Güncel |
Karabük adeta ‘Nur fabrikası’oldu |
BEDİÜZZAMAN Tanıtım ve Hizmet Tırı’nın Bolu’dan sonraki durağı Karabük ili oldu. Fabrikalar şehri Karabük, Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı’nın gelmesiyle birlikte adeta bir Nur fabrikasına dönüştü. Karabük şehir merkezindeki Albay Karaoğlanoğlu Caddesi’ndeki meydana konaklayan Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı günboyu Karabük’ün misafiri oldu. Hizmet Tırı, Demir-Çelik Fabrikasıyla meşhur Karabük’ün demir gibi, çelik gibi sağlam Nur âşıkları tarafından büyük bir ilgi ve muhabbet ile karşılandı. Bediüzzaman Said Nursî yaşadığı müddet boyunca Karabük iline hiç gelmemişti. Ancak 1995 yılında Türkiye’nin 78. ili olan Karabük’ün Eflani ilçesinden Bediüzzaman’ın saff-ı evvel talebelerinden Mustafa Sungur gibi bir Nur Talebesi çıktı. Vefatının 50. yılı münasebetiyle Bediüzzaman’ı ve dâvâsını tanıtmak maksadıyla yollara düşen Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı vasıtasıyla Bediüzzaman Said Nursî’nin şahs-ı manevisi Karabük ilini ziyaret etmiş oldu. Bolu’nun serinliğinin ardından sımsıcak bir gün ile Bediüzzaman Hizmet Tırı’nı karşılayan Karabük’te, tır şehrin en merkezî meydanında öğleden sonradan itibaren akşama kadar konakladı. Özellikle Hizmet Tırı’nı ziyaret etmek amacıyla gelenlerin yanı sıra, çarşıya günlük işlerini görmek maksadıyla gelen Karabüklüler de Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı’nda düzenlenen programa iştirak ettiler. Sunuculuğunu Melih Atom’un yaptığı programda öncelikli olarak Hizmet Tırı’nın İkinci Bölge Koordinatörü olan Faik Altun bir açılış konuşması gerçekleştirdi. Açılış konuşmasında Bediüzzaman’ın fikirlerinin ve onun yüz yıllık problemlere sunduğu çözümlerin bu vesilelerle insanlara birebir olarak anlatılmasının önemine dikkat çeken Altun, “Bu inanç ve coşkuyla sizlerin huzuruna geldik, daha doğrusu fikirleri, görüşleri, dersleri ve eserleri ile Bediüzzaman Said Nursî’yi sizlerin huzuruna getirdik” dedi.
“Reçete, Risâle-i Nur’da” Altun’un ardından bir konuşma yapan Yeni Asya Gazetesi Yönetim Kurulu Üyesi ve yazarımız Sami Cebeci ise konuşmasına Bediüzzaman Said Nursî ve Risâle-i Nur eserleri hakkında bilgi vererek başladı. Bediüzzaman Said Nursî’nin hayatında takip ettiği maksatlardan birinin insanların imanını kurtarmak olduğunun altını çizen Sami Cebeci, iman kurtarma meselesinin insan için en ehemmiyetli mesele olduğunu ifade etti. Bediüzzaman’ın diğer bir maksadının ise din ilimleri ile fen ilimlerinin birlikte okutulacağı bir üniversite kurmak olduğunu belirten Cebeci, “Bediüzzaman özetle, aklın fen ilimleriyle aydınlanacağını, vicdanın ise din ilimleriyle nurlanacağını ifade ediyor. İkisinin birleşmesiyle ise talebenin himmetinin pervaz edeceğini belirtir. Yani din ilimleri ile fen ilimleri bir arada okutulmalıdır. İşte Bediüzzaman’ın hayali buydu. Bediüzzaman bu hayalini ve maksadını üniversite kurulamasa da başka bir vasıta ile gerçekleştirmiştir. Okullarında fen ilimlerini öğrenen talebeler, Risâle-i Nur eserleri ile de din ilimleri ihtiyacını karşılıyor ve böylece iki ilim Nur Talebelerinde imtizac ediyor. İşte insanlığı kurtaracak reçete budur” ifadelerini kullandı. Hizmet Tırı’nın Türkiye’yi bir baştan bir başa dolaşmasının maksadının bu vatanın bir evlâdı olan Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin fikirlerini vatandaşlarımıza ulaştırmak olduğunu vurgulayan Cebeci sözlerini şöyle sürdürdü: “Bediüzzaman Hazretleri bu vatanın bir evlâdıdır. Ünü sadece ülkemizle kalmamış, sınırlarımızı aşmış, dünyanın 7 kıt'asında tanınmış, eserleri 50’den fazla dünya diline tercüme edilmiş ve okunur hale gelmiş bir âlimdir. Bütün dünya onu tanırken, hâlâ Türkiye’mizde tanımayan, duymayan vatandaşlarımız var ise, ‘Ey Ahali, gelin, bakın... Ülkemizde yetişmiş böyle bir âlim var. Eserleri doğrudan doğruya imanı, İslâmı anlatıyor. Gelin bu güzellikleri beraber paylaşalım’ mesajını bu vatandaşlarımıza ulaştırmak maksadıyla bu tır ülkemizi dolaşmaktadır. Yeni Asya Medya Grubu işte bu maksatla bu hizmeti başlatmıştır. Allah bu önemli faaliyette emeği geçen herkesten razı olsun.”
“Bediüzzaman manen Karabük ile alâkadardır” Sami Cebeci’nin ardından Yeni Asya Medya Grup Karabük il temsilciliği adına bir teşekkür konuşması yapan Recep Kök ise şunları ifade etti: “Dâvetimize icabet ederek, bizi yalnız bırakmadığınız için hepinize teşekkür ediyorum. Yeni Asya Medya Grubu, tarihte ilk defa yapılan böyle bir faaliyete imza atmıştır. Bu tarz bir tanıtım hizmetine ilk defa şahit oluyoruz. Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı Edirne’den yola çıktı ve neredeyse bütün bölgeleri dolaşacak. İşte bu güzergâh üzerinde Karabük ilimizi de ihmal etmedikleri için Yeni Asya’ya sonsuz şükranlarımızı arz ediyorum. Üstad Bediüzzaman Hazretleri belki sağlığında ilimize gelememiştir, ama ilimizle çok alâkalıdır. Çünkü şu anda hayatta olan önemli talebelerinden Mustafa Sungur Karabük Eflanilidir. Daha sonra Safranbolulu rahmetli Hıfzı Bayram Ağabeyimiz Bediüzzaman’ın Talebesidir, eserlerde de ismi geçmektedir. Yine Hüsnü Bayram Ağabeyimiz sağdır ve Bediüzzaman’ın şoförlüğünü yapmıştır. Hüsnü Bayram, Hıfzı Bayram Ağabeyin oğludur. Merhum Mustafa Osman Abimiz de Üstad’ın Talebesidir. Dolayısıyla Üstadımız manen Karabükle, Safranbolu ile doğrudan ve yakından alâkalıdır. Bu sebeple ben Üstadımızın şu anda manen aramızda olduğunu kabul ediyorum. Kendisine ve bu dünyadan ayrılan merhum talebelerine de buradan Fatihalar gönderiyoruz. Hepinize teşekkür ediyoruz.” Recep Kök’ün konuşmasının ardından Risale-i Nur Enstitüsü tarafından hazırlanmış olan “Işık Doğudan Yükselir” adlı sinevizyon gösterimi yapıldı. Vatandaşların sinevizyon gösterisini merak ve ilgi ile takip ettikleri gözlendi. Akşam saatlerine kadar Karabük il merkezinde konaklayan tırın hemen önünde Yeni Asya Neşriyat’ın bir kitap standı da gün boyu açık kaldı. Konuşmalar ve sinevizyon gösteriminin ardından yazarımız Sami Cebeci kitaplarını imzaladı. Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı’nı ziyaret eden bütün Karabüklülere Bediüzzaman’ı ve Risâle-i Nur’u tanıtan kitap, broşür ve dergiler takdim edildi. Bunun yanı sıra Yeni Asya Gazetesi’nin o günkü nüshası da ücretsiz olarak dağıtıldı.
