmaz başkanlığında düzenlenen toplantıya, Meksika Merkez Bankası Başkanı Manuel Sanchez, Macaristan Millî Bankası Başkanı Andras Simor, Suudi Arabistan Para Ajansı Müsteşar Şefi ve Yatırım Direktörü Al-Swailem Khalid ile Hindistan Rezerv Bankası Başkan Vekili Subir Gokarn da katıldı. |
30.09.2010 |