“Bu muhteşem bir hizmet” Karabüklü emekli bir öğretmen olan İsmail Ulu ise Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı hakkında şu görüşleri beyan etti: “Bediüzzaman Hazretleri’nin tanıtımı için Karabük ilimize geldiğiniz için büyük memnuniyet duyduk. Üstad Hazretlerinin eserleri artık bütün dünya dillerine çevriliyor. Bütün dünya Risâle-i Nurları okumaya başladı. Bundan sonra herkes onu tanıyacaktır. Bu tarz açık hava toplantıları gerçekten muhteşem bir hizmettir. Yoldan geçenlerin ve vatandaşların oldukça ilgisini çektiğini gözledim. Risâle-i Nur dâvâsına büyük bir hizmet ve katkı olduğu için Yeni Asya Medya Grubu’na teşekkür ediyorum.”
“Türkiye’de bu hizmet bir ilk” Gazetemizin Karabük ilinde gönüllü ve fahri muhabirliğini de üstlenen Adem Döngel de Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı’nı ziyaret edenler arasındaydı. Döngel, Hizmet Tırı ile ilgili şu görüşleri paylaştı: “Türkiye’de bu hizmet bir ilktir. Bu adımı da Yeni Asya atmıştır. Bunun devamını arzu ediyoruz. Her yıl bu şekilde tanıtım turlarının düzenlenmesini istiyoruz. Gönül ister ki, biz de bu tırın arkasına takılıp Üstadımız ile birlikte Türkiye’yi adım adım dolaşabilsek. Belki bizzat bulunamıyoruz, ama manen ve duâlarımızla Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı ile gittiği her yerde birlikteyiz. Gazetemizden ve internetten bu turu takip ediyoruz. Bu hayırlı görevde bulunan herkese teşekkür ediyoruz.”
“Cennetâsâ baharların müjdecisi gibi” Din görevlisi olarak Karabük’te çalışan Abidin Doğan ise, “Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı’nın Karabük’e uğramasından dolayı büyük memnuniyet duyuyoruz. Üstadımız 28 sene hapishane hapishane, diyar diyar gezdirilmiş. Çok zor şartlarda hizmetini sürdürmüş. Lâkin şimdi bakıyoruz ki, hakikaten Üstadımızın o zamanlar işaret ettiği “bayramları”, “cennetâsâ baharları” yaşıyoruz. Açık bir havada, sımsıcak bir günde bir zamanlar yasak olan, gizli gizli okunan bu eserler bugün adeta bir bayram, bir şenlik havası içinde burada yankılanıyor. Bu vesileyle teşekkür ediyoruz.”
UMUT YAVUZ KARABÜK Çaycuma’dan Hizmet Tırı’nı görmeye geldi BEDİÜZZAMAN’IN Karabük’e geleceğini duyar duymaz apar topar Çaycuma’dan buraya gelen Aydın Yol, sorduğumuz sorulara şu şekilde cevap verdi: “Ben aslında Çaycumalıyım. Karabük’te böyle bir faaliyet olduğunu duyar duymaz kalktım Karabük’e geldim. Ben de burada misafirim yani. Bu faaliyet, bu hizmet tarzı oldukça etkili ve güzel. Bize huzur ve mutluluk verdiniz. İnşallah Üstadımızın dâvâsını daha geniş halk kitlelerine duyurmakta etkili olacağına inanıyorum. Allah bu hizmeti yapanlardan razı olsun... Allah yolunuzu açık etsin.” “Yeni Asya’ya müteşekkiriz,emeği geçenleri kutluyoruz'' KARABÜK Demir Çelik Fabrikası’ndan emekli olan Kemal Tabak ise Yeni Asya Medya Grubu’nun bu büyük hizmetinden dolayı çok müteşekkir olduklarını söyledi. Tabak, emeği geçenlere teşekkür ettiğini belirtti. Karabüklü hanımlardan ve bir öğretmen olan Feyzanur Tokgöz ise Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı’nın Karabük’e de uğramış olmasının çok büyük ve manidar bir hizmet olduğunu ifade etti. Bediüzzaman’ı tanımayan, bilmeyenlerin bu vesileyle onu ve eserlerini tanıma fırsatı yakaladıklarını ifade eden Tokgöz, hizmette çalışan herkese şükranlarını sundu. Safranbolu’dan da Bediüzzaman geçti KARABÜK’TE bir gün ve bir gece konaklayan Hizmet Tırı, UNESCO tarafından koruma altına alınan ve tarihî konaklarıyla meşhur Safranbolu’da da arz-ı endam edip turladı. Safranbolu’da geçmişin güzelliklerini günümüze yansıtan tarihî konaklar arasında, geçmişten gelen “Nurlu hakikatleri” günümüze yansıtan Bediüzzaman Said Nursî’nin Tanıtım ve Hizmet Tırı’nın bir araya gelmesi oldukça manidar bir görüntü oluşmasına yol açtı. Bu güzel buluşmanın ardından Hizmet Tırı, Bediüzzaman Said Nursî’nin hayatında önemli bir yeri bulunan Kastamonu’ya doğru yola çıktı. |
25.09.2010 |
‘Düzce modeli’ diğer şehirlere örnek olsun |
BEDİÜZZAMAN Tanıtım ve izmet Tır'ı, Anadolu şehirlerini ziyaret programı çerçevesinde Düzce’yi de ziyaret etti. Düzce Yeni Asya Temsilciliği, üzerine ses düzeneği kurulan bir otomobili Düzce cadde ve sokaklarını dolaştırıp, “Düzce Bediüzzaman ve Risâle-i Nur ile tanışıyor” anonslarıyla Düzcelileri Cedidiye Camii önündeki Bediüzzaman Hizmet Tır'ı programına dâvet etti. Diğer Anadolu şehirlerine de örnek olması beklenen bu çok farklı duyuru sistemini belediye hoparlöründen yaptıkları duyurularla destekleyen Düzceliler, Bediüzzaman Hizmet Tırı’nı şehrin girişinde bu araçla karşılayıp programın yapılacağı alana kadar eşlik etti. Cedidiye Camii önündeki Bediüzzaman Risâle-i Nurları tanıtım programında açılış konuşmasını Yeni Asya Medya Grup Genel Müdürü Recep Taşcı yaparken, yazarımız İslâm Yaşar da Bediüzzaman’ın doğru bir şekilde tanınması için yola çıkan tır’ın amacını Düzcelilere anlattı. Bediüzzaman’ın 1952 yılında İstanbul’daki Gençlik Rehberi Mahkemesi’ne giderken Düzce’de durup şehir merkezindeki bir camide namaz kıldığını ve bu şehri övdüğünü hatırlatan İslâm Yaşar, Düzcelilerin Bediüzzaman’a gösterdikleri ilgiyle bu övgüyü fazlasıyla hak ettiklerini söyledi. Programın sonunda Yeni Asya Düzce Temsilcisi Nejdet Pehlivan bir teşekkür konuşması yaptı. Düzcelilerin yoğun ilgi gösterdiği programda Düzce Temsilciliğinin açtığı kitap sergisi ziyaretçi akınına uğradı. Yazarımız İslâm Yaşar sergide kitaplarını imzalayıp okurlarıyla sohbet etti. Hizmet Tır'ı buradaki programın ardından Bolu yönünde Anadolu yoluna hareket etti.
MUSTAFA GÖKMEN DÜZCE |
25.09.2010 |
BEDİÜZZAMAN TIR'I NE GÜN, NEREDE? |
25 Eylül 2010 Cumartesi (bugün) Ankara 26 Eylül 2010 Pazar Sungurlu 26 Eylül 2010 Pazar Çorum 27 Eylül 2010 Pazartesi Ordu 28 Eylül 2010 Salı Trabzon |
25.09.2010 |
Yazarımız Cevher İlhan Flash TV’de “Hizmet Tırı”nı anlattı |
GAZETEMİZ yazarlarından Cevher İlhan, Flash televizyonundaki “Gerçek Gündem” programına katılarak Tanıtım ve Hizmet Tırını anlatı. Bediüzzaman’ın bu asırdaki sorulara cevap verdiğini ifade eden İlhan, insanlara Bediüzzaman’ın görüşlerini anlatmak için yola koyulduklarını kaydetti. Hizmet Tır’ı projesini Yeni Asya’nın misyonunun gereği olarak yorumlayan İlhan, "Yeni Asya kurulduğundan beri Bediüzzaman’ın fikirlerini yaymayı hedef edinmiştir. Mevlitlerle, toplantılarla, kongrelerle bu vazifeyi yerine getirmeye çalışmaktadır. Hizmet Tır'ı da bu misyonun gereğidir” şeklinde konuştu. Hizmet Tırı’nın bugün uğrayacağı Ankara turunu da izleyicilere aktaran İlhan, ziyaret edilecek diğer güzergâhları da açıkladı. Demokratik açılım ve Said Nursî Program sunucusu Yılmaz Tunca’nın “Türkiye bir yılı aşkın bir süredir demokratik açılımı tartışıyor. Bediüzzaman’ın Kürt sorununa bakışı nasıldır?” sorusuna cevap veren Cevher İlhan, Bediüzzaman’ın iman ve Kur’ân dâvâsını savunmak için yola çıktığını ve bu meselede de Kur’ân ölçüsüyle hareket ettiğini söyledi. Bediüzzaman’ın kavmiyetçiliği değil milletin birlik ve bütünlüğünü ele aldığını belirten İlhan, Bediüzzaman’ın görüşüne göre ırka dayalı partilerin kurulmasının bile yanlış olduğunu ifade etti.
Elif Nur Kurtoğlu/ İstanbul |
25.09.2010 |
HES’e yürütmeyi durdurma kararı |
ORDU İdare Mahkemesi, Giresun’da yapılması planlanan hidroelektrik santrali (HES) için verilen ‘’ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) gerekli değildir’’ kararının yürütmesini durdurdu. Derelerin Kardeşliği Platformu Dönem Sözcüsü Ömer Şan, yaptığı yazılı açıklamada, Giresun’un Keşap ilçesi Büyükdere Çayı üzerinde kurulması planlanan 3,88 megavat kurulu gücündeki Büyükdere Regülatörü ve HES projesi için Giresun Valiliğince verilen ‘’ÇED gerekli değildir’’ kararının ardından 14 Mayısta açılan dâvâ kapsamında Ordu İdare Mahkemesinin yürütmeyi durdurma kararı aldığını belirtti. Mahkemenin, dâvânın durumuna ve olayın niteliğine göre dâvâ konusu işlemin uygulanması halinde giderilmesi güç zararlar doğurabilecek nitelikte olması dolayısıyla, bir ara karar verilinceye kadar dâvâ konusu işlemin yürütmesinin teminat aranmaksızın durdurulmasına karar verdiğini ifade eden Şan, şunları kaydetti: ’’HES’lere karşı açılan dâvâ sayısı 83’e ulaştı. Bugüne kadar sonuçlanan 41 dâvâdan 39’unda ‘yürütmeyi durdurma’ veya ‘iptal’ kararı verildi. Açılan dâvâlar sonucunda mahkemeler, HES projelerinin tabiî hayat alanlarına, koruma öncelikli tabiî alanlara geri dönüşümsüz zararlar verdiği, ÇED kararlarının hukuka ve mevzuata uymadığı yönünde kararlar verdi. Son olarak Rize ve Artvin’de yapımı planlanan HES projeleri için verilen iptal kararının ardından şimdi de ‘Giresun’da ilk kez’ bir HES projesi için yürütmeyi durdurma kararı çıktı. Bugüne kadar Giresun ve ilçelerinde toplan 94 HES projesi geliştirilmesine karşın HES’lere karşı önemli bir tepki gelişmemişti. Bu vadilerdeki köylülerimiz ve duyarlı yurttaşlarımızın girişimleri ile Derelerin Kardeşliği Platformu öncülüğünde başlatılan çalışmalar sonucu hukuksal adımlar atıldı. Giresun’da inşaat çalışması devam eden 12 HES projesi ile yapılması planlanan diğer projeler için de dâvâ hazırlıklarımız devam ediyor.” |
25.09.2010 |
Öğretmen adaylarına “ayrı sınav” olmaz |
TÜRK Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, ‘’özerk olmayan, siyasallaştırılmış kurumların memur alım sınavlarını yapmasının çok tehlikeli olduğunu’’ öne sürdü. Koncuk, yazılı açıklamasında, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın konuya ilişkin ‘’kurumların ayrı ayrı kendi sınavlarını yapabileceğini önerdiğini’’ belirterek, sendika olarak bu teklifleri iyi niyetli ve samimî bulmadıklarını, ‘’Millî Eğitim Bakanlığı gibi kurumların yapacağı sınavlara güven duymadıklarını’’ ifade etti. ‘’Millî Eğitim Bakanlığının, yandaşlarını koruma, kollama konusunda sabıkalı olduğunu’’ iddia eden Kocuk, bu derece siyasallaştırılmış kurumların bu tür hayatî sınavları yapmasının suistimallerin daha da artmasına yol açacağını savundu. Koncuk, ‘’Özerk olmayan, siyasallaştırılmış kurumların memur alım sınavlarını yapması çok tehlikelidir’’ görüşünü bildirdi. Koncuk, Bu şekilde yandaşlara menfaat sağlamanın çok daha kolay olacağını ve şaibenin daha da artacağını ileri sürdü. |
25.09.2010 |
Dizilerle ilgili olarak RTÜK’e şikâyet yağıyor |
RADYO ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Davut Dursun, ‘’Geçen yıl izleyicilerin en fazla şikâyet ettiği program türü yüzde 23 oranıyla diziler olmasına rağmen, izleyici şikâyetlerinin, toplumsal duyarlılıkların, kanunî düzenlemelerin ve müeyyidelerin dikkate alınmaması endişe vericidir’’ dedi. Dizilerle ilgili özellikle son dönemlerde yapılan şikâyetler RTÜK’ü harekete geçirdi. Üst Kurul toplantısında, dizilere daha ağır ve ileri kademe cezalar uygulanmasını öngören yönetmelik değişikliği yapılması benimsendi. RTÜK Başkanı Dursun, televizyon kanallarında her gün çok sayıda dizi film yayınlandığını, bu dizilerin yoğun bir şekilde izlendiğini söyledi. Televizyonda yayınlanan dizi filmlerin yayıncılık sektörüne ekonomik katkı yaptığını dile getiren Dursun, ‘’Bu diziler hem ihraç edilerek ülke ekonomisine destek oluyor hem de istihdam sağlıyor’’ diye konuştu. Büyük bir izleyici kesimi tarafından izlenen dizi filmlerin aynı zamanda yoğun şikâyetlere ve tartışmalara yol açmasının düşündürücü olduğunu da belirten Dursun, ‘’Geçen yıl izleyicilerin en fazla şikâyet ettiği program türü yüzde 23 oranıyla diziler olmasına rağmen, izleyici şikâyetlerinin, toplumsal duyarlılıkların, kanunî düzenlemelerin ve müeyyidelerin dikkate alınmaması endişe vericidir’’ dedi. Yeni sezonda yayına giren dizilerin daha ilk bölümlerinde yer alan sahneler yüzünden büyük tartışmalar yaşandığını ifade eden RTÜK Başkanı Dursun, Üst Kurula binlerce şikâyetin ulaştığını söyledi. Bu durumun RTÜK’ü yeni tedbirler almaya yönelttiğini anlatan Davut Dursun, Radyo ve Televizyon Yayınlarının Esas ve Usûlleri Hakkında Yönetmelikte değişiklik yapılması için çalışmalara başladıklarını bildirdi. |
25.09.2010 |
Öğrenci temsilcileri “iki yıl” için seçilecek |
YÜKSEKÖĞRETİM kurumlarının öğrenci konseyi başkanları, öğrenci temsilcileri ‘’bir yıl’’ yerine ‘’iki yıl’’ için seçilecek. ‘’Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Konseyleri ve Yükseköğretim Kurumları Ulusal Öğrenci Konseyi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’’ Resmî Gazete’nin dünkü sayısında yayımlandı. Buna göre, üniversitelerin ilgili bölümlerinde, öğrenci temsilcisi seçime katılanların salt çoğunluyla iki yıl için seçilecek. Yönetmelikte, öğrenci konseyi yönetim kurulu ile ilgili madde ‘’Öğrenci Konseyi Yönetim Kurulu, Öğrenci Konseyi Genel Kurulu üyelerinin, üyelerini, kendi aralarından, seçime katılanların salt çoğunluğuyla ve iki yıl yıl için seçtiği...’’ şeklinde değiştirildi. Ulusal Öğrenci Konseyi Başkanı, Ulusal Öğrenci Konseyi Genel Kurulu tarafından, kurul üyeleri arasından seçime katılanların salt çoğunluğuyla ve bir defaya mahsus olmak üzere iki yıl görev başında kalacak. Ulusal Öğrenci Konseyinin ve Öğrenci Konseylerinin bütün organlarındaki öğrenci temsilciliklerinin ve görevlerinin süresi de iki yıl olacak. Yönetmeliğe eklenen geçici madde ile 31.1.2010 tarihinden önce bu görevlerine seçilmiş bulunan öğrenci konseyi başkanları yönetim kurulu üyeleri, 2011-2012 akademik yılında yapılacak öğrenci konseyi seçim takviminin açıklanmasına kadar bu görevlerinin başında kalabilecek. Ancak toplam görev süresi iki yılı geçmeyecek. |
25.09.2010 |
STK'lar Uyardı Zaman ayarlı provokasyona dikkat |
Hükümetin, Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) ile görüşmesi Güneydoğu’da umut verici bulundu. Bölgedeki sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, yıllardır bu diyalog sürecinin başlaması için çağrıda bulunduklarını belirterek, süreci bozacak provokatif olayların olabileceği uyarısında bulundu. STK’lar diyalog sürecinin kesintiye uğramadan görüşmelere devam edilmesini istedi. HER KRİTİK DÖNEM ÖNCESİ SİLÂHLAR PATLIYOR Bir araya gelmeden problemlerin çözülemeyeceğini belirten bölgedeki sivil toplum kuruluşu temsilcileri öncelikle silâhların susmasını istiyor. Bu tablonun herkesçe özleminin çekildiğini ifade eden STK’lar kritik dönemler öncesinde gerçekleşen patlama, saldırı ve katliâmlara dikkat çektiler. Benzer dehşet verici sahnelerin yaşanmaması ve aynı oyuna gelinmemesini isteyen STK’lar bölgenin kalıcı barış ve huzura hasret kaldığını belirttiler. HÜKÜMETİN Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) ile görüşmesi Güneydoğu’da umut verici bulundu. Bölgedeki sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, yıllardır bu diyalog sürecinin başlaması için çağrıda bulunduklarını belirterek, süreci bozacak provokatif olayların olabileceğini uyarısında bulundu. STK’lar görüşmelere devam edilmesini istedi. STK’ların görüşleri şöyle:
DİYARBAKIR TİCARET VE SANAYİ ODASI BAŞKANI GALİP ENSARİOĞLU: Sorunları çözmeye niyetliysek bir araya gelmeden sorun çözülmez. Mutlaka sorunu çözecek olan hükümet ve devlet muhataplarıyla mutlaka görüşmeli ve diyalog kurmalıdır. Bu diyaloglarda taraflar görüştüğü kişinin tüm taleplerini kabul edecek anlamında algılamamalı. Diyalog birbirini anlamadır, birbirini ikna etmedir. Diyalog güven vermedir. Diyalog süreci başlamadan çözüm süreci başlamaz. Bu yüzden bunun başlamasını önemsiyorum. Hiçbir provokasyon hiçbir olay bu diyalog sürecini etkilememeli. Bu çok uzun bir süreçtir. Bir görüşme ile her şeyin çözüleceği şeklinde algılanmamalı. Görüşmelerin başlaması çözüm sürecinin başlaması anlamına geliyor.
DİYARBAKIR ESNAF VE SANATKÂRLAR ODALAR BİRLİĞİ BAŞKANI ALİCAN EBEDİNOĞLU: Türkiye’de herkesin özlemini çektiği bir tabloydu. Bu tabii ki her türlü sorunun çözümünde ilk adım ve önemli bir zemin hazırlandı. Kan ve gözyaşı silâh ve hiçbir sorunun çözülemeyeceğini herkes anlamış durumda. Onun için bu süreçte, öyle inanıyorum dünkü görüşmede birçok insan umutlandı. Çözüm noktasında sadece hükümetin çözeceği bir sorun şeklinde algılanmamalı. Bu aslında sadece Kürtlerin veya hükümetin sorunu değil, Türkiye sorunudur. Herkesin özellikle siyasî partilerin tümünün görüşleri alınarak varsa projeleri ortaya koyarak genişletilmeli. BDP ile CHP ve MHP ya da dışarıda grubu bulunan partiler de çözüm arayışına girmeli. Bu süreçte STK’ların rolü daha büyük olmadı. Herkes sorumluluk taşımalı. Tümü fikirlerini ve projelerini ortaya koymalı. Sadece hükümete çözmesi için dayatılmamalı. Böyle çözüm bulunacağına inanıyorum. Bundan sonraki süreç bana göre örgütün eylemsizlik kararını süresiz şekilde uzatması gerekiyor. Silahlar susmadan bu zeminin uygulamaya geçirilmesi mümkün değil. Silahlar sustuktan sonra bölgede büyük bir hareketlilik yaşanacak. Türkiye dünyada da güven vereci bir konuma gelecektir.
GÜNSİAD BAŞKANI ŞAH İSMAİL BEDİRHANOĞLU: Bizim sivil toplum kuruluşları olarak dile getirdiğimiz nokta buydu, yani diyalog sürecinin başlaması isteğiydi. Bu süreç bölgede olumlu bir hava oluşturacaktır, topluma yansıması gözle görülür şekilde. Bunun için diyaloğun devam ettirilmesi ve eylemsizlik sürecinin devamını, çatışmazsızlığın kalıcı hale getirilmesinin önünü açacak bir şekilde altyapı oluşacağına inanıyorum. Kürt sorununun en önemli noktalarından birisi bunun çatışma sürecinden ayrılmasıdır. Çatışmanın durdurulması ve demokratik bir ortamın hazırlanması sorunun çözümü konusunda en önemli eşiktir. Diyalog bu zeminin oluşmasına hizmet etmeli. Bu süreçte muhtemel provokasyonlar olaylar olabilir bunlara rağmen diyalog devam edilmeli. Herhangi bir olay olursa ve diyalog kesilirse bu o olayları çıkaranların çıkarına hizmet eder.
DİGİAD BAŞKANI ALAADDİN KORKUTATA: Hükümet ile BDP’nin görüşmesi Türkiye’nin birlik ve beraberliği açısından atılmış önemli adımlardan biridir. Arzu eteğimiz bir görüşmeydi. Bu görüşmenin daha önce yapılması gerekiyordu. Görüşmenin oluşan diyalog zeminin bundan sonra silâhların susacağı, çatışmaların biteceği ve eylemsizliğin kalıcı olacağı bir çığır açmasını umuyorum. Bu görüşme çok önemsiyorum. Ülkemizde konuşarak, tartışarak çözülemeyecek hiçbir meselenin olmayacağını düşünüyorum. Bence bugünden itibaren o girizgaha giriymiştir, hiçbir provokasyon buna engel olmamalı. Bu görüşmeler arefesinde yaşanacak provokatif olaylar nedeniyle kimsenin oyuna gelmemesini diliyorum. |
25.09.2010 |
Ayinler kültürümüzün parçası |
TRABZON Valisi Recep Kızılcık, Trabzon’daki Sümela Manastırı ve Van’daki Akdamar Kilisesi’nde yapılan ayinlere ilişkin, ‘’Son dönemlerde, daha fazla kendine güvenen Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve milletinin, tüm inanışlara, renklere, düşüncelere hoşgörü ile yaklaştığının özellikle Sümela ve Akdamar’daki etkinliklerin bizim geçmişten gelen kültürümüzün bir parçası olduğunun mesajını verdik’’ dedi. Vali Kızılcık, yaptığı açıklamada, Trabzon’un Maçka ilçesindeki Altındere Vadisi’nde yer alan bir dağın eteğine kurulan tarihi Sümela Manastırı’nda Ortodoks Hristiyanlarca yapılan ayine değinerek, ayin sırasında Trabzon’daki turizmden, ticarete, kültürden siyasete, bürokrasinden yerel yönetime ve medyaya kadar bütün kesimlerin olumlu katkılarıyla çok güzel bir ev sahipliği yapıldığını söyledi. Vali Kızılcık, 15 Ağustosta Trabzon’daki Sümela Manastırı ile 20 Eylül’de Van’daki Van Gölü üzerinde yer alan bir adada bulunan Akdamar Kilisesi’nde Hristiyanlarca düzenlenen ayinlerde Türkiye’nin dünyaya verdiği mesajın ne olduğunun sorulması üzerine de şunları kaydetti: ‘’Son dönemlerde, daha fazla kendine güvenen Türkiye Cumhuriyeti devleti ve milletinin, tüm inanışlara, renklere, düşüncelere hoşgörüyle yaklaştığının, özellikle Sümela ve Akdamar’daki etkinliklerin bizim geçmişten gelen kültürümüzün bir parçası olduğunun mesajını verdik, geçmişte nasıl buralara ihtimam gösterdiysek bugün de yarın da onu göstermemiz gerektiğinin mesajını verdik. Bunun hem ulusumuzda hem dünyada son derece de iyi okunduğunu ve iyi algılandığını söyleyebilirim’’ |
25.09.2010 |
Kültür Bakanı’na inanç turizmi hatırlatması |
KÜÇÜK ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Başkanı Nurettin Özgenç, ‘’Tophane’deki sanat galerilerinin sahiplerinin dertleriyle dertlenen Kültür ve Turizm Bakanımız Ertuğrul Günay’ın biraz da inanç turizmi ile dertlenmesini bekliyoruz’’ görüşünü bildirdi. Nurettin Özgenç, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın, Beyoğlu’ndaki bir sanat galerisinde düzenlenen resim sergisinin kokteylinde davetlilerle mahalle sakinleri arasında çıkan arbedeye ilişkin olarak, açıklamalarda bulunduğunu hatırlattı. ‘’Tophane’deki sanat galerilerinin sahiplerinin dertleriyle dertlenen Ertuğrul Günay’ın biraz da inanç turizmi ile dertlenmesini’’ beklediklerini vurgulayan Özgenç, ‘’Tophane’de birkaç kişi tarafından yaşanan ve kültürle sanatla ilişkilendirilerek farklı boyutlara taşınan ama tamamen adli vaka olduğu açıklanan olay üzerine yanında turizmcilerle birlikte o semte ziyarette bulunup, sanat galerisi sahiplerine geçmiş olsuna giden sayın Ertuğrul Günay’a ve yanında bulunan turizm dernek başkanlarına biraz da inanç turizmine ağırlık vermelerini öneririz’’ ifadesini kullandı. Sümela Manastırı ve Van Akdamar kiliselerinde farklı inanç gruplarına tek günlük de olsa verilen izinlerle ibadet yapılabilmesinin Türkiye adına kazanç olduğunu dile getiren Özgenç, ‘’Doğal olarak Müslümanlar da İstanbul’da fethin sembolü olan Ayasofya’da ibadet yapabilmek ister’’ dedi. |
25.09.2010 |
Mayın katliamı PKK’yı böldü |
Hakkâri’nin Geçitli Köyü yakınlarında bir minibüsün geçişi sırasında yola döşenen mayının uzaktan kumandayla patlatılması sonucu 9 vatandaşın ölümü ile sonuçlanan olayın terör örgütü PKK’da büyük rahatsızlık meydana getirdiği kaydedildi. Terör örgütü elebaşısı Öcalan avukatları aracılığıyla yaptığı açıklamada Hakkâri’deki eyleminin kendisinde ‘’şok etkisi’’ meydana getirdiğini belirtirken, örgütün ele başılarından Murat Karayılan’ın talimatıyla Hakkâri’deki kanlı eylemle ilgili örgüt içerisinde soruşturma başlatıldı. HAKKÂRİ'NİN Geçitli Köyü yakınlarında bir minibüsün geçişi sırasında yola döşenen mayının uzaktan kumandayla patlatılması sonucu 9 vatandaşın ölümü ile sonuçlanan olayın terör örgütü PKK’da büyük rahatsızlığa sebp olduğu kaydedildi. Hakkâri’deki eyleminin kendisinde ‘’şok etkisi’’ oluşturduğunu belirten terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan avukatları aracılığıyla yaptığı açıklamada, örgüt içerisinde birtakım ülkelere hizmet eden ve ‘’köylü intikamcılığı’’ ile hareket eden karanlık güçlerin bulunduğuna işaret ederek, eylemsizlik ve demokratikleşme sürecini sabote etmek amacıyla bu eylemin gerçekleştirilmiş olabileceği yönündeki açıklaması sonucunda Kandil’de bulunan terör örgütü yönetimi harekete geçti. Örgütün ele başlarından Murat Karayılan’ın talimatıyla Hakkari’deki kanlı eylemle ilgili örgüt içerisinde soruşturma başlatıldı. Bu kapsamda kanlı eylemin talimatını verdiği öne sürülen ve olayın bir numaralı faili olarak gösterilen Suriye uyruklu ‘’Bahoz Erdal’’ kod adlı terörist Fehman Hüseyin’in Kandil’de sorgulandığı ortaya çıktı. İnfaz edilme korkusu yaşayan Fehman Hüseyin’in, terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’a bağlılığını ifade ettiği ve örgütün eylemsizlik kararının sorgulanmasına sebep olabilecek eylemlerden uzak kaldığını öne sürdüğü kaydedildi. Hakkari bölgesinde kendisine bağlı faaliyet gösteren ‘’Masiro’’ kod adlı Bedirhan Abo ve grubunu suçlayan Fehman Hüseyin’in, Hakkari Merkez Hacı Sait Camii imamı Aziz Tan, Şırnak’ın İdil ilçesinde fahri imamlık yapan Emin Hezer’in öldürülmeleri, Şemdinli Derecik’te Kasım Erbaş isimli şahsa ait minibüse patlayıcı yerleştirilmesi olayıyla ilgili ‘’özeleştiri’’ yaptığı bildirildi. Öte yandan, Hakkâri eylemini gerçekleştirdiği iddia edilen grubun başındaki Bedirhan Abo’nun da Kandil’e çağrıldığı, ancak ‘’infaz’’ edilme endişesiyle buraya gitmediği öne sürüldü. Söz konusu teröristin İran’a kaçtığına dair duyumların olduğu belirtildi. |
25.09.2010 |
Sertel: Basın özgürlüğü tehdit altında |
TÜRKİYE Gazeteciler Federasyonu (TGF) Genel Başkanı Atilla Sertel, gazetecileri mesleklerini yapmaktan alıkoyan davalar ve hapis cezalarının, basın özgürlüğünü tehdit ettiğini belirtti. TGF Genel Başkanı Sertel, yaptığı açıklamada, Türkiye’de şu anda çok sayıda gazeteci ve basın çalışanının tutuklu olarak yargılandığını belirterek, bunun dışında halen gazetecilerle ilgili binlerce ceza ve tazminat davasının mahkemelerde görüldüğünü kaydetti. Sertel, “Gazetecileri mesleklerini yapmaktan alıkoyan davalar ve hapis cezaları, Türkiye’de basın özgürlüğünü tehdit etmektedir” diye konuştu. Türkiye’de basın özgürlüğünün bedelinin çok ağır olduğunu vurgulayan Sertel, “Özgür basının bedelini eşinizden, çocuklarınızdan, sevdiklerinizden ve mesleğinizden ayrı kalarak ödemek zorunda kalıyorsunuz” dedi. Sertel, “Eğer içinde kişisel haklara saldırı ve hakaret yoksa hiç kimse yazdığı için, söylediği için ve düşündüğü için yargılanmamalıdır. Basının doğru ve tarafsız haber verebilmesi için yasal alanda ve editoryal anlamda tam anlamıyla bağımsız olmasının gerekliliğine inanıyoruz. Asıl olan, ifade özgürlüğüdür. Kalemler özgür olmalı. Basın meslek örgütleri olarak, içinde hakaret bulunmayan düşüncelerinden, söylemlerinden ve yazılarından ötürü hiçbir gazetecinin tutuklanmasını istemiyoruz” diye konuştu. |
25.09.2010 |
Irak komuta heyeti geliyor |
İÇİŞLERİ Bakanı Beşir Atalay, “Irak’taki komuta heyeti benimle görüşmek için salı günü Türkiye’ye geliyor” dedi. Bakan Atalay ile Almanya Federal İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere, heyetler arası görüşmelerin ardından Bakanlık konferans salonunda basın toplantısı düzenledi. Soruları da cevaplandıran Bakan Atalay, bir gazetecinin Irak Büyükelçisi Murat Özçelik’in Kuzey Irak’ta, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın ise ABD’de bazı görüşmeler yaptığını hatırlatılması üzerine, Hükümet olarak sorunları çözme kararlılıklarının devam ettiğini vurguladı. Referandumdan sonra özelliği olan ayrı bir dönemin başladığını ifade eden Atalay, vatandaşların demokratik süreçler içinde sorunları çözme iradesinin ortaya çıktığını söyledi. Gerek MİT Müsteşarı Fidan, gerekse Büyükelçi Özçelik’in görüşmelerinin önemini vurgulayan Atalay, ‘’Büyükelçimizin görüşmelerini, oraya gitmesini ben istedim. Devamı gelecek. Büyükelçimiz buraya gelecek. Salı günü Irak’taki komuta heyeti benimle görüşmek için Türkiye’ye geliyor. Orada komuta heyetinde bir değişiklik oldu. Bu görüşme ve çalışmalarımız bütün kapsam ve boyutuyla Amerika’dan, İran’a, Suriye’ye, Erbil’e, Avrupa’ya devam ediyor, edecek. Ayrıca bölgede çalışmalarımız daha da artacak STK ile yürüteceğimiz çalışmaları Kamu Güvenliği Müsteşarlığı planlıyor’’ diye konuştu. |
25.09.2010 |
Şahin: Partilerin görüşmesi önemli |
ALMANYA'NIN Düsseldorf şehrinde bulunan TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, Türkiye’de hükümet ve BDP temsilcileri arasında TBMM çatısı altında önceki gün yapılan görüşmeyle ilgili olarak, bu tür görüşmelerde fayda gördüğünü söyledi. Şahin, ‘’TBMM’de grubu bulunan, grubu bulunmasa bile temsil edilen siyasi partilerin her zaman bir araya gelerek ülkenin önemli konularını görüşmeleri ve karşılıklı görüş alışverişinde bulunmaları bana göre takdir edilecek bir davranıştır’’ diye konuştu. |
25.09.2010 |
Kasımiye Medresesi’nde ilk cuma |
Mardin’dekı 44 sivil toplum kuruluşu, ‘’Bir Doğu Masalı Dört Mevsim’’ defilesinin Kasımiye Medresesi’nde yapılmak istenmesine medresede cuma namazı kılarak tepki gösterdi. Mardin Müftülüğü yetkilileri, Kasımiye Medresesi’nde Cumhuriyet tarihinde ilk kez cuma namazı kılındığını belirtti.Kasımiye Medresesi’nde toplanan ve aralarında Eğitim Bir-Sen ve Diyanet-Sen şubelerinin de yer aldığı sivil toplum kuruluşu üyesi yaklaşık 200 kişi medresenin mescit bölümünde ve avlusunda cuma namazı kıldı. Cuma namazının ardından Mardin Sivil Toplum Kuruluşları Platformu, defilenin yapılacağı havuz başında yazılı basın açıklaması yaptı. Açıklamayı okuyan Diyanet-Sen Mardin Şube Başkanı Abdulkadir Kurtuluş, defilenin cami avlusunda yapılmak istenmesine karşı olduklarını belirterek, etkinliğin halkın duygu ve düşüncelerini hiçe saydığını ileri sürdü. Kurtuluş, ‘’Mabedlere saygı, halkın dini duygularının önemsenmesi ve milletimizin sosyal dokusunun korunması adına ortaya koyduğumuz tepki birçok açıdan amacına ulaşmıştır. İlgili ve yetkilileri sağduyuya davet ederken, halkımızın tepkisini istismar edenlere karşı dikkatli olmaya çağırıyoruz’’ dedi. Eğitim-Bir-Sen Mardin Şube Başkanı Hasan Ekinci de, içerisinde cami bulunan, ibadet edilen bir mekanda defile yapılmasına karşı olduklarını, etkinlik için başka bir yerin bulunmasını önerdiklerini kaydetti. Ekinci, ‘’Medresede ‘mescit yok, cami yok’ diyenlere en büyük yanıt şu anda yapılan ibadettir. Bu konuda düşüncelerimizi üç haftadan bu yana açıklıyoruz. İçişleri ile Kültür ve Turizm Bakanlığına bu işin önemini belirten düşüncelerimizi ilettik. Biz demokratik tepkimizi ortaya koyduk.’’ diye konuştu. Grup basın açıklamasının ardından sessizce dağıldı. Öte yandan, Mardin Müftülüğü yetkilileri, Kasımiye Medresesi’nde Cumhuriyet tarihinde ilk kez cuma namazı kılındığını belirtti. |
25.09.2010 |
HSYK seçim takvimi başladı |
Yüksek Seçim Kurulu (YSK), Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyeliği seçimine ilişkin ‘’takvim’’i dün başlattı. HSYK üyeliği seçim takvimine göre, seçim 17 Ekim 2010 Pazar günü yapılacak. YSK, kesin aday listesini 07 Ekim 2010 Perşembe günü saat 08.00’de internet ortamında www.ysk.gov.tr adresinde ilân edecek. Yüksek Seçim Kurulu (YSK), Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyeliği seçimine ilişkin takvimi başlattı. Takvime göre HSYK üyeliği için seçim 17 Ekim 2010 Pazar günü yapılacak. Resmî Gazete’de yayımlanan YSK Kararına göre, HSYK üyeliği seçimi ile ilgili işlemler takvimde gösterilen tarihler esas alınarak yürütülecek. YSK, kesin aday listesini 7 Ekim 2010 Perşembe günü saat 08.00’de internet ortamında www.ysk.gov.tr adresinde ilan edecek. YSK’nın kesin aday listesini ilan ettiği tarihten sonraki ikinci Pazar günü her ilde, il seçim kurulunun yönetim ve denetimi altında seçimler yapılacak. Seçimde, o ilde ve ilçelerinde görev yapan hakim ve savcılar oy kullanacak. Adayların propaganda yapmaları yasaklanırken, sadece YSK tarafından belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde adayların özgeçmişleri, bu iş için tahsis edilmiş bir internet sitesinde yayımlanacak. Seçimlerde en çok oy alan adaylar sırasıyla asıl ve yedek üye seçilmiş olacak. Oylarda eşitlik halinde YSK, aralarında ad çekmek suretiyle sıralamayı tespit edecek. Kullanılacak oy pusulalarıyla ilgili diğer hususlar YSK tarafından belirlenecek. HSYK üyeliği için 7 asıl ve 4 yedek üye adli yargı, 3 asıl ve 2 yedek üye de idari yargıdan birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş hakim ve savcıları arasından, adlî ve idarî yargı hakim ve savcıları tarafından YSK yönetim ve denetiminde seçilecek. Adli yargı hakim ve savcıları arasından yapılacak seçimde her il bir seçim çevresi olarak belirlendi ve adlî yargı hakim ve savcıları, görev yaptıkları yerin bağlı olduğu il seçim kurulunca belirlenen sandıkta oylarını kullanacaklar. İdari yargı hakim ve savcıları arasından yapılacak seçimde, bölge idare mahkemesinin bulunduğu yargı çevresi bir seçim çevresi olarak tesbit edildi. İdarî yargı hakim ve savcıları da görev yaptıkları yerin yargı çevresi içerisinde yer alan bölge idare mahkemesinin bulunduğu il seçim kurulunca belirlenen sandıkta oylarını kullanacaklar. |
25.09.2010 |
MHP: Yeni anayasa çalışmalarında biz yokuz |
MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, ‘’PKK’nın taleplerini karşılamak için değiştirmeyi düşündükleri anayasa çalışmalarına MHP asla destek vermeyecektir’’ dedi. Afyonkarahisar Milletvekili Abdülkadir Akcan ve Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy ile birlikte et ithalatına ilişkin basın toplantısı düzenleyen Şandır, daha sonra gazetecilerin sorularını cevapladı. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak ile yaptıkları görüşmeye ilişkin soru üzerine Şandır, süreci dikkatli izlediklerini kaydetti. Şandır, ‘’Anlaşılıyor ki AKP hükümetiyle bölücü terör örgütü arasında müzakere başlamıştır’’ dedi. Hükümetle bir araya gelip gelmeyeceklerinin sorulması üzerine Şandır, ‘’PKK ile müzakere için MHP’yi kendilerine yol arkadaşı yapamayacaklar. PKK’nın taleplerini karşılamak için değiştirmeyi düşündükleri anayasa çalışmalarına veya yeniden düzenlemek istedikleri Anayasa çalışmalarına MHP asla destek vermeyecektir. MHP, 1982 anayasasını savunmamaktadır, değiştirilmesini istemektedir ama bu anayasa değişikliği milletimizin kurucu hukukunu değiştirecek bir niyetle yapılmamalıdır. Özgürlüklerin, kısıtlamaların kaldırması ve ihtiyaçlara cevap verecek bir yapıya kavuşturulmasına ‘evet’ diyoruz ama devletimizin kuruluş hukukunu değiştiren bir yaklaşıma asla destek vermeyiz’’ karşılığını verdi. |
25.09.2010 |
“Evet” diyenler de “hayır” diyenler de demokrasi istiyor |
AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, halkoylamasına ilişkin olarak, ‘’’Evet’ diyenler ne kadar demokrasi özlemi içindeyse, ben inanıyorum ki ‘hayır’ diyenler de o kadar demokrasi özlemi içindedir’’ dedi. Başbakan Erdoğan, AKP Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısında yaptığı konuşmada, terörü sona erdirmek için tüm siyasi partilerle diyaloğa her zaman açık olduklarını belirterek, şunları söyledi: ‘’Terörü sona erdirmek akan kanı, akan gözyaşını durdurmak, uzlaşı ile mutabakatla yeni bir anayasa yapmak için ülkemizin kangren olmuş sorunlarını çözmek için tüm siyasî partilerle diyaloğa her zaman açık olduk, bundan sonra da kapılarımızı ardına kadar açık tutacağız. Fakat eğer bizden, birileri akıldanelik yapmak suretiyle terör örgütüyle görüşme talebinde bulunurlarsa kusura bakmasınlar, bizim terör örgütü ile görüşme gibi bir fantazimiz yok.’’ Konuşmasında halkoylamasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Başbakan Erdoğan, ‘’Evet diyenler ne kadar demokrasi özlemi içindeyse, ben inanıyorum ki hayır diyenler de o kadar demokrasi özlemi içindedir’’ dedi. |
25.09.2010 |
Numan Kurtulmuş il başkanlarıyla görüşüyor |
Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, partisinin olağanüstü kongre sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulunmak üzere il başkanlarıyla gruplar halinde görüşmeye başladı. Kurtulmuş, görüşme öncesinde parti genel merkezine gelişinde, bir gazetecinin ‘’Mahkeme kararından sonra önceki gün GİK üyeleriyle görüştünüz, şimdi de il başkanlarıyla görüşüyorsunuz. Bu görüşmelerde bir sonuç ortaya çıktı mı? Bir yol haritanız var mı?’’ sorusunu, şöyle cevapladı:‘’Çok önemli bir karar verilecek. Fevkalâde verimli bir istişare toplantısı oldu. Herkes görüşlerini rahat bir şekilde ifade etti. Bugün (dün) de gruplar halinde il başkanlarıyla bir araya geleceğiz. Yarın (bugün) da devam edecek. Bundan sonra hep beraber göreceğiz.’’Kurtulmuş’la görüşmek üzere Saadet Partisi Genel Merkezi’ne gelen İstanbul İl Başkanı Erol Erdoğan da sürece ilişkin bir soru üzerine, ‘’İl başkanlarının Kurtulmuş’un arkasında olduğunu görüyoruz. İstanbul olarak Genel Başkan ne karar verirse versin onun arkasındayız’’ dedi. |
25.09.2010 |
Ertelenen KPSS’ye rekor başvuru |
ÖSYM tarafından yarın yapılması planlanan ancak daha sonra ertelenen ortaöğretim ve ön lisans mezunlarının gireceği Kamu Personeli Seçme Sınavına (KPSS) 2 milyon 420 bin aday başvuruda bulundu. ÖSYM, ‘’11 Temmuz 2010 tarihinde lisans mezunlarına yönelik yapılan KPSS’de sınav sorularının çalındığı ve kopya çekildiği’’ yönündeki iddialar sebebiyle kamuoyunda oluşan endişelerin giderilmesi için 26 Eylül 2010 Pazar günü yapılacak ortaöğretim ve ön lisans mezunlarının gireceği KPSS’yi ertelemişti. KPSS’nin ertelenmesiyle sene sonuna kadar ÖSYM’ce yapılacak 12 sınavın düzenlemesi ve başvuru tarihlerinde değişiklik olabileceği ihtimaliyle daha önce duyurulan tarihler iptal edilmişti. Adaylar, uygulanacağı tarih daha sonra ÖSYM tarafından belirlenecek olan ortaöğretim ve ön lisans mezunlarının gireceği KPSS’ye, daha önce kendilerine gönderilen Sınava Giriş Belgesinde belirtilen yerde girecek. Adaylar bu sınava adreslerine gönderilen eski tarihli Sınava Giriş Belgesi ile gireceklerinden bu belgelerin dikkatle saklanması gerekiyor. |
25.09.2010 |
Yol kenarına bırakılan mayın imha edildi |
Hakkarİ’nİn Çukurca ilçesinde yol kenarına bırakılan bir adet antitank mayını, güvenlik güçleri tarafında imha edildi. Alınan bilgilere göre, Çukurca ilçesi girişinde yol güvenliği sağlayan güvenlik güçleri, ilçe girişinde yol kenarında çalılıkların arasına gizlenmiş bir adet mayın tesbit etti. Güvenlik güçleri, yolu yaya ve araç trafiğine kapatarak çevre güvenliği aldı. Olay yerine gelen 21. Sınır Jandarma Tugay Komutanlığı bomba imha uzmanları, antitank mayınını imha etti. Mayının eksizi hale getirilmesiyle birlikte yol tekrar trafiğe açıldı. |
25.09.2010 |
Dink ailesi ifade verdi |
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesi ile ilgili olarak, dönemin Trabzon İl Jandarma Komutanı Albay Ali Öz hakkında ‘’görevi ihmal suretiyle görevi kötüye kullanmak’’ suçundan açılan dava kapsamında, Rakel Dink ile Hosrof Dink Bakırköy Adliyesinde ifade verdi. Hrant Dink’in eşi Rakel Dink ile kardeşi Hosrof Dink, Trabzon Ağır Ceza Mahkemesinin talimatı doğrultusunda, Albay Ali Öz hakkındaki şikayetlerini içeren ifadelerini vermek için Bakırköy Adliyesine geldi. Bakırköy 10. Ağır Ceza Mahkemesinde ifadelerini veren Rakel ve Hosrof Dink, daha sonra adliyeden ayrıldı. |
25.09.2010 |
Medya Derneği’nden Büşra Erdal’a destek |
Medya Derneği, Zaman Gazetesi muhabirlerinden Büşra Erdal’a açılan 60’tan fazla davaya tepki göstererek, bunun basın özgürlüğü açısından endişe verici olduğunu bildirdi. Zaman Gazetesi muhabiri Büşra Erdal’a kamuoyunu yakından ilgilendiren konularda haber yaptığından dolayı 60’tan fazla dâvâ açıldı. Medya Derneği’nden yapılan açıklamada, açılan davalara tepki gösterildi. Açıklamada, “Büşra Erdal’a kamuoyunu yakından ilgilendiren konularda haber yapılmasından dolayı açılan 60’dan fazla dava, haber alma hürriyeti ve basın özgürlüğü adına endişe vericidir. Bu durum görevi kamuoyunu bilgilendirmek olan gazetecilerin mesleklerini yapmalarını imkânsız hale getirmektedir” denildi. |
25.09.2010 |
Almanya’dan vize sözü |
Türkİye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Alman Dışişleri Müsteşarı ile görüşerek, vize konusunda ‘’Sorunları çözme’’ sözü aldı. TOBB tarafından yapılan yazılı açıklamada, Hisarcıklıoğlu’nun Almanya Federal Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Dr. Wolf Ruthart Born ile Berlin’deki makamında görüştüğü bildirildi. Toplantıda Born’un, Hisarcıklıoğlu’na vize konusunda, iş dünyasına yardımcı olmak istedikleri mesajını ilettiğinin vurgulandığı açıklamada, bir sorun yaşandığında TOBB’un kendisiyle doğrudan temas etmesi halinde bizzat devreye gireceği ve çözülmesi için elinden geleni yapacağını söylediği ifade edildi. Görüşmede, Born’un bu konuyla ilgili olarak, ‘’Vizeyi kaldıramayız ama işlerin kolaylaşması için her şeyi yapmaya hazırız, bu konuda bir sorununuz olursa beni hemen haberdar edin. Çözümlenmesi için elimden geleni yaparım’’ dediğinin altı çizildi. |
25.09.2010 |